Ak Parti 20. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı (2)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Akil İnsanlar Heyeti'ni 'Heyet-i Nasiha'ya benzetenlere tepki göstererek, akil insanları Kurtuluş Savaşı sırasında kurulan "İrşad Heyeti"ne benzetti.

Ak Parti 20. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı (2)
Başbakan Erdoğan çözüm sürecine yönelik destek içinse "Yaptırdığımız kamuoyu yoklamalarında çözüm sürecine olan destek yüzde 58'den hamd olsun yüzde 70'e tırmanmış durumda" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam'da 20'ncisi düzenlenen İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılış konuşmasını yaparak, önemli açıklamalarda bulundu. AK Parti'nin 10 yılı aşkın sürede çok önemli işler başardığını anlatan Başbakan Erdoğan, dış politikada farklı bir vizyonla, yapıcı, barış odaklı bir yaklaşımla Türkiye'ye çok önemli başarılar yaşattıklarını ifade etti.

Türkiye'nin çözülmez gibi görünen sorunlarını çözdüklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Ulaştığımız her hedefle birlikte oyalanmak yerine, rehafet yerine, duraklamak yerine kendimize yeni, daha büyük hedefler belirledik. Çıtayı daha yükseklere çıkardık. Yolumuza böyle devam ettik ve dünya bunu 'sessiz devrim' olarak niteledi. Ve gittiğimiz her yerde dost, dost olmayan herkes bu sessiz devrimi nasıl gerçekleştirdiğimizi sordu" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, "10 buçuk yıl içerisindeki büyük reformların, büyük yatırımların ardından Türkiye bugün artık çok farklı bir döneme, farklı bir kulvara geçiş yapmıştır" diyerek, "Türkiye için hiç tartışmasız artık yeni bir sayfa açılmıştır, yeni bir ufkun kapıları ardına kadar aralanmıştır" dedi.

Yeni dönemde sosyal restorasyona daha fazla yoğunlaşacaklarını ve Türkiye'nin şahlanışına ivme kazandıracak yatırımlar yapacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Artık bu kart topu değil, bu kar topu büyüdü çığ haline geldi ve yola artık böyle devam ediyoruz" diye konuştu.

Enflasyon'un yüzde 6,1 olarak gerçekleştiğini de hatırlatan Başbakan Erdoğan, geçmişten örnekler vererek enflasyonun nereden nereye geldiğine dikkat çekti. Dün de Borsa İstanbul'un tarihinin en yüksek seviyesine yükselerek 86 bin 650 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine geldiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, Merkez Bankası'nın döviz rezervi için de, "Döviz rezervi de yine rekor kırarak 135 milyar doları aştı" şeklinde konuştu.

Dün Japonlarla imzalanan nükleer anlaşmasını hatırlatan ve bunun 27 milyar dolarlık bir anlaşma olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Enerjideki maliyetler böylece düşecek ve ülkemizin enerjide inşallah açığı olmayacak. Şuanda Enerjide fazlamız var eksiğimiz yok. Ve yavaş yavaş da doğalgazdan elde ettiğimiz enerjiden, hidroelektrik santrallerden, termik santrallerden, buradan elde ettiğimiz enerjilerle enerji de çok ciddi bir çeşitlendirmeyi yaşıyoruz ve böylece doğalgaz çevrim santrallerine kilitli değiliz. Doğalgazı sadece ısınmanın gayreti içerisindeyiz" şeklinde konuştu.

"3. nükleer santralini istiyoruz ki kendi beyin gücümüzle inşa edelim, tesis edelim" diyen Başbakan Erdoğan, "Şuanda Rusya'ya gidip gelen gençlerimizin sayısı 500'e yaklaşıyor. Orada eğitim alıyorlar ve burada Akkuyu'daki çalışmada rol alacaklar. Böyle bir çalışma başladı ve yakında da İnşallah Japonya ile böyle bir süreç başlayacak" dedi.

"TOKYO'YA UÇUŞ GÜNLÜK 1'DEN 3'E ÇIKIYOR"
Başbakan Erdoğan, İstanbul'a yapılacak üçüncü havalimanı ile ilgili olarak da açıklamalarda bulundu. Uçak filosunun 300'e ulaşmasıyla dünyanın her yerine uçan bir Türk Hava Yolları olacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, dün Japon Başbakanı ile yaptıkları görüşmeyi hatırlatarak, "Bu 'günlük bir uçuşu üçe çıkaralım' dedik ve onlar da kabul etti. Günde 3 uçuş sadece Tokyo'ya olacak" diye konuştu.

İstanbul'a üçüncü bir havalimanının gerekli olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, dün gerçekleşen ihale ile ilgili olarak "Artık hemen toplanacağız oturacağız ve bu ihale ile ilgili kararımızı vereceğiz, imzalar atılacak. İnşallah hemen müteahhit firmalar da makineleri vesaire almak suretiyle burada çalışmaya girişecek" şeklinde konuştu.

Üçüncü havalimanı için ihaleyi alna firmaların 25 yılda kira olarak 22 milyar 152 Euro ödeyeceğini kaydeden Erdoğan, "Ortalama yani yaklaşık yılda 900 milyon euro ödeyecekler. Burada tabi tarifeyi de üzerine koyduğunuz zaman yaklaşık 28 milyar Euro civarında bir rakama ulaşıyoruz. Böyle bir durumdayız ve bu tabi AK Parti iktidarının geleceğe bakışını gösteriyor" dedi.

Erdoğan, İMF'ye olan borcun da artık biteceğini hatırlatarak, "İnşallah 10 yıl sonra 14 Mayıs Salı günü İMF'ye son birim borcumuzu, 400 milyon doları ödüyor ve artık İMF'ye olan borcu sıfırlıyoruz. Bütün bu gelişmelerin hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, bir kaç hafta içinde de İstanbul'a yapılacak üçüncü köprünün temelinin atılacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, bu köprünün 4 gidiş, 4 geliş ve raylı sisteme sahip olacak olmasının ayrı bir zenginlik olduğunu ifade etti.

"HEYET-İ NASİHA'YI HATIRLATANLAR, 'İRŞAD ENCÜMENİ'Nİ HATIRLAMADI"
Başbakan Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde ise Akil İnsanlar Heyeti'nin 'Heyet-i Nasiha'ya benzetilmesini değerlendirdi. Başbakan Erdoğan, Kurtuluş Savaşı sırasında kurulan 'İrşad Encümeni'ni kimsenin hatırlamadığını belirterek şöyle konuştu:
"Akil insanlar heyeti teşekkül ederken bazı densizler, bazı kendini bilmezler bu heyeti, Kurtuluş Savaşı sırasında oluşturulan ‘Heyet-i Nasiha’ya benzetme gafletinde bulundular. Heyet-i Nasiha’yı hatırlayanlar ve hatırlatanlar, yine Kurtuluş Savaşı sırasında teşekkül eden, ‘İrşad Encümeni’ni ya hatırlamadılar ya da hatırladılar ama işlerine gelmedi.

TBMM’nin 23 Nisan 1920’de kuruluşunun hemen ardından 27 Nisan 1920’de Bursa Mebusu Şeyh Servet Efendi, İrşad Encümeni önergesini Meclis’e verdi. Heyet-i Nasiha’nın ve işgal kuvvetlerinin halk üzerindeki yanlış propagandasını kırmak, halka doğruları anlatmak, İstiklal mücadelemizi, kardeşlik mücadelemizi anlatmak üzere İrşad Heyeti kuruldu. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif işte bu heyetin içinde yer alıyordu ve Anadolu’yu şehir şehir dolaşarak, vaazlar vererek halkı istiklal mücadelesi etrafında birleşmeye çağırıyordu. İşte biz İrşad Heyeti’ni seçtik ve şu anda İrşad Heyeti görevini yapıyor. İnşallah ayın 9’unda akil insanlar heyetinin başkan, başkan vekili ve sekreterleriyle İstanbul’da bir aylık sürecin değerlendirmesini yapacağız. Ondan sonra kalan bir aylık sürecin yıl haritasını değerlendireceğiz."
Başbakan Erdoğan, akil insanlara yönelik gerçekleşen eylemlerle ilgili bilgiler de vererek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir aydır sahada faaliyet gösteren akil insanlar heyetine karşı, Türkiye’nin tamamında yapılan eylemlere katılan kişi sayısı ne biliyor musunuz; 4 bin 980 kişi. Ağırlıkla MHP ve İşçi Partililerden oluşan, çoğu eylemde de aynı kişilerin sahnede yer aldığını görüyoruz. 76 milyon içinde sadece 4 bin 980 kişi eylem yapıyor. Ama bizde öyle bir medya var ki haberlere baktığınızda sanki bütün şehir ayakta. Bir araya gelip konuştuğumuzda, ‘Bize ne görev düşüyorsa biz de varız’ diyorlar. Ya bunu söylemeye gerek yok ki. Bu zaten bilinen bir şey. Üzerinize düşen görevi yapmalısınız. İşte biraz önce bahsettiğim tezgahta malum medya kuruluşları da var. Onlar da bu nifak tezgahına karınca kararınca su taşıyorlar. Kamera oyunlarını biliriz, kamera şakalarını da biliriz. Oynanan oyun bu. Şu anda aynı medya, aynı tavrı 1 Mayıs olaylarında da sergiliyor."

"POLİSİN GAZI SADECE GÖZ YAŞARTIR AMA CHP'NİN GAZI ZEHİRLER"
Başbakan Erdoğan, 1 Mayıs kutlamaları sırasında İstanbul'da yaşanan olaylara da değindi. Bu konuda medyayı da eleştiren Başbakan Erdoğan, "Ellerinde sapan olan, demir bilyeler olan maskeli gençler bir takım medyaya göre çiçek çocuklar, polis güvenlik güçleri faşist. Başbakan bağırıyor çağırıyor tabi bağıracağım canım. Her tarafı yakıp yıkan elinde sapanla polisime emniyet güçlerime karşı bu tür terörist eylem gerçekleştirenleri savunursan ben bağırırım. Gazdan etkilenen militanlar masum kafasına taş isabet eden beyin kanaması geçiren polis faşist. Biz bu tezgahı çok gördük. Belli medya kuruluşlarının huzur ve barış ortamına karşı çatışma ortamını körüklercesine haberler yaptıklarını gördük" diye konuştu.

CHP'yi de bu konuda eleştiren Başbakan Erdoğan, "CHP 1 Mayıs öncesinde ve sonrasında tüm o marjinal guruplarına gaz verdi. Bakmayın ha CHP'nin gazı polisin gazından daha tesirlidir. Polisin gazı sadece göz yaşartır ama CHP'nin gazı dikkat edin zehirler buna çok dikkat edin" dedi.

Başbakan Erdoğan, ayrıca 1 Mayıs öncesinde sendikalarla yaptıkları görüşmeleri de tekrar anlatarak, sendikaların Taksim Meydanı'nda ısrarcı olmasına tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan, "Ama dert üzüm yemek değil, dert bağcıyı dövmek" dedi.

Erdoğan, molotof kullananların tutuklandığında serbest bırakıldıklarına dikkat çekerek, bunun ise terörle mücadeleyi zorlaştırdığını kaydetti.

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun sürece ilişkin bir televizyon programında 'bana neden bilgi veriyorsun, sen bilgiyi halka ver' dediğini hatırlatarak,"'Süreci bilmiyoruz, hiç birşey bilmiyoruz, anlamıyoruz' diyen sen değil misin? Bilmemek değil öğrenmemek ayıp. Bizim medeniyetimizde ilim Çin’de de olsa gidip alacaksın. Ya ayağına ilmi gönderiyoruz ama sen reddediyorsun. Çünkü bilmek insana bilmek sorumluluktur. Sayın Kılıçdaroğlu bu sorumluluğu üstlenecek durumda değil" diye konuştu.

Erdoğan ayrıca Kılıçdaroğlu için "Akil insanlar sana bilgi vermek istiyor neden kabul etmiyorsun?" diye sordu.

"SÜRECE DESTEK YÜZDE 58'DEN YÜZDE 70'E ÇIKTI"
Başbakan Erdoğan, çözüm sürecine olan desteğin oranını da açıkladı.

"Yaptırdığımız kamuoyu yoklamalarında çözüm sürecine olan destek yüzde 58'den hamd olsun yüzde 70'e tırmanmış durumda" diyen Başbakan Erdoğan, "CHP'ye, MHP'ye oy vereceğini söyleyen vatandaşlarımızın dahi yüzde 40 ile 50 arasında süreci desteklediğini görüyoruz. En önemlisi de terörün gerçek mağdurları yani şehit aileleri samimi bir şekilde bu sürecin başarıyla bitmesini istiyor" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, Cemal Çınar isimli bir şehit babasının yazdığı bir mektuptan bölüm okuyarak, verdikleri desteği hatırlattı. "Çözüm süreci en çok da şehitlerimizin ruhunu muazzez edecek bir süreçtir" diyen Başbakan Erdoğan, "Şu anda çözüm süreci ile işte şehitlerimizin can verdiği vatan daha da güç kazanıyor" dedi.

"Bu kardeşliğin önünde duranı tarih affetmez ve affetmeyecek" diyen Başbakan Erdoğan, "Biz iki makama hesap vermekle mükellefiz. Birincisi millete, ondan sonra da asıl hesabı biz rabbimize veririz" diye konuştu.

Erdoğan ayrıca her konuşmasında olduğu gibi yine bu süreçte bir pazarlığın olmadığını vurgulayarak "Çözüm süreci bir pazarlık, bir al ver süreci asla ve asla değildir. Çözüm süreci bir taviz, bir geri adım atma süreci asla değildir. Herkes müsterih olsun, hiç kimsenin en ufak bir tereddütü olmasın. Bu süreç herkes için tartışmasız hayırlı bir süreçtir. Ve biz bu süreci milletimizin verdiği talimat doğrultusunda sürdürüyoruz. Bunun dışında asla" şeklinde konuştu.

Artık Türkiye için yeni bir sayfa açıldığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Dikkatinizi çekiyorum son 4 aydır terör nedeniyle gençlerimiz ölmüyor" dedi.

Erdoğan, "Kardeşler arasında hesaplaşma olmaz, kardeşler arasında helalleşme olur" dedi.

Kaynak: İHA