Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik'in Basın Toplantısı (3)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, TMMOB ile ilgili TBMM’de yapılan düzenleme ile ilgili olarak, “Tıpkı sendika ağalında olduğu gibi Türkiye’de bir odacı ağalığı kurulmuştur maalesef.
Hukuk devletinde bu ağalıklar kabul edilemez” dedi.
TMMOB ile ilgili olarak TBMM’de Torba Yasa görüşmeleri esnasında yapılan düzenlemenin yargısız infaza yol açtığını belirterek, Gezi Parkı olayları ile ilişkilendirilerek böyle bir düzenleme yapıldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını söyleyen Hüseyin Çelik, Gezi olayları başlamadan önce Bakanlığın bir tasarı taslağı hazırladığını ve bunu belediyelere, odalara ve ilgili kuruluşlara gönderdiğini belirtti.
Hüseyin Çelik, “16 Nisan’da başlatılmış olan bir süreç var, bunu ‘Gezi olayları sırasında mimar ve mühendis odalarının tavrı şöyle oldu, dolayısıyla iktidarda onlara karşı rövanşis bir tavır içindedir’ şeklinde yorumlamak doğru değildir. Kanunda çok net bir şekilde ifade edilmiştir, ilgili kurumlar dışında harita, plan ve etüt hiç kimse vize veremez. İlgili kuruluşlar esasen belediyelerdir, gerekli hallerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’dır. Yargı mimar odalarının böyle bir şey yapamayacağını hükmetmiştir. Bu odalar vize yaparak bu parayı alamayacaklarını anladıkları için ‘mesleki denetim yapıyoruz’ adı altında alıyorlar kendilerine müracaat eden büroları zaman zaman taahhütname imzalatarak, ‘aksi taktirde büronuzun yıllık tescilini yapmayız’ şeklinde maalesef bazı gelgitlere muhatap olmuşlardır. Bir anket yapın, bu insanların yüzde 90’ı memnun olmuştur. Birileri hak etmediği şekilde onlardan para alıyordu. Bazı medya organlarının yansıttığı gibi iddialar doğru değil. Bu paralar alınmayacak ve vatandaşın cebinde kalacaktır. Burada rahatsız olan, tıpkı sendika ağalında olduğu gibi Türkiye’de bir odacı ağalığı kurulmuştur maalesef, hukuk devletinde bu ağalıklar kabul edilemez. Mimar ve mühendis odaları bir meslek örgütüdür, kanunla yetkileri vardır, yetkilerine tırpan atılması söz konusu değildir. Mesleki denetim adı altında bunu yaptılar bugüne kadar, keyfi ve fiili bir durum oluşturmuşlar. Keyfiliklere ve fiili durumlara hukuk devletinde yer yoktur” diye konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözün sürecinin planlandığı şekilde yürüdüğünü ifade eden Hüseyin Çelik, PKK’nın bu çerçevede yurtdışına çekilmesinin devam ettiğini, kaç kişinin kaldığını devletin kurumlarının takip ettiğini ifade ederek, silahların susması olan birinci aşamanın temin edildiğini, 6 aydır Türkiye’de teröre bağlı olarak işlenmiş bir cinayetin olmadığını belirtti.
Çözüm sürecinin oluşturduğu olumlu süreci sabote etmeye yönelik bazı faaliyetlerin olduğunu belirten Çelik, özellikle Lice’de yaşanan olayların üzücü olduğunu söyledi.
Çelik, Çözüm Süreci ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Bugün yapılan kamuoyu araştırmalarında halkımız yaptığımızın doğru olduğunu söylüyor. Çözüm Süreci’ne destek yüzde 70’ler düzeyindedir.”
“HÜKÜMET YARGIYA MÜDAHALE EDEBİLİYORSA, GEZİ PARKI’NDA NASIL BÖYLE BİR KARAR ÇIKIYOR”
Palalı saldırgan ile ilgili bazı basın yayın organları tarafından yalan haberler yapıldığının altını çizen Hüseyin Çelik, “Palalı görüntüyü gördüğüm zaman son derece rahatsız oldum. Gezi Parkı eylemcileri günlerden beri Beyoğlu Taksim’deki esnafı adeta anından bezdirdiler. Ben bunu meşrulaştırmak için bunu söylemiyorum. ‘Bu hükümetin adamı, hükümetin onların üzerine saldığı birisidir’ diye haber yaptınız, sonra kişi çıktı AK Partili olmadığını ve oy verdiği partiyi söyledi.
‘Ben burada esnafım, bizi iflas ettirdiler’ dedi.
Burada her gün camınız çerçeveniz aşağıya inerse, bu palayla saldırmanızı gerektirmez, bir tansiyonun, bir ruh halinin ortaya konulması açısından son derece önemlidir. Bu size insanları kovalama, kadınlara tekme atma hakkını size vermez. Serbest bırakıldığı zaman bizde eleştirdik. Yargı Gezi Parkı ile ilgili hükümetin aleyhine karar verdi. Hükümet doğrudan doğruya yargıya müdahale edebiliyorsa, talimat veriyorsa kendi aleyhine nasıl böyle bir karar çıkıyor. Yargı eleştirilmez diye bir şey yok, elbette yargıyı da eleştireceğiz. ‘Palalı serbest bırakılmamalıydı, en azından o insanlara, topluma saygı olarak serbest bırakılmamalıydı’ diyen gazeteciye bende ‘eyvallah’ derim, ‘bende senin gibi düşünüyorum’ derim. Bizim sözünü etiğimiz yalan haber. Yalan haber üzerine bina edilmiş olan yorumdur. Bir kişi kaçmış yurtdışına gitmiş, bu bir zaaf, yanlış. Buna kimse ‘bu doğrudur’ demez. Fas’ta mıdır, bu doğru bir haber midir ilgililer araştırıyor. ‘Eli palalı’ diyorsunuz ya sanki Türkiye’de münferit bir olay meydana geldi, yüzlerce, binlerce sokağa çıkmış birileri var. Ankara’da birisi elinde satır ile göstericilere müdahale etti, göstericiler tepki gösterdiler, atladı arabasına gitti. Birisi arabasına satır koydu, beysbol sopası koydu, ben bir çok hanımefendinin arabasına beysbol sopası koyduğunu biliyorum. ‘Bir sapık bana müdahale ederse ben kendimi savunayım’ diye bunu yapabilirler. Ama sanki kontra birlikler oluşturulmuş, Gezi Parkı eylemlerine katılan kimselerin üzerlerine salınan sanki birilerinin oluşturduğu bir birlik, ekip varmış gibi bir görüntü sergilenmeye çalışılıyor. Günlerden beri bu şekilde yayın yapmak ahlaki değil. O yapılan fiiller kadar yanlış” şeklinde konuştu.
“İMKAN VE ŞARTLARI SONUNA KADAR ZORLAYACAĞIZ”
Türkiye’ye yeni bir anayasa kazandırma konusunda ellerinden geleni yapacaklarını ve tüm imkanları kullanacaklarının altını çizen Çelik, “Biz Türkiye’de kısmi ya da tepeden tırnağa bir anayasa yapılması için bütün imkan ve şartları zorluyoruz, zorlayacağız. TBMM zemininde bu Uzlaşma Komisyonu çalışmalarını bitirdi, yaptı, yapamadıysa gerçekçi olalım seçim atmosferine girdiğimiz zaman AK Parti’nin kendi taslağı da gelse bir zor olur, diğer başka türlü taslaklar getirseniz de zor olur. Seçimlere giden bir Türkiye’de kolay kolay anayasa değişikliği yapılmaz. Bütün imkan ve şartları sonuna kadar zorlayacağız meşru zeminde. Yapabilirsek bu Türkiye’nin artısı olur, yapamazsak iradenin sahibine arz-ı meram edeceğiz. Halkımız yeni bir karar verecek, bize daha büyük bir destekle oy verdiği zaman arzu ettikleri anayasayı inşallah yapacağız” ifadelerini kullandı.
“KILIÇDAROĞLU İPE UN SERİYOR”
Anayasa çalışmaları konusundaki sorulara cevap veren ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Çelik, “Biz Başkanlık sistemini ya da yarı başkanlık sistemini parlamenter demokrasiyi ne zaman konuşacağız, orman kanunu yaparken mi konuşacağız. Bu bizim olmazsa olmazımız değil, bizim için hayat memat meselesi değil. Bir karşı tarafta samimi bir duruş görmüyoruz. Kılıçdaroğlu ipe un seriyor, eğer komisyon oy birliğine karar vermişse, CHP’li komisyon üyeleri ‘biz buna taraftar değiliz’ dedikleri zaman 48 maddeyi de görüşemezsiniz Sayın Kılıçdaroğlu’nun tezine görü. Zaten bu komisyon bu 48 maddeyi oy birliği ile kabul etmedi mi? Bunun niçin o komisyon üyelerinin oy birliği ile karar vermesine bağlıyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu, burada bir manevra alanı mı arıyorsunuz? 48 madde kabul edilmiş durumda, inşallah bu 60 madde olur. Bu yeni bir anayasanın yerini tutmaz, yetmez ama ‘evet’ diyorum” dedi.
Kaynak: İHA
TMMOB ile ilgili olarak TBMM’de Torba Yasa görüşmeleri esnasında yapılan düzenlemenin yargısız infaza yol açtığını belirterek, Gezi Parkı olayları ile ilişkilendirilerek böyle bir düzenleme yapıldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını söyleyen Hüseyin Çelik, Gezi olayları başlamadan önce Bakanlığın bir tasarı taslağı hazırladığını ve bunu belediyelere, odalara ve ilgili kuruluşlara gönderdiğini belirtti.
Hüseyin Çelik, “16 Nisan’da başlatılmış olan bir süreç var, bunu ‘Gezi olayları sırasında mimar ve mühendis odalarının tavrı şöyle oldu, dolayısıyla iktidarda onlara karşı rövanşis bir tavır içindedir’ şeklinde yorumlamak doğru değildir. Kanunda çok net bir şekilde ifade edilmiştir, ilgili kurumlar dışında harita, plan ve etüt hiç kimse vize veremez. İlgili kuruluşlar esasen belediyelerdir, gerekli hallerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’dır. Yargı mimar odalarının böyle bir şey yapamayacağını hükmetmiştir. Bu odalar vize yaparak bu parayı alamayacaklarını anladıkları için ‘mesleki denetim yapıyoruz’ adı altında alıyorlar kendilerine müracaat eden büroları zaman zaman taahhütname imzalatarak, ‘aksi taktirde büronuzun yıllık tescilini yapmayız’ şeklinde maalesef bazı gelgitlere muhatap olmuşlardır. Bir anket yapın, bu insanların yüzde 90’ı memnun olmuştur. Birileri hak etmediği şekilde onlardan para alıyordu. Bazı medya organlarının yansıttığı gibi iddialar doğru değil. Bu paralar alınmayacak ve vatandaşın cebinde kalacaktır. Burada rahatsız olan, tıpkı sendika ağalında olduğu gibi Türkiye’de bir odacı ağalığı kurulmuştur maalesef, hukuk devletinde bu ağalıklar kabul edilemez. Mimar ve mühendis odaları bir meslek örgütüdür, kanunla yetkileri vardır, yetkilerine tırpan atılması söz konusu değildir. Mesleki denetim adı altında bunu yaptılar bugüne kadar, keyfi ve fiili bir durum oluşturmuşlar. Keyfiliklere ve fiili durumlara hukuk devletinde yer yoktur” diye konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözün sürecinin planlandığı şekilde yürüdüğünü ifade eden Hüseyin Çelik, PKK’nın bu çerçevede yurtdışına çekilmesinin devam ettiğini, kaç kişinin kaldığını devletin kurumlarının takip ettiğini ifade ederek, silahların susması olan birinci aşamanın temin edildiğini, 6 aydır Türkiye’de teröre bağlı olarak işlenmiş bir cinayetin olmadığını belirtti.
Çözüm sürecinin oluşturduğu olumlu süreci sabote etmeye yönelik bazı faaliyetlerin olduğunu belirten Çelik, özellikle Lice’de yaşanan olayların üzücü olduğunu söyledi.
Çelik, Çözüm Süreci ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Bugün yapılan kamuoyu araştırmalarında halkımız yaptığımızın doğru olduğunu söylüyor. Çözüm Süreci’ne destek yüzde 70’ler düzeyindedir.”
“HÜKÜMET YARGIYA MÜDAHALE EDEBİLİYORSA, GEZİ PARKI’NDA NASIL BÖYLE BİR KARAR ÇIKIYOR”
Palalı saldırgan ile ilgili bazı basın yayın organları tarafından yalan haberler yapıldığının altını çizen Hüseyin Çelik, “Palalı görüntüyü gördüğüm zaman son derece rahatsız oldum. Gezi Parkı eylemcileri günlerden beri Beyoğlu Taksim’deki esnafı adeta anından bezdirdiler. Ben bunu meşrulaştırmak için bunu söylemiyorum. ‘Bu hükümetin adamı, hükümetin onların üzerine saldığı birisidir’ diye haber yaptınız, sonra kişi çıktı AK Partili olmadığını ve oy verdiği partiyi söyledi.
‘Ben burada esnafım, bizi iflas ettirdiler’ dedi.
Burada her gün camınız çerçeveniz aşağıya inerse, bu palayla saldırmanızı gerektirmez, bir tansiyonun, bir ruh halinin ortaya konulması açısından son derece önemlidir. Bu size insanları kovalama, kadınlara tekme atma hakkını size vermez. Serbest bırakıldığı zaman bizde eleştirdik. Yargı Gezi Parkı ile ilgili hükümetin aleyhine karar verdi. Hükümet doğrudan doğruya yargıya müdahale edebiliyorsa, talimat veriyorsa kendi aleyhine nasıl böyle bir karar çıkıyor. Yargı eleştirilmez diye bir şey yok, elbette yargıyı da eleştireceğiz. ‘Palalı serbest bırakılmamalıydı, en azından o insanlara, topluma saygı olarak serbest bırakılmamalıydı’ diyen gazeteciye bende ‘eyvallah’ derim, ‘bende senin gibi düşünüyorum’ derim. Bizim sözünü etiğimiz yalan haber. Yalan haber üzerine bina edilmiş olan yorumdur. Bir kişi kaçmış yurtdışına gitmiş, bu bir zaaf, yanlış. Buna kimse ‘bu doğrudur’ demez. Fas’ta mıdır, bu doğru bir haber midir ilgililer araştırıyor. ‘Eli palalı’ diyorsunuz ya sanki Türkiye’de münferit bir olay meydana geldi, yüzlerce, binlerce sokağa çıkmış birileri var. Ankara’da birisi elinde satır ile göstericilere müdahale etti, göstericiler tepki gösterdiler, atladı arabasına gitti. Birisi arabasına satır koydu, beysbol sopası koydu, ben bir çok hanımefendinin arabasına beysbol sopası koyduğunu biliyorum. ‘Bir sapık bana müdahale ederse ben kendimi savunayım’ diye bunu yapabilirler. Ama sanki kontra birlikler oluşturulmuş, Gezi Parkı eylemlerine katılan kimselerin üzerlerine salınan sanki birilerinin oluşturduğu bir birlik, ekip varmış gibi bir görüntü sergilenmeye çalışılıyor. Günlerden beri bu şekilde yayın yapmak ahlaki değil. O yapılan fiiller kadar yanlış” şeklinde konuştu.
“İMKAN VE ŞARTLARI SONUNA KADAR ZORLAYACAĞIZ”
Türkiye’ye yeni bir anayasa kazandırma konusunda ellerinden geleni yapacaklarını ve tüm imkanları kullanacaklarının altını çizen Çelik, “Biz Türkiye’de kısmi ya da tepeden tırnağa bir anayasa yapılması için bütün imkan ve şartları zorluyoruz, zorlayacağız. TBMM zemininde bu Uzlaşma Komisyonu çalışmalarını bitirdi, yaptı, yapamadıysa gerçekçi olalım seçim atmosferine girdiğimiz zaman AK Parti’nin kendi taslağı da gelse bir zor olur, diğer başka türlü taslaklar getirseniz de zor olur. Seçimlere giden bir Türkiye’de kolay kolay anayasa değişikliği yapılmaz. Bütün imkan ve şartları sonuna kadar zorlayacağız meşru zeminde. Yapabilirsek bu Türkiye’nin artısı olur, yapamazsak iradenin sahibine arz-ı meram edeceğiz. Halkımız yeni bir karar verecek, bize daha büyük bir destekle oy verdiği zaman arzu ettikleri anayasayı inşallah yapacağız” ifadelerini kullandı.
“KILIÇDAROĞLU İPE UN SERİYOR”
Anayasa çalışmaları konusundaki sorulara cevap veren ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Çelik, “Biz Başkanlık sistemini ya da yarı başkanlık sistemini parlamenter demokrasiyi ne zaman konuşacağız, orman kanunu yaparken mi konuşacağız. Bu bizim olmazsa olmazımız değil, bizim için hayat memat meselesi değil. Bir karşı tarafta samimi bir duruş görmüyoruz. Kılıçdaroğlu ipe un seriyor, eğer komisyon oy birliğine karar vermişse, CHP’li komisyon üyeleri ‘biz buna taraftar değiliz’ dedikleri zaman 48 maddeyi de görüşemezsiniz Sayın Kılıçdaroğlu’nun tezine görü. Zaten bu komisyon bu 48 maddeyi oy birliği ile kabul etmedi mi? Bunun niçin o komisyon üyelerinin oy birliği ile karar vermesine bağlıyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu, burada bir manevra alanı mı arıyorsunuz? 48 madde kabul edilmiş durumda, inşallah bu 60 madde olur. Bu yeni bir anayasanın yerini tutmaz, yetmez ama ‘evet’ diyorum” dedi.