7. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı Sonuç Bildirgesi

ESKİŞEHİR - Eskişehir'de, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne bağlı Makine Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen 7. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı'nın sonuç bildirgesi açıklandı.

Mühendisler, öğrenciler, ilgili kurum-kuruluşların temsilcileriyle toplam 265 kişinin katılımıyla, 3-4 Mayıs'ta Anadolu Üniversitesi Kongre Merkezi'nde 6 oturumun gerçekleştirildiği, 24 adet bildirinin sunulduğu kurultayın sonuç bildirgesinde uçak, havacılık ve uzay mühendisliği eğitiminde önemli sorunlar yaşanmaya başlandığı kaydedildi. Bildirgede, bu alanda eğitimin, geçen birkaç yıla kadar yalnızca ODTÜ ve İstanbul Teknik Üniversitesinde verilirken son yıllarda Türkiye'nin ve toplumun ihtiyaçları ile istihdam imkanları gözetmeden açılan bölümlerdeki altyapı ve öğretim görevlisi eksikliklerinin gelecekteki istihdam sorunlarının habercisi olduğunu belirtildi.

Türkiye'de kalıcı bir havacılık sektörünün oluşması için, bu alanda var olan büyük ölçekli firmaların çalışmalarının tek başına yeterli olamadığı belirtilen bildirgede, "Diğer sanayi sektörlerinde olduğu gibi sağlıklı ve dinamik bir tedarik zincirinin oluşması için havacılık sanayisinde de KOBİ'lerin de devreye gireceği mekanizmalar oluşturulmalıdır. Bu alanda uzmanlaşmış firma ve personel sayısı artırılmalıdır. Havacılık ve uzay sanayi, yüksek ve ileri teknolojilere ve Ar-Ge çalışmalarına dayanmaktadır. Uçak, havacılık ve uzay mühendisliği eğitimi vermek üzere açılacak yeni bölümlerin, temel akademik ve evrensel kriterlere uygun donanım-altyapıyla açılması sağlanmalıdır. İTÜ ve ODTÜ'nün ilgili bölümlerinin, yeni açılan bölümlerin yapılanmasında yol gösterici ya da danışman olarak katkıda bulunması sağlanmalıdır" denildi.

-Helikopter teknolojileri

"Helikopter teknolojileri alanında üniversite-sanayi-devlet birlikteliği etkin şekilde sağlanmalı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülen özgün helikopter geliştirme projelerinde bu yapı etkin olarak kullanılmalıdır. Kurmak amacıyla önemli bir girişim başlatan Türkiye'nin önünde, inisiyatif kullanma açısından çok uygun bir konjonktür yer almaktadır" ifadeleri yer alan bildirgede, şunlar kaydedildi:

"Teknolojiye hakim, pazarı elinde bulunduran ülkelerde yaşanan ekonomik durgunluk, bu alanda girişimde bulunan diğer ülkeler için önemli fırsat yaratmaktadır. Türkiye için helikopter sanayisi kurmak ve olgunlaştırmak adına yeterli zaman vardır. Türkiye'de helikopter teknolojileri alanında hedeflenen seviyelere gelinmesi, özgün olarak tasarlanmış helikopter platformları ile yurtiçi ihtiyacının karşılanması ve uluslararası pazarda rekabet gücü olan bir helikopter sanayi oluşturulması gereklidir. Helikopter teknolojileri alanında üniversite-sanayi-devlet birlikteliği etkin şekilde sağlanmalı, Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülen özgün helikopter geliştirme projelerinde bu yapı etkin olarak kullanılmalıdır. Türkiye'de tasarlanan sivil hava araçlarının, uluslararası hava sahasında uçabilmeleri için International Civil Aviation Organization emniyet gereksinimlerini karşılayacak şekilde uçuşa elverişli olması gerekmektedir. Havacılık ve uzay sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda özgün hava aracı tasarlama ve üretme hedefine ulaşmak amacıyla, bu tasarımlarda kullanılacak ulusal ve özgün yazılımların geliştirilmesi konusuna önem verilmelidir."

-Havayolu taşımacılığı

Türkiye'de havacılık ve uzay sektörünün esas olarak yürütüldüğü kanallardan birincisinin havayolu taşımacılığı alanı olduğu kaydedildi.

Türkiye'de 2012 yılında iç ve dış hatlarda 130 milyon seyahat gerçekleştirildiği açıklanan bildirgede, şu görüşlere yer verildi:

"Son 8 yıl içinde yıllık ortalama büyüme, uçak trafiği için yüzde 19, yolcu trafiği için yüzde 30'lar seviyesindedir. Ancak, iç pazara dönük havacılığın dışa bağımlı bir sektör olduğu ve cari açığı arttırdığı gözardı edilmemelidir. Yakıt ithaldir ve toplam maliyet içindeki payı yüzde 35'tir. Uçaklar ve ekipman, döviz borçlanması yoluyla kiralanmakta veya satın alınmaktadır. Kur yükselişi olasılıkları, sektörün kırılganlık potansiyelini artırmaktadır. Sektör taşeronlaşmıştır ve ucuz iş gücü revaçtadır. Sabiha Gökçen Havaalanı'ndaki Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi'nde ucuz işçiliğe ve esnek çalışmaya dayalı, Ortadoğu ve Balkanlara yönelik bir bakım merkezi olarak benzer sorun potansiyellerine sahiptir. HABOM'da sendikalaşma istenmemektetir. Uçak bakım sektöründe sendikasızlaştırma ve esnek çalışma modelinin yaygınlaşması, bilgi ve deneyim gerektiren işlerin güvencesiz ve niteliksiz personel aracılığıyla yürütülmesi demektir."

Bildiride, Türk Hava Yolları'nda "haksız" olarak işten çıkartılan çalışanların bir an önce işlerine geri alınması, sektördeki sendikalaşmanın ve grevlerin önündeki engellerin kaldırılması gerektiği bildirildi.

Kaynak: AA