RAM almadan önce bilmeniz gerekenler
PC topluyorsunuz ya da güncelliyorsunuz. Ne olursa olsun, RAM hakkında bilmeniz gereken çok şey var.
Bilgisayarın ana bileşenlerinden olan RAM'i yıllardır biliyor ve yakından tanıyoruz. Peki, bilgisayarın açıldığı andan itibaren verilerin depolandığı bellek olarak tanımlanan RAM'e neden ihtiyaç duyuyoruz; yazımıza başlarken ilk önce bu konuyu irdeleyelim isterseniz.
Random Access Memory teriminin kısaltılmış hali olan RAM, bilgisayar içinde sabit diskler ve SSD'lerden çok daha hızlı bir yapıya sahip depolama birimi olarak görev görüyor. İşlemcinin ihtiyaç duyduğu bilgileri çok hızlı bir şekilde iletebilen ve bu bilgileri üzerinde geçici bir süreliğine tutabilen RAM, örneğin güç kaybı yaşandığında bu verileri kaybediyor. Her ne kadar Türkçe karşılığı "Bellek" olarak tanımlansa da RAM, bu nedenle depolama birimi olarak kullanılamıyor. Ancak sabit disklerin 10 milisaniyelik erişim süresine oranla RAM'ler 0.1 milisaniyenin bile altındaki erişim süreleriyle büyük performans gösterebiliyor ve bu sayede işlemcinin ihtiyaç duyduğu verilere büyük bir hızda ulaşabilmesine olanak tanıyor. Bu sayede yerini sağlamlaştıran RAM'ler, daha uzun yıllar boyunca bilgisayarlarımızdaki yerini koruyacak. Özellikle yakında piyasaya sürülecek olan DDR4'lerle birlikte RAM'in daha büyük önem kazanacağını da söyleyebiliriz. Şu an kullandığımız DDR3 RAM'lere göre daha az enerji tüketecek olan DDR4'leri öncelikle masaüstü, ardından da dizüstü bilgisayarlarda görebiliriz. Rehberimizin ilk ipucunu bu noktada verelim dilerseniz; iyi bir sistem için DDR4 bellekler piyasaya çıkana kadar uygun fiyatları nedeniyle DDR3 RAM'den daha aşağı bir seçim yapmamalısınız.
Neye ihtiyacınız var?
DDR3 bellek fiyatlarının aşağıda seyretmesi nedeniyle bilgisayarınızı dilediğiniz RAM seviyesine kavuşturabilirsiniz elbette, ancak yine de ne kadar RAM ihtiyacınız olduğuna karar vermeniz fazladan para kaybını engelleyecektir. Eğer bilgisayarınızı oyun için değil de; yalnızca internete girmek, ofis uygulamalarını kullanmak ve belki yüksek performans gerektirmeyecek oyunlar oynamak gibi günlük kullanımlar için kullanacaksanız 8 GB belleğe ihtiyaç duymayacağınız çok açık. Aynı koşul elbette dizüstü bilgisayar satın alacaklar için de geçerli. Sizin ihtiyacınız 2 GB veya maksimum 3 GB değerinde bir DDR3 bellek; hepsi bu.
Eğer bilgisayarınızın taş gibi bir oyun merkezi veya yoğun grafik uygulamaları kullanacağınız bir medya merkezi olmasını istiyorsanız o halde 8 GB DDR3'lere yönelmeniz iyi olacaktır. Tercihinizi 4 GB DDR3'ten yana da kullanabilirsiniz elbette, ancak hazır RAM fiyatları düşükken tercihinizi 8 GB'tan yana kullanmanız daha iyi bir performans yakalayabilmenizi sağlayacaktır. Örneğin bu yılın flaş oyunu Crysis 3 için önerilen sistem özellikleri arasında bellek hanesine 4 GB'lık bir değer biçilmişken, oyunu yüksek performansta oynayabilmek için bu değer 8 GB'a taşınmış. Fakat elbette ki ne kadar çok RAM, o kadar hızlı bir sistem demek değil. RAM seçimi yaparken, diğer sistem birimlerini ve kullandığınız işletim sistemini de göz önünde bulundurmanız gerekiyor.
32-bit mi, 64-bit mi?
İşletim sisteminiz eğer Windows'un 32-bit'lik bir sürümüyse, özellikle RAM seviyesine dikkat etmeniz gerekiyor. Zira üst limiti 2 veya 3 GB'lık bir Windows sürümünün bulunduğu bir sistemde daha fazla RAM'e ihtiyacınız olmayacaktır. Eğer Windows 8 işletim sistemini kullanıyorsanız 32-bit bilgisayarlar için alt sınır 1 GB'ken, üst sınır ise 4 GB olarak belirtiliyor. Ancak 64-bit bir sistem sahibiyseniz, minimum 2 GB'tan başlayan RAM miktarı, 512 GB'a kadar çıkabiliyor. Server'lar için bu durum daha farklı elbette. İlgili bilgilere Microsoft'un internet sitesinden de ulaşabilirsiniz.
RAM'in belirlenmesinde işletim sisteminin yanı sıra anakartın getirdiği sınırlamalar da önem gösteriyor elbette. Şimdi dilerseniz bu konu hakkında da birkaç açıklamada bulunalım.
Sisteminize yakından bakın
Bu adım özellikle masaüstü bilgisayar toplayacak olan kullanıcıları yakından ilgilendiriyor. RAM miktarını belirlemek isteyenlerin ilk bakacakları yer anakartları olmalı. Zira anakartınızın üzerinde bulunan slot sayısı ve desteklediği MHz değeri bellek tercihinde önemli bir yer tutuyor. Eğer anakartınızın desteklediği RAM değerinden daha hızlı bir tercihte bulunursanız, anakartınız kendi desteklediği miktarın üstünü görmezden gelecektir. Örneğin anakartınız 1866 MHz RAM'e destek veriyor ve siz 2133 MHz RAM alırsanız, anakartınız onu 1866 MHz hızında çalıştırmaya devam edecek ve bu durumda para israfı yapmış olacaksınız. Tabii ki böyle bir durumda hata alma olasılığınız da bulunuyor. O nedenle MHz'i yüksek RAM'lere yönelmeden önce anakartınızı incelemenizde fayda var.
Anakartınız desteklediği takdirde etkin olarak 2133 MHz'e kadar hız sunan DDR3'leri tercih edebilirsiniz. Piyasada daha yüksek MHz seviyesinde modeller de bulunuyor elbette, ancak sırf daha fazla hız sunuyor diye pahalı modellere yönelmeniz de bütçenizi yoracaktır. Bu nedenle orta ve üst seviyeye yakın bir sistem toplayacaksanız 1600 MHz DDR3 RAM'leri tercih edebilirsiniz. Eğer güçlü bir sisteminiz varsa, 2133 MHz'li RAM'ler de elbette tercih sebebi.
Gecikme süresine dikkat
RAM satın alırken detaylara önem verenler tarafından dikkate alınabilecek bir diğer değer ise; CL, veya diğer ismiyle CAS Latency, tam açılımıyla da karşımıza Column Address Strobe Latency olarak çıkan RAM'in gecikme süresi. CL değeri kısaca; bellek kontrolcünün, bellek modülüne belirli bir kolondaki adrese erişerek buradaki veriyi alıp getirmesini istemesinden sonra, belleğin söz konusu veriyi alıp pinlere iletmesine kadar geçen süreyi göstermektedir. Bu da demek oluyor ki elbette CL değeri ne kadar düşükse, işlem o kadar hızlı ve kısa sürede gerçekleşir. Bu değeri monitörlerdeki tepki süresi gibi düşünebilirsiniz; ne kadar azsa, o kadar hızlı çalışır.
Normal kullanımlarda performansa çok büyük etkide bulunmayan bu veriye, özellikle işlemcisine hız aşırtması yapan kullanıcılar tarafından dikkat ediliyor. Ancak artık DDR3 RAM türlerinde CL değerleri neredeyse sabitlendiğinden, eskisine nazaran önemini yitirmiş gibi göründüğünü de belirtelim. Fakat yine de bir masaüstü bilgisayar topluyorsanız, RAM tercihinde bu değerlere göz atmanızda fayda var.
RAM'de soğutma ne kadar önemli?
RAM'ler eskisine nazaran artık bilgisayarımızda daha hızlı bir şekilde çalışıyorlar, bu da elbette beraberinde daha fazla güç tüketimini getiriyor. Küçük boyutlu gövdeleri üzerinde bulundurdukları onlarca küçük elektronik devre arasında yüksek güç tüketimi noktalarında elektrik sıçramasına neden olan RAM'ler, bu nedenle ısınıyorlar. Yoğun çalıştıkları zamanlarda artan bu ısı miktarı eğer önlem alınmamışsa elbette sistem kararlılığına da olumsuz etkide bulunuyor. O nedenle RAM tercihi yaparken (özellikle yüksek hızda çalışan RAM'lerde) soğutuculu modellere yönelmeniz sisteminizin sağlığı ve performans açısından daha yerinde bir karar olacaktır diye düşünüyoruz. Alüminyum plakalarla kaplanan bu tür RAM'ler işinizi görecektir. Ancak sisteminizde ağır oyunlar oynamıyor ve sürekli belleğe bağlı olarak çalışan uygulamalar kullanmıyorsanız, o zaman ek soğutma modüllü belleklere gerek yok. Arada sırada kasanızı açıp tozunu almanız yeterli olacaktır.
Altın kural: Kasanızın bakımını yapın
İster dahili soğutma modüllü bir RAM'i tercih edin, isterseniz de sıradan bir RAM'i fark etmez; iyi bir sisteme sahip olmanın altın kurallarından biri de belirli zamanlarda kasanızın genel temizliğini yapmanızdır. Siz monitörünüze bakarken kilitli kapılar ardında kapalı bir şekilde çalışan sistem birimlerine zulmederseniz, karşılığını bir gün mutlaka alırsınız. Özellikle RAM'lerin bu konuda hiç şakası olmadığına emin olabilirsiniz.
İşlemcinin hemen yanında bulunan RAM'ler işlemcinin üzerindeki fan nedeniyle çok çabuk tozlanıyor. Zira işlemci fanının çektiği kirli hava doğrudan belleklerin üzerine üfleniyor ve bu nedenle de zamanla burada biriken tozlar statik elektrik oluşmasına sebep olabiliyor. Ardından da statik elektrikle yüklenen belleklerin üzerinde yer alan hassas modüller bu yük karşısında dayanamayarak yanabiliyor. Bir önceki adımda bahsettiğimiz elektrik sıçramaları kadar önemli olan bu durumdan etkilenmemek için yapmanız gereken, yalnızca belli dönemlerde kasanızın bakımını yapmak, hepsi bu.
Güvendiğiniz markalara yönelin
RAM'lerle ilgili değinebileceğimiz diğer bir nokta ise, elbette güvenirlilik. Bildiğiniz gibi piyasada pek çok RAM markası bulunuyor. Bunlardan bazıları yıllardır tanıdığımız markalarken, bazıları ise bugüne dek adını hiç duymadığımız modellere ev sahipliği yapıyor. Ancak "yeni olan kötüdür" diye bir kaide yok elbette. Fakat tercihinizi adını daha önce hiç duymadığınız bir markadan yapacaksanız, iyi bir araştırma yapmanız gerektiğini de söyleyelim. Zira bazı markaların arkasında aslında geliştirici olarak dev firmaların logolarını görmeniz mümkün olabilirken, bazıları hiç memnun kalmayacağınız türden olabiliyor. Eğer hiçbir şey yapamıyorsanız en azından alışverişinizi güvenilir kanallar vasıtasıyla yapmanız size sorun yaşamanız durumunda daha sonra avantaj yaratabilir.
Random Access Memory teriminin kısaltılmış hali olan RAM, bilgisayar içinde sabit diskler ve SSD'lerden çok daha hızlı bir yapıya sahip depolama birimi olarak görev görüyor. İşlemcinin ihtiyaç duyduğu bilgileri çok hızlı bir şekilde iletebilen ve bu bilgileri üzerinde geçici bir süreliğine tutabilen RAM, örneğin güç kaybı yaşandığında bu verileri kaybediyor. Her ne kadar Türkçe karşılığı "Bellek" olarak tanımlansa da RAM, bu nedenle depolama birimi olarak kullanılamıyor. Ancak sabit disklerin 10 milisaniyelik erişim süresine oranla RAM'ler 0.1 milisaniyenin bile altındaki erişim süreleriyle büyük performans gösterebiliyor ve bu sayede işlemcinin ihtiyaç duyduğu verilere büyük bir hızda ulaşabilmesine olanak tanıyor. Bu sayede yerini sağlamlaştıran RAM'ler, daha uzun yıllar boyunca bilgisayarlarımızdaki yerini koruyacak. Özellikle yakında piyasaya sürülecek olan DDR4'lerle birlikte RAM'in daha büyük önem kazanacağını da söyleyebiliriz. Şu an kullandığımız DDR3 RAM'lere göre daha az enerji tüketecek olan DDR4'leri öncelikle masaüstü, ardından da dizüstü bilgisayarlarda görebiliriz. Rehberimizin ilk ipucunu bu noktada verelim dilerseniz; iyi bir sistem için DDR4 bellekler piyasaya çıkana kadar uygun fiyatları nedeniyle DDR3 RAM'den daha aşağı bir seçim yapmamalısınız.
Neye ihtiyacınız var?
DDR3 bellek fiyatlarının aşağıda seyretmesi nedeniyle bilgisayarınızı dilediğiniz RAM seviyesine kavuşturabilirsiniz elbette, ancak yine de ne kadar RAM ihtiyacınız olduğuna karar vermeniz fazladan para kaybını engelleyecektir. Eğer bilgisayarınızı oyun için değil de; yalnızca internete girmek, ofis uygulamalarını kullanmak ve belki yüksek performans gerektirmeyecek oyunlar oynamak gibi günlük kullanımlar için kullanacaksanız 8 GB belleğe ihtiyaç duymayacağınız çok açık. Aynı koşul elbette dizüstü bilgisayar satın alacaklar için de geçerli. Sizin ihtiyacınız 2 GB veya maksimum 3 GB değerinde bir DDR3 bellek; hepsi bu.
Eğer bilgisayarınızın taş gibi bir oyun merkezi veya yoğun grafik uygulamaları kullanacağınız bir medya merkezi olmasını istiyorsanız o halde 8 GB DDR3'lere yönelmeniz iyi olacaktır. Tercihinizi 4 GB DDR3'ten yana da kullanabilirsiniz elbette, ancak hazır RAM fiyatları düşükken tercihinizi 8 GB'tan yana kullanmanız daha iyi bir performans yakalayabilmenizi sağlayacaktır. Örneğin bu yılın flaş oyunu Crysis 3 için önerilen sistem özellikleri arasında bellek hanesine 4 GB'lık bir değer biçilmişken, oyunu yüksek performansta oynayabilmek için bu değer 8 GB'a taşınmış. Fakat elbette ki ne kadar çok RAM, o kadar hızlı bir sistem demek değil. RAM seçimi yaparken, diğer sistem birimlerini ve kullandığınız işletim sistemini de göz önünde bulundurmanız gerekiyor.
32-bit mi, 64-bit mi?
İşletim sisteminiz eğer Windows'un 32-bit'lik bir sürümüyse, özellikle RAM seviyesine dikkat etmeniz gerekiyor. Zira üst limiti 2 veya 3 GB'lık bir Windows sürümünün bulunduğu bir sistemde daha fazla RAM'e ihtiyacınız olmayacaktır. Eğer Windows 8 işletim sistemini kullanıyorsanız 32-bit bilgisayarlar için alt sınır 1 GB'ken, üst sınır ise 4 GB olarak belirtiliyor. Ancak 64-bit bir sistem sahibiyseniz, minimum 2 GB'tan başlayan RAM miktarı, 512 GB'a kadar çıkabiliyor. Server'lar için bu durum daha farklı elbette. İlgili bilgilere Microsoft'un internet sitesinden de ulaşabilirsiniz.
RAM'in belirlenmesinde işletim sisteminin yanı sıra anakartın getirdiği sınırlamalar da önem gösteriyor elbette. Şimdi dilerseniz bu konu hakkında da birkaç açıklamada bulunalım.
Sisteminize yakından bakın
Bu adım özellikle masaüstü bilgisayar toplayacak olan kullanıcıları yakından ilgilendiriyor. RAM miktarını belirlemek isteyenlerin ilk bakacakları yer anakartları olmalı. Zira anakartınızın üzerinde bulunan slot sayısı ve desteklediği MHz değeri bellek tercihinde önemli bir yer tutuyor. Eğer anakartınızın desteklediği RAM değerinden daha hızlı bir tercihte bulunursanız, anakartınız kendi desteklediği miktarın üstünü görmezden gelecektir. Örneğin anakartınız 1866 MHz RAM'e destek veriyor ve siz 2133 MHz RAM alırsanız, anakartınız onu 1866 MHz hızında çalıştırmaya devam edecek ve bu durumda para israfı yapmış olacaksınız. Tabii ki böyle bir durumda hata alma olasılığınız da bulunuyor. O nedenle MHz'i yüksek RAM'lere yönelmeden önce anakartınızı incelemenizde fayda var.
Anakartınız desteklediği takdirde etkin olarak 2133 MHz'e kadar hız sunan DDR3'leri tercih edebilirsiniz. Piyasada daha yüksek MHz seviyesinde modeller de bulunuyor elbette, ancak sırf daha fazla hız sunuyor diye pahalı modellere yönelmeniz de bütçenizi yoracaktır. Bu nedenle orta ve üst seviyeye yakın bir sistem toplayacaksanız 1600 MHz DDR3 RAM'leri tercih edebilirsiniz. Eğer güçlü bir sisteminiz varsa, 2133 MHz'li RAM'ler de elbette tercih sebebi.
Gecikme süresine dikkat
RAM satın alırken detaylara önem verenler tarafından dikkate alınabilecek bir diğer değer ise; CL, veya diğer ismiyle CAS Latency, tam açılımıyla da karşımıza Column Address Strobe Latency olarak çıkan RAM'in gecikme süresi. CL değeri kısaca; bellek kontrolcünün, bellek modülüne belirli bir kolondaki adrese erişerek buradaki veriyi alıp getirmesini istemesinden sonra, belleğin söz konusu veriyi alıp pinlere iletmesine kadar geçen süreyi göstermektedir. Bu da demek oluyor ki elbette CL değeri ne kadar düşükse, işlem o kadar hızlı ve kısa sürede gerçekleşir. Bu değeri monitörlerdeki tepki süresi gibi düşünebilirsiniz; ne kadar azsa, o kadar hızlı çalışır.
Normal kullanımlarda performansa çok büyük etkide bulunmayan bu veriye, özellikle işlemcisine hız aşırtması yapan kullanıcılar tarafından dikkat ediliyor. Ancak artık DDR3 RAM türlerinde CL değerleri neredeyse sabitlendiğinden, eskisine nazaran önemini yitirmiş gibi göründüğünü de belirtelim. Fakat yine de bir masaüstü bilgisayar topluyorsanız, RAM tercihinde bu değerlere göz atmanızda fayda var.
RAM'de soğutma ne kadar önemli?
RAM'ler eskisine nazaran artık bilgisayarımızda daha hızlı bir şekilde çalışıyorlar, bu da elbette beraberinde daha fazla güç tüketimini getiriyor. Küçük boyutlu gövdeleri üzerinde bulundurdukları onlarca küçük elektronik devre arasında yüksek güç tüketimi noktalarında elektrik sıçramasına neden olan RAM'ler, bu nedenle ısınıyorlar. Yoğun çalıştıkları zamanlarda artan bu ısı miktarı eğer önlem alınmamışsa elbette sistem kararlılığına da olumsuz etkide bulunuyor. O nedenle RAM tercihi yaparken (özellikle yüksek hızda çalışan RAM'lerde) soğutuculu modellere yönelmeniz sisteminizin sağlığı ve performans açısından daha yerinde bir karar olacaktır diye düşünüyoruz. Alüminyum plakalarla kaplanan bu tür RAM'ler işinizi görecektir. Ancak sisteminizde ağır oyunlar oynamıyor ve sürekli belleğe bağlı olarak çalışan uygulamalar kullanmıyorsanız, o zaman ek soğutma modüllü belleklere gerek yok. Arada sırada kasanızı açıp tozunu almanız yeterli olacaktır.
Altın kural: Kasanızın bakımını yapın
İster dahili soğutma modüllü bir RAM'i tercih edin, isterseniz de sıradan bir RAM'i fark etmez; iyi bir sisteme sahip olmanın altın kurallarından biri de belirli zamanlarda kasanızın genel temizliğini yapmanızdır. Siz monitörünüze bakarken kilitli kapılar ardında kapalı bir şekilde çalışan sistem birimlerine zulmederseniz, karşılığını bir gün mutlaka alırsınız. Özellikle RAM'lerin bu konuda hiç şakası olmadığına emin olabilirsiniz.
İşlemcinin hemen yanında bulunan RAM'ler işlemcinin üzerindeki fan nedeniyle çok çabuk tozlanıyor. Zira işlemci fanının çektiği kirli hava doğrudan belleklerin üzerine üfleniyor ve bu nedenle de zamanla burada biriken tozlar statik elektrik oluşmasına sebep olabiliyor. Ardından da statik elektrikle yüklenen belleklerin üzerinde yer alan hassas modüller bu yük karşısında dayanamayarak yanabiliyor. Bir önceki adımda bahsettiğimiz elektrik sıçramaları kadar önemli olan bu durumdan etkilenmemek için yapmanız gereken, yalnızca belli dönemlerde kasanızın bakımını yapmak, hepsi bu.
Güvendiğiniz markalara yönelin
RAM'lerle ilgili değinebileceğimiz diğer bir nokta ise, elbette güvenirlilik. Bildiğiniz gibi piyasada pek çok RAM markası bulunuyor. Bunlardan bazıları yıllardır tanıdığımız markalarken, bazıları ise bugüne dek adını hiç duymadığımız modellere ev sahipliği yapıyor. Ancak "yeni olan kötüdür" diye bir kaide yok elbette. Fakat tercihinizi adını daha önce hiç duymadığınız bir markadan yapacaksanız, iyi bir araştırma yapmanız gerektiğini de söyleyelim. Zira bazı markaların arkasında aslında geliştirici olarak dev firmaların logolarını görmeniz mümkün olabilirken, bazıları hiç memnun kalmayacağınız türden olabiliyor. Eğer hiçbir şey yapamıyorsanız en azından alışverişinizi güvenilir kanallar vasıtasıyla yapmanız size sorun yaşamanız durumunda daha sonra avantaj yaratabilir.