Müsiad 36. Şubesini Aydın’da Açtı
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, “Türkiye’nin itibarını, gelecek vizyonunu riske atmaya kimsenin hakkı yoktur” dedi.
MÜSİAD, yurt genelinde 36. Şubesi’ni Ulaştırma Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla Aydın’da açtı. Aydın’da yapılan açılış töreninde kurdeleyi Bakan Yıldırım’ın yanı sıra Aydın Valisi Kerem Al, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ve MÜSİAD Aydın Şubesi Başkanı Hakan Yıldırım birlikte kesti. Aydın şubesinin açılışı ile birlikte MÜSİAD şubeleri, temsilci ve temsilcilikleriyle Türkiye’nin 64 noktasında temsil edilen bir sivil toplum kuruluşu oldu.
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Aydın şubesi açılışından sonra gerçekleştirilen galada konuştu.
Olpak, burada, son dönemlerde yaşanan toplumsal olaylar ve ekonomik gelişmelere değindi.
Olpak, "Çocuklarımızın ayaklarına batacak dikenler, ya ektiklerimizdir ya da sökmediklerimizdir" dedi.
Son günlerde, herkesi kaygılandıran olaylar yaşandığını belirten Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak, Türkiye’nin güven ortamının korunacağına ve sağduyunun hâkim olacağına da, sonuna kadar inanıyoruz. Özellikle, ülkemizin belki de gelecek yüzyılını şekillendirecek, aydınlık yarınlarının önünü açacak, Çözüm Süreci gibi büyük bir fırsatı yakalamışken, Reyhanlı saldırısı gibi, Taksim Gezi Parkı’nı bahane ederek sahneye konulan ve asla kabul edilemez tavırlar bizi derinden üzüyor. Günlerdir, başlangıçta son derece masum görünen ama bugün geldiği noktada Türkiye’ye, hatta ağaçların sökülmesini protesto edenlere bile acı veren bir boyuta gelen olaylar yaşıyoruz. Türkiye’nin enerjisini bu kadar kolay mı boşa harcamalıyız? Bir baba olarak, bırakın işadamını, vatandaş olarak, hem çocuklarımın, hem de ülkemin geleceği adına kaygı duyuyorum. Bu noktada, son derece dikkatli ve hassas olmalıyız”
TÜRKİYE’NİN İTİBARI ÖNEMLİ
Gezi Parkı eylemlerine de değinen Olpak, şunları söyledi: “Gezi Parkı’nda yaşananlar ve protestolar hakkında ilk söylediğimiz şey; ‘Farklı düşüncelerin, şiddet içermeden ve şiddetle karşılaşmadan ifade edilebildiği bir ortama hepimizin acilen çok ihtiyacı olduğuydu. ‘Bunu sağlamak, olası daha üzücü durumlara fırsat vermemek, itibarımızı ve geleceğimizi korumak adına hassasiyetle davranmak, ülkesini seven herkesin üzerine düşen bir görevdir’ demiş, ‘Geleceğimize hep birlikte sahip çıkmalı, duygusal, ötekileştiren tepkilerden uzaklaşıp, sağduyulu davranmalıyız. Bu ülke hepimizin’ diye bitirmiştik. Maalesef, Gezi Parkı tartışmalarından, yeni bir eylem çıkararak, amacından ve içeriğinden uzaklaştırılmış bir gündem oluşturma gayreti, Türkiye’nin itibarı kadar, gelecek vizyonumuzu da kötü yönde etkiliyor.Önceki gün bir canlı yayında; ‘Gezi Parkında fikirlerini ifade edenlerle, Gezi Parkı’ndakilerin de onaylamadığı, o çerçevenin dışındaki farklı grupları ayrıştırmak gerektiğini, Gezi Parkı’ndaki eylemcilere müdahale etme amacı olmayan, ancak onları ve o bölgedeki başka vatandaşlarımızı olası provokasyonlardan korumak üzere gerekli güvenlik tedbiri alınmasını önermiştim. Bu açıdan, İstanbul Valiliği’nin Taksim Meydanı ile ilgili dünkü düzenlemelerini yerinde görüyorum.”
TÜRKİYE’NİN İTİBARI RİSKE ATILAMAZ
Türkiye’nin Orta Gelir Tuzağı’ndan kurtulma yoluna girdiğini savunan Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çözüm süreci, Türkiye’yi, yatırım yapılabilir ülke seviyesine taşıdı. Nükleer Santral, 3. Havalimanı ve 3. Köprü projeleri sevindirici yatırımlar. Tüp Geçit yakında açılıyor. Sırada Kanal İstanbul gibi projeler var. Türkiye, tarihinde ilk defa, kısa vadeli borçlanabilen ülke durumundan uzun vadeli, büyük yatırımlar alan bir cazibe ve güven merkezi durumuna geçiyor. Küresel krizden en az etkilenen ülke olan Türkiye, dünya piyasaları toparlanmaya çalışırken bu avantajlı pozisyonunu kaybederse, birkaç basamak birden çıkabilecekken, tökezleme riskiyle karşı karşıya kalır. İtibar dediğimiz, gelecek vizyonu dediğimiz budur ve bunu riske atmaya kimsenin hakkı yoktur."
Türkiye'nin kazanmayı öğrendiğini ve bundan vazgeçmeye niyetli olmadığını belirten Olpak, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye ekonomisi, önündeki engelleri aşabilecek bir seviyededir. Önceki gün açıklanan Sanayi Üretimi rakamları ve dün açıklanan Büyüme Rakamları, Türkiye ekonomisinin gücünü ortaya koyuyor. 14 çeyrektir büyüyen, son 8 çeyrekte büyümeye devam etmekle birlikte büyümesinin hızı düşen ülkemiz, bugün açıklanan rakamlarla, bu yılın ilk çeyreğinde beklentileri aşıp yüzde 3 büyüyerek, büyüme hızını da artırmaya başlamış; huzur, güven ve istikrar algısını perçinlemiştir. Türkiye kazanmayı öğrenmiştir ve bundan vazgeçmeye niyetli değildir."
27 Nisan’daki genel kurulda yaptığı Türkiye’nin bankacılık sistemiyle ilgili uyarısının tartışılmaya başlandığının altını çizen Olpak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bankalar posta memurluğundan çıkıp, sadece teminata kredi veren sistemden, makul teminatlarla projeye kredi veren sisteme geçmeli’ derken, faizi değil, yatırımı teşvik eden bir finansal mimarinin Türkiye’nin kalkınması adına kaçınılmaz olduğunu ifade etmiştim. Bankaların kar etmesine karşı değiliz, ama bankaların da, bu ülkenin ticari kurumları olarak, bizler gibi ticari hayatın risklerini de sırtlanmaları gerektiğine inanıyoruz. Özel sektör olarak, üzerimize düşen görevleri biz yerine getirelim, yasal düzenlemeler gerekliyse onları da talep edelim, ama bankacılığın da, gerçek ticari hayatın içine girmesini sağlayalım. Aksi takdirde, her devirde olduğu gibi, gerilimden ve kargaşadan beslenen faiz lobisi ve bunun gibi fırsatçıların eline koz verilmeye devam edilecektir. Spekülatörlerin en sevdiği ortam, bugünlerde oluşturulmaya çalışılan kargaşa ortamıdır. Ancak, amaçlarına ulaşamayacaklardır.”
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak’ın konuşmasının ardından MÜSİAD Aydın Şubesi’nin açılışı Bakan Yıldırım ve katılımcılar tarafından dualarla yapıldı. Boğazından rahatsız olan Bakan Yıldırım, rahatsızlığı nedeniyle törende konuşamadı. Daha sonra salonda devam eden toplantıda Bakan Yıldırım, ilçalarını alarak tedavisini sürdürdü.
Kaynak: İHA
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, Aydın şubesi açılışından sonra gerçekleştirilen galada konuştu.
Olpak, burada, son dönemlerde yaşanan toplumsal olaylar ve ekonomik gelişmelere değindi.
Olpak, "Çocuklarımızın ayaklarına batacak dikenler, ya ektiklerimizdir ya da sökmediklerimizdir" dedi.
Son günlerde, herkesi kaygılandıran olaylar yaşandığını belirten Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak, Türkiye’nin güven ortamının korunacağına ve sağduyunun hâkim olacağına da, sonuna kadar inanıyoruz. Özellikle, ülkemizin belki de gelecek yüzyılını şekillendirecek, aydınlık yarınlarının önünü açacak, Çözüm Süreci gibi büyük bir fırsatı yakalamışken, Reyhanlı saldırısı gibi, Taksim Gezi Parkı’nı bahane ederek sahneye konulan ve asla kabul edilemez tavırlar bizi derinden üzüyor. Günlerdir, başlangıçta son derece masum görünen ama bugün geldiği noktada Türkiye’ye, hatta ağaçların sökülmesini protesto edenlere bile acı veren bir boyuta gelen olaylar yaşıyoruz. Türkiye’nin enerjisini bu kadar kolay mı boşa harcamalıyız? Bir baba olarak, bırakın işadamını, vatandaş olarak, hem çocuklarımın, hem de ülkemin geleceği adına kaygı duyuyorum. Bu noktada, son derece dikkatli ve hassas olmalıyız”
TÜRKİYE’NİN İTİBARI ÖNEMLİ
Gezi Parkı eylemlerine de değinen Olpak, şunları söyledi: “Gezi Parkı’nda yaşananlar ve protestolar hakkında ilk söylediğimiz şey; ‘Farklı düşüncelerin, şiddet içermeden ve şiddetle karşılaşmadan ifade edilebildiği bir ortama hepimizin acilen çok ihtiyacı olduğuydu. ‘Bunu sağlamak, olası daha üzücü durumlara fırsat vermemek, itibarımızı ve geleceğimizi korumak adına hassasiyetle davranmak, ülkesini seven herkesin üzerine düşen bir görevdir’ demiş, ‘Geleceğimize hep birlikte sahip çıkmalı, duygusal, ötekileştiren tepkilerden uzaklaşıp, sağduyulu davranmalıyız. Bu ülke hepimizin’ diye bitirmiştik. Maalesef, Gezi Parkı tartışmalarından, yeni bir eylem çıkararak, amacından ve içeriğinden uzaklaştırılmış bir gündem oluşturma gayreti, Türkiye’nin itibarı kadar, gelecek vizyonumuzu da kötü yönde etkiliyor.Önceki gün bir canlı yayında; ‘Gezi Parkında fikirlerini ifade edenlerle, Gezi Parkı’ndakilerin de onaylamadığı, o çerçevenin dışındaki farklı grupları ayrıştırmak gerektiğini, Gezi Parkı’ndaki eylemcilere müdahale etme amacı olmayan, ancak onları ve o bölgedeki başka vatandaşlarımızı olası provokasyonlardan korumak üzere gerekli güvenlik tedbiri alınmasını önermiştim. Bu açıdan, İstanbul Valiliği’nin Taksim Meydanı ile ilgili dünkü düzenlemelerini yerinde görüyorum.”
TÜRKİYE’NİN İTİBARI RİSKE ATILAMAZ
Türkiye’nin Orta Gelir Tuzağı’ndan kurtulma yoluna girdiğini savunan Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çözüm süreci, Türkiye’yi, yatırım yapılabilir ülke seviyesine taşıdı. Nükleer Santral, 3. Havalimanı ve 3. Köprü projeleri sevindirici yatırımlar. Tüp Geçit yakında açılıyor. Sırada Kanal İstanbul gibi projeler var. Türkiye, tarihinde ilk defa, kısa vadeli borçlanabilen ülke durumundan uzun vadeli, büyük yatırımlar alan bir cazibe ve güven merkezi durumuna geçiyor. Küresel krizden en az etkilenen ülke olan Türkiye, dünya piyasaları toparlanmaya çalışırken bu avantajlı pozisyonunu kaybederse, birkaç basamak birden çıkabilecekken, tökezleme riskiyle karşı karşıya kalır. İtibar dediğimiz, gelecek vizyonu dediğimiz budur ve bunu riske atmaya kimsenin hakkı yoktur."
Türkiye'nin kazanmayı öğrendiğini ve bundan vazgeçmeye niyetli olmadığını belirten Olpak, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye ekonomisi, önündeki engelleri aşabilecek bir seviyededir. Önceki gün açıklanan Sanayi Üretimi rakamları ve dün açıklanan Büyüme Rakamları, Türkiye ekonomisinin gücünü ortaya koyuyor. 14 çeyrektir büyüyen, son 8 çeyrekte büyümeye devam etmekle birlikte büyümesinin hızı düşen ülkemiz, bugün açıklanan rakamlarla, bu yılın ilk çeyreğinde beklentileri aşıp yüzde 3 büyüyerek, büyüme hızını da artırmaya başlamış; huzur, güven ve istikrar algısını perçinlemiştir. Türkiye kazanmayı öğrenmiştir ve bundan vazgeçmeye niyetli değildir."
27 Nisan’daki genel kurulda yaptığı Türkiye’nin bankacılık sistemiyle ilgili uyarısının tartışılmaya başlandığının altını çizen Olpak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bankalar posta memurluğundan çıkıp, sadece teminata kredi veren sistemden, makul teminatlarla projeye kredi veren sisteme geçmeli’ derken, faizi değil, yatırımı teşvik eden bir finansal mimarinin Türkiye’nin kalkınması adına kaçınılmaz olduğunu ifade etmiştim. Bankaların kar etmesine karşı değiliz, ama bankaların da, bu ülkenin ticari kurumları olarak, bizler gibi ticari hayatın risklerini de sırtlanmaları gerektiğine inanıyoruz. Özel sektör olarak, üzerimize düşen görevleri biz yerine getirelim, yasal düzenlemeler gerekliyse onları da talep edelim, ama bankacılığın da, gerçek ticari hayatın içine girmesini sağlayalım. Aksi takdirde, her devirde olduğu gibi, gerilimden ve kargaşadan beslenen faiz lobisi ve bunun gibi fırsatçıların eline koz verilmeye devam edilecektir. Spekülatörlerin en sevdiği ortam, bugünlerde oluşturulmaya çalışılan kargaşa ortamıdır. Ancak, amaçlarına ulaşamayacaklardır.”
MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak’ın konuşmasının ardından MÜSİAD Aydın Şubesi’nin açılışı Bakan Yıldırım ve katılımcılar tarafından dualarla yapıldı. Boğazından rahatsız olan Bakan Yıldırım, rahatsızlığı nedeniyle törende konuşamadı. Daha sonra salonda devam eden toplantıda Bakan Yıldırım, ilçalarını alarak tedavisini sürdürdü.