Ergün’den Kredi Derecelendirme Kurumlarına 'Cimri' Benzetmesi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, kredi derecelendirme kuruluşların Türkiye’nin notunu artıracağı yönündeki bilgileri değerlendirerek, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye karşı tutumunun geçmişten bu yana çok cimri olduğunu söyledi.
Türk Standartları Enstitüsü 52. Olağan Genel Kurulu Toplantısı’na katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin kredi derecelendirme kuruluşlarının not arttırımına ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Ergün, kredi derecelendirme kuruluşlarıyla ilgili görüşlerini daha önce ifade ettiğini ve kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye karşı tutumunun geçmişten buyana aslında çok cimri bir tutum olduğunu söyledi.
“KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI TÜRKİYE’YE KARŞI CİMRİ BİR TUTUM SERGİLİYOR”
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin gerçek potansiyelini, gerçek durumunu yansıtan bir değerlendirme yapmadığını vurgulayan Ergün, “Büyük bunalımlar içerisinde olan, büyük bütçe açıklarıyla boğuşan, büyük borçlarla boğuşan ülkelerin bile kredi derecelendirme kuruluşları tarafından iyi notlarla değerlendirildiğini görürken Türkiye’ye gibi bütçe açıklarını minimum seviyelere indirmiş, kamu borçlarını milli gelir içerisindeki paylarını azaltmış, ekonominin makro dengelerini kurmuş, ekonomide yatırımlarla ilgili bir çok risk alanlarını bertaraf etmiş olmasına rağmen Türkiye’ye karşı bu derece cimri davranmaları her zaman bizim eleştirilerimize muhatap oldu. Şimdi kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarından ziyade biz kendi durumumuza bakıyoruz. Kendi durumumuzu kendimiz değerlendiriyoruz ve yatırımcıların Türkiye’nin gerçek durumunu görmeleri için onların Türkiye’yi görmelerini istiyoruz. Kuşkusuz yatırımcılar kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarına da bakıyorlardır ama o notlara bakarken Türkiye’nin gerçeğine birde Türkiye’den bakmalarını daha doğru olacağını ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN NOTUNU ARTIRMAYACAKSIN, KİMİN NOTUNU ARTIRACAKSIN?”
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin notunu attırmaları gerektiğini belirten Ergün, dünyada ekonomik sıkıntıların devam etmesine rağmen Türkiye’nin makro ekonomik dengelerini kurarak yoluna istikrarlı bir şekilde devam ettiğini kaydetti.
“Türkiye’nin notunu artırmayacaksın kimin notunu artıracaksın” diye soran Ergün, “Eğer bugün notu artırılması gereken birkaç ülke varsa dünyada, bunlardan bir tanesi Türkiye’dir. Bir not artışı gelecekse bu öncelikle Türkiye için gelmesi icap eder. Gerçekten biz izin orasında değiliz. Notlarımızı onlar attırdılar mı, artırmadılar mı, az mı artırdılar, çok mu arttırdılar noktasında değiliz. Biz kendi yolumuza kendimiz devam ediyoruz” dedi.
“ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE GERÇEKTEN TAHSİS EDECEĞİMİZ YER KALMADI”
Çözüm süreci çerçevesinde bugün PKK terör örgütü üyelerinin bugün çekileceğinin hatırlatılması üzerine ise Ergün, çözüm süreciyle ilgili çalışmalar başladığı günden itibaren kamuoyunda olumlu bir havanın meydana geldiğini ve terör olaylarında durmayla birliktede insanların yeniden motive olduğunu ifade etti.
Çözüm sürecinin hayata geçtiği günden itibaren bölgenin turizm faaliyetlerinin hayata geçtiğine dikkat çeken Ergün, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bölgedeki turizm potansiyeli biranda hareket geçti. Organize sanayi bölgelerinde gerçekten tahsis edeceğimiz yer kalmadı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sanayi bölgelerinin geliştirilmesi, yeni organize sanayi bölgelerinin tespit edilmesiyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Demek ki bu süreç Türkiye’de toplumu son derece motivasyonu yüksek bir toplum haline getirdi. Süreç, yatırımcıyı bütün alanlarda özellikle doğu ve güneydoğu da yatırım yapmaya teşvik eden başlıca unsurlardan bir tanesi oldu. Teşvik sistemimiz var ama teşvik sisteminden daha önemli bir teşvik sistemi bu sürecin başlaması oldu adeta. Terör olmadığı bir ortamda insanların nasıl harekete geçtiğini görüyoruz. Biz uzun şunu söylüyoruz; terör hiçbir şeyin çaresi değildir. Ne hak ve özgürlükler terör yoluyla elde edile bilir, ne de ekonomik kalkınma hizmetler terör yoluyla çekile bilir. Terör gerçekten her problemin kaynağıdır. Çözümün yolu değil, problemlerin kaynağıdır. Türkiye eğer demokratikleşme konusunda adımlarını daha hızlı atamadıysa terör nedeniyledir. Bazı meselelerini konuşamadıysa terör nedeniyledir. Bazı yatırımlarını yapamadıysa terör nedeniyledir. Terör örgütünün de ve teröre destek verenlerinin de terör yoluyla bir yere varılamayacağını görmüş olmaları son derece önemli.”
“İNŞALLAH PROVOKASYON OLAYLARI OLMAZ, BİR DAHA ÜLKEMİZDE TERÖR FAALİYETLERİ GERÇEKLEŞMEZ”
Terör olmadığı zaman toplum her problemi çözmeye daha yatkın olacağını ve demokrasini ilerletmeye daha yatkın olacağını dile getiren Ergün, demokrasi içerisinde konuşulamayacak hiçbir problem olmadığını belirtti.
Ergün, “Çözülmeyecek hiçbir problem yoktur. Her mesele konuşula bilir, her problem çözülebilir ve bir çok ekonomik adım atılabilir. Terör örgütünün eylemci gruplarını, silahlı gruplarını Türkiye’den çekiyor olması başlı başına önemli bir konudur. Bu sadece çekmeyle tabii ki sonuçlanması yeterli değildir. Gerçekten bir silah bırakma, terörden vazgeçme, gerçekten Türkiye’nin sorunlarının demokrasi yoluyla, siyaset yoluyla çözümüne tam olarak angaja olma yolu ile sonuçlanmalıdır. Yoksa eliniz tetikte, eliniz silahın üzerinde durduğu müddetçe yine Türkiye’de bir takım şeylerin konuşulmasının, yine Türkiye’de bir takım hizmetlerin yapılmasının önünde o ortam psikolojik ortam engel olacak. Dolayısıyla silahların tamamen bırakıldığı bir sürece doğru hadise gitmelidir. Ama bu bir başlangıçtır. Silahlı grupların Türkiye’den çekilmesi bu sürece doğru gitmede önemli bir başlangıçtır. Eminim çok hızlı bir şekilde silahlı gruplarını Türkiye’den çekeceklerdir. Nereden çekiyorlar, nasıl çekiyorlar ben onu bilecek değilim. Şahsen örgütün böyle bir karar vermiş olması, silahlı gruplarını Türkiye nasıl girdiklerini de ben şahsen bilmiyorum ama nasıl çıktıklarını da ben takip edecek değilim. Terör örgütü silahlı gruplarını Türkiye’den çekiyorsa ve Türkiye’de artık terör eylemi olmuyorsa bu Türkiye’de bir takım konuların çözüm yoluna girdiğini, çözümü için sürecin hızlı bir şekilde devam ettiğinin önemli bir göstergesidir. İnşallah kısa bir zamanda tamamlanır. İnşallah provokasyon olayları olmaz, bir daha ülkemizde terör faaliyetleri gerçekleşmez” diye konuştu.
“ESKİDEN FAİZ BİR KAZANÇ KAPISI OLARAK GÖRÜLÜYORDU”
Ergün, “Türkiye’nin hedeflenen büyüme rakamlarına ulaşması için ticari kredi faizlerinde düşüş olması gerekiyor mu?” sorusuna, “Kredi faizlerinde düşme eğiliminin var olduğunun ve bunun devam ettiğini görüyoruz. Bu sadece tüketici kredilerine değil, bunun yatırım için ticari kredilere de yansıması lazım. Süreç içerisinde Türkiye’de faizlerin daha da düşeceğine, faiz artık bir kazanç kapısı olarak görülmeyeceğini, kazanç kapısının yatırımda, kazanç kapısının ticarette, kazanç kapısının borsaya katılımda olduğunu insanların daha çok göreceğini düşünüyorum. Eskiden faiz bir kazanç kapısı olarak görülüyordu. Hiçbir faaliyetiniz olması bile parasını yatırıyorsunuz, enflasyonun üzerinde bir gelir elde ediyorsunuz. Bir emek sarf etmeden, bir risk almadan bunlar devam ediyor. Bu gerçek bir ekonomi değil zaten” dedi.
“TİCARİ KREDİLERDE FAİZ ORANLARININ GERİYE DOĞRU GİTMESİ GEREKİYOR”
Türkiye’de faaliyet dışı gelirlerin, faaliyet gelirlerin üstünde olmadığını dile getiren Ergün, Türkiye’nin artık o dönemleri geçtiğini ve ticari yatırımların önünde yüksek faiz oranlarının bir engel olarak durmaması gerektiğini söyledi.
Ticari kredilerde faiz oranlarının geriye doğru gitmesi gerektiğini vurgulayan Ergün, Merkez Bankası’nın bu konudaki çalışmalarının da bu yasadaki gelişmeleri değerlendirerek yapacağını kaydetti.
Kaynak: İHA
“KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI TÜRKİYE’YE KARŞI CİMRİ BİR TUTUM SERGİLİYOR”
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin gerçek potansiyelini, gerçek durumunu yansıtan bir değerlendirme yapmadığını vurgulayan Ergün, “Büyük bunalımlar içerisinde olan, büyük bütçe açıklarıyla boğuşan, büyük borçlarla boğuşan ülkelerin bile kredi derecelendirme kuruluşları tarafından iyi notlarla değerlendirildiğini görürken Türkiye’ye gibi bütçe açıklarını minimum seviyelere indirmiş, kamu borçlarını milli gelir içerisindeki paylarını azaltmış, ekonominin makro dengelerini kurmuş, ekonomide yatırımlarla ilgili bir çok risk alanlarını bertaraf etmiş olmasına rağmen Türkiye’ye karşı bu derece cimri davranmaları her zaman bizim eleştirilerimize muhatap oldu. Şimdi kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarından ziyade biz kendi durumumuza bakıyoruz. Kendi durumumuzu kendimiz değerlendiriyoruz ve yatırımcıların Türkiye’nin gerçek durumunu görmeleri için onların Türkiye’yi görmelerini istiyoruz. Kuşkusuz yatırımcılar kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarına da bakıyorlardır ama o notlara bakarken Türkiye’nin gerçeğine birde Türkiye’den bakmalarını daha doğru olacağını ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN NOTUNU ARTIRMAYACAKSIN, KİMİN NOTUNU ARTIRACAKSIN?”
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin notunu attırmaları gerektiğini belirten Ergün, dünyada ekonomik sıkıntıların devam etmesine rağmen Türkiye’nin makro ekonomik dengelerini kurarak yoluna istikrarlı bir şekilde devam ettiğini kaydetti.
“Türkiye’nin notunu artırmayacaksın kimin notunu artıracaksın” diye soran Ergün, “Eğer bugün notu artırılması gereken birkaç ülke varsa dünyada, bunlardan bir tanesi Türkiye’dir. Bir not artışı gelecekse bu öncelikle Türkiye için gelmesi icap eder. Gerçekten biz izin orasında değiliz. Notlarımızı onlar attırdılar mı, artırmadılar mı, az mı artırdılar, çok mu arttırdılar noktasında değiliz. Biz kendi yolumuza kendimiz devam ediyoruz” dedi.
“ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE GERÇEKTEN TAHSİS EDECEĞİMİZ YER KALMADI”
Çözüm süreci çerçevesinde bugün PKK terör örgütü üyelerinin bugün çekileceğinin hatırlatılması üzerine ise Ergün, çözüm süreciyle ilgili çalışmalar başladığı günden itibaren kamuoyunda olumlu bir havanın meydana geldiğini ve terör olaylarında durmayla birliktede insanların yeniden motive olduğunu ifade etti.
Çözüm sürecinin hayata geçtiği günden itibaren bölgenin turizm faaliyetlerinin hayata geçtiğine dikkat çeken Ergün, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bölgedeki turizm potansiyeli biranda hareket geçti. Organize sanayi bölgelerinde gerçekten tahsis edeceğimiz yer kalmadı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sanayi bölgelerinin geliştirilmesi, yeni organize sanayi bölgelerinin tespit edilmesiyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Demek ki bu süreç Türkiye’de toplumu son derece motivasyonu yüksek bir toplum haline getirdi. Süreç, yatırımcıyı bütün alanlarda özellikle doğu ve güneydoğu da yatırım yapmaya teşvik eden başlıca unsurlardan bir tanesi oldu. Teşvik sistemimiz var ama teşvik sisteminden daha önemli bir teşvik sistemi bu sürecin başlaması oldu adeta. Terör olmadığı bir ortamda insanların nasıl harekete geçtiğini görüyoruz. Biz uzun şunu söylüyoruz; terör hiçbir şeyin çaresi değildir. Ne hak ve özgürlükler terör yoluyla elde edile bilir, ne de ekonomik kalkınma hizmetler terör yoluyla çekile bilir. Terör gerçekten her problemin kaynağıdır. Çözümün yolu değil, problemlerin kaynağıdır. Türkiye eğer demokratikleşme konusunda adımlarını daha hızlı atamadıysa terör nedeniyledir. Bazı meselelerini konuşamadıysa terör nedeniyledir. Bazı yatırımlarını yapamadıysa terör nedeniyledir. Terör örgütünün de ve teröre destek verenlerinin de terör yoluyla bir yere varılamayacağını görmüş olmaları son derece önemli.”
“İNŞALLAH PROVOKASYON OLAYLARI OLMAZ, BİR DAHA ÜLKEMİZDE TERÖR FAALİYETLERİ GERÇEKLEŞMEZ”
Terör olmadığı zaman toplum her problemi çözmeye daha yatkın olacağını ve demokrasini ilerletmeye daha yatkın olacağını dile getiren Ergün, demokrasi içerisinde konuşulamayacak hiçbir problem olmadığını belirtti.
Ergün, “Çözülmeyecek hiçbir problem yoktur. Her mesele konuşula bilir, her problem çözülebilir ve bir çok ekonomik adım atılabilir. Terör örgütünün eylemci gruplarını, silahlı gruplarını Türkiye’den çekiyor olması başlı başına önemli bir konudur. Bu sadece çekmeyle tabii ki sonuçlanması yeterli değildir. Gerçekten bir silah bırakma, terörden vazgeçme, gerçekten Türkiye’nin sorunlarının demokrasi yoluyla, siyaset yoluyla çözümüne tam olarak angaja olma yolu ile sonuçlanmalıdır. Yoksa eliniz tetikte, eliniz silahın üzerinde durduğu müddetçe yine Türkiye’de bir takım şeylerin konuşulmasının, yine Türkiye’de bir takım hizmetlerin yapılmasının önünde o ortam psikolojik ortam engel olacak. Dolayısıyla silahların tamamen bırakıldığı bir sürece doğru hadise gitmelidir. Ama bu bir başlangıçtır. Silahlı grupların Türkiye’den çekilmesi bu sürece doğru gitmede önemli bir başlangıçtır. Eminim çok hızlı bir şekilde silahlı gruplarını Türkiye’den çekeceklerdir. Nereden çekiyorlar, nasıl çekiyorlar ben onu bilecek değilim. Şahsen örgütün böyle bir karar vermiş olması, silahlı gruplarını Türkiye nasıl girdiklerini de ben şahsen bilmiyorum ama nasıl çıktıklarını da ben takip edecek değilim. Terör örgütü silahlı gruplarını Türkiye’den çekiyorsa ve Türkiye’de artık terör eylemi olmuyorsa bu Türkiye’de bir takım konuların çözüm yoluna girdiğini, çözümü için sürecin hızlı bir şekilde devam ettiğinin önemli bir göstergesidir. İnşallah kısa bir zamanda tamamlanır. İnşallah provokasyon olayları olmaz, bir daha ülkemizde terör faaliyetleri gerçekleşmez” diye konuştu.
“ESKİDEN FAİZ BİR KAZANÇ KAPISI OLARAK GÖRÜLÜYORDU”
Ergün, “Türkiye’nin hedeflenen büyüme rakamlarına ulaşması için ticari kredi faizlerinde düşüş olması gerekiyor mu?” sorusuna, “Kredi faizlerinde düşme eğiliminin var olduğunun ve bunun devam ettiğini görüyoruz. Bu sadece tüketici kredilerine değil, bunun yatırım için ticari kredilere de yansıması lazım. Süreç içerisinde Türkiye’de faizlerin daha da düşeceğine, faiz artık bir kazanç kapısı olarak görülmeyeceğini, kazanç kapısının yatırımda, kazanç kapısının ticarette, kazanç kapısının borsaya katılımda olduğunu insanların daha çok göreceğini düşünüyorum. Eskiden faiz bir kazanç kapısı olarak görülüyordu. Hiçbir faaliyetiniz olması bile parasını yatırıyorsunuz, enflasyonun üzerinde bir gelir elde ediyorsunuz. Bir emek sarf etmeden, bir risk almadan bunlar devam ediyor. Bu gerçek bir ekonomi değil zaten” dedi.
“TİCARİ KREDİLERDE FAİZ ORANLARININ GERİYE DOĞRU GİTMESİ GEREKİYOR”
Türkiye’de faaliyet dışı gelirlerin, faaliyet gelirlerin üstünde olmadığını dile getiren Ergün, Türkiye’nin artık o dönemleri geçtiğini ve ticari yatırımların önünde yüksek faiz oranlarının bir engel olarak durmaması gerektiğini söyledi.
Ticari kredilerde faiz oranlarının geriye doğru gitmesi gerektiğini vurgulayan Ergün, Merkez Bankası’nın bu konudaki çalışmalarının da bu yasadaki gelişmeleri değerlendirerek yapacağını kaydetti.