Restorasyon ve Çevre Düzenlemeleriyle Bölgenin Turistik Cazibe Merkezlerinden Biri Haline Gelen Elazığ'ın Eski Yerleşim Yeri Harput'u Gezen Turist Sayısında Artış Bekleniyor
Ramazan Kaya - Restorasyon ve çevre düzenlemeleriyle bölgenin turistik cazibe merkezlerinden biri haline gelen Elazığ'ın eski yerleşim yeri Harput'u ziyaret eden turist sayısının artması bekleniyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, milattan önce 2000'li yıllarda ilk yerleşimin olduğu Harput'ta, sırasıyla Hititler, Urartular, İlhanlılar, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular, Safeviler ve Çaldıran Savaşı sonrası Osmanlı İmparatorluğu hüküm sürdü.
Kalesi, camileri, kilisesi ve türbeleriyle her köşesi tarih kokan Harput, buraya gelen ziyaretçilerini adeta geçmişte yolculuğa çıkarıyor.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Harput'un 1834 yılından itibaren zamanın yönetiminin aldığı bir kararla Elazığ'a taşındığını ve tarihi şehrin hızla yok olarak bir gecekondu bölgesi haline dönüştüğünü söyledi.
Yıkılmaya yüz tutan bu tarihi mekanın 1985 yılında kentsel sit alanı ilan edildiğini anımsatan Öztürk, 2008 yılı sonunda bölgede restorasyon çalışmalarına başlandığını aktardı.
Başta Ulu Cami, Harput Kalesi ve Arapbaba Türbesi olmak üzere cami, türbe ve sivil mimari eserlerin restore edilerek ayağa kaldırıldığını belirten Öztürk, bunun tarihi dokuya uygun olarak gerçekleştirildiğini ifade etti.
Öztürk, "Ulu Cami restore edildi. 1156 yılında yapılmış ve eğik minaresiyle ünlü bu camimize özellikle gelen insanlar vardır. Sanat tarihi açısından da son derece değerli bir yapıdır ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüz bu değerli yapının geleceğe taşınması için her gün orayı teknik bir ekibe izlettirmektedir. Harput Kalesi, Urartular'dan kalan bir kaledir. Biz onu çok önemli restorasyonlarla, 4 milyondan fazla bir ödenekle adeta ayağa kaldırdık. Düşmek üzere olan burçları kurtarıldı ve içerisinde 5 yıl bilimsel kazılar yapıldı. Bu bilimsel kazılarda da heyecan verici bulgular ortaya çıktı. Tarihte Kral Baudouin olarak bilinen zatın Balak Gazi tarafından hapsedildiği zindanlar ortaya çıkarıldı. Camiler, iş yerleri ve dükkanlar ortaya çıkarıldı. Bunlar Harput'ta önemli bir heyecan yarattı. Çürümemiş bedeniyle bilinen ünlü Arap Baba Türbemiz, restorasyonuyla, manevi değerleriyle bugün tamamen ayakta ve binlerce insanı Harput'a çekmektedir" şeklinde konuştu.
-20 milyon lira harcandı-
Restorasyon çalışmalarına 20 milyon lira harcandığını açıklayan Öztürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın aktardığı tutarın 7,5 milyon lira olduğunu vurguladı.
Tahsin Öztürk, Harput'ta yapılan restorasyon çalışmalarının, tanıtımların ardından kısa sürede meyvelerini verdiğini ve burayı ziyaret eden turist sayısında yıllık 40 bin kişilik bir artış sağlandığını kaydederek, şunları söyledi:
"Bunun katlanarak artacağını ben şimdiden rahatlıkla ifade edebiliyorum. Çünkü Harput gibi tarihi bir değerin kendini gösterir şekilde restorasyonuyla, çevresinin korunmasıyla, ulaşım ağının dokuya uygun bir şekilde gelişmesiyle, bu tarihi potansiyelin buraya en az 1 milyon insanı çekeceğini çok rahatlıkla iddia edebiliyorum. Çevresindeki diğer güzellikleri, Hazar Gölü'nü, Keban Barajı'nı, Golan Kaplıcaları'nı, tarihi Palu kalıntılarını ve diğer ilçelerimizi de dikkate aldığımızda bu rakam bizim için hiç de hayal değil."
Harput'un geçmiş dönemlerde Amerikan ve Fransız kolejlerinin yoğun olarak bulunduğu bir bölge olduğunu hatırlatan Öztürk, eski yerleşim yerine başta ABD'den olmak üzere yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiğini, konaklama imkanlarının iyileşmesiyle ilginin katlanarak artacağını düşündüklerini sözlerine ekledi.
Yayıncı: Cemal Coşkun
Kaynak: AA
Kalesi, camileri, kilisesi ve türbeleriyle her köşesi tarih kokan Harput, buraya gelen ziyaretçilerini adeta geçmişte yolculuğa çıkarıyor.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Harput'un 1834 yılından itibaren zamanın yönetiminin aldığı bir kararla Elazığ'a taşındığını ve tarihi şehrin hızla yok olarak bir gecekondu bölgesi haline dönüştüğünü söyledi.
Yıkılmaya yüz tutan bu tarihi mekanın 1985 yılında kentsel sit alanı ilan edildiğini anımsatan Öztürk, 2008 yılı sonunda bölgede restorasyon çalışmalarına başlandığını aktardı.
Başta Ulu Cami, Harput Kalesi ve Arapbaba Türbesi olmak üzere cami, türbe ve sivil mimari eserlerin restore edilerek ayağa kaldırıldığını belirten Öztürk, bunun tarihi dokuya uygun olarak gerçekleştirildiğini ifade etti.
Öztürk, "Ulu Cami restore edildi. 1156 yılında yapılmış ve eğik minaresiyle ünlü bu camimize özellikle gelen insanlar vardır. Sanat tarihi açısından da son derece değerli bir yapıdır ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüz bu değerli yapının geleceğe taşınması için her gün orayı teknik bir ekibe izlettirmektedir. Harput Kalesi, Urartular'dan kalan bir kaledir. Biz onu çok önemli restorasyonlarla, 4 milyondan fazla bir ödenekle adeta ayağa kaldırdık. Düşmek üzere olan burçları kurtarıldı ve içerisinde 5 yıl bilimsel kazılar yapıldı. Bu bilimsel kazılarda da heyecan verici bulgular ortaya çıktı. Tarihte Kral Baudouin olarak bilinen zatın Balak Gazi tarafından hapsedildiği zindanlar ortaya çıkarıldı. Camiler, iş yerleri ve dükkanlar ortaya çıkarıldı. Bunlar Harput'ta önemli bir heyecan yarattı. Çürümemiş bedeniyle bilinen ünlü Arap Baba Türbemiz, restorasyonuyla, manevi değerleriyle bugün tamamen ayakta ve binlerce insanı Harput'a çekmektedir" şeklinde konuştu.
-20 milyon lira harcandı-
Restorasyon çalışmalarına 20 milyon lira harcandığını açıklayan Öztürk, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın aktardığı tutarın 7,5 milyon lira olduğunu vurguladı.
Tahsin Öztürk, Harput'ta yapılan restorasyon çalışmalarının, tanıtımların ardından kısa sürede meyvelerini verdiğini ve burayı ziyaret eden turist sayısında yıllık 40 bin kişilik bir artış sağlandığını kaydederek, şunları söyledi:
"Bunun katlanarak artacağını ben şimdiden rahatlıkla ifade edebiliyorum. Çünkü Harput gibi tarihi bir değerin kendini gösterir şekilde restorasyonuyla, çevresinin korunmasıyla, ulaşım ağının dokuya uygun bir şekilde gelişmesiyle, bu tarihi potansiyelin buraya en az 1 milyon insanı çekeceğini çok rahatlıkla iddia edebiliyorum. Çevresindeki diğer güzellikleri, Hazar Gölü'nü, Keban Barajı'nı, Golan Kaplıcaları'nı, tarihi Palu kalıntılarını ve diğer ilçelerimizi de dikkate aldığımızda bu rakam bizim için hiç de hayal değil."
Harput'un geçmiş dönemlerde Amerikan ve Fransız kolejlerinin yoğun olarak bulunduğu bir bölge olduğunu hatırlatan Öztürk, eski yerleşim yerine başta ABD'den olmak üzere yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiğini, konaklama imkanlarının iyileşmesiyle ilginin katlanarak artacağını düşündüklerini sözlerine ekledi.
Yayıncı: Cemal Coşkun