Gelir Vergisi Kanun Taslağı Bakanlar Kurulunda İmzaya Açılacak
Ankara – Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 10’uncu 5 Yıllık Kalınma Planı'nın son aşamalarına geldiklerini bildirerek, "2023 vizyonumuzun ilk 5 yıllık dilimini oluşturacak olan 5 yıllık 10. Planı önümüzdeki haftalarda, aylarda kamuoyuyla paylaşmış olacağız" dedi.
“Türkiye: Ekonomik Dalgalanma Boyunca İşgücü Piyasalarının Yönetimi” raporunun tanıtımı Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Çalışma, Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser’in katımıyla Swiss Otel’de düzenlendi.
Yılmaz, açılış konuşmasında, Dünya Bankası ile Kalkınma Bakanlığı'nın ortaklaşa hazırladıkları Ekonomik Dalgalanma Boyunca İşgücü Piyasalarının Yönetimi raporu öncesinde de Dünya Bankası ile çeşitli raporlar hazırladıklarını söyledi.
Dünya Bankasına sadece finansal kurum olarak bakmadıklarını, aynı zamanda bilgi bankası ve önemli paydaşları olarak gördüklerini dile getiren Yılmaz, Dünya Bankasının dünya genelindeki tecrübe birikimiyle Türkiye’nin tecrübe birikimini biraraya getiren bu tür çalışmaların son derece faydalı olduğunu belirtti.
Bu çalışmalarla bir taraftan dünyanın tecrübesinin Türkiye’ye taşınması, diğer taraftan da Türkiye’nin başarılı uygulamalarını ve tecrübesini dünyaya aktarmak açısından önemli olduğunu anlatan Yılmaz, Dünya Bankası’na teşekkür etti.
Kalkınma kavramının sadece ekonomiden ibaret olmadığını, daha geniş bir kavram olduğunu ifade eden Yılmaz, işin sosyal ve çevresel boyutunu içeren, temel haklar konusunu da kavrayan geniş bir kavram olduğunu kaydetti.
-“İşsizliği sıfırlayan ülke yok”
Dünyada işsizliği sıfırlayan ülke olmadığını belirten Yılmaz, “İşsizlik modern toplumların sorunu. Önemli olan burada işsizliği, en aza nasıl indiririz ve insanların hayatında daha fazla verimli çalışma ortamı oluştururuz? Burada bütün toplumsal kesimlerin dışında özel kesimleri de dikkate alan politika uygulamamız gerekiyor. Kadınlar, gençler, yoksul kesimler, engellileri de dikkate alan istihdam politikasını uygulamamız gerekiyor. İnsan odaklı kalkınma kavramı bunu gerektiriyor” diye konuştu.
Türkiye’nin son 10 yıldaki başarısının çok önemli olduğunu, söz konusu dönemde ülkenin gelir dağılımının da düzeldiğini dile getiren Yılmaz, yoksulluk göstergelerindeki iyileşmenin, büyümeyle birlikte sosyal adaletin güçlendiğini gösterdiğini anlattı.
Aktif işgücü programlarından 2007’de 22 bin kişi yararlanırken, 2012’de bu rakamın 465 bine ulaştığını, bunun çok dramatik bir yükseliş olduğunu söyleyen Yılmaz, 465 bin kişinin yüzde 40’ını kadınların oluşturduğunu kaydetti.
Hazırlanan eylem planları hakkında bilgi veren Yılmaz, Türkiye bir taraftan yoksullukla mücadele ederken, bir taraftan da yoksul insanların kapasitesini arttırıp, kalıcı bir şekilde yoksulluğu çözmek için program uygulandığını, Sosyal Yardımlaşma ve Dananışma Vakfı’na başvuran insanların İş-Kur’a yönlendirildiğini anlattı.
-“Eğitim sistemindeki dinamizm arttırılmalı”
Eğitim sisteminin çok önemli olduğuna dikkati çeken Yılmaz, eğitim sistemindeki dinamizmin arttırılması gerektiğini, henüz tam olarak bunun başarılmadığını söyledi.
2007-2012 döneminde 4 milyon 83 bin yeni iş oluşturulduğunu, bunun yüzde 48’ini kadın istihdamının oluşturduğunu ifade eden Yılmaz, “Türkiye OECD ülkeleri arasında 2009 yılından bugüne işsizliği en çok azaltan ülke konumunda. AB’de işsizlik oranları yüzde 11’leri aşmış durumda. Biz de ise 2009’da yüzde 14 olan işsizlik oranı, geçen yıl itibariyle yüzde 9.2’ye geriledi. Biz, biraz işsizliği yüksek hesaplıyoruz. İstatistikler konusunda AB normlarıyla tam uyumu sağlamaya yönelik çalışma yapıyoruz” diye konuştu.
Genç işsizliğin AB’deki birçok ülkede yüzde 25’lerin üzerinde olduğunu, bazı ülkelere yüzde 50’lere yaklaştığını, Türkiye’de ise bu oranın geçen yıl itibariyle yüzde 17,5’lara düştüğünü belirten Yılmaz, dünya ve Avrupa ile karşılaştırıldığında genç işsizlikte ciddi bir gerileme olduğunu söyledi.
-“Kadınların işgücüne katılımı arttı”
Kadınlar başta olmak üzere işgücüne katılım ve istihdam oranında artış görüldüğünü bildiren Yılmaz, 2007 yılında işgücüne katılma oranı 46,2 iken 2012 yılında yüzde 50’lere ulaştığını, katılma oranı arttığı halde işsizliğin düştüğünü, birçok AB ülkesinde katılım oranı düştüğü halde işsizliğin arttığını anlattı.
Kadınlarda işgücüne katılım oranının 2007’de yüzde 23,7 iken geçen yıl bu oranın yüzde 29,5’ e yükseldiğini, bu kadar hızlı yükselişi başka bir ülkede görmenin mümkün olmadığını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:
“Temel unsur burada eğitim. Üniversite mezunu kadınlarda işgücüne katılma oranı Türkiye’de Avrupa’dan çok farklı değil, yüzde 70’ler civarında. Dolayısıyla düzenlenen kampanyalar işgücü piyasalarına kadınların daha fazla girmesini sağlıyor. Hiçbir şey yapmasak da önümüzdeki yıllarda kadınlarımızın hızla işgücü piyasasına girdiğini göreceğiz. Çünkü üniversite mezunu kadınlarımız artıyor. Eğitim temel bir belirleyici. Sadece istihdamı arttırmadık bu dönemde, istihdamın kalitesini de artırdık. Kayıt dışı istihdamın toplam istihdama payı 2007’de yüzde 45,4 iken geçen yıl 39’a kadar geriledi. Tarımda yüzde 85’lere varan kayıt dışılık söz konusu. Tarım sektörünü dışarıya çıkarırsanız yüzde 32’den yüzde 24,5’e kadar gerilediğini görüyoruz. Kayıt dışıyla mücadeledemizin sonuçları aldığımızı görüyoruz.”
Ücretli ve yevmiyeli çalışanların toplam istihdamdaki payının 2007’de yüzde 60 iken yüzde 63’lere çıktığını belirten Yılmaz, tüm bu başarıların dünya ve gelişmekte olan ülkelerle paylaşılmasının son derece önemli olduğunu söyledi.
Türkiye’nin reform ve politika tecrübesini birçok ülkenin öğrenmek istediğini kaydeden Yılmaz, Tunus ve Mısır başta olmak üzere çeşitli ülkelere yönelik çalışma başlattıklarını anlattı.
-10. 5 Yıllık Kalkınma Planı
2023 vizyonunda işsizliği yüzde 5’lere kadar çekmek istediklerini anlatan Yılmaz, “Bugünlerde hazırlamakta olduğumuz 10. 5 Yıllık Kalınma Planı çok önemli. Yaklaşık iki yıldır katılımcı toplantılarla, kalkınma ajansları vasıtasıyla yerelden bilgi alarak, akil adamları toplayarak, büyükelçilerden müsteşarlara değişik kesimleri biraraya getirerek ciddi bir hazırlık yaptık. Son aşamalarına gelmiş durumdayız. Hükümetimiz tartıştıktan sonra Meclise gönderecek. 2023 vizyonumuzun ilk 5 yıllık dilimini oluşturacak olan 5 yıllık 10. Planı önümüzdeki haftalarda, aylarda kamuoyuyla paylaşmış olacağız. Orada da temel eksenlerimizden biri yenilikçilik olacak. Türkiye’ye daha fazla katma değer üreten, daha bilgi temelli ekonomi olmaya doğru gitmek durumunda. Oluşturacağı istihdamın da bilgi içeriği yüksek olması gerekiyor. Türkiye doğal kaynaklarla büyüyecek ülke değil, insan kaynağıyla büyümesini sağlamak durumunda. Bu yönüyle diğer eksenimiz nitelikli insan olmalı. Daha donanımlı daha nitelikli bir insan kaynağı oluşturmalıyız.”
10. 5 Yıllık Kalkınma Planı'nda temel hedefin toplumun tüm kesimlerine iş fırsatları sunmak olduğunu anlatan Yılmaz, işgücünün niteliğinin yükseltilip, etkin kullanıldığı, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle, iş sağlığı ve güvenliği şartlarının iyileştirildiği ve güvenceli esneklik yaklaşımının benimsendiği piyasanın oluşturulması olduğunu söyledi.
“Reform süreci hiçbir zaman bitmemeli” diyen Yılmaz, kriz yaşayıp reform yapmanın kolay olduğunu, asıl maharetin kriz yaşamadan reform yapmak olduğunu, Türkiye’nin planlarla hedefinin bu olduğunu kaydetti.
Kriz yaşamadan reform yapan ülkelerden biri olmak gerektiğini belirten Yılmaz, “Burada en önemli şeylerden biri nitelikli insanlar için Türkiye’nin uygun ortam oluşturulası. Kalkınmanın özet unsuru bu. Ülkemiz hukuk devletiyle temel haklarla, şehirleşmeyle eğitim, sağlık, kültürel sanatsal ortamıyla, trafğiyle nitelikli insanların yaşayacağı ortam oluşturuyorsanız, kalkınıyorsunuz, gelişiyorsunuz. Nitelikli sermayeyi ve nitelikli insanı cezbeden ülke olmak temel hedefimiz. Öncelikle yetiştirmek, korumak ve cezbetmek. Bütün stratejimizin özünü bu oluşturuyor. 10. palanımızın da stratejisi de büyük oranda bu düşünceye dayalı olarak şekillendi” diye konuştu.
-Dünya Bankası Türkiye Direktörü Raiser
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser de bugün iş yaratmanın zorluklarının dünyada son derece önemli bir konu olduğunu belirtti.
Kriz döneminde Avrupa ve Türkiye'nin bulunduğu bölgenin iş gücü piyasalarının performansına bakıldığı zaman Türkiye'yi önemli kılan şeyin iş gücü piyasalarının kendisini iyileştirme hızı olduğunu ifade eden Raiser, ''Ekonomik büyüme doğrudan istihdam yaratmaz ama Türkiye her ekonomik büyüme hızında büyümeden iki kat fazla istihdam yarattı'' dedi.
Bu durumun Türkiye'nin son derece iddialı olan orta vadeli kalkınma hedefleri açısından önemine değinen Raiser, Türkiye'de genel anlamda kadın istihdamının düşük olmasına karşın, kriz sonrasında Türkiye'de kadınların istihdam olanaklarından yararlandıklarını kaydetti.
Türkiye'nin, krize reaksiyon gösterme bakımından hızlı davrandığını anlatan Raiser,''Türkiye, kriz başlangıcında işgücü piyasasına ilişkin ilk tedbirleri aldı. Yani önlemleri zamanında aldı'' diye konuştu.
Kaynak: AA
Yılmaz, açılış konuşmasında, Dünya Bankası ile Kalkınma Bakanlığı'nın ortaklaşa hazırladıkları Ekonomik Dalgalanma Boyunca İşgücü Piyasalarının Yönetimi raporu öncesinde de Dünya Bankası ile çeşitli raporlar hazırladıklarını söyledi.
Dünya Bankasına sadece finansal kurum olarak bakmadıklarını, aynı zamanda bilgi bankası ve önemli paydaşları olarak gördüklerini dile getiren Yılmaz, Dünya Bankasının dünya genelindeki tecrübe birikimiyle Türkiye’nin tecrübe birikimini biraraya getiren bu tür çalışmaların son derece faydalı olduğunu belirtti.
Bu çalışmalarla bir taraftan dünyanın tecrübesinin Türkiye’ye taşınması, diğer taraftan da Türkiye’nin başarılı uygulamalarını ve tecrübesini dünyaya aktarmak açısından önemli olduğunu anlatan Yılmaz, Dünya Bankası’na teşekkür etti.
Kalkınma kavramının sadece ekonomiden ibaret olmadığını, daha geniş bir kavram olduğunu ifade eden Yılmaz, işin sosyal ve çevresel boyutunu içeren, temel haklar konusunu da kavrayan geniş bir kavram olduğunu kaydetti.
-“İşsizliği sıfırlayan ülke yok”
Dünyada işsizliği sıfırlayan ülke olmadığını belirten Yılmaz, “İşsizlik modern toplumların sorunu. Önemli olan burada işsizliği, en aza nasıl indiririz ve insanların hayatında daha fazla verimli çalışma ortamı oluştururuz? Burada bütün toplumsal kesimlerin dışında özel kesimleri de dikkate alan politika uygulamamız gerekiyor. Kadınlar, gençler, yoksul kesimler, engellileri de dikkate alan istihdam politikasını uygulamamız gerekiyor. İnsan odaklı kalkınma kavramı bunu gerektiriyor” diye konuştu.
Türkiye’nin son 10 yıldaki başarısının çok önemli olduğunu, söz konusu dönemde ülkenin gelir dağılımının da düzeldiğini dile getiren Yılmaz, yoksulluk göstergelerindeki iyileşmenin, büyümeyle birlikte sosyal adaletin güçlendiğini gösterdiğini anlattı.
Aktif işgücü programlarından 2007’de 22 bin kişi yararlanırken, 2012’de bu rakamın 465 bine ulaştığını, bunun çok dramatik bir yükseliş olduğunu söyleyen Yılmaz, 465 bin kişinin yüzde 40’ını kadınların oluşturduğunu kaydetti.
Hazırlanan eylem planları hakkında bilgi veren Yılmaz, Türkiye bir taraftan yoksullukla mücadele ederken, bir taraftan da yoksul insanların kapasitesini arttırıp, kalıcı bir şekilde yoksulluğu çözmek için program uygulandığını, Sosyal Yardımlaşma ve Dananışma Vakfı’na başvuran insanların İş-Kur’a yönlendirildiğini anlattı.
-“Eğitim sistemindeki dinamizm arttırılmalı”
Eğitim sisteminin çok önemli olduğuna dikkati çeken Yılmaz, eğitim sistemindeki dinamizmin arttırılması gerektiğini, henüz tam olarak bunun başarılmadığını söyledi.
2007-2012 döneminde 4 milyon 83 bin yeni iş oluşturulduğunu, bunun yüzde 48’ini kadın istihdamının oluşturduğunu ifade eden Yılmaz, “Türkiye OECD ülkeleri arasında 2009 yılından bugüne işsizliği en çok azaltan ülke konumunda. AB’de işsizlik oranları yüzde 11’leri aşmış durumda. Biz de ise 2009’da yüzde 14 olan işsizlik oranı, geçen yıl itibariyle yüzde 9.2’ye geriledi. Biz, biraz işsizliği yüksek hesaplıyoruz. İstatistikler konusunda AB normlarıyla tam uyumu sağlamaya yönelik çalışma yapıyoruz” diye konuştu.
Genç işsizliğin AB’deki birçok ülkede yüzde 25’lerin üzerinde olduğunu, bazı ülkelere yüzde 50’lere yaklaştığını, Türkiye’de ise bu oranın geçen yıl itibariyle yüzde 17,5’lara düştüğünü belirten Yılmaz, dünya ve Avrupa ile karşılaştırıldığında genç işsizlikte ciddi bir gerileme olduğunu söyledi.
-“Kadınların işgücüne katılımı arttı”
Kadınlar başta olmak üzere işgücüne katılım ve istihdam oranında artış görüldüğünü bildiren Yılmaz, 2007 yılında işgücüne katılma oranı 46,2 iken 2012 yılında yüzde 50’lere ulaştığını, katılma oranı arttığı halde işsizliğin düştüğünü, birçok AB ülkesinde katılım oranı düştüğü halde işsizliğin arttığını anlattı.
Kadınlarda işgücüne katılım oranının 2007’de yüzde 23,7 iken geçen yıl bu oranın yüzde 29,5’ e yükseldiğini, bu kadar hızlı yükselişi başka bir ülkede görmenin mümkün olmadığını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:
“Temel unsur burada eğitim. Üniversite mezunu kadınlarda işgücüne katılma oranı Türkiye’de Avrupa’dan çok farklı değil, yüzde 70’ler civarında. Dolayısıyla düzenlenen kampanyalar işgücü piyasalarına kadınların daha fazla girmesini sağlıyor. Hiçbir şey yapmasak da önümüzdeki yıllarda kadınlarımızın hızla işgücü piyasasına girdiğini göreceğiz. Çünkü üniversite mezunu kadınlarımız artıyor. Eğitim temel bir belirleyici. Sadece istihdamı arttırmadık bu dönemde, istihdamın kalitesini de artırdık. Kayıt dışı istihdamın toplam istihdama payı 2007’de yüzde 45,4 iken geçen yıl 39’a kadar geriledi. Tarımda yüzde 85’lere varan kayıt dışılık söz konusu. Tarım sektörünü dışarıya çıkarırsanız yüzde 32’den yüzde 24,5’e kadar gerilediğini görüyoruz. Kayıt dışıyla mücadeledemizin sonuçları aldığımızı görüyoruz.”
Ücretli ve yevmiyeli çalışanların toplam istihdamdaki payının 2007’de yüzde 60 iken yüzde 63’lere çıktığını belirten Yılmaz, tüm bu başarıların dünya ve gelişmekte olan ülkelerle paylaşılmasının son derece önemli olduğunu söyledi.
Türkiye’nin reform ve politika tecrübesini birçok ülkenin öğrenmek istediğini kaydeden Yılmaz, Tunus ve Mısır başta olmak üzere çeşitli ülkelere yönelik çalışma başlattıklarını anlattı.
-10. 5 Yıllık Kalkınma Planı
2023 vizyonunda işsizliği yüzde 5’lere kadar çekmek istediklerini anlatan Yılmaz, “Bugünlerde hazırlamakta olduğumuz 10. 5 Yıllık Kalınma Planı çok önemli. Yaklaşık iki yıldır katılımcı toplantılarla, kalkınma ajansları vasıtasıyla yerelden bilgi alarak, akil adamları toplayarak, büyükelçilerden müsteşarlara değişik kesimleri biraraya getirerek ciddi bir hazırlık yaptık. Son aşamalarına gelmiş durumdayız. Hükümetimiz tartıştıktan sonra Meclise gönderecek. 2023 vizyonumuzun ilk 5 yıllık dilimini oluşturacak olan 5 yıllık 10. Planı önümüzdeki haftalarda, aylarda kamuoyuyla paylaşmış olacağız. Orada da temel eksenlerimizden biri yenilikçilik olacak. Türkiye’ye daha fazla katma değer üreten, daha bilgi temelli ekonomi olmaya doğru gitmek durumunda. Oluşturacağı istihdamın da bilgi içeriği yüksek olması gerekiyor. Türkiye doğal kaynaklarla büyüyecek ülke değil, insan kaynağıyla büyümesini sağlamak durumunda. Bu yönüyle diğer eksenimiz nitelikli insan olmalı. Daha donanımlı daha nitelikli bir insan kaynağı oluşturmalıyız.”
10. 5 Yıllık Kalkınma Planı'nda temel hedefin toplumun tüm kesimlerine iş fırsatları sunmak olduğunu anlatan Yılmaz, işgücünün niteliğinin yükseltilip, etkin kullanıldığı, toplumsal cinsiyet eşitliğiyle, iş sağlığı ve güvenliği şartlarının iyileştirildiği ve güvenceli esneklik yaklaşımının benimsendiği piyasanın oluşturulması olduğunu söyledi.
“Reform süreci hiçbir zaman bitmemeli” diyen Yılmaz, kriz yaşayıp reform yapmanın kolay olduğunu, asıl maharetin kriz yaşamadan reform yapmak olduğunu, Türkiye’nin planlarla hedefinin bu olduğunu kaydetti.
Kriz yaşamadan reform yapan ülkelerden biri olmak gerektiğini belirten Yılmaz, “Burada en önemli şeylerden biri nitelikli insanlar için Türkiye’nin uygun ortam oluşturulası. Kalkınmanın özet unsuru bu. Ülkemiz hukuk devletiyle temel haklarla, şehirleşmeyle eğitim, sağlık, kültürel sanatsal ortamıyla, trafğiyle nitelikli insanların yaşayacağı ortam oluşturuyorsanız, kalkınıyorsunuz, gelişiyorsunuz. Nitelikli sermayeyi ve nitelikli insanı cezbeden ülke olmak temel hedefimiz. Öncelikle yetiştirmek, korumak ve cezbetmek. Bütün stratejimizin özünü bu oluşturuyor. 10. palanımızın da stratejisi de büyük oranda bu düşünceye dayalı olarak şekillendi” diye konuştu.
-Dünya Bankası Türkiye Direktörü Raiser
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser de bugün iş yaratmanın zorluklarının dünyada son derece önemli bir konu olduğunu belirtti.
Kriz döneminde Avrupa ve Türkiye'nin bulunduğu bölgenin iş gücü piyasalarının performansına bakıldığı zaman Türkiye'yi önemli kılan şeyin iş gücü piyasalarının kendisini iyileştirme hızı olduğunu ifade eden Raiser, ''Ekonomik büyüme doğrudan istihdam yaratmaz ama Türkiye her ekonomik büyüme hızında büyümeden iki kat fazla istihdam yarattı'' dedi.
Bu durumun Türkiye'nin son derece iddialı olan orta vadeli kalkınma hedefleri açısından önemine değinen Raiser, Türkiye'de genel anlamda kadın istihdamının düşük olmasına karşın, kriz sonrasında Türkiye'de kadınların istihdam olanaklarından yararlandıklarını kaydetti.
Türkiye'nin, krize reaksiyon gösterme bakımından hızlı davrandığını anlatan Raiser,''Türkiye, kriz başlangıcında işgücü piyasasına ilişkin ilk tedbirleri aldı. Yani önlemleri zamanında aldı'' diye konuştu.