Yatırım Teşvikleri Zirvesi
DİYARBAKIR - Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, en büyük yatırımın barışa, kardeşliğe, huzura ve birlikte yaşama yapılacak yatırım olduğunu söyledi.
Green Park Otel'de yapılan Yeni Teşvik Sisteminin 1. Yılı-Yatırım Teşvikleri Zirvesi'nin açılışında konuşan Baydemir, 9 yıllık belediye başkanlığında ilk defa bir bakanın kendisini telefonla aradığını söyleyerek "Diyarbakır'da bir toplantı gerçekleştireceğiz. Sayın başkan sen de katılırmısın, konuşma yaparmısın?" dediğini aktardı.
Barış ve huzur ortamının önemine dikkati çeken Baydemir, "En büyük yatırım barışa, kardeşliğe, huzura ve birlikte yaşama yapacağımız yatırımdır. Koşullar, sıkıntılar, hata siyasi faturası ne olursa olsun barışa yatırım yapmaktan asla vazgeçmememiz gerekiyor. Çünkü barışa yapılacak yatırım hem ekonomik ve sosyal kalkınmayı ama aynı zamanda istihdamı da beraberinde getirecektir. Merkeziyle, yereliyle sıkıntılar ne olursa olsun kardeşlik, eşitlik hukukunu asla pas geçmememiz gerekiyor" dedi.
Bütün sıkıntılara rağmen Diyarbakır'ı terk etmeyip Diyarbakır'a yatırım yapan, Organize Sanayi Bölgesi'nde fabrika açan işletme açan Diyarbakırlılara teşekkürü borç bildiğini ifade eden Baydemir, şunları söyledi:
"Ama aynı zamanda koşullar ve nedenler ne olursa olsun kentimiz Diyarbakır'ın sermayesini alıp, Türkiye'nin batısında büyüyen tüm girişimcilerimizi, iş adamlarımızı bir kez daha Diyarbakır'a ve bölgeye yatırım yapmaya davet ediyorum. Artık yatırım imkanları ve koşulları dünden çok daha iyidir. Bugünkü ve daha sonraki birlikteliklerimiz de yarının koşullarının ve imkanlarının bugünden daha iyi olması için yapılan birlikteliklerdir. Diyarbakır, Ortadoğu'nun en güvenli coğrafyasıdır. Diyarbakır'a bugün giren bir firma 5 yıl sonra kendisiyle kolay kolay rekabet edilemeyecek umudunu, heyecanı ve iddiasını ortaya atıyorum. Bu itibarla da fırsatı kaçırmamak gerektiğine inanıyorum."
-Bölgelerarası kalkınmışlık
Güneydoğu'nun Türkiye'nin en zengin coğrafyası olduğunu ve sadaka istemediklerini dile getiren Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bölgenin geri kalmışlığı ya da bölgelerarası kalkınmışlığın ortadan kaldırılması için çaba sarfediyoruz. Batıda yaşayan kardeşlerimizin bunu görmesi, bunun bir yük, bir kambur olmadığının idrakinde olması gerekiyor. Esas sorun şudur ki 70 yıllık yanlış ekonomik politikalar, hata yoksullaştırma politikaları ve son 30 yıllık çatışma ortamının yaratmış olduğu reel durumla karşı karşıyayız. Eğer birlikte yaşayacaksak ki birlikte yaşamak durumundayız ve birlikte yaşama arzusundayız. Bunu her fırsata da ifade ediyoruz. O halde birlikte kalkınmak durumundayız. O halde bölgelerarası kalkınmışlık farkını ortadan kaldırmak zorundayız. Bu konuda birinci önermem, ilgili bakanlıkların mutlaka bir eşgüdüme ihtiyaçları var."
-Arazi tahsisi olmasına rağmen çivi çakmayan girişimciler var
Organize sanayi bölgelerindeki tahsise rağmen yatırım yapmayanlar olduğuna değinen Baydemir, "Diyarbakır'daki Tarım ve Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi Türkiye'de bir ilk. Öyle bir şekilde tasnifi yapıldı ki buradaki kimi girişimcilerimiz kendisine tahsis edilen araziyi gazete ilanıyla satışa çıkarmış, bu günahtır. Bunu kentimize yapmamamız lazım. Aynı zamanda Organize Sanayi Bölgesinde 4-5 yıldır arazi tahsisi olmasına rağmen çivi çakmayan girişimciler var" dedi.
-Girişimcilerin teminat sıkıntısı
Baydemir, bölgede yatırım yapan ve bankalardan kredi kullanmak isteyenlerden ağır teminatlar istendiğini belirtti.
Bu nedenle bankacılık sektörünün teşvik sektörünün bir parçası haline dönüştürülmesi gerektiğini söyleyen Baydemir, "Yoksa teşvik politikamız eksik kalacaktır ve amacına geç ulaşacaktır. Yerel yönetimler de kredi almakta ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar. Özellikle sayın Babacan'ın da bu konuya dahil olmasında büyük bir fayda olacağına inanıyorum. Diyarbakır OSB'ye baktığımızda sanki ikinci dünya savaşından çıkmış bir tesise benziyor. 20-30 milyon liralık bir kaynağı verirsek çevre düzenlemesi, peyzajını, arıtma tesisini bir defada hazır hale getirip girişimciye vermemiz gerekirken bir yatırımcı olarak bu haliyle içinden geçildiğinde bir yatırımcı olarak yatırım yapma istenci içimden geçmeyecektir" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır'daki Tekel Tütün İşletme Fabrikasının kentin tam merkezinde ve oldukça geniş bir alanda olduğunu, tekstil ve hazır giyim sektörü için biçilmiş kaftan olduğunu dile getiren Baydemir, kentin tüm dinamiklerinin taleplerine rağmen buranın Özelleştirme İdaresi'ne devredildiğini kaydetti.
Baydemir, benzer bir durumun TOKİ'de mevcut olduğunu, TOKİ'nin 2003-2013 yıllarında Diyarbakır'da toplam satmış olduğu arazinin 1 milyon 977 bin metrekare olduğunu, bu satışın Hazine tarafından yapılması halinde 100 milyon lirasının belediyelerin kasasına gireceğini anlattı.
Toplantıya Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, Uluslararası Yatırımcılar Derneği Başkanı Akın Kozanoğlu, TUSCON Başkanvekili Kasım Fincan, TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, ASCON Başkanı Mustafa Koca, TÜMSİAD Başkanı Hasan Sert de katıldı.
Kaynak: AA
Barış ve huzur ortamının önemine dikkati çeken Baydemir, "En büyük yatırım barışa, kardeşliğe, huzura ve birlikte yaşama yapacağımız yatırımdır. Koşullar, sıkıntılar, hata siyasi faturası ne olursa olsun barışa yatırım yapmaktan asla vazgeçmememiz gerekiyor. Çünkü barışa yapılacak yatırım hem ekonomik ve sosyal kalkınmayı ama aynı zamanda istihdamı da beraberinde getirecektir. Merkeziyle, yereliyle sıkıntılar ne olursa olsun kardeşlik, eşitlik hukukunu asla pas geçmememiz gerekiyor" dedi.
Bütün sıkıntılara rağmen Diyarbakır'ı terk etmeyip Diyarbakır'a yatırım yapan, Organize Sanayi Bölgesi'nde fabrika açan işletme açan Diyarbakırlılara teşekkürü borç bildiğini ifade eden Baydemir, şunları söyledi:
"Ama aynı zamanda koşullar ve nedenler ne olursa olsun kentimiz Diyarbakır'ın sermayesini alıp, Türkiye'nin batısında büyüyen tüm girişimcilerimizi, iş adamlarımızı bir kez daha Diyarbakır'a ve bölgeye yatırım yapmaya davet ediyorum. Artık yatırım imkanları ve koşulları dünden çok daha iyidir. Bugünkü ve daha sonraki birlikteliklerimiz de yarının koşullarının ve imkanlarının bugünden daha iyi olması için yapılan birlikteliklerdir. Diyarbakır, Ortadoğu'nun en güvenli coğrafyasıdır. Diyarbakır'a bugün giren bir firma 5 yıl sonra kendisiyle kolay kolay rekabet edilemeyecek umudunu, heyecanı ve iddiasını ortaya atıyorum. Bu itibarla da fırsatı kaçırmamak gerektiğine inanıyorum."
-Bölgelerarası kalkınmışlık
Güneydoğu'nun Türkiye'nin en zengin coğrafyası olduğunu ve sadaka istemediklerini dile getiren Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bölgenin geri kalmışlığı ya da bölgelerarası kalkınmışlığın ortadan kaldırılması için çaba sarfediyoruz. Batıda yaşayan kardeşlerimizin bunu görmesi, bunun bir yük, bir kambur olmadığının idrakinde olması gerekiyor. Esas sorun şudur ki 70 yıllık yanlış ekonomik politikalar, hata yoksullaştırma politikaları ve son 30 yıllık çatışma ortamının yaratmış olduğu reel durumla karşı karşıyayız. Eğer birlikte yaşayacaksak ki birlikte yaşamak durumundayız ve birlikte yaşama arzusundayız. Bunu her fırsata da ifade ediyoruz. O halde birlikte kalkınmak durumundayız. O halde bölgelerarası kalkınmışlık farkını ortadan kaldırmak zorundayız. Bu konuda birinci önermem, ilgili bakanlıkların mutlaka bir eşgüdüme ihtiyaçları var."
-Arazi tahsisi olmasına rağmen çivi çakmayan girişimciler var
Organize sanayi bölgelerindeki tahsise rağmen yatırım yapmayanlar olduğuna değinen Baydemir, "Diyarbakır'daki Tarım ve Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi Türkiye'de bir ilk. Öyle bir şekilde tasnifi yapıldı ki buradaki kimi girişimcilerimiz kendisine tahsis edilen araziyi gazete ilanıyla satışa çıkarmış, bu günahtır. Bunu kentimize yapmamamız lazım. Aynı zamanda Organize Sanayi Bölgesinde 4-5 yıldır arazi tahsisi olmasına rağmen çivi çakmayan girişimciler var" dedi.
-Girişimcilerin teminat sıkıntısı
Baydemir, bölgede yatırım yapan ve bankalardan kredi kullanmak isteyenlerden ağır teminatlar istendiğini belirtti.
Bu nedenle bankacılık sektörünün teşvik sektörünün bir parçası haline dönüştürülmesi gerektiğini söyleyen Baydemir, "Yoksa teşvik politikamız eksik kalacaktır ve amacına geç ulaşacaktır. Yerel yönetimler de kredi almakta ciddi sıkıntılar yaşamaktadırlar. Özellikle sayın Babacan'ın da bu konuya dahil olmasında büyük bir fayda olacağına inanıyorum. Diyarbakır OSB'ye baktığımızda sanki ikinci dünya savaşından çıkmış bir tesise benziyor. 20-30 milyon liralık bir kaynağı verirsek çevre düzenlemesi, peyzajını, arıtma tesisini bir defada hazır hale getirip girişimciye vermemiz gerekirken bir yatırımcı olarak bu haliyle içinden geçildiğinde bir yatırımcı olarak yatırım yapma istenci içimden geçmeyecektir" ifadelerini kullandı.
Diyarbakır'daki Tekel Tütün İşletme Fabrikasının kentin tam merkezinde ve oldukça geniş bir alanda olduğunu, tekstil ve hazır giyim sektörü için biçilmiş kaftan olduğunu dile getiren Baydemir, kentin tüm dinamiklerinin taleplerine rağmen buranın Özelleştirme İdaresi'ne devredildiğini kaydetti.
Baydemir, benzer bir durumun TOKİ'de mevcut olduğunu, TOKİ'nin 2003-2013 yıllarında Diyarbakır'da toplam satmış olduğu arazinin 1 milyon 977 bin metrekare olduğunu, bu satışın Hazine tarafından yapılması halinde 100 milyon lirasının belediyelerin kasasına gireceğini anlattı.
Toplantıya Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, Uluslararası Yatırımcılar Derneği Başkanı Akın Kozanoğlu, TUSCON Başkanvekili Kasım Fincan, TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut, ASCON Başkanı Mustafa Koca, TÜMSİAD Başkanı Hasan Sert de katıldı.