Türk Eğitim-sen’den ‘Çözüm Süreci’ Anketi
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, çözüm süreciyle ilgili anket çalışması yapıldığını belirterek, “Anket çalışmamızdan da görüleceği üzere eğitim çalışanları yaşanan gelişmeleri kaygıyla izlemekte, çözülme sürecine destek vermemektedir” dedi.
Türk Eğitim-Sen tarafından öğretmenlerin ve diğer eğitim çalışanlarının; İmralı görüşmeleri ile başlayan çözüm süreci, başkanlık ve eyalet sistemi, AB üyeliğiyle ilgili görüşlerini ölçmek ve gündeme ilişkin diğer konulara yaklaşımını değerlendirmek amacıyla bir anket çalışması düzenledi.
9-24 Nisan 2013 tarihleri arasında hem Türk Eğitim-Sen’in internet sitesinde hem de 7 farklı internet sitesinde yayınlanan ankete 10 bin 178 kişi katıldı.
Ankete katılanların yüzde 22,7’si ilkokulda, yüzde 22,6’sı ortaokulda, yüzde 21,2’si lisede, yüzde 17’si MEB taşra teşkilatında, yüzde 4,2’si üniversitelerde, yüzde 2,3’ü MEB merkez teşkilatında, yüzde 0,5’i YÖK ve Yurt-Kur’da görev yaparken; yüzde 9,5’inin de diğer meslek gruplarına mensup olduğu bildirildi.
Ankete katılanların yüzde 51,5’inin öğretmen, yüzde 16,1’inin okul müdür yardımcısı, yüzde 14’ünün okul müdürü, yüzde 5,9’unun genel idari hizmetler sınıfında görevli, yüzde 2,1’inin okul müdür başyardımcısı, yüzde 1,9’unun akademisyen, yüzde 8,5’inin de diğer meslek gruplarına mensup olduğu kaydedildi. Ankete katılanların yüzde 80,4’ü herhangi bir sendikaya üye olduğunu belirtirken, yüzde 19,6’sı sendikaya üye olmadığını kaydetti.
Herhangi bir sendikaya üye olduğunu belirtenlerin yüzde 68’i Türkiye Kamu-Sen’e, yüzde 20,1’i Memur-Sen’e, yüzde 3,7’si Kesk’e, yüzde 1,5’i Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikalara üye olduklarını ifade ederken, yüzde 6,7’si diğer seçeneğini işaretledi.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Ankete katılanlara PKK terör örgütü ve İmralı ile görüşülerek barışın sağlanabileceğine inanıp, inanmadıklarını soruldu. Buna göre; yüzde 68,5’i PKK terör örgütü ve İmralı ile görüşülerek barışın sağlanabileceğine inanmadığını belirtti.
Ankete katılanlara “Size göre bu süreç nasıl sonuçlanacak?” sorusu yöneltildi. Buna göre yüzde 56,2’si terör daha da güçlenecek, çözülme ve bölünme başlayacak, yüzde 30,1’i PKK silah bırakacak, terör sona erecek, yüzde 7,7’si hiçbir değişiklik olmayacak cevabını verirken, yüzde 6’sı da diğer seçeneğini işaretledi. Ankete katılanların yüzde 64,1’i “Hükümet, terörün sona ermesi, ülkemize barış ve huzur gelmesi için bu süreci başlatmıştır” ifadesine katılmadığını söylerken, yüzde 35,9’u da bu ifadeye katıldığını belirtti.
“Sürecin başlamasının ve hükümetin bunda rol üstlenmesinin nedenlerinden birisi yaklaşan Cumhurbaşkanlığı, yerel ve genel seçimlerdir” ifadesine katılanların oranı yüzde 63,5, bu ifadeye katılmayanların oranı ise yüzde 36,5 olarak çıktı.
Ankete katılanların yüzde 58,2’si “mevcut iktidar, terörle mücadelede başarısız olduğu için bu süreç başlatılmıştır” ifadesine katılırken, bu ifadeye katılmayanların oranı yüzde 41,8 çıktı. Ankete katılanların yüzde 68,4’ü “siyasi erk’in Türkiye’de başkanlık sisteminin ve eyalet sisteminin uygulanmasını istemesi dolayısıyla bazı kesimlerin desteğini almak amacıyla bu süreç başlatılmıştır” ifadesine katıldığını belirtirken, bu ifadeye katılmayanların oranı yüzde 31,6 olarak kaydedildi.
Ankete katılanların yüzde 71,1’i bu sürecin bölücü elebaşı ve terör örgütünün meşrulaştırılmasına neden olacağını düşünürken, yüzde 28,9’u bu sürecin bölücü elebaşı ve terör örgütünün meşrulaştırılmasına neden olacağını düşünmediğini söyledi.
Ankete katılanların yüzde 74,4’ü bu sürecin Suriye ve Irak’taki yeniden yapılandırmayı hızlandırarak, AB ve ABD’nin bölgesel politikalarının etkinliğini artıracağını söylerken, yüzde 25,6’sı sürecin AB ve ABD’nin bölgesel politikalarının etkinliğini artırmayacağını ifade etti.
“PKK’nın hiçbir yaptırıma maruz kalmadan sınır dışına çekilmesi genel bir af olarak değerlendirilebilir mi?” sorusuna, ankete katılanların yüzde 67,5’i evet, yüzde 32,5’i hayır cevabı verdi.
AKİL İNSANLAR HEYETİ
“Türkiye'nin tüm bölgelerinde süreci tanıtıcı çalışmalar yapacağı, konuyla ilgili hükümet ile istişarede bulunacağı, halkla ve kanaat önderleri ile buluşacağı ifade edilen Akil İnsanlar Heyeti hakkında bilgi sahibi misiniz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 90,1’i evet, yüzde 9,9’u hayır cevabı verdi.
Akil İnsanlar Heyeti hakkında bilgi sahibi olduğunu söyleyenlere, “Heyetin Türkiye için olumlu bir katkı sağlayacağını düşünüyor musunuz?” sorusu yöneltildi. Buna göre yüzde 65,3’ü hayır, yüzde 31,5’i evet, yüzde 3,2’si ise fikrim yok cevabı verdi.
Akil İnsanlar Heyetinin Türkiye için olumlu bir katkı sağlayacağını düşünmeyenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre yüzde 44,8’i “Bu heyet Hükümetin istediği toplumsal algıyı oluşturmak için başlattığı bir psikolojik harekâttır”, yüzde 22,4’ü “Sürece inanmadığım ve bunu kabul etmediğim için akil insanlar şeklinde bir heyetin oluşturulmasına da karşıyım”, yüzde 19,4’ü “Akil insanlar olarak seçilen kişilerin bazılarının bölücü örgütün amaçlarına hizmet eden fikirlere sahip olması” derken, yüzde 9,9’u da “farklı görüşlerin temsil edilmemesi, listedeki isimlerin ‘Hükümet politikalarını onaylayan’ kişilerden oluşması” cevabını verdi.
“Başbakan, ‘Eskiden o psikolojik harekat denen ifadeler vardı ya. Bu toplumsal algıyı akil adamların hazırlaması lazım’ demişti. Bunun 28 Şubat sürecinde yürütülen yöntemlerle benzerlik taşıdığını düşünüyor musunuz?” sorusuna, ankete katılanların yüzde 48,8’i evet, yüzde 17,8’i kısmen, yüzde 33,4’ü hayır cevabını verdi.
“Akil İnsanlar Heyeti ile 1919 yılında Damat Ferit Paşa hükümetinin milli direnişi kırmak amacıyla oluşturduğu Heyet-i Nasiha arasında benzerlikler olduğu şeklindeki eleştirilere katılıyor musunuz?” sorusuna, ankete katılanların yüzde 56’sı evet, yüzde 32,1’i hayır, yüzde 11,9’u da fikrim yok cevabını verdi.
ÖĞRENCİ ANDI’NIN KALDIRILMASI TARTIŞMASI
Ankete katılanların yüzde 67,5’i Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan bazı isimlerin “Öğrenci Andı kaldırılsın” şeklindeki önerisini desteklemediğini, yüzde 32,5’i de desteklediğini ifade etti.
Ankete katılanların yüzde 68’i Türkiye’de son yıllarda Türk kimliğine yönelik bir tehdit olduğunu düşünürken, yüzde 32’si Türk kimliğine yönelik bir tehdit olmadığını kaydetti.
Ankete katılanların yüzde 90’ı Türk bayrağının adının devlet bayrağı şeklinde değiştirilmesi önerisine karşı çıktığını belirtti.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Ankete katılanlara başkanlık sistemini destekleyip, desteklemedikleri de soruldu. Buna göre yüzde 69,8’i başkanlık sistemini desteklemediğini, yüzde 25,6’sı başkanlık sistemini desteklediğini söylerken, yüzde 4,6’sı da ‘fikrim yok’ cevabını verdi. Başkanlık sistemini destekleyenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre yüzde 28,4’ü ‘devlet başkanını doğrudan halkın seçmesi’, yüzde 20,7’si ‘istikrar sağlanır’, yüzde 20’si ‘parlamenter sisteme göre kararlar daha hızlı alınır’, yüzde 12,4’ü ‘Türkiye’nin farklı kesimlerden oluşan sosyal yapısına daha uygun’, yüzde 6,3’ü ‘Türkiye artık üniter devlet yapısıyla yönetilemiyor’, yüzde 3,6’sı ‘yasama ve yürütme birbirini daha iyi denetler’ derken; yüzde 8,6’sı diğer seçeneğini işaretledi.
Başkanlık sistemini desteklemeyenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre yüzde 48’i ‘üniter devlet yapısına uygun değildir ve eyalet sistemini öngörmektedir’, yüzde 21,6’sı ‘otoriter rejim algısı yaratır, diktatörlüğe eğilimi artırır’, yüzde 17,7’si ‘ülkemize en uygun sistem parlamenter sistemdir’, yüzde 4,5’i ‘federal toplum yapısına sahip olan ABD dışında uygulanan ülkelerde istikrar sağlamamıştır’ ve yüzde 4,5’i devlet başkanının görev süresi sona ermeden görevden alınamaması ve halkın hesap sorma hakkının olmaması’ cevabını verdi. Bu soruya diğer cevabı verenlerin oranı da yüzde 3,7 olarak kaydedildi.
EYALET SİSTEMİ
“Türkiye’ye eyalet sisteminin getirilmesini ister misiniz?” sorusuna, ankete katılanların yüzde 77,9’u hayır, yüzde 17,1’i evet, yüzde 5’i de fikrim yok cevabı verdi. Bu soruya ‘hayır’ cevabı verenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre; yüzde 64,7’si ‘Türkiye’nin üniter yapısına zarar verir, bölünmeye yol açar’, yüzde 22,2’si ‘Türkiye’nin siyasi, idari, sosyal ve kültürel yapısına uygun bir sistem değildir’, yüzde 10,6’sı ‘emperyalist ülkelerin ülkemiz üzerindeki etkinliği artar’ derken; yüzde 2,5’i de diğer cevabı verdi. “Eyalet sistemi ile birlikte esnek istihdam modelinin geleceğini, kamu hizmetinin yerel idareler tarafından verileceğini ve kamu çalışanlarının iş güvencesini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabileceğini düşünüyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 69,1’i evet, yüzde 23,8’i hayır, yüzde 7,1’i de fikrim yok cevabı verdi.
İSRAİL’İN ÖZÜR DİLEMESİ
Ankete katılanların yüzde 87’si İsrail’in Mavi Marmara baskını nedeniyle üç yıl sonra özür dilemesini samimi bulmadığını, yüzde 13’ü samimi bulduğunu ifade etti.
Ankete katılanlara İsrail’in Türkiye’den özür dilemesinin nedeni soruldu. Buna göre; ankete katılanların yüzde 49,3’ü ‘ABD ve İsrail’in olası Suriye ve İran operasyonlarında Türkiye ittifakına ihtiyacı olması’, yüzde 19.4’ü ‘Suriye’deki krizin giderek şiddetlenmesi ve buna bağlı olarak İsrail’in güvenlik endişesi yaşaması’, yüzde 13’ü ‘Türk Hükümetinin bu konuda yaptığı etkili mücadelenin neticesi’, yüzde 10,4’ü ‘İsrail’in Diyarbakır’da yapılan Nevruz kutlamalarının ardından Türkiye gündemini değiştirmek istemesi’, yüzde 3,3’ü ‘İsrail’in ABD’nin ve uluslararası örgütlerin tepkisinden çekinmesi’, yüzde 1’i de ‘İsrail’in yaptığı hatanın farkına varması’ cevabını verirken, diğer cevabı verenlerin oranı yüzde 3,6 olarak kaydedildi.
“Şu anda Türkiye’de gündemdeki hangi konu sizi en çok rahatsız ediyor?” sorusuna ankete katılanların yüzde 64,5’i ‘terör sorunu ve bölücü elebaşı ile PKK terör örgütünün meşrulaştırılmasına neden olan olumsuz gelişmeler’, yüzde 16,6’sı ‘demokratik ve bireysel hakların, özgürlüklerin yetersizliği’, yüzde 11,1’i ‘ekonomik sorunlar ve işsizlik’, yüzde 1,3’ü de ‘dış politikada yaşanan gelişmeler’ cevabını verdi. Bu soruda diğer seçeneğini işaretleyenlerin oranı ise yüzde 6,5 olarak kaydedildi.
TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİ
Türkiye’nin AB’ye üye olmasını isteyenlerin sayısı yüzde 70,2 iken, yüzde 29,8’i Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istemediğini belirtti.
Türkiye’nin AB’ye üye olmasını isteyenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre; yüzde 62,2’si ‘bireysel hak ve özgürlükler genişleyecek, demokratik haklar artacak’, yüzde 12,2’si ‘Türkiye ekonomisi güçlenecek, işsizlik azalacak’, yüzde7,7’si ‘AB ölçeğinde ve daha iyi koşullarda eğitim verilecek’, yüzde 7’si ‘AB ülkelerine vizesiz gidilebilecek’ cevabını verirken, diğer cevabı verenlerin oranı ise yüzde 10,9 olarak kaydedildi.
Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istemeyenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre yüzde 35,4’ü ‘ekonomik sorunlar yaşayan ve işlevini tamamlandığına inandığım AB’nin uzun ömürlü olacağını düşünmüyorum’, yüzde 16,7’si ‘AB Hıristiyan birliğidir’, yüzde 13,4’ü ‘ülkemiz açık pazar haline gelecek ve kaynaklarımız gelişmiş ülkeler tarafından kullanılacak’, yüzde 13,3’ü ‘AB politikaları ülkemizin üniter yapısına zarar verecek’, yüzde 9,6’sı ‘AB, sömürgeci bir topluluktur’, yüzde 8,9’u ‘AB Türkiye’ye karşı önyargılıdır’ cevabı verirken, diğer seçeneğini işaretleyenlerin oranı ise yüzde 2,7 olarak kaydedildi. Ankete katılanların yüzde 63,7’si Türkiye’nin siyasi ve ekonomik yönden dışa bağımlı olduğunu, yüzde 18,9’u kısmen dışa bağımlı olduğunu düşünürken; yüzde 17,4’ü ise dışa bağımlı olmadığını ifade etti.
Ankete katılanların yüzde 65’i Türkiye’nin Ortadoğu Bölgesi’nin etkili ve istikrarlı ülkesi olduğuna inanmadığını söylerken, yüzde 35’i Türkiye’nin bölgenin etkili ve istikrarlı ülkesi olduğuna inandığını kaydetti.
“PKK HANGİ SÖZLER KARŞILIĞINDA GERİ ÇEKİLMEKTEDİR”
Anket sonuçlarını değerlendiren Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye’nin çok zor bir dönemeçte olduğunu belirterek, “Milletimiz PKK ile müzakereyi içeren ve İmralı canisinin muhatap alındığı bir süreci yaşamaktadır. Anket çalışmamızdan da görüleceği üzere eğitim çalışanları yaşanan gelişmeleri kaygıyla izlemekte, çözülme sürecine destek vermemektedir” dedi
PKK’nın 8 Mayıs tarihinde Türkiye’den silahlarıyla birlikte çekileceğini hatırlatan Koncuk, “Anlaşılan terör örgütü mensupları elini, kolunu sallayarak hiçbir ceza almadan sınır dışına çıkacak, bu nahoş manzaraya Türkiye Cumhuriyeti Devleti seyirci kalacaktır” ifadesini kullandı
PKK’nın yeniden gücünü toparlamasına yardımcı olacak bu geri çekilmenin önümüzdeki dönemde yaşanacak felaketlerin de habercisi olduğunu savunan Koncuk değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Peki PKK hangi sözler karşılığında geri çekilmektedir? Ortada verilmiş sözlerin olduğu katillerin açıklamasından bellidir. Zira arif olan her insan bölücü örgütün mesajlarını doğru bir şekilde okuyabilir. Bu noktada soruyoruz; Yeni Anayasa ile ilgili PKK’ya verilen sözler var mıdır? Varsa bu sözler nelerdir? PKK’ya federatif devlet mi vaat edilmiştir? Türk milletini bölünme süreci mi beklemektedir? Yoksa İmralı canisi serbest mi bırakılacaktır? Bu sorular ivedilikle cevaplanmayı beklemektedir. Zira Türk Milleti kendisine reva görülen geleceği bilmelidir.”
Anket sonuçlarına göre, eğitimcilerin bu süreci,‘çözülme süreci’ olarak gördüğünü söyleyen Koncuk, “Türk Eğitim-Sen olarak; milletimize dayatılan, şehit ailelerinin gözyaşlarını görmezden gelen, milli birliğimizin, bütünlüğümüzün adeta pazarlık konusu haline gelmesine neden olan bu gelişmeleri bir kez daha şiddetle ve nefretle kınıyoruz” şeklinde konuştu
Kaynak: İHA
9-24 Nisan 2013 tarihleri arasında hem Türk Eğitim-Sen’in internet sitesinde hem de 7 farklı internet sitesinde yayınlanan ankete 10 bin 178 kişi katıldı.
Ankete katılanların yüzde 22,7’si ilkokulda, yüzde 22,6’sı ortaokulda, yüzde 21,2’si lisede, yüzde 17’si MEB taşra teşkilatında, yüzde 4,2’si üniversitelerde, yüzde 2,3’ü MEB merkez teşkilatında, yüzde 0,5’i YÖK ve Yurt-Kur’da görev yaparken; yüzde 9,5’inin de diğer meslek gruplarına mensup olduğu bildirildi.
Ankete katılanların yüzde 51,5’inin öğretmen, yüzde 16,1’inin okul müdür yardımcısı, yüzde 14’ünün okul müdürü, yüzde 5,9’unun genel idari hizmetler sınıfında görevli, yüzde 2,1’inin okul müdür başyardımcısı, yüzde 1,9’unun akademisyen, yüzde 8,5’inin de diğer meslek gruplarına mensup olduğu kaydedildi. Ankete katılanların yüzde 80,4’ü herhangi bir sendikaya üye olduğunu belirtirken, yüzde 19,6’sı sendikaya üye olmadığını kaydetti.
Herhangi bir sendikaya üye olduğunu belirtenlerin yüzde 68’i Türkiye Kamu-Sen’e, yüzde 20,1’i Memur-Sen’e, yüzde 3,7’si Kesk’e, yüzde 1,5’i Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikalara üye olduklarını ifade ederken, yüzde 6,7’si diğer seçeneğini işaretledi.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Ankete katılanlara PKK terör örgütü ve İmralı ile görüşülerek barışın sağlanabileceğine inanıp, inanmadıklarını soruldu. Buna göre; yüzde 68,5’i PKK terör örgütü ve İmralı ile görüşülerek barışın sağlanabileceğine inanmadığını belirtti.
Ankete katılanlara “Size göre bu süreç nasıl sonuçlanacak?” sorusu yöneltildi. Buna göre yüzde 56,2’si terör daha da güçlenecek, çözülme ve bölünme başlayacak, yüzde 30,1’i PKK silah bırakacak, terör sona erecek, yüzde 7,7’si hiçbir değişiklik olmayacak cevabını verirken, yüzde 6’sı da diğer seçeneğini işaretledi. Ankete katılanların yüzde 64,1’i “Hükümet, terörün sona ermesi, ülkemize barış ve huzur gelmesi için bu süreci başlatmıştır” ifadesine katılmadığını söylerken, yüzde 35,9’u da bu ifadeye katıldığını belirtti.
“Sürecin başlamasının ve hükümetin bunda rol üstlenmesinin nedenlerinden birisi yaklaşan Cumhurbaşkanlığı, yerel ve genel seçimlerdir” ifadesine katılanların oranı yüzde 63,5, bu ifadeye katılmayanların oranı ise yüzde 36,5 olarak çıktı.
Ankete katılanların yüzde 58,2’si “mevcut iktidar, terörle mücadelede başarısız olduğu için bu süreç başlatılmıştır” ifadesine katılırken, bu ifadeye katılmayanların oranı yüzde 41,8 çıktı. Ankete katılanların yüzde 68,4’ü “siyasi erk’in Türkiye’de başkanlık sisteminin ve eyalet sisteminin uygulanmasını istemesi dolayısıyla bazı kesimlerin desteğini almak amacıyla bu süreç başlatılmıştır” ifadesine katıldığını belirtirken, bu ifadeye katılmayanların oranı yüzde 31,6 olarak kaydedildi.
Ankete katılanların yüzde 71,1’i bu sürecin bölücü elebaşı ve terör örgütünün meşrulaştırılmasına neden olacağını düşünürken, yüzde 28,9’u bu sürecin bölücü elebaşı ve terör örgütünün meşrulaştırılmasına neden olacağını düşünmediğini söyledi.
Ankete katılanların yüzde 74,4’ü bu sürecin Suriye ve Irak’taki yeniden yapılandırmayı hızlandırarak, AB ve ABD’nin bölgesel politikalarının etkinliğini artıracağını söylerken, yüzde 25,6’sı sürecin AB ve ABD’nin bölgesel politikalarının etkinliğini artırmayacağını ifade etti.
“PKK’nın hiçbir yaptırıma maruz kalmadan sınır dışına çekilmesi genel bir af olarak değerlendirilebilir mi?” sorusuna, ankete katılanların yüzde 67,5’i evet, yüzde 32,5’i hayır cevabı verdi.
AKİL İNSANLAR HEYETİ
“Türkiye'nin tüm bölgelerinde süreci tanıtıcı çalışmalar yapacağı, konuyla ilgili hükümet ile istişarede bulunacağı, halkla ve kanaat önderleri ile buluşacağı ifade edilen Akil İnsanlar Heyeti hakkında bilgi sahibi misiniz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 90,1’i evet, yüzde 9,9’u hayır cevabı verdi.
Akil İnsanlar Heyeti hakkında bilgi sahibi olduğunu söyleyenlere, “Heyetin Türkiye için olumlu bir katkı sağlayacağını düşünüyor musunuz?” sorusu yöneltildi. Buna göre yüzde 65,3’ü hayır, yüzde 31,5’i evet, yüzde 3,2’si ise fikrim yok cevabı verdi.
Akil İnsanlar Heyetinin Türkiye için olumlu bir katkı sağlayacağını düşünmeyenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre yüzde 44,8’i “Bu heyet Hükümetin istediği toplumsal algıyı oluşturmak için başlattığı bir psikolojik harekâttır”, yüzde 22,4’ü “Sürece inanmadığım ve bunu kabul etmediğim için akil insanlar şeklinde bir heyetin oluşturulmasına da karşıyım”, yüzde 19,4’ü “Akil insanlar olarak seçilen kişilerin bazılarının bölücü örgütün amaçlarına hizmet eden fikirlere sahip olması” derken, yüzde 9,9’u da “farklı görüşlerin temsil edilmemesi, listedeki isimlerin ‘Hükümet politikalarını onaylayan’ kişilerden oluşması” cevabını verdi.
“Başbakan, ‘Eskiden o psikolojik harekat denen ifadeler vardı ya. Bu toplumsal algıyı akil adamların hazırlaması lazım’ demişti. Bunun 28 Şubat sürecinde yürütülen yöntemlerle benzerlik taşıdığını düşünüyor musunuz?” sorusuna, ankete katılanların yüzde 48,8’i evet, yüzde 17,8’i kısmen, yüzde 33,4’ü hayır cevabını verdi.
“Akil İnsanlar Heyeti ile 1919 yılında Damat Ferit Paşa hükümetinin milli direnişi kırmak amacıyla oluşturduğu Heyet-i Nasiha arasında benzerlikler olduğu şeklindeki eleştirilere katılıyor musunuz?” sorusuna, ankete katılanların yüzde 56’sı evet, yüzde 32,1’i hayır, yüzde 11,9’u da fikrim yok cevabını verdi.
ÖĞRENCİ ANDI’NIN KALDIRILMASI TARTIŞMASI
Ankete katılanların yüzde 67,5’i Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan bazı isimlerin “Öğrenci Andı kaldırılsın” şeklindeki önerisini desteklemediğini, yüzde 32,5’i de desteklediğini ifade etti.
Ankete katılanların yüzde 68’i Türkiye’de son yıllarda Türk kimliğine yönelik bir tehdit olduğunu düşünürken, yüzde 32’si Türk kimliğine yönelik bir tehdit olmadığını kaydetti.
Ankete katılanların yüzde 90’ı Türk bayrağının adının devlet bayrağı şeklinde değiştirilmesi önerisine karşı çıktığını belirtti.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Ankete katılanlara başkanlık sistemini destekleyip, desteklemedikleri de soruldu. Buna göre yüzde 69,8’i başkanlık sistemini desteklemediğini, yüzde 25,6’sı başkanlık sistemini desteklediğini söylerken, yüzde 4,6’sı da ‘fikrim yok’ cevabını verdi. Başkanlık sistemini destekleyenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre yüzde 28,4’ü ‘devlet başkanını doğrudan halkın seçmesi’, yüzde 20,7’si ‘istikrar sağlanır’, yüzde 20’si ‘parlamenter sisteme göre kararlar daha hızlı alınır’, yüzde 12,4’ü ‘Türkiye’nin farklı kesimlerden oluşan sosyal yapısına daha uygun’, yüzde 6,3’ü ‘Türkiye artık üniter devlet yapısıyla yönetilemiyor’, yüzde 3,6’sı ‘yasama ve yürütme birbirini daha iyi denetler’ derken; yüzde 8,6’sı diğer seçeneğini işaretledi.
Başkanlık sistemini desteklemeyenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre yüzde 48’i ‘üniter devlet yapısına uygun değildir ve eyalet sistemini öngörmektedir’, yüzde 21,6’sı ‘otoriter rejim algısı yaratır, diktatörlüğe eğilimi artırır’, yüzde 17,7’si ‘ülkemize en uygun sistem parlamenter sistemdir’, yüzde 4,5’i ‘federal toplum yapısına sahip olan ABD dışında uygulanan ülkelerde istikrar sağlamamıştır’ ve yüzde 4,5’i devlet başkanının görev süresi sona ermeden görevden alınamaması ve halkın hesap sorma hakkının olmaması’ cevabını verdi. Bu soruya diğer cevabı verenlerin oranı da yüzde 3,7 olarak kaydedildi.
EYALET SİSTEMİ
“Türkiye’ye eyalet sisteminin getirilmesini ister misiniz?” sorusuna, ankete katılanların yüzde 77,9’u hayır, yüzde 17,1’i evet, yüzde 5’i de fikrim yok cevabı verdi. Bu soruya ‘hayır’ cevabı verenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre; yüzde 64,7’si ‘Türkiye’nin üniter yapısına zarar verir, bölünmeye yol açar’, yüzde 22,2’si ‘Türkiye’nin siyasi, idari, sosyal ve kültürel yapısına uygun bir sistem değildir’, yüzde 10,6’sı ‘emperyalist ülkelerin ülkemiz üzerindeki etkinliği artar’ derken; yüzde 2,5’i de diğer cevabı verdi. “Eyalet sistemi ile birlikte esnek istihdam modelinin geleceğini, kamu hizmetinin yerel idareler tarafından verileceğini ve kamu çalışanlarının iş güvencesini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabileceğini düşünüyor musunuz?” sorusuna ankete katılanların yüzde 69,1’i evet, yüzde 23,8’i hayır, yüzde 7,1’i de fikrim yok cevabı verdi.
İSRAİL’İN ÖZÜR DİLEMESİ
Ankete katılanların yüzde 87’si İsrail’in Mavi Marmara baskını nedeniyle üç yıl sonra özür dilemesini samimi bulmadığını, yüzde 13’ü samimi bulduğunu ifade etti.
Ankete katılanlara İsrail’in Türkiye’den özür dilemesinin nedeni soruldu. Buna göre; ankete katılanların yüzde 49,3’ü ‘ABD ve İsrail’in olası Suriye ve İran operasyonlarında Türkiye ittifakına ihtiyacı olması’, yüzde 19.4’ü ‘Suriye’deki krizin giderek şiddetlenmesi ve buna bağlı olarak İsrail’in güvenlik endişesi yaşaması’, yüzde 13’ü ‘Türk Hükümetinin bu konuda yaptığı etkili mücadelenin neticesi’, yüzde 10,4’ü ‘İsrail’in Diyarbakır’da yapılan Nevruz kutlamalarının ardından Türkiye gündemini değiştirmek istemesi’, yüzde 3,3’ü ‘İsrail’in ABD’nin ve uluslararası örgütlerin tepkisinden çekinmesi’, yüzde 1’i de ‘İsrail’in yaptığı hatanın farkına varması’ cevabını verirken, diğer cevabı verenlerin oranı yüzde 3,6 olarak kaydedildi.
“Şu anda Türkiye’de gündemdeki hangi konu sizi en çok rahatsız ediyor?” sorusuna ankete katılanların yüzde 64,5’i ‘terör sorunu ve bölücü elebaşı ile PKK terör örgütünün meşrulaştırılmasına neden olan olumsuz gelişmeler’, yüzde 16,6’sı ‘demokratik ve bireysel hakların, özgürlüklerin yetersizliği’, yüzde 11,1’i ‘ekonomik sorunlar ve işsizlik’, yüzde 1,3’ü de ‘dış politikada yaşanan gelişmeler’ cevabını verdi. Bu soruda diğer seçeneğini işaretleyenlerin oranı ise yüzde 6,5 olarak kaydedildi.
TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİ
Türkiye’nin AB’ye üye olmasını isteyenlerin sayısı yüzde 70,2 iken, yüzde 29,8’i Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istemediğini belirtti.
Türkiye’nin AB’ye üye olmasını isteyenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre; yüzde 62,2’si ‘bireysel hak ve özgürlükler genişleyecek, demokratik haklar artacak’, yüzde 12,2’si ‘Türkiye ekonomisi güçlenecek, işsizlik azalacak’, yüzde7,7’si ‘AB ölçeğinde ve daha iyi koşullarda eğitim verilecek’, yüzde 7’si ‘AB ülkelerine vizesiz gidilebilecek’ cevabını verirken, diğer cevabı verenlerin oranı ise yüzde 10,9 olarak kaydedildi.
Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istemeyenlere bunun nedenleri soruldu. Buna göre yüzde 35,4’ü ‘ekonomik sorunlar yaşayan ve işlevini tamamlandığına inandığım AB’nin uzun ömürlü olacağını düşünmüyorum’, yüzde 16,7’si ‘AB Hıristiyan birliğidir’, yüzde 13,4’ü ‘ülkemiz açık pazar haline gelecek ve kaynaklarımız gelişmiş ülkeler tarafından kullanılacak’, yüzde 13,3’ü ‘AB politikaları ülkemizin üniter yapısına zarar verecek’, yüzde 9,6’sı ‘AB, sömürgeci bir topluluktur’, yüzde 8,9’u ‘AB Türkiye’ye karşı önyargılıdır’ cevabı verirken, diğer seçeneğini işaretleyenlerin oranı ise yüzde 2,7 olarak kaydedildi. Ankete katılanların yüzde 63,7’si Türkiye’nin siyasi ve ekonomik yönden dışa bağımlı olduğunu, yüzde 18,9’u kısmen dışa bağımlı olduğunu düşünürken; yüzde 17,4’ü ise dışa bağımlı olmadığını ifade etti.
Ankete katılanların yüzde 65’i Türkiye’nin Ortadoğu Bölgesi’nin etkili ve istikrarlı ülkesi olduğuna inanmadığını söylerken, yüzde 35’i Türkiye’nin bölgenin etkili ve istikrarlı ülkesi olduğuna inandığını kaydetti.
“PKK HANGİ SÖZLER KARŞILIĞINDA GERİ ÇEKİLMEKTEDİR”
Anket sonuçlarını değerlendiren Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye’nin çok zor bir dönemeçte olduğunu belirterek, “Milletimiz PKK ile müzakereyi içeren ve İmralı canisinin muhatap alındığı bir süreci yaşamaktadır. Anket çalışmamızdan da görüleceği üzere eğitim çalışanları yaşanan gelişmeleri kaygıyla izlemekte, çözülme sürecine destek vermemektedir” dedi
PKK’nın 8 Mayıs tarihinde Türkiye’den silahlarıyla birlikte çekileceğini hatırlatan Koncuk, “Anlaşılan terör örgütü mensupları elini, kolunu sallayarak hiçbir ceza almadan sınır dışına çıkacak, bu nahoş manzaraya Türkiye Cumhuriyeti Devleti seyirci kalacaktır” ifadesini kullandı
PKK’nın yeniden gücünü toparlamasına yardımcı olacak bu geri çekilmenin önümüzdeki dönemde yaşanacak felaketlerin de habercisi olduğunu savunan Koncuk değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Peki PKK hangi sözler karşılığında geri çekilmektedir? Ortada verilmiş sözlerin olduğu katillerin açıklamasından bellidir. Zira arif olan her insan bölücü örgütün mesajlarını doğru bir şekilde okuyabilir. Bu noktada soruyoruz; Yeni Anayasa ile ilgili PKK’ya verilen sözler var mıdır? Varsa bu sözler nelerdir? PKK’ya federatif devlet mi vaat edilmiştir? Türk milletini bölünme süreci mi beklemektedir? Yoksa İmralı canisi serbest mi bırakılacaktır? Bu sorular ivedilikle cevaplanmayı beklemektedir. Zira Türk Milleti kendisine reva görülen geleceği bilmelidir.”
Anket sonuçlarına göre, eğitimcilerin bu süreci,‘çözülme süreci’ olarak gördüğünü söyleyen Koncuk, “Türk Eğitim-Sen olarak; milletimize dayatılan, şehit ailelerinin gözyaşlarını görmezden gelen, milli birliğimizin, bütünlüğümüzün adeta pazarlık konusu haline gelmesine neden olan bu gelişmeleri bir kez daha şiddetle ve nefretle kınıyoruz” şeklinde konuştu