Bakanlar Kurulu Toplantısı Sona Erdi…

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ankara'daki Gezi Parkı eylemleri sırasında hayatını kaybeden Ethem Sarısülük'ü vurduğu iddia edilen polisin tutuksuz yargılanacak olmasıyla ilgili olarak, "Tutuksuz yargılanması bu konudan aklandığını göstermez, yargı süreci sonunda verilecek kararın çok daha doğrudur ve beklentilerimiz bu yöndedir" dedi.

Bakanlar Kurulu Toplantısı Sona Erdi…
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Arınç, bir gazetecinin Gezi Parkı olayları sırasında başından vurulan Ethem Sarısülük'ü öldürdüğü iddia edilen polisin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını hatırlatması üzerine Arınç, şunları söyledi:

"Bu konuyla ilgili soruşturmanın yapıldığını ve iddialar çerçevesinde eğer polis kurşunuyla yaralanmış ve ölümüne sebebiyet vermişse, bunun neticesiz kalmayacağını, yargı sürecinin mutlaka devam edeceğini ve bir adil kararın ortaya çıkacağını bundan önceki toplantıda da ifade etmiştim. Maalesef o günden bu yana Ethem Sarısülük hayatını kaybetti, ona Tanrı'dan rahmet diliyorum. Bugün itibariyle söylediğiniz konu haklıdır, bir polis memuru hakkında onun tabancasından çıkan kurşunla ölmüş olabileceği konusunda, yargı sürecinde bir gelişme olmuştur. Kendisi mahkemeye tutuklama talebiyle sevk edilmiş ancak adli kontrol kararıyla tutuksuz yargılanmasına karar verilmiştir. Yani tutuksuz yargılanması bu konudan aklandığını göstermez, yargı süreci sonunda verilecek kararın çok daha doğrudur ve beklentilerimiz bu yöndedir.

Ancak olayla ilgili olarak 'niçin adli kontrol kararıyla tutuksuz yargılanmasına karar verilmiştir'in izahı belki şu bakımdan mümkün olabilir; toplanan delillerle ve olayı tamamen kaydetmiş video ve kamera kayıtlarıyla polis memurunun, ismini vermiyorum, göstericiler kalkanını gasp etmişler. Daha sonra linç teşebbüsünde bulunulmuş, vücuduna 37 adet taş isabet etmiş, çok sayıda yumruk ve tekme almış. Meşru müdafaa durumu olup olmadığı tamamen yargının vereceği karar bağlı. Ama bunun üzerine kendisi havaya iki el ateş ederek kaçmaya çalışmış. Üçüncü el ateş sırasında da eline taş isabet eden taştan dolayı, silahın düşmesiyle böyle bir olayın meydana gelebileceği bir kanaat olarak mahkemede yer almış.

Silahın balistik muamelesinin bitmiş olduğunu, ancak adli tıp konusunda kesin kararın henüz verilmediğini biliyorum. Adli soruşturma devam etmektedir. Eğer adli soruşturmanın sonucunda yargı sürecinde bilerek ve kasten bu olaya sebebiyet verildiği ortaya çıkarsa, adil mahkemenin bu konuda kararını hep beraber beleyeceğiz. Ama olayın cereyan tarzına göre kendisini koruma içgüdüsüyle böyle bir harekette bulunduğu sabit olursa, mahkeme şüphesiz ona göre bir karar verecektir.

Biz şüphesiz vefat eden şahsın, yurttaşımızın yanındayız. Böyle bir olayın meydana gelmesini hiç birimiz arzu etmezdik. Ama gösteriler sırasında, o karışıklık sırasında bu olayın nasıl meydana geldiği, hem şahit ifadeleri, hem kamera kayıtları, hem de adli tıbbın vereceği kararla kesinlikle ortaya çıkmış olacak."

BDP HEYETİNİN İMRALI ZİYARETİ
Bülent Arınç, bir gazetecinin İmralı'ya giden BDP heyetinde Sırrı Süreyya Önder'in olmamasının eleştirilere neden olduğunu hatırlatması üzerine, "Giden BDP heyetinde Sırrı olup olmaması bir kısım kişiler tarafından eleştirilmiş olabilir. O onların kabulleridir. Ama bildiğiniz gibi bugün Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan'ın tekrar adaya gidip döndüklerin biliniyor. Onların açıklamasında böyle bir şey yer almıyor, bildiğim kadarı ile. Yarın belki yazılı açıklama yaparak, bu konudaki düşüncelerini ifade edecekler" diye konuştu.

İmralı'ya gideceklere izni Adalet Bakanlığı'nın verdiğine dikkat çeken Arınç, "Adalet Bakanlığımız, müracaat eden kişilerin, kimlerin gideceğine talep üzerine karar veriyor. Son iki heyette Sayın Önder'in yer almamış olmasını kendileri bir şekilde izah edebilirler. Ama bizim söyleyeceğimiz Adalet Bakanlığımızın böyle olmuştur. Bu ziyaretler bu şekilde yapılmıştır" şeklinde konuştu.

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin Alevi vatandaşları da içine alan 25 maddelik bir demokratikleşme paketinin Bakanlar Kurulu'nda ele alınıp alınmadığını sorması üzerine şunları kaydetti:

"Bu sabah da saat 10.00'da da toplandık, 13.00'a kadar bazı çalışmalar yaptık. Bunlar bizim siyasi referanslarımızda, özellikle 30 Eylül 2012'de yapılan Büyük Kongremiz öncesinde 2023 hedeflerimizde siyasi vizyon olarak kitaplaştırılan, demokratikleşme, özgürlük alanlarının genişlemesi, bu alanlarda neler yapacağımızı gösteren, bildiğiniz gibi zannediyorum 61 maddelik bir vizyonumuz var. Bu 61 maddelik kabullerimizden hangilerinin yasama olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini aramızda konuşuyor ve çalışıyoruz. Sanıyorum bu konuda neler yapabileceğimizi veya Parlamento'ya neler sevk edebileceğimizi önümüzdeki günlerde, Bakanlar Kurulu toplantısına da gerek olmadan, yaptığımız hazırlığı Sayın Başbakanımıza sunduktan sonra hem kamuoyuna hem de bakanlarımızın imzasına açabiliriz.

Bunların bir kısmı yasama gerektiren işlerdir. Şüphesiz TBMM'nin gündemi önemlidir. Bir kısmı idari tedbirlerdir. O, hükümetimizde her bakanlığımızın sorumluluk çevresi içinde veya dairesi içinde alabileceği kararlardır. Biz çözüm sürecine yönelik olarak veya son Gezi olayları ile ilgili yaşanan bir takım olumsuzluklara bakarak, bugünler de yeni bir şeyler yapmak ihtiyacını duymuyoruz. Ama geçtiğimiz belki 1-2 yıldan bu yana adım adım demokratikleşme konusunda atacağımız adımları planlıyoruz, hesaplıyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde de bunları gerçekleştiriyoruz. Evet, bir hazırlığımız hemen hemen bitmiş durumdadır. Bunun Parlamento'ya sunulması gerekenleri yasama dönemi bitmeden, yani Temmuz ayının 8'ini, 10'unu kastediyorum, belki açıklanmış, deklare edilmiş ve Parlamento'ya sunulmuş olabilecektir. Ama bunların görüşülmesinin, eğer olağanüstü bir toplantı olmayacaksa Ekim ayından itibaren başlayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz."

"ÇÖZÜM SÜRECİ BAŞLADIĞI GİBİ OLUMLU ŞEKİLDE SEYREDİYOR"
Bülent Arınç, bir gazetecinin PKK'lıların çekilmesindeki son durumun ne olduğunu sorarak, Genelkurmay'dan içinde paşalarında bulunduğu bir helikoptere ateş açıldığı yönündeki açıklamasını hatırlatması üzerine, "O açıklama yapıldığına göre böyle bir tecavüz mutlaka vaki olmuştur. Ancak bu çözüm sürecini engelleyecek veya çözüm sürecini başarısızlığa götürecek bir unsur değildir" ifadelerini kullandı.

"Sevinerek söylemeliyim ki, süreç aynen başladığı gibi belli bir noktada olumlu bir şekilde seyrediyor" diyen Arınç, "Bu arada konuşulanlar, yazılanlar, çekilen fotoğraflar bunların hiçbirisi çözüm sürecinin olumlu gittiğinden daha önemli bir haber değildir. Dolayısıyla birileri çok konuşabilir, çok yazabilir, çok eleştirebilir ama süreci takip eden istihbarat teşkilatımızla başlayıp, süreci de büyük ölçüde hükümetimizin ilgili bakanları takip ettiğine göre ve silahlı unsurların Türkiye'den çıkmaları hala devam ettiğine göre ve bunun belli bir takvim içerisinde bitirileceği ifade edildiğine göre 'süreçte olumsuzluk var' demek bence çok haklı bir şey olmaz. Bizim görebildiğimiz kadarı ile açıklama yapmak gerekirse yaparız, ama bu süreç içerisinde, bugün içerisinde olumsuzluğa yönelik herhangi bir eylemin varlığını ifade etmemiz doğru değil" şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA