Kırmızı: 'hızlı Değişime Ayak Uyduramıyoruz'
Zonguldak’ın Çaycuma İlçesinde, Eğitim-Bir-Sen Temsilciliği Çaycuma Kültür ve Sanat Merkezinde İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Abdülhamit Kırmızı “Geçmek Bilmeyen Geçmişimiz, Bugünü Tarihten Anlamak” konulu bir konferans verdi.
Çaycuma İlçesi Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleştirilen konferansa, Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen, AK Parti İlçe Başkanı Avukat Vedat Emeksiz, Saadet Partisi İlçe Başkanı Seyfettin Aydemir, Memur-Sen İl Başkanı Kamuran Aşkar, İl Milli Eğitim Şube Müdürleri Ercan Kahya ve Zülfikar Uçar, Gökçebey İlçe Milli Eğitim Müdürü Adem Gülşen, Belediye Kültür Müdürü Veysel Özkan, Mazlum Der Başkan Yardımcısı Recep Karagöz, AGD Çaycuma Temsilcisi Kenan Tunç, okul müdürleri ve birçok davetli katıldı.
Doç.Dr. Abdulhamit Kırmızı, eskiden yüzyılda yaşanan gelişmelerin artık on yılda yaşandığını belirterek şöyle konuştu: “Zaman giderek hızlanıyor, değişmeyen tek şey değişimdir. Bu hızlı değişimden dolayı daha birkaç yıl öncesinin Türkiye’sini unutuyoruz. Failimeçhul cinayetlerle binlerce kişinin cesedinin dahi bulunamadığı, gazetecilerin arabalarıyla havaya uçurulduğu, aydınların bombalı paketlerle katledildiği, düşük yoğunluklu iç savaşta kırk bin vatandaşın öldüğü bir ülkeydik. Türkiye’nin Ortadoğu’ya bulaşmama siyaseti hiç olmamıştır. Cumhuriyet'in Arap ülkeleri arasında anlaşmazlıklarda tarafsızlık politikası, bulaşmamak değil denge siyaseti gütmektir. Türkiye Cumhuriyeti Yunanistan’dan sonra en sorunlu ilişkilerini Suriye ile yaşadı."
Hatay'la başlayan krizin giderek tırmandığını anlatan Kırmızı, şunları söyledi: "İki aşırılık peş peşe yaşanmıştır. Kötü ilişkiler bir anda aşırı düzelmiş bir anda aşırı çökmüştür. Her türlü dini, etnik, milli, kültürel, cinsel ayrımcılıktan, önyargıdan ve şovenizmden titizlikle uzak durmalıyız. Giderek Türkçüleşen İttihatçı Osmanlılar, Arapları ve Arnavutları nasıl kaybettilerse, Erken Cumhuriyetçiler de dindarları ve Kürtleri öyle kaybetmişlerdir. Bugün bile bazen imparatorluk bazen ulus-devlet gibi hareket ediyoruz, aklımız hep geçmişimizdedir. Ne muhafazakarlar Osmanlının devamıdır, ne de Kürt ve Türk milliyetçilerinin Osmanlı'yı referans alması gerçekçidir. Kırmızı çizgilerimiz var diyerek yüceleştirdiğimiz değerlerin önünde insanın onurlu bir şekilde yaşama hakkının olduğunu unutmayalım. Bize lazım olan özgüvendir. Kimsenin ülkeyi sattığı falan yok."
Dünyanın değiştiğini belirten Kırmızı, sözlerini şöyle tamamladı: "100-150 yıldır sahip olduğumuz zihniyete biz ayak uyduramıyoruz, sorun budur. Milliyetçiliği vatanseverlikle aynı şey sanıyoruz. Tek isteğim bir daha eşinin başörtüsünü saklayan subay, Alevi olduğunu saklayan memur, herkesten fazla vergi ödemek zorunda kalan gayrimüslim tüccar, bürokraside yükselmek için Kürt olduğunu vurgulamaması gerektiği öğretilen üniversite mezunu, yaşasın halkların özgürlüğü dediği için işkence çeken komünist kalmasın. İsteyen istediği kimliği açıkça aramızda yaşasın”
Konferans sonunda Eğitim Bir Sen Çaycuma Temsilcisi İhsan Günay ve Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen, Doç.Dr. Abdülhamit Kırmızı'ya teşekkür ederek plaket takdim etti. Konferans sonunda Abdlhamit Kırmızı kitaplarını imzaladı.
Kaynak: İHA
Doç.Dr. Abdulhamit Kırmızı, eskiden yüzyılda yaşanan gelişmelerin artık on yılda yaşandığını belirterek şöyle konuştu: “Zaman giderek hızlanıyor, değişmeyen tek şey değişimdir. Bu hızlı değişimden dolayı daha birkaç yıl öncesinin Türkiye’sini unutuyoruz. Failimeçhul cinayetlerle binlerce kişinin cesedinin dahi bulunamadığı, gazetecilerin arabalarıyla havaya uçurulduğu, aydınların bombalı paketlerle katledildiği, düşük yoğunluklu iç savaşta kırk bin vatandaşın öldüğü bir ülkeydik. Türkiye’nin Ortadoğu’ya bulaşmama siyaseti hiç olmamıştır. Cumhuriyet'in Arap ülkeleri arasında anlaşmazlıklarda tarafsızlık politikası, bulaşmamak değil denge siyaseti gütmektir. Türkiye Cumhuriyeti Yunanistan’dan sonra en sorunlu ilişkilerini Suriye ile yaşadı."
Hatay'la başlayan krizin giderek tırmandığını anlatan Kırmızı, şunları söyledi: "İki aşırılık peş peşe yaşanmıştır. Kötü ilişkiler bir anda aşırı düzelmiş bir anda aşırı çökmüştür. Her türlü dini, etnik, milli, kültürel, cinsel ayrımcılıktan, önyargıdan ve şovenizmden titizlikle uzak durmalıyız. Giderek Türkçüleşen İttihatçı Osmanlılar, Arapları ve Arnavutları nasıl kaybettilerse, Erken Cumhuriyetçiler de dindarları ve Kürtleri öyle kaybetmişlerdir. Bugün bile bazen imparatorluk bazen ulus-devlet gibi hareket ediyoruz, aklımız hep geçmişimizdedir. Ne muhafazakarlar Osmanlının devamıdır, ne de Kürt ve Türk milliyetçilerinin Osmanlı'yı referans alması gerçekçidir. Kırmızı çizgilerimiz var diyerek yüceleştirdiğimiz değerlerin önünde insanın onurlu bir şekilde yaşama hakkının olduğunu unutmayalım. Bize lazım olan özgüvendir. Kimsenin ülkeyi sattığı falan yok."
Dünyanın değiştiğini belirten Kırmızı, sözlerini şöyle tamamladı: "100-150 yıldır sahip olduğumuz zihniyete biz ayak uyduramıyoruz, sorun budur. Milliyetçiliği vatanseverlikle aynı şey sanıyoruz. Tek isteğim bir daha eşinin başörtüsünü saklayan subay, Alevi olduğunu saklayan memur, herkesten fazla vergi ödemek zorunda kalan gayrimüslim tüccar, bürokraside yükselmek için Kürt olduğunu vurgulamaması gerektiği öğretilen üniversite mezunu, yaşasın halkların özgürlüğü dediği için işkence çeken komünist kalmasın. İsteyen istediği kimliği açıkça aramızda yaşasın”
Konferans sonunda Eğitim Bir Sen Çaycuma Temsilcisi İhsan Günay ve Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen, Doç.Dr. Abdülhamit Kırmızı'ya teşekkür ederek plaket takdim etti. Konferans sonunda Abdlhamit Kırmızı kitaplarını imzaladı.