Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "bütün Vatandaşlarıma Sesleniyorum Ki; Herkes Sağduyulu Olmalı. Kurallara Herkes Uymalı ve İtirazları Görüşleri, Varsa Bunlar Barışçı Bir Şekilde Dile Getirilmeli Ki Bunlar Getirildi, Bundan Sonra Hiç
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Bu çerçeve içerisinde demokrasiler dediğimizde demokrasilerle tabiki seçimlerle halkın iradesi ile herşey ortaya çıkar. Ama demokrasi demek sadece seçim demek de değildir. Seçimlerin dışında da farklı görüşler, farklı durumlar, itirazlar varsa bunların da çeşitli yollarla dile getirilmesinden daha tabi de bir şey olamaz. Barışçı gösteriler de tabi ki bunun bir parçasıdır" dedi.>TBMM - TBMM - CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Taksim Gezi Parkı'ndaki olayları değerlendirirken, ''Artık Türk halkı Gezi Parkı olaylarından önceki Türk halkı değildir'' dedi.
Loğoğlu, partisinin İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve İstanbul Milletvekili Osman Korutürk ile düzenlediği basın toplantısında, Taksim Gezi Parkı'ndaki olayların, AK Parti'nin artık ''sıfırı tükettiğinin'' göstergesi olduğunu; halkın, birikmiş öfkesini, ''artık yeter'' diyerek haykırdığını ileri sürdü.
AK Parti'nin bu durumu hala göremediğini iddia eden Loğoğlu, ''Türkiye için bu olaylar gönüllerin uyanışı anlamına glemektedir. Artık Türk halkı Gezi Parkı olaylarından önceki Türk halkı değildir'' ifadesini kullandı.
İktidarın, olaylarının sorumlusunu CHP olarak gösterdiğini kaydeden Loğoğlu, şunları söyledi:
''CHP'nin bu halk hareketi ile hiçbir kurumsal bağı yoktur. Hükümette hafif yumuşamalar var. Timsah gözyaşları anlamında tepkiler var. Bunlar yeterli değildir. Hükümetin yapması gereken, yasaklardan, insanlara zulüm yapan bu zihniyetten vazgeçmesidir. Ancak dün akşam televizyon kanallarından Sayın Başbakan'ın söylemlerine bakarsak, böyle bir beklenti içinde olamıyoruz. Halkımızın aklı başındadır. Aklı başında olmayan hükümettir. Bu olaylar Türkiye için dönüm noktasıdır. Umut ışıklarının yükseldiği bir noktadır."
Faruk Loğoğlu, TBMM Başkanlığı'na sunulan Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda değişklik yapılmasına ilişkin kanun tasarına da değindi. Loğoğlu, söz konusu tasarıyla Dişişleri Bakanlığı'nın ''tasviye edilmek istendiğini' ',ancak buna izin vermeyeceklerini dile getirdi.
Osman Korutürk de tasarıda Dışişleri Bakanlığı Teşkilat Kanunu'nun 13. ve 14. maddelerinin feshedildiğini belirterek, ''Bu, Dışişleri memurlarının, kariyer memuru olmasını gerekli kılmayacak bir durum. Yani ne demek oluyor; Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Genel Müdürlüğü'ne Eskişehir Demiryolları Cer Atölyesi Müdürünü tayin edebilirsiniz. Etrafı bu şekilde amatörlerle doldurunca ne olacağını anlatmaya lüzum yok'' diye konuştu.
Tasarının bu şekilde geçmesi halinde Türkiye'nin dış politikasının daha kötüye gideceğini savunan Korutürk, ''Böyle yasalaşırsa, biz iktidara geldiğimiz gün bunu değiştiririz. Dışarıdan gelenleri başka görevlere aktarırız'' dedi.
Rıza Türmen ise Dışişleri Bakanlağı'nda yapılmak istenen bu değişikliğin, AK Parti'nin yönetim felsefesinden kaynaklandığını öne sürdü. Bu yönetim felsefesinin dayandığı üç temel unsurun olduğunu belirten Türmen, ''Birincisi, her kurul AKP'ye bağlı olmalıdır. İkincisi, her kuruma AKP yandaşları doldurulmalıdır. Üçüncüsü siyasi parti, hükümet ve devlet ayrımı ortadan kaldırılmalıdır, siyasi parti ile devlet bütünleşmelidir. Devlet aslında siyasi parti olmalıdır. Bu üç ilke şimdi Dışişleri Bakanlığı'na uygulanmaktadır'' diye konuştu.
Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Loğoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, çıkan olaylara karşı ''dayatmacı ve tek yönlü tutumunu'' sürdürdüğünü iddia etti.
Loğoğlu, Anayasa'nın 104. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de bu konuda bazı adımlar atabileceğini, Bakanlar Kurulu'nu toplayıp başkanlık edebileceğini söyledi.
Faruk Loğoğlu ayrıca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Brüksel'de Başbakan Erdoğan ile Esad'ı kıyaslayan ifadelerini anımsatarak, ''Şimdi herhalde, 'o mesafe, ton farkları daralıyor' diyebiliriz'' dedi.
Osman Korutürk, İstanbul'da kendisinin de olayların içinde olduğunu anlatarak, olaylarda yaralanan herkesin hastanede tedavi olmadığını, bu nedenle yaralı sayısının, ortada gözüken net sayılar olamayacığını ifade etti.
Rıza Türmen de olayların, demokratik gösteri yapan vatandaşlara karşı polisin orantısız güç kullanmasından kaynaklandığını öne sürdü.
Kaynak: AA
AK Parti'nin bu durumu hala göremediğini iddia eden Loğoğlu, ''Türkiye için bu olaylar gönüllerin uyanışı anlamına glemektedir. Artık Türk halkı Gezi Parkı olaylarından önceki Türk halkı değildir'' ifadesini kullandı.
İktidarın, olaylarının sorumlusunu CHP olarak gösterdiğini kaydeden Loğoğlu, şunları söyledi:
''CHP'nin bu halk hareketi ile hiçbir kurumsal bağı yoktur. Hükümette hafif yumuşamalar var. Timsah gözyaşları anlamında tepkiler var. Bunlar yeterli değildir. Hükümetin yapması gereken, yasaklardan, insanlara zulüm yapan bu zihniyetten vazgeçmesidir. Ancak dün akşam televizyon kanallarından Sayın Başbakan'ın söylemlerine bakarsak, böyle bir beklenti içinde olamıyoruz. Halkımızın aklı başındadır. Aklı başında olmayan hükümettir. Bu olaylar Türkiye için dönüm noktasıdır. Umut ışıklarının yükseldiği bir noktadır."
Faruk Loğoğlu, TBMM Başkanlığı'na sunulan Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda değişklik yapılmasına ilişkin kanun tasarına da değindi. Loğoğlu, söz konusu tasarıyla Dişişleri Bakanlığı'nın ''tasviye edilmek istendiğini' ',ancak buna izin vermeyeceklerini dile getirdi.
Osman Korutürk de tasarıda Dışişleri Bakanlığı Teşkilat Kanunu'nun 13. ve 14. maddelerinin feshedildiğini belirterek, ''Bu, Dışişleri memurlarının, kariyer memuru olmasını gerekli kılmayacak bir durum. Yani ne demek oluyor; Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Genel Müdürlüğü'ne Eskişehir Demiryolları Cer Atölyesi Müdürünü tayin edebilirsiniz. Etrafı bu şekilde amatörlerle doldurunca ne olacağını anlatmaya lüzum yok'' diye konuştu.
Tasarının bu şekilde geçmesi halinde Türkiye'nin dış politikasının daha kötüye gideceğini savunan Korutürk, ''Böyle yasalaşırsa, biz iktidara geldiğimiz gün bunu değiştiririz. Dışarıdan gelenleri başka görevlere aktarırız'' dedi.
Rıza Türmen ise Dışişleri Bakanlağı'nda yapılmak istenen bu değişikliğin, AK Parti'nin yönetim felsefesinden kaynaklandığını öne sürdü. Bu yönetim felsefesinin dayandığı üç temel unsurun olduğunu belirten Türmen, ''Birincisi, her kurul AKP'ye bağlı olmalıdır. İkincisi, her kuruma AKP yandaşları doldurulmalıdır. Üçüncüsü siyasi parti, hükümet ve devlet ayrımı ortadan kaldırılmalıdır, siyasi parti ile devlet bütünleşmelidir. Devlet aslında siyasi parti olmalıdır. Bu üç ilke şimdi Dışişleri Bakanlığı'na uygulanmaktadır'' diye konuştu.
Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Loğoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, çıkan olaylara karşı ''dayatmacı ve tek yönlü tutumunu'' sürdürdüğünü iddia etti.
Loğoğlu, Anayasa'nın 104. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de bu konuda bazı adımlar atabileceğini, Bakanlar Kurulu'nu toplayıp başkanlık edebileceğini söyledi.
Faruk Loğoğlu ayrıca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Brüksel'de Başbakan Erdoğan ile Esad'ı kıyaslayan ifadelerini anımsatarak, ''Şimdi herhalde, 'o mesafe, ton farkları daralıyor' diyebiliriz'' dedi.
Osman Korutürk, İstanbul'da kendisinin de olayların içinde olduğunu anlatarak, olaylarda yaralanan herkesin hastanede tedavi olmadığını, bu nedenle yaralı sayısının, ortada gözüken net sayılar olamayacığını ifade etti.
Rıza Türmen de olayların, demokratik gösteri yapan vatandaşlara karşı polisin orantısız güç kullanmasından kaynaklandığını öne sürdü.