AB İlişkileri Açıklaması

Van - AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Jean Maurice Ripert, "Türkiye'nin başlattığı cesur çözüm süreci, geri çekilmenin başlaması ve Güneydoğu'daki eksik yatırımların ele alınması gibi konularda, AB yardıma hazırdır" dedi.

TBMM ve AB işbirliğiyle yürütülen "Parlamentolararası Değişim ve Diyalog" Projesi kapsamında, kentteki bir otelde "Türkiye-AB İlişkileri: Geleceğe Yönelik Beklentiler" konulu sempozyum düzenlendi.

Sempozyumun açış konuşmasını yapan AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Ripert, 2013 yılının AB giriş süreçindeki önemli bir dönem olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin, AB katılım sürecine bağlılığını son zamanlarda yürüttüğü projelerle teyit ettiğini söyledi.

Ripert, Başbakan Erdoğan'ın katıldığı bir toplantıda, 2013'ün yeni bir güven kazanımı yılı olacağını söylediğini anımsatarak, bu taahhüdün etkileyici bir ilerleme örneği olduğunu ifade etti.

Mahkemelerde Türkçe dışında dillerin kullanılmasının yanı sıra 3 ve 4. yargı paketlerinin kabul edilmesinin Türkiye'ye önemli ilerlemeler sağladığını anlatan Ripert, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin başlattığı cesur çözüm süreci, geri çekilmenin başlaması ve Güneydoğu'daki eksik yatırımların ele alınması gibi konularda, AB yardıma hazırdır. Bu süreç, çok fazla hayata mal olmuş sorunu çözmeye en iyi fırsattır. Siyasi reformalara bakıldığında Türkiye için çok büyük bir dönüşüm var. Temel insan haklarının olması yönünde atılması gereken adımlar vardır. AB olarak temel haklarla ilgili bir izleme mekanizmasına önem veriyoruz. AB'nin genel katılımlı süreçlere desteği devam etmektedir."

İrlanda'nın Türkiye Büyükelçisi Kenneth Thompson ise Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin canlandırılması kararı aldıklarını bildirerek, geçmiş dönemlerde ilişkilerin canlandırılması konusunda bir ivme eksikliğinin yaşandığını, 22. fasıl başlıklarının 26 Haziranda açılmasıyla AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerde yeni dönem başlatmayı hedeflediklerini kaydetti.

Türkiye'nin bazı bölgeleri arasında farklılıkların olduğunu, bu nedenle 22. faslın Türkiye'deki bölgesel gelişmenin sağlanması açısından önemli olduğunu vurgulayan Thompson, "Bu faslın gelişmeye destek olacağını düşünüyoruz. Türkiye'nin yürüttüğü barış sürecine destek oluyoruz. İrlanda'da biz bir barış sürecini başlatarak sonuca ulaştırmada tecrübe yaşadık. Hiçbir zaman nihai sonuç söz konusu değildir, ancak silahlar konuşmuyorsa siyasi güçler çalışmalarını daha tatmin edici sürece getirmeyi başaracaktır. Bu konudaki deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız. AB ekonomik sorunlar yaşayabilir. Ancak bunu hatırlatmak önemli. AB ülkeleri halen dünya ihracatının yüzde 20'sini yapıyor" diye konuştu.

Uzun süren müzakere sürecinde düşüncelerin radikalleşmesine izin verilmemesi gerektiğine değinen Thompson, hükümetlerin ve milletvekillerinin bu konudaki aşırıcı gruplara verilen teşviği engellemek gibi bir sorumluluklarının olduğunu dile getirdi.

-AB İşleri Komisyon Başkanı Hanningan

AB İşleri Komisyon Başkanı Dominic Hanningan da İrlanda'nın Türkiye'yi önemli bir ortak olarak gördüğünü ve üyeliğinin gerçekleşmesini istediğini belirtti.

Türkiye'nin üyeliğinin gerçekleşmesi için mevzuatının AB'ye uyumlu hale gelmesi gerektiğinin altını çizen Hanningan, Türkiye'nin çok büyük ve fakir bir ülke olduğuna dair argümanların son dönemlerde yaşanan gelişmelerle cevabını bulduğuna işaret etti.

Hanningan, Türkiye'nin ekonomik olarak ciddi bir ilerleme sağladığını ve dünyada önemli bir güç merkezi olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin şu anda birçok eski ülkeden daha yüksek bir refah seviyesine sahip olduğunu anlattı.

AB'nin, "Hıristiyan birliği" olduğu yönünde söylentilerin olduğunu hatırlatan Hanningan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bunu, AB ülkelerinde 20 milyon müslümanın varlığını bildiklerine rağmen söylediler. AB'de 23 resmi dil ve onlarca farklı din mensubu var. Ama bir araya gelerek farklılıklarımızdan birlik oluşturduk. Türkiye'nin AB üyeliğine olan itirazlar bir cehaletten kaynaklanıyor. Sokaklarda gezme imkanım oldu, kendimizi evimizde hissettik. AB'de olduğu gibi burada da insanlar günlük yaşamlarına devam ediyorlar. Türkiye'nin Suriye mültecilerine sunduğu insani yardımlar takdire şayandır. Krize olan müdahalesi birçok ortak değeri paylaştığımız konusunda aktörleri ikna etmiştir. Türkiye'deki Roman'ların sayısı Lüksemburg'un toplam nüfusundan fazladır. PKK ile yapılan görüşmelerde sağlanan ilerleme Türkiye'nin başka ırklara olan saygısını da göstermektedir. AB'ye üye devletlerde yaşayan 10 milyon Türk var. Bunlar adil, çalışkan ve aile değerlerine önem veren insanlar olarak tanınıyorlar. Aslında unlar Türkiye'nin elçileridir. Bibirimizden değişik şeyler öğrenebilirsek, insanlarımız arasında kaynaşmayı başarırsak ve Türkiye'nin içinde bulunduğu AB'nin daha güçlü bir AB olacağına inanırsak çok önemli mesafe katetmiş olacağız."

-Tekelioğlu: "Alınan mesafeler ortada"

24. Dönem AB Uyum Komisyonu Başkanı Mehmet Tekelioğlu ise Türkiye'nin, AB'nin temel olarak ortaya koduğu siyasi ve ekonomik kriterleri sağlamak için elinden geleni yaptığını ve yapmaya devam ettiğini söyledi.

Müzakerelerin başlamasından bu yana insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularında alınan mesafelerin ortada olduğunu dile getiren Tekelioğlu, eksikliklerin giderilmesi için de sağlam bir iradenin hakim olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin yıllarca terör sorunu yaşadığını ve bu sorunu bitirme konusunda da sağlam bir irade ortaya koyulduğunu belirten Tekelioğlu, "Bu sorunu da aşarsak insan hakları ve demokrasideki eksiklikleri gidermek çok daha kolay olacaktır. Türkiye'de yeni bir anayasa çalışmasının önemine vurgu yapmak istiyorum. Eşit vatandaşlık temelinde yapacağımız anayasa işimizi çok daha kolaylaştıracaktır. Türkiye, AB vizyonundan hiçbir sapma göstermeden yolunda ilerlliyor. Türkiye ile AB arasında yapılan anlaşmaya göre müzakerelerin hedefi tam üyeliktir. Bazı fasılların tam üyeliğe gideceği nedeniyle bloke edilmesi doğru bir tutum değil. Eğer blokajlar kaldırılır, müzakelerin önü açılırsa Türkiye AB standartlarına kavuşma çalışmalarını daha motive bir şekilde yürütecektir" ifadelerini kullandı.

Sempozyum, açış konuşmaların ardından "AB-Türkiye: Geçmişten Geleceğe" konulu oturum ile devam etti.

Sempozyuma Vali Münir Karaloğlu, AK Parti Van milletvekilleri Burhan Kayatürk, Mustafa Bilici, Gülşen Orhan, BDP Van Milletvekili Nazmi Gür, 17 ülkenin büyükelçisi ve milletvekilleri ile bazı sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.

Kaynak: AA