Bakan Bağış Kaymakam Adaylarına Hitap Etti
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, geçmişte öğrencilere Atatürk’ün 7 yaşında dayısının çiftliğinde karga kovaladığının ezberletildiğini fakat Atatürk’ün öngörülerinin öğretilmediğini söyleyerek, “Neden biliyor musunuz? Çünkü 7 yaşında bir çocuğun karga kovalaması gibi tek şablondan çıkmış korkuluk zihniyetli bir nesil arzu edilmiş.Düşünen, tasavvur eden, geleceği düşünen, gelecekle ilgili vizyon ortaya koyabilen bir nesil istenmemiş” dedi.
AB Bakanı Egemen Bağış, 98. dönem kaymakam adamlarına hitap etti. Demetevler’de gerçekleşen programda konuşan Bakan Bağış, AB sürecinin hayatın her farklı yönünü ve Türkiye’nin her yerini ilgilendiren bir süreç olduğunu belirterek, artık Türkiye’nin her ilinde AB projelerinden sorumlu bir vali yardımcısı bulunduğunu kaydetti.
Muhalefetin tavrını da eleştiren Bağış, Başbakan Erdoğan’ın ABD ziyaretiyle ilgili şunları söyledi:
“Bizim muhalefetimiz müzmin bir muhalefet, pek anlayamıyor. Hala Sayın Başbakanımızın ziyaretiyle ilgili farklı farklı eleştiriler gündeme getiriyorlar. Ama bugüne kadar herhalde en çok itibar gördüğümüz ve en çok Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcisine vakit ayırmış bir ABD ziyareti oldu. Sayın Başbakanımız, Sayın Başkan Obama ile 6,5-7 saati aşkın bir birliktelik içerisinde bütün konuları konuştu.
Eskiden Türkiye’nin liderleri gittiği zaman ya para isterdik, ya Ermeni soykırım iddialarına karşı hassasiyetlerimizi dile getirirdik, bir de Kıbrıs meselesini konuşurduk. Onun dışında çok da fazla gündem maddesi olmazdı. Ama şimdi Burma’daki Müslümanların sorunlarından tutun, bölgede farklı evreler yaşayan ülkelerin iç siyasetine kadar, uluslararası kurumlarda temsilimizden tutun, dünyanın enerji kaynaklarının ulaşım potansiyellerine kadar her konuyu Türkiye ile tartışma, Türkiye ile istişare etme, Türkiye’nin görüşlerini aldıktan sonra karar alma noktasına küresel bütün aktörleri getirmiş durumdayız. Artık Türkiye kendi bölgesinin parlayan yıldızıdır. Dünyanın önde gelen ekonomik güçlerinden birisidir. Çok şükür Türkiye bugün artık dünyanın en büyük 16. ekonomik gücü, Avrupa’nın 6. en büyük ekonomik gücü, NATO’nun ikinci en büyük askeri gücü, dünyanın gerçekten birçok konuda önde gelen ülkelerinden bir tanesi.”
“TÜRKİYE ARTIK ‘ÇANTADA KEKLİK’ BİR MÜTTEFİK DEĞİL”
Bakan Bağış, Türkiye’nin muazzam bir performansla ilerlediğini söyleyerek, ABD ziyareti için, “Bu son ziyarette de gördük ki, artık Türkiye önemsenen bir müttefik, çantada keklik bir müttefik değil” dedi.
Suriye konusuna da değinen Bağış, Suriye’den kaçanlara yardım etmenin bir insanlık borcu olduğunu anlattı. Türkiye’nin Suriye konusunda aktif olmasını eleştirenlere de cevap veren Bakan Bağış, “Hala Türkiye’yi edilgen bir ülke olarak görmek isteyenler, Türkiye’yi bir muz cumhuriyeti zannedenler, Türkiye’nin bu konularda pasif durmasını, kapılarını kapamasını, kendi içine kapanmasını ve kendini dünyadan soyutlamasını bekleyebilirler. Ama biz artık büyük bir ülkeyiz. Biz tarihi misyonun ve coğrafi konumun gereği adımları atma hissiyatını ortaya koymuş bir devlet yapımız var” diye konuştu.
Türk milletinin devlet olma geleneğinin bin yılı aştığına dikkat çeken Bağış, “Bu coğrafyada devlet olma geleneği bu kadar köklü olan çok az millet vardır. Bir Türk medeniyeti vardır, bir de Fars medeniyeti vardır. Onun dışındakiler birkaç yüzyıllık, bir kısmı yüzyılı bile doldurmamış devletçiklerdir. O yüzden biz o köklü tarihin gereğini ortaya koymamız gerekir. Ve bunu yaparken de ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışını yeniden canlandırmamız gerekir” şeklinde konuştu.
“BİZ UÇAKLA YORULURKEN, KANUNİ AT SIRTINDA İKİ DEFA MACARİSTAN’A GİTMİŞ”
Bakan Bağış, konuşmasının bir bölümünde ise ecdattan örnekler vererek, Osmanlı dönemindeki dış politikanın aktifliğine vurgu yaptı. Kendilerinin uçakla Macaristan’a giderken yorulduklarını, fakat Kanuni Sultan Süleyman’ın at sırtında iki defa Macaristan’a gittiğini kaydeden Bağış şöyle konuştu:
"Biz Macaristan’a uçakla giderken yoruluyoruz arkadaşlar. Macaristan bir AB üyesi ülke olduğu için düzenli olarak bütün AB üyesi ülkelere gittiğimiz gibi Macaristan’a da gidiyoruz. Ama Kanuni Sultan Süleyman at üzerinde Macaristan’a iki kez gitmiş. Biz uçakla giderken yoruluyoruz, o hayatında iki kez gitmiş. Oralara bir medeniyeti taşımak, oraları fethetmek, oralarda insanları Osmanlı İmparatorluğu’nun tebaası olma hissiyatını kazandırabilmek ve bunu bir ömür de yapabilmek kolay bir şey değil. Böyle bir ecdadın torunlarının içine kapanık, dünyadan kendini izole etmesinin bir mantığı yok.”
“BU ÜLKEDE KARDEŞLİĞİ GÜÇLENDİRMEK ZORUNDAYIZ, BUNUN GERİ DÖNÜŞÜ YOK”
Bakan Egemen Bağış, çözüm süreciyle ilgili olarak da değerlendirmelerde bulundu. Çözüm sürecinin aslında AB’den farklı olmadığını, AB ile iç içe olan bir süreç olduğunu anlatan Bakan Bağış, çözüm süreci kapsamında merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dan da örnekler verdi. Özal’ın Kürt olduğunu fakat Kürt olduğunu söyleyemediğini hatırlatan Bağış, bugünün Türkiye’sinde ise 24 saat boyunca televizyondan Kürtçe yayın yapıldığını, üniversitelerde farklı dillerde araştırma enstitüleri kurulduğunu söyledi.
“Bu ülkede Atatürk’ten sonra ilk defa cemevine giden Cumhurbaşkanı gördük” diyen Bakan Bağış, ilk defa bir Başbakan’ın da Alevi vatandaşlarla bir araya geldiğini anlattı. Ermenilerin artık Akdamar Kilisesi’nde ayin yapabildiğini, birçok kesime haklar tanındığını hatırlatan Bağış, “Sizin kendi inancınızdan şüpheniz varsa herkese ve her şeye şüpheyle yaklaşırsınız. İşte Türkiye o şüpheyi ortadan kaldırıyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin artık ‘mış’ gibi yapmaktan vazgeçtiğini ifade eden Bağış, Tarık Bin Ziyad’ın Endülüs’ü fethederken gemileri yaktığı gibi Türkiye’nin de artık demokratikleşme ve şeffaflaşmada gemileri yaktığını, artık geriye dönüşün olmayacağını anlattı. Bağış, “Biz artık diyoruz ki bu ülkede kalleşliğe son vermek zorundayız, kardeşliği güçlendirmek zorundayız ve bunun geri dönüşü yok” diye konuştu.
“ATATÜRK’ÜN KARGA KOVALADIĞINI ÖĞRETENLER, ONUN ÖNGÖRÜLERİNİ ÖĞRETMEDİ”
Bakan Bağış, konuşmasının ardından kaymakam adaylarının sorularını cevaplandırdı. Bir kaymakam adayının Fatih Projesi’yle ilgili sorusuna cevap veren Bağış, herkesin bu projenin bir parçası olmak istediğine vurgu yaptı. Türkiye’nin geçmişteki eğitim politikasına da gönderme yapan Bağış, Atatürk’ün 7 yaşında dayısının çiftliğinde karga kovaladığını ezberleten zihniyetin, Atatürk’ün öngörülerinin bu milletin çocuklarına öğretilmediğine vurgu yaptı. Bağış şunları söyledi:
“Bize eğitim politikamız gereği Atatürk’ün 7 yaşındayken dayısının çiftliğinde karga kovaladığını ezberleten zihniyet, nedense Atatürk’ün ta 20’lerde 30 yıl sonra olacak bir şeyi, 30’larda 60 yıl sonra olacak bir şeyi öngördüğünü öğretmediler. Ben bunu çok düşünmüşümdür. Neden Atatürk’ün 7 yaşında karga kovaladığını biliyorum da, bunları öğrenmemişim bu eğitim sisteminden geçmiş biri olarak. Neden biliyor musunuz? Çünkü 7 yaşında bir çocuğun karga kovalaması gibi tek şablondan çıkmış korkuluk zihniyetli bir nesil arzu edilmiş. Düşünen tasavvur eden, geleceği düşünen, gelecekle ilgili vizyon ortaya koyabilen bir nesil istenmemiş. İşte eğitim politikamızdaki asıl değişiklik artık düşünen bir nesil arzusu ortaya koymamızla alakalıdır. Her türlü bilgiye ulaşabilen, o bilgiyi kendi zihninde analiz edebilen, değerlendirebilen ve bununla geleceğe yönelik tasavvur ortaya koyabilen, çılgın projeler yapabilecek bir vizyon sahibi nesil arzu etmemizle alakalıdır.”
“BAŞKANLIK SİSTEMİ, TÜRKİYE’Yİ UÇURACAK OLAN SİSTEMDİR”
Egemen Bağış, bir kaymakam adayının “Uluslararası toplantılardaki hava nasıl, ülkemiz nasıl temsil ediliyor?” sorusu üzerine, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in eski ABD Başkanı Bill Clinton karşısındaki fotoğrafını hatırlattı. Oradaki Ecevit’in duruşunun herkesin yüreğini burktuğunu söyleyen Bağış, Başbakan Erdoğan’ın duruşunun ise “one minute” çıkışındaki bir duruş olduğunu anlattı. “Makam aynı makam, ama kişiler farklı” diyen Bağış, “At sahibine göre kişniyor” diyerek şu anki Türkiye’nin uluslararası arenada nasıl temsil edildiğine dikkat çekti
Bakan Bağış, “AB süreci nereye gidiyor?” şeklindeki soruya ise “Nereye gittiği bizim kontrolümüzde olan bir konudur. Biz Türkiye’nin kalkınmasına doğru götürüyoruz bu işi” şeklinde konuştu.
Bağış, başkanlık sistemiyle ilgili bir soru üzerine ise, “Çok açık ve net söyleyeyim, bence başkanlık sistemi Türkiye’yi uçuracak olan sistemdir” dedi.
Başkanlık sisteminin olmadığı her günün Türkiye için neredeyse bir zarar sayılabileceğini söyleyen Bağış, ayrıca ABD Başkanı Obama’nın bir büyükelçiyi dahi atayamadığını, bu sebepten dolayı bu sistemin otoriter bir yönetim anlamına gelemeyeceğine vurgu yaptı.
Kaynak: İHA
Muhalefetin tavrını da eleştiren Bağış, Başbakan Erdoğan’ın ABD ziyaretiyle ilgili şunları söyledi:
“Bizim muhalefetimiz müzmin bir muhalefet, pek anlayamıyor. Hala Sayın Başbakanımızın ziyaretiyle ilgili farklı farklı eleştiriler gündeme getiriyorlar. Ama bugüne kadar herhalde en çok itibar gördüğümüz ve en çok Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcisine vakit ayırmış bir ABD ziyareti oldu. Sayın Başbakanımız, Sayın Başkan Obama ile 6,5-7 saati aşkın bir birliktelik içerisinde bütün konuları konuştu.
Eskiden Türkiye’nin liderleri gittiği zaman ya para isterdik, ya Ermeni soykırım iddialarına karşı hassasiyetlerimizi dile getirirdik, bir de Kıbrıs meselesini konuşurduk. Onun dışında çok da fazla gündem maddesi olmazdı. Ama şimdi Burma’daki Müslümanların sorunlarından tutun, bölgede farklı evreler yaşayan ülkelerin iç siyasetine kadar, uluslararası kurumlarda temsilimizden tutun, dünyanın enerji kaynaklarının ulaşım potansiyellerine kadar her konuyu Türkiye ile tartışma, Türkiye ile istişare etme, Türkiye’nin görüşlerini aldıktan sonra karar alma noktasına küresel bütün aktörleri getirmiş durumdayız. Artık Türkiye kendi bölgesinin parlayan yıldızıdır. Dünyanın önde gelen ekonomik güçlerinden birisidir. Çok şükür Türkiye bugün artık dünyanın en büyük 16. ekonomik gücü, Avrupa’nın 6. en büyük ekonomik gücü, NATO’nun ikinci en büyük askeri gücü, dünyanın gerçekten birçok konuda önde gelen ülkelerinden bir tanesi.”
“TÜRKİYE ARTIK ‘ÇANTADA KEKLİK’ BİR MÜTTEFİK DEĞİL”
Bakan Bağış, Türkiye’nin muazzam bir performansla ilerlediğini söyleyerek, ABD ziyareti için, “Bu son ziyarette de gördük ki, artık Türkiye önemsenen bir müttefik, çantada keklik bir müttefik değil” dedi.
Suriye konusuna da değinen Bağış, Suriye’den kaçanlara yardım etmenin bir insanlık borcu olduğunu anlattı. Türkiye’nin Suriye konusunda aktif olmasını eleştirenlere de cevap veren Bakan Bağış, “Hala Türkiye’yi edilgen bir ülke olarak görmek isteyenler, Türkiye’yi bir muz cumhuriyeti zannedenler, Türkiye’nin bu konularda pasif durmasını, kapılarını kapamasını, kendi içine kapanmasını ve kendini dünyadan soyutlamasını bekleyebilirler. Ama biz artık büyük bir ülkeyiz. Biz tarihi misyonun ve coğrafi konumun gereği adımları atma hissiyatını ortaya koymuş bir devlet yapımız var” diye konuştu.
Türk milletinin devlet olma geleneğinin bin yılı aştığına dikkat çeken Bağış, “Bu coğrafyada devlet olma geleneği bu kadar köklü olan çok az millet vardır. Bir Türk medeniyeti vardır, bir de Fars medeniyeti vardır. Onun dışındakiler birkaç yüzyıllık, bir kısmı yüzyılı bile doldurmamış devletçiklerdir. O yüzden biz o köklü tarihin gereğini ortaya koymamız gerekir. Ve bunu yaparken de ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışını yeniden canlandırmamız gerekir” şeklinde konuştu.
“BİZ UÇAKLA YORULURKEN, KANUNİ AT SIRTINDA İKİ DEFA MACARİSTAN’A GİTMİŞ”
Bakan Bağış, konuşmasının bir bölümünde ise ecdattan örnekler vererek, Osmanlı dönemindeki dış politikanın aktifliğine vurgu yaptı. Kendilerinin uçakla Macaristan’a giderken yorulduklarını, fakat Kanuni Sultan Süleyman’ın at sırtında iki defa Macaristan’a gittiğini kaydeden Bağış şöyle konuştu:
"Biz Macaristan’a uçakla giderken yoruluyoruz arkadaşlar. Macaristan bir AB üyesi ülke olduğu için düzenli olarak bütün AB üyesi ülkelere gittiğimiz gibi Macaristan’a da gidiyoruz. Ama Kanuni Sultan Süleyman at üzerinde Macaristan’a iki kez gitmiş. Biz uçakla giderken yoruluyoruz, o hayatında iki kez gitmiş. Oralara bir medeniyeti taşımak, oraları fethetmek, oralarda insanları Osmanlı İmparatorluğu’nun tebaası olma hissiyatını kazandırabilmek ve bunu bir ömür de yapabilmek kolay bir şey değil. Böyle bir ecdadın torunlarının içine kapanık, dünyadan kendini izole etmesinin bir mantığı yok.”
“BU ÜLKEDE KARDEŞLİĞİ GÜÇLENDİRMEK ZORUNDAYIZ, BUNUN GERİ DÖNÜŞÜ YOK”
Bakan Egemen Bağış, çözüm süreciyle ilgili olarak da değerlendirmelerde bulundu. Çözüm sürecinin aslında AB’den farklı olmadığını, AB ile iç içe olan bir süreç olduğunu anlatan Bakan Bağış, çözüm süreci kapsamında merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dan da örnekler verdi. Özal’ın Kürt olduğunu fakat Kürt olduğunu söyleyemediğini hatırlatan Bağış, bugünün Türkiye’sinde ise 24 saat boyunca televizyondan Kürtçe yayın yapıldığını, üniversitelerde farklı dillerde araştırma enstitüleri kurulduğunu söyledi.
“Bu ülkede Atatürk’ten sonra ilk defa cemevine giden Cumhurbaşkanı gördük” diyen Bakan Bağış, ilk defa bir Başbakan’ın da Alevi vatandaşlarla bir araya geldiğini anlattı. Ermenilerin artık Akdamar Kilisesi’nde ayin yapabildiğini, birçok kesime haklar tanındığını hatırlatan Bağış, “Sizin kendi inancınızdan şüpheniz varsa herkese ve her şeye şüpheyle yaklaşırsınız. İşte Türkiye o şüpheyi ortadan kaldırıyor” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin artık ‘mış’ gibi yapmaktan vazgeçtiğini ifade eden Bağış, Tarık Bin Ziyad’ın Endülüs’ü fethederken gemileri yaktığı gibi Türkiye’nin de artık demokratikleşme ve şeffaflaşmada gemileri yaktığını, artık geriye dönüşün olmayacağını anlattı. Bağış, “Biz artık diyoruz ki bu ülkede kalleşliğe son vermek zorundayız, kardeşliği güçlendirmek zorundayız ve bunun geri dönüşü yok” diye konuştu.
“ATATÜRK’ÜN KARGA KOVALADIĞINI ÖĞRETENLER, ONUN ÖNGÖRÜLERİNİ ÖĞRETMEDİ”
Bakan Bağış, konuşmasının ardından kaymakam adaylarının sorularını cevaplandırdı. Bir kaymakam adayının Fatih Projesi’yle ilgili sorusuna cevap veren Bağış, herkesin bu projenin bir parçası olmak istediğine vurgu yaptı. Türkiye’nin geçmişteki eğitim politikasına da gönderme yapan Bağış, Atatürk’ün 7 yaşında dayısının çiftliğinde karga kovaladığını ezberleten zihniyetin, Atatürk’ün öngörülerinin bu milletin çocuklarına öğretilmediğine vurgu yaptı. Bağış şunları söyledi:
“Bize eğitim politikamız gereği Atatürk’ün 7 yaşındayken dayısının çiftliğinde karga kovaladığını ezberleten zihniyet, nedense Atatürk’ün ta 20’lerde 30 yıl sonra olacak bir şeyi, 30’larda 60 yıl sonra olacak bir şeyi öngördüğünü öğretmediler. Ben bunu çok düşünmüşümdür. Neden Atatürk’ün 7 yaşında karga kovaladığını biliyorum da, bunları öğrenmemişim bu eğitim sisteminden geçmiş biri olarak. Neden biliyor musunuz? Çünkü 7 yaşında bir çocuğun karga kovalaması gibi tek şablondan çıkmış korkuluk zihniyetli bir nesil arzu edilmiş. Düşünen tasavvur eden, geleceği düşünen, gelecekle ilgili vizyon ortaya koyabilen bir nesil istenmemiş. İşte eğitim politikamızdaki asıl değişiklik artık düşünen bir nesil arzusu ortaya koymamızla alakalıdır. Her türlü bilgiye ulaşabilen, o bilgiyi kendi zihninde analiz edebilen, değerlendirebilen ve bununla geleceğe yönelik tasavvur ortaya koyabilen, çılgın projeler yapabilecek bir vizyon sahibi nesil arzu etmemizle alakalıdır.”
“BAŞKANLIK SİSTEMİ, TÜRKİYE’Yİ UÇURACAK OLAN SİSTEMDİR”
Egemen Bağış, bir kaymakam adayının “Uluslararası toplantılardaki hava nasıl, ülkemiz nasıl temsil ediliyor?” sorusu üzerine, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in eski ABD Başkanı Bill Clinton karşısındaki fotoğrafını hatırlattı. Oradaki Ecevit’in duruşunun herkesin yüreğini burktuğunu söyleyen Bağış, Başbakan Erdoğan’ın duruşunun ise “one minute” çıkışındaki bir duruş olduğunu anlattı. “Makam aynı makam, ama kişiler farklı” diyen Bağış, “At sahibine göre kişniyor” diyerek şu anki Türkiye’nin uluslararası arenada nasıl temsil edildiğine dikkat çekti
Bakan Bağış, “AB süreci nereye gidiyor?” şeklindeki soruya ise “Nereye gittiği bizim kontrolümüzde olan bir konudur. Biz Türkiye’nin kalkınmasına doğru götürüyoruz bu işi” şeklinde konuştu.
Bağış, başkanlık sistemiyle ilgili bir soru üzerine ise, “Çok açık ve net söyleyeyim, bence başkanlık sistemi Türkiye’yi uçuracak olan sistemdir” dedi.
Başkanlık sisteminin olmadığı her günün Türkiye için neredeyse bir zarar sayılabileceğini söyleyen Bağış, ayrıca ABD Başkanı Obama’nın bir büyükelçiyi dahi atayamadığını, bu sebepten dolayı bu sistemin otoriter bir yönetim anlamına gelemeyeceğine vurgu yaptı.