Avukat Zübeyde Kamalak’tan Zonguldak’ta Kadın ve Hukuk Konferansı
Saadet Partisi (SP) Zonguldak Kadın Kolları’nın düzenlemiş olduğu Kadın ve Hukuk adlı konferansa konuşmacı olarak katılmak üzere Avukat Zübeyde Kamalak, başörtüsü nedeniyle duruşmadan atıldığı günü anlatarak, “Benim başımdaki eşarp, onların hepsine batıyor” dedi.
SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın eşi avukat Zübeyde Kamalak, Zonguldak’ta SP Kadın Kolları tarafından düzenlenen Kadın ve Hukuk konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Beş yıldızlı buluşmalar kapsamında kadın partililerle bir araya gelen Avukat Zübeyde Kamalak, konuşmasına 16 Aralık 1966 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda onaylanarak, kabul edilen İkiz Sözleşmeleri okuyarak başladı.
İki sözleşmenin birinci maddelerinde yer alan self determinition hakkının, ‘her millet kendi geleceğini belirler’ ilkesine dayandırıldığını belirten Kamalak, son dönemlerde Kürtlerin’de azınlıklar sınıfına sokulmak istendiğini ileri sürdü. Kamalak, “Peki halklar kendi geleceğini belirlerse, halklardan kasıt kim? Kasıt, azınlıklardır. Lozan’da bilindiği gibi azınlıklar belirlenmişlerdir. Azınlıklar, gayri müslimlerdir. Ama şimdi Türkiye’ye dayatılmak istenen, azınlıklar sınıfına sokulmak istenen Kürtlerdir. Oysa biz yıllarca Kürtlerle omuz omuza, din kardeşi olarak birlikte yaşadık. Gelinen noktaya bakıyoruz, dış güçler ‘Kürtler ayrı bir devlet kurmalı’ dedi.
İSLAM BİRLİĞİ ÇAĞRISI
Türkiye’nin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi sözleşmesine de 1986’da imza attığını ve AB 6. uyum paketi ile Kopenhag kriterlerinin benimsetildiğini belirten Kamalak, AK Parti iktidarına İslam Birliği’nin kurulması için çağrıda bulundu. İslam Birliği’nden kastının İslami Şeraite göre gerçekleştirilen bir yönetim anlayışı olmadığını ifade eden Kamalak, “İslam birliği kurmaktan kastım, ‘İslami şeraite göre sizleri idare edelim’ demiyoruz. İslamın ilkelerine, adaletine, hukukuna göre hareket edelim’ diyoruz.
BAŞÖRTÜ YASAĞI
Kamalak, 1986 yılında imzalanan sözleşmeye başörtü yasağının aykırı olduğunu savunarak, yasağın kaldırılmasını istedi. Kamalak, “Başörtü yasağını neden kaldırmıyorsunuz?. O da bunun içinde buyurun, kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesinde. Bu konuda neden çaba sarf edilmiyor. Her konu birbiriyle gayet girift durumda” diye konuştu.
Kendisinin de başörtü yasağı nedeniyle sıkıntı yaşadığını belirterek, yasağı zorbalık olarak değerlendirdi. Kamalak, başörtüsü nedeniyle davadan atılmasını şöyle anlattı:
“En son benim, eşim ve oğlumun maruz kaldığı, bir başörtüsü zorbalığı vardı. Duruşma esnasında bir hakim, benim müvekkilime, ‘başka bir avukatla, kendini temsil ettir. Başörtülü avukatla temsil ettiremezsin’ dedi.
Ve 2 haftalık kesin süre verdi. ‘2 hafta içerisinde başı acık avukat bul’ dedi.
Böylece duruşmayı bitirdi. File çoraplı, göbeği, sırtı açık olarak duruşmalara katılan arkadaşlarım var. Ben onlara itiraz etmiyorum, beni ilgilendirmez. Onların kendi bileceği iş ama onlara kimse bir şey demiyor. Ama benim başımdaki eşarp onların hepsine batıyor.”
BARODAN GELEN MESAJ
Duruşma salonundan çıktıktan sonraki yaşadıklarını da anlatan Kamalak, “Saat 11:00 gibi duruşmadan çıktım, kapının önünde basın mensupları. ‘Sizi atmışlar gene’ diyor. Nasıl haber veriyorsalar. Biri atıyor, biri de geliyor, çekiyor” dedi.
Davadan atıldığı günü cep telefonuna Ankara Barosu tarafından bir mesaj gönderildiğini açıklayan Kamalak, “Mesajında resmi çektim. Saklıyorum. Ankara Barosu tarafından gönderilen mesajda, ‘Değerli meslektaşlarım, hep birlikte şiddete son, acil demokrasi demek için bugün saat 12:00’de adliye önünde basın açıklaması yapılacaktır. Tüm hak savunucularını, demokrasiye, hukuk devletine özgürlüklere ve insan haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz” deniyor. Tekrar etmemi istiyor musunuz, çünkü ben dehşete düştüm. Biz bu çağrı üzerine, kapının önündeki avukat arkadaşların yanlarına gittik. ‘Evet kadına karşı şiddetten söz ediyorsanız, bana karşı şiddette bulunuldu. Bunlar da özgürlük’ dedim. Siz bu insanların çağrılarını, davranışlarını samimi buluyor musunuz? Eğer samimi iseler, bu açıklamada, benim de yanımda durmak zorundaydılar. Kendi arkadaşlarına bir haksızlık yapılıyordu. Karşı durmak zorundaydılar ama durmadılar. Çünkü bunların demokrasisi, ABD’nin Irak’a götürdüğü demokrasi” diye konuştu.
GEZİ PARKI DEĞERLENDİRMESİ.
Kamalak, Gezi Parkı olayları öncesinde, bir sosyal paylaşım sitesi aracılığıyla tüm CHP’lileri uyardığını söyledi.
Kamalak, şöyle devam etti:
“Bunlar niye toplandılar. Gezi parkından dolayı. Türkiye’de savaş çıktı değil mi? Bu tantanadan bir hafta öncesinde Facebook'taki sayfamda yazdım. ‘Dikkat, içki yasağı değil, içkinin reklamının düzenlemesi var. Oyuna gelmeyin, bilhassa, ey CHP’liler’ dedim. ‘Yine ağzınıza bal çalındı. Kızılca kıyamet koparacaksınız. AK Parti’nin oylarını arttıracaksınız. Öbür taraftan da görülmesi gerekenin görülmemesi, sizin elinizle sağlanacak. Bize çok pahalıya mal olacak, bir şeyler yapılmaya çalışılıyor, lütfen yaygara basmayın’ diye yazmıştım. O gece herkes Taksim Meydanı’na toplandığında, Türk Petrolleri Anonim ortaklığının özelleştirilmesinin yolu açıldı. Bu kanun o gece geçti. Millet televizyonların başından uzaklaştırıldı. Yaygaralar, koparıldı, bu kanun geçti” dedi.
KAPİTÜLASYONLAR İDDİASI
Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın özelleştirmesinin önü açılan yasa ile kapitülasyonların geri getirildiğini ileri süren Kamalak, AK Parti’li vekillerin bu yasayı bilerek, onay verdiğine inanmadığını ifade etti.
Çünkü AK Partili vekillerin çoğunun vatan haini olacaklarına inanmadığını vurgulayan Kamalak, “Kapitilasyonlar, Lozan’la kaldırılmıştı. Bu kanunla geri getirildi.
Size şunu temin ederim ki, mecliste bulunan AK Partili milletvekillerimizin çoğu, bu konuda bilgi sahibi değildir. Zannetmiyorum, kaldırıyorlar ellerini, indiriyorlar ellerini. Ne için ellerini kaldırdıklarını, indirdiklerini bilmiyorlar. O insanların, ben bu kadar şey olacağına ihtimal vermiyorum. Böyle bir yasaya evet diyeceklerini, vatanı bu kadar sevmeyeceklerine inanamıyorum” dedi
“LAİKLİKTEN KASITLARI DİNSİZLİK”
Sayks-Piko Gizli anlaşması kapsamında İngiltere, Fransa ve Rusya’nın, Ortadoğu ve Türkiye’nin topraklarını paylaşmak için 10 yıldır senaryolar yazdığını belirten Kamalak, iktidarın da bu senaryolara alet olduğunu ifade etti.
CHP’yi de ağır bir dille eleştiren Kamalak, iktidar ve muhalefet partisine yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Hala AK Parti deniyor. Ama artık AK Parti, AK Parti değil. CHP’de hepinizin gördüğü gibi aynı CHP. Onların ‘vatan, millet’ derdi falan yok. Onların tek derdi var. Bir laiklik, bir de başörtüsü. Başörtüsü yasak olsun, laiklik olsun. Laiklikten kasıtları da dinsizlik olsun.”
Saadet Partisi’nin ülkenin ve meclisin sigortası olduğunu savunan Kamalak, “SP, meclisin sigortasıdır. Evde sigorta atmazsa, yangın çıkar. Şimdi ne oluyor. Türkiye yanmıyor mu? Yangın çıkmadı mı? AK Parti’nin bir bildiği yok. Çarşafa dolandılar. Yapacak hiçbir şeyleri kalmadı” diye konuştu.
KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ
Türkiye’de kadın erkek eşitliği için medeni kanunun değiştirildiğini söyleyen Kamalak, ülkede kadın erkek eşitliğinden bahsedilemediği gibi kadın kadın eşitliği bile mümkün olmadığını vurguladı. Kamalak, “Türkiye’de kadın-kadın eşitliği var mı ki, kadın erkek eşitliğinden bahsediyoruz. Kadın kadın eşitliği olsa, ‘başörtülüyüm’ diye barodaki kadın arkadaşlarımın saldırısına uğrar mıydım? Birlikte duruşmaya girdiğim, arkadaşlarım bana saldırıyor. Bunların demokrasisi bu kadar.
“MÜSLÜMANLAR AZINLIKLARIN HAKLARINA SAHİP”
Kamalak, yüzde 99’u Müslüman olan bu ülkede yaşanmasına rağmen Müslümanların azınlıkların haklarına sahip olduğunu kaydetti.
Ülkedeki azınlıkların ise Müslümanların haklarına sahip olduğunu belirten Kamalak, “Müslümanların bayram, ibadet, tatil günü, esas hangi gün? Cuma günü ama Cuma tatil mi? Hayır değil.Yahudilerin Bayram günü hangi gün.Cumartesi tatil mi, evet. Hıristiyanların bayram günü hangisi? Pazar günü tatil mi? Neden düşünmüyoruz. Bu koyun, sürü psikolojisi bizde var. Bize ne verilmişse aynen kabulümüz. Neden itiraz etmiyoruz, böyle olmaz demiyoruz” dedi
“AK PARTİYE OY VERMEYİN DEMİYORUM”
Kamalak, partili kadınlara yönelik konuşmasının son bölümünde ise, insanların AK Parti’ye oy verebileceğini belirtti.
Oy verenlerden oyunun arkasında durmasını istediğini kaydeden Kamalak, “Ben size, ‘AK Parti’ye oy vermeyeceksiniz demiyorum. Verdiğiniz oyun arkasında durun diyorum. Onlara oy verenlerden bir kişi getirin ki, ‘Iraktaki tecavüzlere evet diyorum’ desin. ‘İyi oldu, o kadınlara iyi ki de tecavüz etmişler, oradaki insanları iyi ki öldürmüşler’ diyen bir kişi bulun getirin”diye konuştu.
Kamalak, konuşmasının sonunda ise kadın partililerin sorularına da cevap verdi.
Kaynak: İHA
Beş yıldızlı buluşmalar kapsamında kadın partililerle bir araya gelen Avukat Zübeyde Kamalak, konuşmasına 16 Aralık 1966 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda onaylanarak, kabul edilen İkiz Sözleşmeleri okuyarak başladı.
İki sözleşmenin birinci maddelerinde yer alan self determinition hakkının, ‘her millet kendi geleceğini belirler’ ilkesine dayandırıldığını belirten Kamalak, son dönemlerde Kürtlerin’de azınlıklar sınıfına sokulmak istendiğini ileri sürdü. Kamalak, “Peki halklar kendi geleceğini belirlerse, halklardan kasıt kim? Kasıt, azınlıklardır. Lozan’da bilindiği gibi azınlıklar belirlenmişlerdir. Azınlıklar, gayri müslimlerdir. Ama şimdi Türkiye’ye dayatılmak istenen, azınlıklar sınıfına sokulmak istenen Kürtlerdir. Oysa biz yıllarca Kürtlerle omuz omuza, din kardeşi olarak birlikte yaşadık. Gelinen noktaya bakıyoruz, dış güçler ‘Kürtler ayrı bir devlet kurmalı’ dedi.
İSLAM BİRLİĞİ ÇAĞRISI
Türkiye’nin Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi sözleşmesine de 1986’da imza attığını ve AB 6. uyum paketi ile Kopenhag kriterlerinin benimsetildiğini belirten Kamalak, AK Parti iktidarına İslam Birliği’nin kurulması için çağrıda bulundu. İslam Birliği’nden kastının İslami Şeraite göre gerçekleştirilen bir yönetim anlayışı olmadığını ifade eden Kamalak, “İslam birliği kurmaktan kastım, ‘İslami şeraite göre sizleri idare edelim’ demiyoruz. İslamın ilkelerine, adaletine, hukukuna göre hareket edelim’ diyoruz.
BAŞÖRTÜ YASAĞI
Kamalak, 1986 yılında imzalanan sözleşmeye başörtü yasağının aykırı olduğunu savunarak, yasağın kaldırılmasını istedi. Kamalak, “Başörtü yasağını neden kaldırmıyorsunuz?. O da bunun içinde buyurun, kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesinde. Bu konuda neden çaba sarf edilmiyor. Her konu birbiriyle gayet girift durumda” diye konuştu.
Kendisinin de başörtü yasağı nedeniyle sıkıntı yaşadığını belirterek, yasağı zorbalık olarak değerlendirdi. Kamalak, başörtüsü nedeniyle davadan atılmasını şöyle anlattı:
“En son benim, eşim ve oğlumun maruz kaldığı, bir başörtüsü zorbalığı vardı. Duruşma esnasında bir hakim, benim müvekkilime, ‘başka bir avukatla, kendini temsil ettir. Başörtülü avukatla temsil ettiremezsin’ dedi.
Ve 2 haftalık kesin süre verdi. ‘2 hafta içerisinde başı acık avukat bul’ dedi.
Böylece duruşmayı bitirdi. File çoraplı, göbeği, sırtı açık olarak duruşmalara katılan arkadaşlarım var. Ben onlara itiraz etmiyorum, beni ilgilendirmez. Onların kendi bileceği iş ama onlara kimse bir şey demiyor. Ama benim başımdaki eşarp onların hepsine batıyor.”
BARODAN GELEN MESAJ
Duruşma salonundan çıktıktan sonraki yaşadıklarını da anlatan Kamalak, “Saat 11:00 gibi duruşmadan çıktım, kapının önünde basın mensupları. ‘Sizi atmışlar gene’ diyor. Nasıl haber veriyorsalar. Biri atıyor, biri de geliyor, çekiyor” dedi.
Davadan atıldığı günü cep telefonuna Ankara Barosu tarafından bir mesaj gönderildiğini açıklayan Kamalak, “Mesajında resmi çektim. Saklıyorum. Ankara Barosu tarafından gönderilen mesajda, ‘Değerli meslektaşlarım, hep birlikte şiddete son, acil demokrasi demek için bugün saat 12:00’de adliye önünde basın açıklaması yapılacaktır. Tüm hak savunucularını, demokrasiye, hukuk devletine özgürlüklere ve insan haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz” deniyor. Tekrar etmemi istiyor musunuz, çünkü ben dehşete düştüm. Biz bu çağrı üzerine, kapının önündeki avukat arkadaşların yanlarına gittik. ‘Evet kadına karşı şiddetten söz ediyorsanız, bana karşı şiddette bulunuldu. Bunlar da özgürlük’ dedim. Siz bu insanların çağrılarını, davranışlarını samimi buluyor musunuz? Eğer samimi iseler, bu açıklamada, benim de yanımda durmak zorundaydılar. Kendi arkadaşlarına bir haksızlık yapılıyordu. Karşı durmak zorundaydılar ama durmadılar. Çünkü bunların demokrasisi, ABD’nin Irak’a götürdüğü demokrasi” diye konuştu.
GEZİ PARKI DEĞERLENDİRMESİ.
Kamalak, Gezi Parkı olayları öncesinde, bir sosyal paylaşım sitesi aracılığıyla tüm CHP’lileri uyardığını söyledi.
Kamalak, şöyle devam etti:
“Bunlar niye toplandılar. Gezi parkından dolayı. Türkiye’de savaş çıktı değil mi? Bu tantanadan bir hafta öncesinde Facebook'taki sayfamda yazdım. ‘Dikkat, içki yasağı değil, içkinin reklamının düzenlemesi var. Oyuna gelmeyin, bilhassa, ey CHP’liler’ dedim. ‘Yine ağzınıza bal çalındı. Kızılca kıyamet koparacaksınız. AK Parti’nin oylarını arttıracaksınız. Öbür taraftan da görülmesi gerekenin görülmemesi, sizin elinizle sağlanacak. Bize çok pahalıya mal olacak, bir şeyler yapılmaya çalışılıyor, lütfen yaygara basmayın’ diye yazmıştım. O gece herkes Taksim Meydanı’na toplandığında, Türk Petrolleri Anonim ortaklığının özelleştirilmesinin yolu açıldı. Bu kanun o gece geçti. Millet televizyonların başından uzaklaştırıldı. Yaygaralar, koparıldı, bu kanun geçti” dedi.
KAPİTÜLASYONLAR İDDİASI
Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın özelleştirmesinin önü açılan yasa ile kapitülasyonların geri getirildiğini ileri süren Kamalak, AK Parti’li vekillerin bu yasayı bilerek, onay verdiğine inanmadığını ifade etti.
Çünkü AK Partili vekillerin çoğunun vatan haini olacaklarına inanmadığını vurgulayan Kamalak, “Kapitilasyonlar, Lozan’la kaldırılmıştı. Bu kanunla geri getirildi.
Size şunu temin ederim ki, mecliste bulunan AK Partili milletvekillerimizin çoğu, bu konuda bilgi sahibi değildir. Zannetmiyorum, kaldırıyorlar ellerini, indiriyorlar ellerini. Ne için ellerini kaldırdıklarını, indirdiklerini bilmiyorlar. O insanların, ben bu kadar şey olacağına ihtimal vermiyorum. Böyle bir yasaya evet diyeceklerini, vatanı bu kadar sevmeyeceklerine inanamıyorum” dedi
“LAİKLİKTEN KASITLARI DİNSİZLİK”
Sayks-Piko Gizli anlaşması kapsamında İngiltere, Fransa ve Rusya’nın, Ortadoğu ve Türkiye’nin topraklarını paylaşmak için 10 yıldır senaryolar yazdığını belirten Kamalak, iktidarın da bu senaryolara alet olduğunu ifade etti.
CHP’yi de ağır bir dille eleştiren Kamalak, iktidar ve muhalefet partisine yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Hala AK Parti deniyor. Ama artık AK Parti, AK Parti değil. CHP’de hepinizin gördüğü gibi aynı CHP. Onların ‘vatan, millet’ derdi falan yok. Onların tek derdi var. Bir laiklik, bir de başörtüsü. Başörtüsü yasak olsun, laiklik olsun. Laiklikten kasıtları da dinsizlik olsun.”
Saadet Partisi’nin ülkenin ve meclisin sigortası olduğunu savunan Kamalak, “SP, meclisin sigortasıdır. Evde sigorta atmazsa, yangın çıkar. Şimdi ne oluyor. Türkiye yanmıyor mu? Yangın çıkmadı mı? AK Parti’nin bir bildiği yok. Çarşafa dolandılar. Yapacak hiçbir şeyleri kalmadı” diye konuştu.
KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ
Türkiye’de kadın erkek eşitliği için medeni kanunun değiştirildiğini söyleyen Kamalak, ülkede kadın erkek eşitliğinden bahsedilemediği gibi kadın kadın eşitliği bile mümkün olmadığını vurguladı. Kamalak, “Türkiye’de kadın-kadın eşitliği var mı ki, kadın erkek eşitliğinden bahsediyoruz. Kadın kadın eşitliği olsa, ‘başörtülüyüm’ diye barodaki kadın arkadaşlarımın saldırısına uğrar mıydım? Birlikte duruşmaya girdiğim, arkadaşlarım bana saldırıyor. Bunların demokrasisi bu kadar.
“MÜSLÜMANLAR AZINLIKLARIN HAKLARINA SAHİP”
Kamalak, yüzde 99’u Müslüman olan bu ülkede yaşanmasına rağmen Müslümanların azınlıkların haklarına sahip olduğunu kaydetti.
Ülkedeki azınlıkların ise Müslümanların haklarına sahip olduğunu belirten Kamalak, “Müslümanların bayram, ibadet, tatil günü, esas hangi gün? Cuma günü ama Cuma tatil mi? Hayır değil.Yahudilerin Bayram günü hangi gün.Cumartesi tatil mi, evet. Hıristiyanların bayram günü hangisi? Pazar günü tatil mi? Neden düşünmüyoruz. Bu koyun, sürü psikolojisi bizde var. Bize ne verilmişse aynen kabulümüz. Neden itiraz etmiyoruz, böyle olmaz demiyoruz” dedi
“AK PARTİYE OY VERMEYİN DEMİYORUM”
Kamalak, partili kadınlara yönelik konuşmasının son bölümünde ise, insanların AK Parti’ye oy verebileceğini belirtti.
Oy verenlerden oyunun arkasında durmasını istediğini kaydeden Kamalak, “Ben size, ‘AK Parti’ye oy vermeyeceksiniz demiyorum. Verdiğiniz oyun arkasında durun diyorum. Onlara oy verenlerden bir kişi getirin ki, ‘Iraktaki tecavüzlere evet diyorum’ desin. ‘İyi oldu, o kadınlara iyi ki de tecavüz etmişler, oradaki insanları iyi ki öldürmüşler’ diyen bir kişi bulun getirin”diye konuştu.
Kamalak, konuşmasının sonunda ise kadın partililerin sorularına da cevap verdi.