AB Dışişleri Bakanları Zirvesinde Kritik Suriye Kararı
Gece geç saatlere kadar devam eden AB Dışişleri Bakanları Zirvesi, Suriye ile ilgili alınan önemli kararlarla sona erdi.
Zirve sonrası gazetecilerin karşısına geçen AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, silah ambargosu konusunda yaşanan fikir ayrılıkları gerçeğini gizlemeyerek 1 Haziran'da son bulması kararlaştırılan ambargonun uzatılması konusunda hemfikir olunmadığını açıkladı.
Ambargonun devam etmesi için oybirliği gerektiğinden herhangi bir ülkenin vetosu, muhaliflerin silah desteği alması için yeterli oldu. Ambargo tarihi uzatılamayınca otomatik olarak isteyen üye ülkenin, kendi başına hareket ederek Suriyeli muhaliflere silah sağlayabileceği bir durum ortaya çıktı. Bu durum sadece silah ambargosu ile sınırlı kaldı. Silah dışındaki diğer tüm yaptırım ve ambargolar geçerliliğini sürdürecek. Rejimi destekleyen şirketlere uygulanan ambargolar, kara listede olan kişilerin dolaşımı ve banka hesapları ile Avrupa'daki tüm varlıklarının dondurulması gibi yaptırımlar devam edecek. İsteyen ülkelerin muhaliflere silah sağlayabilmesinin ancak 1 Ağustos itibarı ile mümkün olacak
Ashton da, bunun bir çerçeve ve takvim içerisinde yapılacağı konusunda anlaşma sağlandığını duyurmakla yetindi. Ashton, bir gazetecinin “AB'nin ortak dış politikası olamadığı gerçeği ile karşı karşıya olup olmadıklarını” sorması üzerine "Üyelerimizin farklı fikirlere sahip olması ortak bir politikamız olmadığı anlamına gelmiyor, nitekim varılan noktada sürecin çerçevesi ve zamanına ilişkin ortak kararımız mevcut" diye karşılık verdi. Ashton, Suriye halkına en iyi yardımın nasıl sağlanabileceği noktasında üye ülkelerin kendi bazı alternatiflerini değerlendirmiş olduklarını ifade etti.
İngiltere ve Fransa muhalifleri silahlandırmak istese bile bunu yapmak istediklerinde var olan durumun kendi özel şartlarına göre gönderim onayı verecekler ve silahların yanlış ellere geçmemesinden her ülke kendisi sorumlu olarak gerekli tedbirleri almak durumunda olacak. İngiltere ve Fransa'nın zaferi olarak algılanan toplantı 13 saat sürdü. İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague, zirve sonrası Suriye rejimine meseleyi politik yoldan çözmesi için 'çok güçlü bir mesaj' ilettiklerini ifade etti.
Hemen acilen silah göndermek gibi bir planları olmadığını anlatan Hague, ortaya çıkan durumun yakın gelecekte oluşacak durumlar karşısında pozisyon almak için kendilerine esneklik ve avantaj sağladığını dile getirdi.
Fransa ve İngiltere ambargonun kalkması için aylardır uğraş veriyor. AB içerisinde başta Avusturya, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, İsveç, İrlanda gibi ülkeler ise ambargonun devamından yana tutum içerisinde gözüküyorlar. Bu grup, muhaliflerin silahlandırılması nedeniyle fanatik terör örgütlerinin eline de silahların geçmesinden endişe ediyor. Karar aynı zamanda ABD'li Cumhuriyetçi Senatör John McCain'in Suriyeli muhalifleri beklenmedik ziyareti sonrasına dek geldi. Cumhuriyetçiler, ABD'de Obama'ya muhaliflere silah desteği vermesi için uzun zamandır baskı yapıyor.
Kaynak: İHA
Ambargonun devam etmesi için oybirliği gerektiğinden herhangi bir ülkenin vetosu, muhaliflerin silah desteği alması için yeterli oldu. Ambargo tarihi uzatılamayınca otomatik olarak isteyen üye ülkenin, kendi başına hareket ederek Suriyeli muhaliflere silah sağlayabileceği bir durum ortaya çıktı. Bu durum sadece silah ambargosu ile sınırlı kaldı. Silah dışındaki diğer tüm yaptırım ve ambargolar geçerliliğini sürdürecek. Rejimi destekleyen şirketlere uygulanan ambargolar, kara listede olan kişilerin dolaşımı ve banka hesapları ile Avrupa'daki tüm varlıklarının dondurulması gibi yaptırımlar devam edecek. İsteyen ülkelerin muhaliflere silah sağlayabilmesinin ancak 1 Ağustos itibarı ile mümkün olacak
Ashton da, bunun bir çerçeve ve takvim içerisinde yapılacağı konusunda anlaşma sağlandığını duyurmakla yetindi. Ashton, bir gazetecinin “AB'nin ortak dış politikası olamadığı gerçeği ile karşı karşıya olup olmadıklarını” sorması üzerine "Üyelerimizin farklı fikirlere sahip olması ortak bir politikamız olmadığı anlamına gelmiyor, nitekim varılan noktada sürecin çerçevesi ve zamanına ilişkin ortak kararımız mevcut" diye karşılık verdi. Ashton, Suriye halkına en iyi yardımın nasıl sağlanabileceği noktasında üye ülkelerin kendi bazı alternatiflerini değerlendirmiş olduklarını ifade etti.
İngiltere ve Fransa muhalifleri silahlandırmak istese bile bunu yapmak istediklerinde var olan durumun kendi özel şartlarına göre gönderim onayı verecekler ve silahların yanlış ellere geçmemesinden her ülke kendisi sorumlu olarak gerekli tedbirleri almak durumunda olacak. İngiltere ve Fransa'nın zaferi olarak algılanan toplantı 13 saat sürdü. İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague, zirve sonrası Suriye rejimine meseleyi politik yoldan çözmesi için 'çok güçlü bir mesaj' ilettiklerini ifade etti.
Hemen acilen silah göndermek gibi bir planları olmadığını anlatan Hague, ortaya çıkan durumun yakın gelecekte oluşacak durumlar karşısında pozisyon almak için kendilerine esneklik ve avantaj sağladığını dile getirdi.
Fransa ve İngiltere ambargonun kalkması için aylardır uğraş veriyor. AB içerisinde başta Avusturya, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, İsveç, İrlanda gibi ülkeler ise ambargonun devamından yana tutum içerisinde gözüküyorlar. Bu grup, muhaliflerin silahlandırılması nedeniyle fanatik terör örgütlerinin eline de silahların geçmesinden endişe ediyor. Karar aynı zamanda ABD'li Cumhuriyetçi Senatör John McCain'in Suriyeli muhalifleri beklenmedik ziyareti sonrasına dek geldi. Cumhuriyetçiler, ABD'de Obama'ya muhaliflere silah desteği vermesi için uzun zamandır baskı yapıyor.