Eğitim Bir-Sen’in Yıl Sonu Değerlendirmesi

Eğitim Bir-Sen Eskişehir Şube Başkanı İsmail Altınkaynak, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının, eğitim sisteminde yapısal değişikliklerin yaşandığı, buna paralel atılması gereken adımların tamamının atılamadığı bir yıl olarak geride kaldığını kaydetti.

Eğitim Bir-Sen’in Yıl Sonu Değerlendirmesi
Eğitim-öğretim yılını değerlendiren yazılı bir açıklama yapan Altınkaynak, sendika olarak yapılan doğruları söylerken, tamamlanması gereken eksikleri, terk edilmesi gereken yanlışları söyleyerek Türkiye ve eğitim camiası için en doğru ve faydalı sendikal tavrı sergileyeceklerini bildirdi. 2012-2013 eğitim yıl içersinde destekledikleri çalışmaları aktaran Altınkaynak, “2012-2013 eğitim yıl içersinde 28 Şubat bakiyesi 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatmasının sona erdirilerek, 4+4+4 yeni eğitim sistemine geçilmesi, lisenin zorunlu eğitim kapsamına alınması, din eğitimini de içerecek şekilde seçmeli dersler havuzunun genişletilmesi, haftalık ders saatlerinde artış yapılması, üniversitelerde öğrencilere uygulanan zorunlu katkı payı ve harçların kaldırılması, yetersiz olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığına bağlı kurumlardaki öğrencilerin kılık ve kıyafet yönetmeliğinde önemli değişikliklere imza atılması, olumlu bulup desteklediğimiz değişikliklerdir” ifadelerini kullandı.

Bu yıl içersinde yaşanan en önemli eksikliğin ise, eğitim hizmeti sunumunun en önemli aktörü olan eğitim çalışanlarının mağduriyetlerin telafisinin yapılmış olmamasına dikkat çeken Altınkaynak, şöyle devam etti:
“Mağduriyetlerin telafi edilmemesi, atılan olumlu adımların da sistemi dönüştürmesini, anlaşılmasını, kökleşmesini engellerken bu yılın değerlendirmesini; atılan önemli adımlara rağmen personel politikalarında isabet kaydedilemeyen, çalışanların sorunlarına köklü çözüm geliştirilemeyen bir yıl olarak yapmamıza neden olmaktadır. 666 sayılı KHK ile gerçekleştirilen ek ödeme oranlarındaki artıştan öğretmen ve öğretim elemanlarının mahrum bırakılması, kurum içi ücret dengesizliklerine sebebiyet verdiği gibi öğretmenleri de KHK mağduru haline getirmiştir. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında çalışanların maaş bordrolarında öğretmenlerin memnuniyetsizliğine yol açan, mesleğin ekonomik itibarsızlığının tescili anlamına gelen çarpık hiyerarşi ortadan kaldırılamamıştır. 2012 yılı toplu sözleşme sürecinin mutabakatsızlıkla sonuçlanması ve devamında bir günlük iş bırakma eyleminin yapılmasının nedeni olan KHK kaynaklı ‘ek ödeme’ sorunu hala çözüm beklemektedir.”

“ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE HAK ETTİĞİ DEĞER VERİLMEMEKTEDİR”
Altınkaynak, öğretmenlik mesleğine hak edilen değerin verilmediğini de öne sürerek şunları aktardı:
“Türkiye’de öğretmenler okulda bulunması gereken saat esas hesaba katıldığında, bin 800 saat ile bin 678 saat olan OECD ortalamasının üzerinde çalışmaktadır. Ülkemizde öğretmenlerin maaşları satın alma paritesi dikkate alınmadığında, 11 ila 15 bin dolar aralığında kalmaktadır. OECD ortalaması ise, kademe arttıkça maaşlar da artacak şekilde 28 bin ile 31 bin dolar arasında değişmektedir. Türkiye’de öğretmen maaşları birçok OECD ülkesinin altındadır. Mesleğe yeni başlayan bir okul öncesi öğretmeninin Türkiye’de elde ettiği maaş OECD ortalamasından yüzde 17 daha düşüktür. Benzer şekilde yeni başlayan bir sınıf öğretmeninin aldığı maaş OECD ortalamasından yüzde 19, bir lise öğretmeninin aldığı maaş ise OECD ortalamasından yüzde 21 daha düşüktür. 15 yıllık bir okul öncesi öğretmeni, sınıf öğretmeni ve lise öğretmeninin aldığı maaşlar, aynı tecrübeye sahip öğretmenlerin OECD ortalamasından sırasıyla yüzde 32, yüzde 34 ve yüzde 38 daha düşüktür. Türkiye’de öğretmenler, hem OECD ortalamasından daha düşük maaş almakta hem de mesleki kıdeme oranla bu fark daha da artmaktadır. Türkiye’de öğretmen maaşlarının iyileştirilmesi ve kıdemin maaşa etkisinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. 632 sayılı KHK hükümleri gereğince sözleşmeden kadroya geçen öğretmenlere tanınan tüm yasal haklar, bu tarihten önce KPSS puanı ile sözleşmelilikten kadroya geçen öğretmenlere de verilmelidir.”
4+4+4 yeni eğitim sisteminin güçlendirilmeyi beklediğini vurgulayan Altınkaynak, açıklamasında, “4+4+4 yeni eğitim sistemi ile eğitimde köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu ülkemiz ve geleceğimiz açısından oldukça önemlidir. Ancak sisteme geçişin bu güne kadar ertelenmesi yüzünden var olan eksiklikler kökleşmiş, sistem geçen yıllarla birlikte bazı yanlışları doğru doğruları yanlış olarak değerlendirilmeye başlamıştır. Bu yüzden yeni ve çağdaş 4+4+4 sisteminin güçlendirilmesi gereken alanlar vardır. Fiziki eksikler yanında mental alanda güçlendirme zaruridir” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA