Köylü Kadınlara Müzeyi Sevdirdiler

Kırşehir - Abdullah Yıldız - Kırşehir'in Kaman ilçesine bağlı Çağırkan beldesindeki Kalehöyük Arkeoloji Müzesinde, çevre köy ve beldelerdeki kadınlarda arkeoloji ve tarihe ilgi uyandırmak için eğitim ve kültür programları düzenleniyor.

İlçeye bağlı Çağırkan beldesindeki Kalehöyük'teki kazılar, dönemin Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi Başkanı ve Kaman Kalehöyük Kazı Heyeti Şeref Başkanı Prens Takahito Mikasa tarafından 1986 yılında başlatıldı.

Beldede kurulan Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsünün Başkanı Prof. Dr. Sachiro Omura tarafından sürdürülen arkeolojik kazılarda Demir Çağı, Hitit ve Asur Ticaret Kolonileri, Eski, Orta ve Geç Tunç Çağları ile Osmanlı dönemlerine ait yaşam alanları ve tarihi eserler bulundu.

Bunlar arasında, tek katlı bodrumlu yapılar, buğday depoları, porselen ve seramik parçaları, çeşitli silahlar, tunç yüzükler, gümüş süs eşyası, demir nallar, cam bilezikler, akik boncuklar, pişmiş toprak pipolar, damga mühürler, üç kanatlı ok uçları, at koşumları, kemer tokası, toplu iğneler gibi çok sayıda tarihi eser yer alıyor.

Çağırkan beldesine, 2010'da Kalehöyük'ten çıkan eserlerin sergilenmesi için masrafları Japonya tarafından karşılanan Arkeoloji Müzesi kuruldu.

Kalehöyük Arkeoloji Müzesi'nde görevli arkeolog Neylan Alpay Seri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazı alanının ve müzenin yakınındaki köylerde ve kasabalarda yaşayanlarda müzeye ve tarihe ilgi uyandırmak amacıyla Kültür ve Turizm Bakanlığının da katkısı ile bazı eğitim ve kültür faaliyetleri düzenlediklerini söyledi.

-Köylü kadınlar müzede tarihi öğrendiler

Müzede önce kadınlara yönelik günler, daha sonra da çocuklar için yaz okulu düzenlediğini ve yöre halkının yaşayan tarihle içiçe olmalarının sağlandığını ifade eden Seri, çocuklara buradaki tarihin yaşatılarak öğretildiğini, mağaraki yaşamdan başlayarak, her dönemin kendine has özelliklerinden olan duvar boyama, neolitik dönemde tarım faaliyeti, üretim, seramiğe estetik katma, ticaret ve yazıyı öğrenme, kabartma ve heykel, Osmanlı dönemine ait ebru yapımı gibi pek çalışma yaptırıldığını aktardı.

Seri, Müzede köylü kadınlara yönelik düzenlenen günlerde, Kalehöyük'ten çıkan eserlerin ve bu coğrafyada kurulan medeniyetlerin tanıtıldığını, yaşadıkları toprakların tarihine ve müzeye ilgi duymalarının sağlandığını belirterek, şöyle devam etti:

"Burada kurulan Japon Enstitüsünde ve müzede bu beldenin insanlarına iş verildi.

Buradaki tarihi önce bu topraklarda yaşayan insanların öğrenmesi lazım diye düşünüyoruz. Kadın günlerine çevre köy ve kasabalardan ilgi oldu. Bayan ziyaretçilerimiz Müzede sergilenen eserleri gördüklerinde çok şaşırdılar. 'Bu eserler buradan mı çıktı, nasıl yapıldılar?' diyerek şaşkınlıklarını dile getirdiler. Tarihe dokundular. 'Neden daha önce gelmedik, yaşadığımız toprağı hiç bilmiyormuşuz' dediler."

Yurt dışından binlerce turistin geldiği Kalehöyük Arkeoloji Müzesi ve kazı alanına yöre insanının yabancı kalmaması için bu tür etkinlikleri düzenlemeye devam edeceklerini dile getiren Seri, özellikle yaz okulları ile geleceğin arkeologlarını da yetiştirmeyi hedeflediklerini vurguladı.

Seri, yaz okulu uygulamasının farklı köy ve beldelerdeki çocuklar için de devam edeceğini kaydetti.

-Yöre halkı, kazılarda da çalışmaya başladı

Arkeolog Pınar Temiz İlman da Çağırkan beldesi ile çevre köy ve beldelerden kadın ve erkeklerin kazı çalışmalarına katılmaya başladıklarını ifade ederek, özellikle çıkarılan malzemelerin temizlenmesi ve yerleştirilmesinde uzmanlara katkı sağladıklarını dile getirdi.

Kazı alanı, müze ve enstitünün bir arada olduğu üçlü kombinasyona dünyada çok az yerde rastlandığına dikkati çeken İlman, çevre belediyelerle de işbirliği yaparak, düzenlenen gezilerle yörede yaşayan erkeklerin de müzeyi gezmesi için çalışmalar yapıldığını anlattı.

-Köylü kadınlar müzeyi sevdi

Müzede bahar ve kış aylarında düzenlenen kadın günlerine sürekli katılan Sevda Erbaşı, Çağırkan beldesinde yaşadığını, etkinlikler sayesinde kazıları ve tarihi eserleri yakından görme ve inceleme imkanı bulduklarını söyledi.

Beldede Japonların kazı yaptığını hep duyduklarını anlatan Erbaşı, "Neler yapıldığını bilmiyorduk. Ta ki, müze açılıp da kadınlar günü olana kadar. Anlatımlar, sunumlar olana kadar nasıl bir yerde yaşadığımızı bilmiyorduk. Yaşadığımız yerin tarihi ile ilgili birçok şey öğrendik" dedi.

Songül Şahbaz da kadın günleri düzenleninceye kadar Kalehöyük'teki çalışmaları ve müzedeki eserleri hiç görmediğini ifade etti.

Şahbaz, "Dışardan bir kül alanı gibi görüyordum. Kadınlar günüyle Kalehöyük'ü görmek nasip oldu. İlk başta erkekler, eşlerini göndermiyordu. Dışardaki insanlar burdaki tarihin kıymetini biliyor ama burdaki insanlar bilmiyordu. Tarihimizi yaşayarak öğrendik" diye konuştu.

Kadınlar gününün artık gelenek haline geldiğini anlatan Belgin Baş ise düzenlenen gezilerle Çağırkan dışından bayanların da bu etkinliklere katılmaya başladığını dile getirdi.

Kaynak: AA