Muş’ta Kamu ve Üniversite İş Birliği Toplantısı
Muş Alparslan Üniversitesi, 'Kamu-Üniversite Sanayi İş Birliği Toplantısı'na ev sahipliği yapıyor.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan 26 ilin üniversite rektörlerinin katılımları ile Muş’ta gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, geçmişte bir akademisyenin proje hazırlamasının oldukça zor olduğunu belirtti.
Bugün birden fazla alternatif bulunduğuna dikkat çeken İnanç, “Son 10 yılın kısa bir karşılaşmasını yaptığımızda, hiçbirimizin artık geçmişle mazeret olacak bir parametreye sahip olmadığımızı düşünüyorum. Bir akademisyen, 'Ben bir proje yapmak istiyorum' dediği zaman bunu gerçekleştirme şansı son derece zayıftı ama bugün hepimizin birden fazla alternatifi var. Bugün bize arz edilen kaynaklara talep yok. Örneğin geçenlerde TUBİTAK Başkanımızın haklı olarak açıkladığı bir şey vardı. Bugün bir bilim adamının, bir akademisyenin birden fazla destek alabileceği kaynak varken, doktora sonrası 5 bin burs olmasına rağmen tam tersine 800 başvuru olmuş. Şimdi bu tersine dönmüş. İyiye alamet değil. Bu rehaveti üzerimizden atmamız lazım. O nedenle sahip olduğumuz imkanları mümkün olduğunca en verimli şekilde kullanma sorumluluğuna sahibiz” dedi.
Sanayinin üniversitelerin kapısını çalmayacağını söyleyen Rektör Prof. Dr. Nihat İnanç, “Biz üniversiteler olarak yerimizde oturacağız da sanayi mi kapımızı çalacak? Bunun piyasadaki karşılığı yok. Dolayısıyla bu alandaki hassasiyetleri en yüksek noktada olan ilgili bakanlıklardan üniversitelere kadar bizim sanayiye alana inmemiz lazım. Umuyorum ki bu çalıştay, bizi tümümüzü sanayinin ayağına gitmeye teşvik eder” ifadelerini kullandı.
Daha sonra konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Arslan ise Türkiye’nin bu yolculuğa uzun zaman önce başladığını belirtti.
Arslan, “Üniversite-sanayi iş birliği denildiğinde bakıyorsunuz geçmiş yıllarda kurulmadı diye bir şey yok aslında, kuruldu. Biz bunu niye yapıyoruz sorusunu sorduğumuzda konmuş olan politika dokümanlarının bize yüklemiş olduğu bir görev var. Ülkenin 2023’e geldiğinde dünya ekonomisi olarak sırası belirlenmiş. Özellikle üniversitelerimizi yakından ilgilendiren Ar-Ge payının milli hasıla payı içindeki yerinin ne olması gerektiği planlanmış. Rakamları söylemek çok kolay ama bunun gerçekleştirme noktasına girdiğimizde üniversite sanayi olayı devreye giriyor. Bakanlığımız kendilerine bazı stratejiler koymuşlar. Bilim sanayi bakanlığının sanayi stratejisi hedefine baktığınızda, 2023 yılında Avrasya’nın orta ve ileri teknoloji ürünlerde Avrasya’nın üretim üssü olmalıdır. Üretim üssü olacaksınız, orta ve yüksek üretim ürünlerden bahsedeceksiniz” dedi.
Bilgilerin üniversite içerisinde olduğunu vurgulayan Arslan, “Orta ve ileri teknoloji ürünler dediğimiz ürünlerin üretilmesinin yolu bilginin yüklenmesinden geçer. Bilgi nerede o da üniversitenin içerisinde. Bugün burada bulunmamızın temel amaçlarından birisi, var olan bu ilişkiyi nerelere götürebiliriz, bunu tartışmak. Kamunun ayırmış olduğu Ar-Ge desteklerine baktığımızda geçen seneki rakamlarla konuştuğumuzda biz bu rakamları tüketemedik. Diğer bakanlıklara baktığınızda onlar da ayrılmış olan payları kullanamadılar. Bunun sebebi ne, bunun sebebi biziz. O zaman bu sebebi ortadan kaldırmak için ne yapabiliriz. Bugün burada bunu tartışacağız. Bugünün sonuna baktığımızda bir doküman ortaya çıkacak. Bu doküman ile biz yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının geçen yıl sentez projeleri başlattığına dikkat çeken Müsteşar Arslan, “Özel olarak bu toplantıyı yapmamızın sebebi, bakanlığımızın sentez projeler çağrısı vardı. Buna yapılmış olan müracaatlara baktığımızda Türkiye genelinde sadece 60 üniversiteden müracaatlar oldu. Burada bulunma gerekçemiz bu bölgeden maalesef 27 üniversiteden sadece 13 proje geldi. Öğretim üyesi sayısı iyi bir düzeye geldi ama bu dönemden sonra mutlak suretle üniversitelerdeki bir ekibin sadece projelerle görevlendirilip proje sayısını artırması gerekiyor. Biz bu trendle gidersek bizim gelmemiz gereken rakam 2023 yılında 60 milyar dolardır ama biz bu trendde devam edersek varacağımız rakam 15 milyar dolar olarak kalır. Bizim açımızdan yapmamız gereken busene ve önümüzdeki sene proje anlamında bir sıçrama yapmamızdır. Türkiye’deki ortalama şirket ömrüne baktığınızda üç yıl. Eğer temelinizi bilgiye dayalı olarak güçlendirmezseniz sonunda olacağınız nokta göçüktür. Asıl burada hayati olan konu şirketlerimizin hayatiyetini devam ettirmesidir. Her ilde üniversitemiz var o üniversitelerin sanayiye dokunmalarına izin vermek gerekir” dedi.
Vali Vedat Büyükersoy ise, daha önceki yıllarda üniversitelerin sanayi ile değil, öğrencilerin kılık ve kıyafeti ile uğraştıklarını kaydetti.
Büyükersoy, “Daha önceki dönemlere baktığımızda üniversitelerimiz maalesef üniversite sanayi iş birliği ile değil öğrencilerin kılık kıyafetiyle, ya da bir takım ideolojilerin öğrencilere benimsetilmesi ile ilgili gayretlerle ortaya çıkmaktaydı ama şimdi bütün dünyada Avrupa’da, Amerika kıtasında ciddi bir ekonomik kriz varken bizde de çok ciddi bir kriz var ama bizdeki kriz alışveriş merkezlerinde otopark krizi. Her ne kadar Muş ilimizde henüz sanayi yeterince yok ise de şurada, biraz önce izlediğimiz üniversitemiz son derece süratli bir şekilde ilerlemeye devam ediyor” şeklinde konuştu.
Toplantıya; Adıyaman Üniversitesi, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Ardahan Üniversitesi, Batman Üniversitesi, Bayburt Üniversitesi, Bingöl Üniversitesi, Bitlis Eren Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Erzurum Teknik Üniversitesi, Hakkari Üniversitesi, Harran Üniversitesi, Iğdır Üniversitesi, Kafkas Üniversitesi, Kilis 7 Aralık Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Mardin Artuklu Üniversitesi, Siirt Üniversitesi, Şırnak Üniversitesi, Tunceli Üniversitesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Gümüşhane Üniversitesi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Artvin Çoruh Üniversitesi ve Erzincan Üniversitesi Rektörleri katıldı.
Kaynak: İHA
Bugün birden fazla alternatif bulunduğuna dikkat çeken İnanç, “Son 10 yılın kısa bir karşılaşmasını yaptığımızda, hiçbirimizin artık geçmişle mazeret olacak bir parametreye sahip olmadığımızı düşünüyorum. Bir akademisyen, 'Ben bir proje yapmak istiyorum' dediği zaman bunu gerçekleştirme şansı son derece zayıftı ama bugün hepimizin birden fazla alternatifi var. Bugün bize arz edilen kaynaklara talep yok. Örneğin geçenlerde TUBİTAK Başkanımızın haklı olarak açıkladığı bir şey vardı. Bugün bir bilim adamının, bir akademisyenin birden fazla destek alabileceği kaynak varken, doktora sonrası 5 bin burs olmasına rağmen tam tersine 800 başvuru olmuş. Şimdi bu tersine dönmüş. İyiye alamet değil. Bu rehaveti üzerimizden atmamız lazım. O nedenle sahip olduğumuz imkanları mümkün olduğunca en verimli şekilde kullanma sorumluluğuna sahibiz” dedi.
Sanayinin üniversitelerin kapısını çalmayacağını söyleyen Rektör Prof. Dr. Nihat İnanç, “Biz üniversiteler olarak yerimizde oturacağız da sanayi mi kapımızı çalacak? Bunun piyasadaki karşılığı yok. Dolayısıyla bu alandaki hassasiyetleri en yüksek noktada olan ilgili bakanlıklardan üniversitelere kadar bizim sanayiye alana inmemiz lazım. Umuyorum ki bu çalıştay, bizi tümümüzü sanayinin ayağına gitmeye teşvik eder” ifadelerini kullandı.
Daha sonra konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Arslan ise Türkiye’nin bu yolculuğa uzun zaman önce başladığını belirtti.
Arslan, “Üniversite-sanayi iş birliği denildiğinde bakıyorsunuz geçmiş yıllarda kurulmadı diye bir şey yok aslında, kuruldu. Biz bunu niye yapıyoruz sorusunu sorduğumuzda konmuş olan politika dokümanlarının bize yüklemiş olduğu bir görev var. Ülkenin 2023’e geldiğinde dünya ekonomisi olarak sırası belirlenmiş. Özellikle üniversitelerimizi yakından ilgilendiren Ar-Ge payının milli hasıla payı içindeki yerinin ne olması gerektiği planlanmış. Rakamları söylemek çok kolay ama bunun gerçekleştirme noktasına girdiğimizde üniversite sanayi olayı devreye giriyor. Bakanlığımız kendilerine bazı stratejiler koymuşlar. Bilim sanayi bakanlığının sanayi stratejisi hedefine baktığınızda, 2023 yılında Avrasya’nın orta ve ileri teknoloji ürünlerde Avrasya’nın üretim üssü olmalıdır. Üretim üssü olacaksınız, orta ve yüksek üretim ürünlerden bahsedeceksiniz” dedi.
Bilgilerin üniversite içerisinde olduğunu vurgulayan Arslan, “Orta ve ileri teknoloji ürünler dediğimiz ürünlerin üretilmesinin yolu bilginin yüklenmesinden geçer. Bilgi nerede o da üniversitenin içerisinde. Bugün burada bulunmamızın temel amaçlarından birisi, var olan bu ilişkiyi nerelere götürebiliriz, bunu tartışmak. Kamunun ayırmış olduğu Ar-Ge desteklerine baktığımızda geçen seneki rakamlarla konuştuğumuzda biz bu rakamları tüketemedik. Diğer bakanlıklara baktığınızda onlar da ayrılmış olan payları kullanamadılar. Bunun sebebi ne, bunun sebebi biziz. O zaman bu sebebi ortadan kaldırmak için ne yapabiliriz. Bugün burada bunu tartışacağız. Bugünün sonuna baktığımızda bir doküman ortaya çıkacak. Bu doküman ile biz yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının geçen yıl sentez projeleri başlattığına dikkat çeken Müsteşar Arslan, “Özel olarak bu toplantıyı yapmamızın sebebi, bakanlığımızın sentez projeler çağrısı vardı. Buna yapılmış olan müracaatlara baktığımızda Türkiye genelinde sadece 60 üniversiteden müracaatlar oldu. Burada bulunma gerekçemiz bu bölgeden maalesef 27 üniversiteden sadece 13 proje geldi. Öğretim üyesi sayısı iyi bir düzeye geldi ama bu dönemden sonra mutlak suretle üniversitelerdeki bir ekibin sadece projelerle görevlendirilip proje sayısını artırması gerekiyor. Biz bu trendle gidersek bizim gelmemiz gereken rakam 2023 yılında 60 milyar dolardır ama biz bu trendde devam edersek varacağımız rakam 15 milyar dolar olarak kalır. Bizim açımızdan yapmamız gereken busene ve önümüzdeki sene proje anlamında bir sıçrama yapmamızdır. Türkiye’deki ortalama şirket ömrüne baktığınızda üç yıl. Eğer temelinizi bilgiye dayalı olarak güçlendirmezseniz sonunda olacağınız nokta göçüktür. Asıl burada hayati olan konu şirketlerimizin hayatiyetini devam ettirmesidir. Her ilde üniversitemiz var o üniversitelerin sanayiye dokunmalarına izin vermek gerekir” dedi.
Vali Vedat Büyükersoy ise, daha önceki yıllarda üniversitelerin sanayi ile değil, öğrencilerin kılık ve kıyafeti ile uğraştıklarını kaydetti.
Büyükersoy, “Daha önceki dönemlere baktığımızda üniversitelerimiz maalesef üniversite sanayi iş birliği ile değil öğrencilerin kılık kıyafetiyle, ya da bir takım ideolojilerin öğrencilere benimsetilmesi ile ilgili gayretlerle ortaya çıkmaktaydı ama şimdi bütün dünyada Avrupa’da, Amerika kıtasında ciddi bir ekonomik kriz varken bizde de çok ciddi bir kriz var ama bizdeki kriz alışveriş merkezlerinde otopark krizi. Her ne kadar Muş ilimizde henüz sanayi yeterince yok ise de şurada, biraz önce izlediğimiz üniversitemiz son derece süratli bir şekilde ilerlemeye devam ediyor” şeklinde konuştu.
Toplantıya; Adıyaman Üniversitesi, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Ardahan Üniversitesi, Batman Üniversitesi, Bayburt Üniversitesi, Bingöl Üniversitesi, Bitlis Eren Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Erzurum Teknik Üniversitesi, Hakkari Üniversitesi, Harran Üniversitesi, Iğdır Üniversitesi, Kafkas Üniversitesi, Kilis 7 Aralık Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Mardin Artuklu Üniversitesi, Siirt Üniversitesi, Şırnak Üniversitesi, Tunceli Üniversitesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Gümüşhane Üniversitesi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Artvin Çoruh Üniversitesi ve Erzincan Üniversitesi Rektörleri katıldı.