Venizelos Ortak Basın Toplantısı Açıklaması
ANKARA - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ege Denizi'ni bir barış ve refah havzası heline getirmek istediklerini belirterek, "Tek taraflı deklarasyonlardan daha çok, her iki taraf da hepimiz birlikte bu işbirliği alanını genişletmeye yönelmeliyiz. Bu, ortak hedefimiz için çok daha doğru bir yol" dedi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos, Dışişleri Bakanlığı'ndaki başbaşa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Türkiye ve Yunanistan arasındaki somut enerji projeleri ile Yunanistan'ın münhasır ekonomik bölge ilanına ilişkin soruya verdiği yanıtta, Avrasya ölçeğindeki enerji hatlarına bakıldığında en önemli koridorlardan birinin Hazar ve Karadeniz'in güneyinden geçerek Avrupa'ya ulaşan koridor olduğunu söyledi.
Geçmişte konuya ilişkin birçok projenin gündeme geldiğini ve fizibilite çalışmalarının yapıldığını hatırlatan Davutoğlu, son bir yıl içinde hayata geçirilen anlaşma ve sonrasında alınan kararın söz konusu güzergahın netleşmesini sağladığını kaydetti.
Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi anlaşmasına işaret eden Davutoğlu, "Böylece Hazar'dan Türkiye sınırına, Edirne'ye kadar olan akış ve güzergah kesinleşmiş oldu" dedi.
Trans-Adriyatik Boru Hattı projesinin devreye girmesiyle de Türkiye'den Yunanistan'a giden ve oradan Avrupa'ya ulaşan koridorun kesinleştiğini kaydeden Davutoğlu, "Bu kuşak, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri geliştiren bir kuşak olacak. Bu kuşak üzerinden diğer Balkan ülkelerine, komşu ülkelere çıkışlar, bazı eklemeler yapılabilir. Bundan sonra bu temel üzerinde enerji alanında Türkiye ile Yunanistan arasında çok büyük bir işbirliği alanı doğacağına inanıyoruz. Bu aramızda yeni bir koridor oluşturuyor" diye konuştu.
-"Ege'yi barış ve refah havzası haline getirmeyi istiyoruz"
Davutoğlu, Türkiye ve Yunanistan arasında Ege bağlamlı olarak ortaya çıkan sorunlar ve işbirliği alanlarında zaten yürümekte olan bir istikşafi görüşmeler mekanizması olduğuna da dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz Ege'yi bir barış ve refah havzası haline getirmeyi istiyoruz. Bu konuda da görüşmelerde epey mesafe alındı. İki ülke için de geçerli bir şey söylemek istiyorum, tek taraflı deklarasyonlardan daha çok, her iki taraf da hepimiz birlikte bu işbirliği alanını genişletmeye yönelmeliyiz. Bu, ortak hedefimiz için çok daha doğru bir yol. Bu konuda çok iyimserim. İnşallah Ege'nin iki kanadı, aynen Edirne üzerinden enerjide olduğu gibi, ekonomik ve turizm yoluyla birleşecek."
-"Ülkeler, çözüm bulmak için görüşmek ve tartışmak zorunda"
Yunanistan Dışişleri Bakanı Venizelos da tercihlerinin her zaman alternatif enerji kaynaklarının varlığından yana olduğunu belirterek, "Alternatif enerji kaynaklarını hem kaynak olarak hem de güzergah olarak telakki ediyorum" dedi.
Avrupa'nın doğalgaza olan ihtiyacının her yıl gittikçe arttığını vurgulayan Venizelos, "Önümüzdeki yıllarda Avrupa'nın toplam 7 katrilyon metreküpten fazla doğalgaza ihtiyacı olacak. Oysa şu anda kullanılan doğalgaz hattının sağlamış olduğu doğalgazın toplamı 10 milyar metre küp. Bunun anlamını buradan görüyorsunuzdur" diye konuştu.
TAP ve TANAP projelerini, Türk-Yunan ilişkileri açısından birer dostluk ve barış projesi olarak gördüklerini söyleyen Yunanistan Dışişleri Bakanı, münhasır ekonomik bölgeye ilişkin olarak da şöyle konuştu:
"Tüm ülkeler bu konudaki haklarının ve mevzuatın ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Tüm ülkeler uluslararası hukuk çerçevesinde kendi egemenlik haklarını muhafaza etmeye çalışırlar. Tüm ülkeler, bunu tüm dünya için söylüyorum, ihtiyaç olan her yerde uluslararası hukuk çerçevesinde ve uluslararası kamuoyu tarafından kabul edilebilecek çözümleri bulmak için görüşmek ve tartışmak zorundadırlar."
-"İvme kazandıracak yeni bir unsura ihtiyaç var"
Venizelos, dışişleri bakanlığı döneminde Kıbrıs sürecindeki tıkanıklığı çözme için neler yapacağı ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin atadığı yeni müzakerecinin temaslarına ilişkin soru üzerine ise Rum kesiminin belirlediği müzakerecinin bu konuda gerekli olan her türlü hareket tarzını kullanma yetkisine sahip olduğunu belirtti.
Venizelos, şunları söyledi:
"Kıbrıs sorunun zaten içişleri boyutunu, dışişleri ve BM ile ilgili boyutunu biliyoruz. Bu noktada sadece bulunduğumuz çerçeveye yeni bir hareket, ivme kazandıracak bir unsura ihtiyaç var. Kıbrıs konusunda her zaman bizim tercihimiz geleceğe yönelik olarak kalıcı bir çözümün bulunmasından yanadır. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de mutlaka bir siyasi iradenin bulunması gerekiyor. Bu aşamada bu siyasi iradenin var olduğuna inanıyorum. Kıbrıs Cumhuriyeti, BM'nin bir üyesidir ve AB üyesi bir devlettir. Bununla birlikte, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde hem Rum hem Türk tarafı bulunmaktadır ve her iki topluma da kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün bulunmasında büyük görevler düşmektedir."
Kaynak: AA
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Türkiye ve Yunanistan arasındaki somut enerji projeleri ile Yunanistan'ın münhasır ekonomik bölge ilanına ilişkin soruya verdiği yanıtta, Avrasya ölçeğindeki enerji hatlarına bakıldığında en önemli koridorlardan birinin Hazar ve Karadeniz'in güneyinden geçerek Avrupa'ya ulaşan koridor olduğunu söyledi.
Geçmişte konuya ilişkin birçok projenin gündeme geldiğini ve fizibilite çalışmalarının yapıldığını hatırlatan Davutoğlu, son bir yıl içinde hayata geçirilen anlaşma ve sonrasında alınan kararın söz konusu güzergahın netleşmesini sağladığını kaydetti.
Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi anlaşmasına işaret eden Davutoğlu, "Böylece Hazar'dan Türkiye sınırına, Edirne'ye kadar olan akış ve güzergah kesinleşmiş oldu" dedi.
Trans-Adriyatik Boru Hattı projesinin devreye girmesiyle de Türkiye'den Yunanistan'a giden ve oradan Avrupa'ya ulaşan koridorun kesinleştiğini kaydeden Davutoğlu, "Bu kuşak, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri geliştiren bir kuşak olacak. Bu kuşak üzerinden diğer Balkan ülkelerine, komşu ülkelere çıkışlar, bazı eklemeler yapılabilir. Bundan sonra bu temel üzerinde enerji alanında Türkiye ile Yunanistan arasında çok büyük bir işbirliği alanı doğacağına inanıyoruz. Bu aramızda yeni bir koridor oluşturuyor" diye konuştu.
-"Ege'yi barış ve refah havzası haline getirmeyi istiyoruz"
Davutoğlu, Türkiye ve Yunanistan arasında Ege bağlamlı olarak ortaya çıkan sorunlar ve işbirliği alanlarında zaten yürümekte olan bir istikşafi görüşmeler mekanizması olduğuna da dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz Ege'yi bir barış ve refah havzası haline getirmeyi istiyoruz. Bu konuda da görüşmelerde epey mesafe alındı. İki ülke için de geçerli bir şey söylemek istiyorum, tek taraflı deklarasyonlardan daha çok, her iki taraf da hepimiz birlikte bu işbirliği alanını genişletmeye yönelmeliyiz. Bu, ortak hedefimiz için çok daha doğru bir yol. Bu konuda çok iyimserim. İnşallah Ege'nin iki kanadı, aynen Edirne üzerinden enerjide olduğu gibi, ekonomik ve turizm yoluyla birleşecek."
-"Ülkeler, çözüm bulmak için görüşmek ve tartışmak zorunda"
Yunanistan Dışişleri Bakanı Venizelos da tercihlerinin her zaman alternatif enerji kaynaklarının varlığından yana olduğunu belirterek, "Alternatif enerji kaynaklarını hem kaynak olarak hem de güzergah olarak telakki ediyorum" dedi.
Avrupa'nın doğalgaza olan ihtiyacının her yıl gittikçe arttığını vurgulayan Venizelos, "Önümüzdeki yıllarda Avrupa'nın toplam 7 katrilyon metreküpten fazla doğalgaza ihtiyacı olacak. Oysa şu anda kullanılan doğalgaz hattının sağlamış olduğu doğalgazın toplamı 10 milyar metre küp. Bunun anlamını buradan görüyorsunuzdur" diye konuştu.
TAP ve TANAP projelerini, Türk-Yunan ilişkileri açısından birer dostluk ve barış projesi olarak gördüklerini söyleyen Yunanistan Dışişleri Bakanı, münhasır ekonomik bölgeye ilişkin olarak da şöyle konuştu:
"Tüm ülkeler bu konudaki haklarının ve mevzuatın ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Tüm ülkeler uluslararası hukuk çerçevesinde kendi egemenlik haklarını muhafaza etmeye çalışırlar. Tüm ülkeler, bunu tüm dünya için söylüyorum, ihtiyaç olan her yerde uluslararası hukuk çerçevesinde ve uluslararası kamuoyu tarafından kabul edilebilecek çözümleri bulmak için görüşmek ve tartışmak zorundadırlar."
-"İvme kazandıracak yeni bir unsura ihtiyaç var"
Venizelos, dışişleri bakanlığı döneminde Kıbrıs sürecindeki tıkanıklığı çözme için neler yapacağı ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin atadığı yeni müzakerecinin temaslarına ilişkin soru üzerine ise Rum kesiminin belirlediği müzakerecinin bu konuda gerekli olan her türlü hareket tarzını kullanma yetkisine sahip olduğunu belirtti.
Venizelos, şunları söyledi:
"Kıbrıs sorunun zaten içişleri boyutunu, dışişleri ve BM ile ilgili boyutunu biliyoruz. Bu noktada sadece bulunduğumuz çerçeveye yeni bir hareket, ivme kazandıracak bir unsura ihtiyaç var. Kıbrıs konusunda her zaman bizim tercihimiz geleceğe yönelik olarak kalıcı bir çözümün bulunmasından yanadır. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de mutlaka bir siyasi iradenin bulunması gerekiyor. Bu aşamada bu siyasi iradenin var olduğuna inanıyorum. Kıbrıs Cumhuriyeti, BM'nin bir üyesidir ve AB üyesi bir devlettir. Bununla birlikte, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde hem Rum hem Türk tarafı bulunmaktadır ve her iki topluma da kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün bulunmasında büyük görevler düşmektedir."