“Ajanlar Yetenekli Çocukları Yurt Dışına Götürüyor”
Türkiye Üstün Zekalı ve Dahi Çocukların Eğitimi Vakfı (TÜZDEV) Genel Başkanı Kemal Tekden, yabancı ülkelerin ajanlarının, üstün zekalı ve dahi çocukları ailelerine para vererek yurt dışına götürdüğünü savundu.
“Vakfımızın adı Türkiye Üstün Zekalı ve Dahi Çocukların Eğitimi Vakfı. Bu vakıf Türkiye’de genellikle ihmal edilen üstün zekalı ve dahi çocukların eğitimi, tanınması ve onların ülkemiz için yararlı olması için kurulmuş bir vakıftır” diyen Kemal Tekden, “Türkiye’de çok büyük bir yapılanma içerisindeyiz. Şubeler açıyoruz ve aynı zamanda da temsilcilikler veriyoruz. İnşallah Milli Eğitimimiz ile Valiliklerimiz ile ortak bir çalışma yapma gayreti içerisindeyiz. Türkiye’de bu çocuklar maalesef yeterince tanınmıyor ve tanınmadıkları içinde ortaya çıkarılamıyor. Onlara yönelik eğitim genellikle eksik kalıyor. O açıdan vakıf bu açığı tamamlamaya gayret ediyor” diyerek vakfın kuruluşu ve amaçları hakkında bilgi verdi.
Tekden, “Ben aslında bütün çocuklarımızın zeki olduğunu düşünüyorum. Yani Allah farklı farklı zekalar vermiş. Çocukların bu konuda analiz edilmesi, hangi zekalara sahipse o yönde çok daha iyi yetiştirilmeleri gerektiğini düşünüyorum. Üstün zekalı ve dahi çocuklar algılama yeteneği çok daha üstün olan çocuklardır ve bu Allah’ın toplumlara birer lütfudur” dedi.
Tekden, “Üstün zekalı çocuklar ortalama 130 IQ seviyesinin üzerinde orandalar. 160’ın üzerindekilerde deha çaplıdır. Bunlar tarih boyunca bütün toplumların önlerini açmışlardır. Büyük sanatçı, fikir adamları, bilim adamları, siyasetçiler bunların arasından çıkmıştır. Burada önemli olan bu çocukları tanıyıp ellerinden tutup yükseltmek. Onların eğitim ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapabilmek. Bu konuda dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri bu çocuklarla ufuklarını açıyorlar ve çok özel çalışmalar yapılıyor. Araştırdığınız zaman bu çalışmaların kaynağı bir yere dayanıyor. Bu Osmanlı’daki Enderun’a dayanıyor ama biz bilmiyoruz. Bu çocukları da tanımıyoruz. Ülkemizde şu anda 1 milyona yakın böyle çocuk olduğunu düşünüyoruz. Bu çocuklar nerede? Sadece devletimizin açtığı bilim sanat merkezlerinde bunların 6-7 bin tanesi zenginleştirilmiş eğitim görüyor. Çok yetersiz bir eğitim. Oysa bu çocuklar bizim ülkemizin de önünü açacak, dünya çapında başarılar getirecek çocuklar olmalıdır” diye konuştu.
“Ben Amerika’nın gücünün tamamen dünya çapında bütün ülkelerden Amerika’ya akın eden büyük beyinlere bağlıyorum” diyen Tekden, şu şekilde konuştu:
“Bunun gibi şu anda İsrail Yahudiler, İngilizler, Almanlar, Hollandalılar, hatta en son Güney Kore ve Çin bu konuya çok büyük miktarda yatırım yapıyor. Tabii sadece kendi çocukları yetmiyor onlara. Yahudilerin nüfusuna baktığınız zaman çok az sayıda dahi olması lazım ama bunu nasıl tamamlıyorlar? Başka ülkelerin, bizim ülkemizin veya daha geri kalmış ülkelerin çocuklarına el atarak... Şunu çok iyi biliyoruz ki Türkiye’de istihbarat ajanları başka ülkelerin siyasi yönde çalışma yaptığı gibi çocuklarımız üzerinde de çok büyük çalışmalar yapıyor. Bizim tanımadığımız çocukları bulup bulup çıkarıyorlar. Bu çok ilginç bir durum. Yani biz ülke olarak bu çocuklarımızı tanımıyoruz ama bu ülkeler bizim çocuklarımızı tanıyor, teker teker alıp götürüyorlar. Ailelerine para vadederek, iş vererek, çocukları işte dünya çapında okullarda okutacağız diyerek ve milli kimlik sahibi olamayan değerini daha öğrenemeyen çocuklarımız gidiyor başka ülkelerin eğitim kurumlarında, onların istediği şekilde yetiştirilebiliyor. Biz bunları müşahede ediyoruz ve bunların acısını da çekiyoruz. Bu bakımdan bunlara hem engel olmak hem de ülkemize bu çocuklarımızı kazandırmak, kendi kimliklerini kazanmalarına vesile olmak için TÜZDEV’i kurduk. Bu yönde çabalar gösteriyoruz.”
Kaynak: İHA
Tekden, “Ben aslında bütün çocuklarımızın zeki olduğunu düşünüyorum. Yani Allah farklı farklı zekalar vermiş. Çocukların bu konuda analiz edilmesi, hangi zekalara sahipse o yönde çok daha iyi yetiştirilmeleri gerektiğini düşünüyorum. Üstün zekalı ve dahi çocuklar algılama yeteneği çok daha üstün olan çocuklardır ve bu Allah’ın toplumlara birer lütfudur” dedi.
Tekden, “Üstün zekalı çocuklar ortalama 130 IQ seviyesinin üzerinde orandalar. 160’ın üzerindekilerde deha çaplıdır. Bunlar tarih boyunca bütün toplumların önlerini açmışlardır. Büyük sanatçı, fikir adamları, bilim adamları, siyasetçiler bunların arasından çıkmıştır. Burada önemli olan bu çocukları tanıyıp ellerinden tutup yükseltmek. Onların eğitim ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapabilmek. Bu konuda dünyanın bütün gelişmiş ülkeleri bu çocuklarla ufuklarını açıyorlar ve çok özel çalışmalar yapılıyor. Araştırdığınız zaman bu çalışmaların kaynağı bir yere dayanıyor. Bu Osmanlı’daki Enderun’a dayanıyor ama biz bilmiyoruz. Bu çocukları da tanımıyoruz. Ülkemizde şu anda 1 milyona yakın böyle çocuk olduğunu düşünüyoruz. Bu çocuklar nerede? Sadece devletimizin açtığı bilim sanat merkezlerinde bunların 6-7 bin tanesi zenginleştirilmiş eğitim görüyor. Çok yetersiz bir eğitim. Oysa bu çocuklar bizim ülkemizin de önünü açacak, dünya çapında başarılar getirecek çocuklar olmalıdır” diye konuştu.
“Ben Amerika’nın gücünün tamamen dünya çapında bütün ülkelerden Amerika’ya akın eden büyük beyinlere bağlıyorum” diyen Tekden, şu şekilde konuştu:
“Bunun gibi şu anda İsrail Yahudiler, İngilizler, Almanlar, Hollandalılar, hatta en son Güney Kore ve Çin bu konuya çok büyük miktarda yatırım yapıyor. Tabii sadece kendi çocukları yetmiyor onlara. Yahudilerin nüfusuna baktığınız zaman çok az sayıda dahi olması lazım ama bunu nasıl tamamlıyorlar? Başka ülkelerin, bizim ülkemizin veya daha geri kalmış ülkelerin çocuklarına el atarak... Şunu çok iyi biliyoruz ki Türkiye’de istihbarat ajanları başka ülkelerin siyasi yönde çalışma yaptığı gibi çocuklarımız üzerinde de çok büyük çalışmalar yapıyor. Bizim tanımadığımız çocukları bulup bulup çıkarıyorlar. Bu çok ilginç bir durum. Yani biz ülke olarak bu çocuklarımızı tanımıyoruz ama bu ülkeler bizim çocuklarımızı tanıyor, teker teker alıp götürüyorlar. Ailelerine para vadederek, iş vererek, çocukları işte dünya çapında okullarda okutacağız diyerek ve milli kimlik sahibi olamayan değerini daha öğrenemeyen çocuklarımız gidiyor başka ülkelerin eğitim kurumlarında, onların istediği şekilde yetiştirilebiliyor. Biz bunları müşahede ediyoruz ve bunların acısını da çekiyoruz. Bu bakımdan bunlara hem engel olmak hem de ülkemize bu çocuklarımızı kazandırmak, kendi kimliklerini kazanmalarına vesile olmak için TÜZDEV’i kurduk. Bu yönde çabalar gösteriyoruz.”