Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik'ten Açıklama
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Hava-İş ile THY arasında ihtilafın, daha önce işten çıkarılan 305 kişi ile ilgili olduğunu belirterek, "Toplu sözleşmeye konu olmayan, yargıda olan bir konudan dolayı siz niye greve gidiyorsunuz- Nitekim grev başarısız oldu" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, "Varlık Barışı"nın da içinde yer aldığı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın görüşmeleri sürüyor.
Tasarının birinci bölümü üzerinde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, "40 gün 40 gece IMF borcundan kurtulduk diye törenler yapılıyor. Aslında bu yasa IMF'nin izdüşümüdür. Bunlar IMF politikaları, reçeteleridir. 'Parasal olarak kurtulduk' deyip yeni yükleri Türkiye halklarına yüklemeye hakkınız yok. Keşke buraya emeklilikte yaşa takılan insanların kanununu getirebilsek" değerlendirmesinde bulundu.
THY'deki grevle ilgili işçilerin baskı altına alındığını öne süren Çelebi, Bakan Çelik'in oradaki sürece müdahale etmesi gerektiğini söyledi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, "Varlık Barışı" çerçevesinde yurtdışından gelecek paradan alınan yüzde 2'lik vergi oranının artırılması gerektiğini savundu.
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, tasarının hazırlanış şeklini eleştirerek, tasarının, emek ve emekçi karşıtı unsurlar barındırdığını öne sürdü.
-"Denetime açık"-
Tasarının tümü ve birinci bölümü üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan ve açıklamalarda bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sağlık hizmetleriyle ilgili düzenlemenin vatandaşa yeni yük getirmediğini söyledi.
Tüm hastanelerin vatandaşın hizmetinde olduğunu ifade eden Çelik, özel hastanelerle ilgili 1 katına kadar olan farkın 2 katına kadar alınabilmesinin Bakanlar Kurulu yetkisine verildiğini kaydetti.
Çelik, kalp ameliyatı, acil servis ve 8 kalem kanser hastaları gibi önemli sağlık hizmetlerinde fark alınmadığına işaret etti.
Faruk Çelik, "Varlık Barışı"nın vergi konusunda avantaj sağladığını ancak kara para gibi konularda denetime açık olduğunu vurguladı.
Prim gün sayısı dolmamasına rağmen 60 yaşını aşmış çalışan sayısının yaklaşık 265 bin kişi olduğunu belirten Çelik, prim gününü doldurduğu halde yaş bekleyenlerin ise 2000 yılı öncesi itibariyle 5,5 milyon kişi olduğunu açıkladı.
Türkiye'nin geçmişte sosyal güvenlik kurumuyla çok oynanmasından dolayı çok çektiğini dile getiren Çelik, "Sosyal güvenlik sisteminin mali boyutunu sarsacak bir düzenlemeyi getirmek, bu ülkeye yapılacak en büyük ihanetlerden biridir" ifadesini kullandı. Çelik, prim gününü doldurduğu halde emeklilik yaşı bekleyenlerin sorununun 1999'da çıkarılan 4447 sayılı yasadan kaynaklandığını belirterek, "Yeni işe girecekler için bu uygulama olsaydı bu sorunları yaşamayacaktık ama 13 yıldır çalışana '5 yıl fazla çalışacaksın' diyorsunuz" diye konuştu.
-"Demode olmuş sendikacılık anlayışı"-
IMF politikalarının millete ne gibi faturalar çıkardığını herkesin bildiğini ifade eden Çelik, "Sorgulanan bir hükümet anlayışından bugün tam bağımsız, kendi iradesiyle karar alan, Türkiye'ye yakışır bir noktaya geldiğimizi görmekten inanıyorum ki hepiniz memnunsunuz. '15 günde 15 yasayı çıkarırsanız bu krediyi veririz' diyen anlayıştan bugün kredi verir noktaya gelen ülkeyi karıştırmayalım" dedi.
Hava-İş ile THY arasında toplu sözleşmeye konu bir ihtilaf olmadığını anlatan Çelik, "İhtilaf daha önce işten çıkarılan 305 kişi ile ilgili. İşveren, yargı kararı sonucu yasa gereği ya bu 305 kişiyi işe başlatır ya da işe iade tazminatını öder. Toplu sözleşmeye konu olmayan, yargıda olan bir konudan dolayı siz niye greve gidiyorsunuz- Nitekim grev başarısız oldu" dedi.
Çelik, demode olmuş sendikacılık anlayışıyla bugün endüstriyel ilişkilerde var olmanın mümkün olmadığını kaydetti.
Konuşmalarda "emek düşmanı" gibi değerlendirmelerde bulunulduğunu anımsatan Çelik, "Emek düşmanı olan bir parti yüzde 50 oy alamaz. Emek düşmanı olan siyaset caddede yürüyemez, kırmızı plakaya binemez, rozet takamaz. Ama çok şükür 11 senedir Türkiye'nin dört bir tarafında emekçilerle de işverenler de toplumun tüm kesimleriyle beraberiz" değerlendirmesinde bulundu.
"Emeklilikte yaşa takılanları biz takmadık" diyen Çelik, bunun eskiden devraldıkları bir miras olduğunu ifade etti.
Çelik, "Sorunlarını dinledik. Kesinlikle sosyal güvenlik sisteminin mali boyutunu etkileyecek bir kararın altında bizim imzamız olmaz. Bu, sorunları torunlara bırakmaktır. Biz, geçmişte olduğu gibi sorunları torunlara bırakan değil torunlara güzellikleri bırakan bir iktidarız" yorumunu yaptı.
Daha sonra tasarının birinci bölümünde yer alan maddelerinin görüşülmesine geçildi.
Muhabir: Alp Özden-Ali Hakan Der
Yayıncı: Tarkan Demir
Kaynak: AA
Tasarının birinci bölümü üzerinde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, "40 gün 40 gece IMF borcundan kurtulduk diye törenler yapılıyor. Aslında bu yasa IMF'nin izdüşümüdür. Bunlar IMF politikaları, reçeteleridir. 'Parasal olarak kurtulduk' deyip yeni yükleri Türkiye halklarına yüklemeye hakkınız yok. Keşke buraya emeklilikte yaşa takılan insanların kanununu getirebilsek" değerlendirmesinde bulundu.
THY'deki grevle ilgili işçilerin baskı altına alındığını öne süren Çelebi, Bakan Çelik'in oradaki sürece müdahale etmesi gerektiğini söyledi.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, "Varlık Barışı" çerçevesinde yurtdışından gelecek paradan alınan yüzde 2'lik vergi oranının artırılması gerektiğini savundu.
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, tasarının hazırlanış şeklini eleştirerek, tasarının, emek ve emekçi karşıtı unsurlar barındırdığını öne sürdü.
-"Denetime açık"-
Tasarının tümü ve birinci bölümü üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan ve açıklamalarda bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, sağlık hizmetleriyle ilgili düzenlemenin vatandaşa yeni yük getirmediğini söyledi.
Tüm hastanelerin vatandaşın hizmetinde olduğunu ifade eden Çelik, özel hastanelerle ilgili 1 katına kadar olan farkın 2 katına kadar alınabilmesinin Bakanlar Kurulu yetkisine verildiğini kaydetti.
Çelik, kalp ameliyatı, acil servis ve 8 kalem kanser hastaları gibi önemli sağlık hizmetlerinde fark alınmadığına işaret etti.
Faruk Çelik, "Varlık Barışı"nın vergi konusunda avantaj sağladığını ancak kara para gibi konularda denetime açık olduğunu vurguladı.
Prim gün sayısı dolmamasına rağmen 60 yaşını aşmış çalışan sayısının yaklaşık 265 bin kişi olduğunu belirten Çelik, prim gününü doldurduğu halde yaş bekleyenlerin ise 2000 yılı öncesi itibariyle 5,5 milyon kişi olduğunu açıkladı.
Türkiye'nin geçmişte sosyal güvenlik kurumuyla çok oynanmasından dolayı çok çektiğini dile getiren Çelik, "Sosyal güvenlik sisteminin mali boyutunu sarsacak bir düzenlemeyi getirmek, bu ülkeye yapılacak en büyük ihanetlerden biridir" ifadesini kullandı. Çelik, prim gününü doldurduğu halde emeklilik yaşı bekleyenlerin sorununun 1999'da çıkarılan 4447 sayılı yasadan kaynaklandığını belirterek, "Yeni işe girecekler için bu uygulama olsaydı bu sorunları yaşamayacaktık ama 13 yıldır çalışana '5 yıl fazla çalışacaksın' diyorsunuz" diye konuştu.
-"Demode olmuş sendikacılık anlayışı"-
IMF politikalarının millete ne gibi faturalar çıkardığını herkesin bildiğini ifade eden Çelik, "Sorgulanan bir hükümet anlayışından bugün tam bağımsız, kendi iradesiyle karar alan, Türkiye'ye yakışır bir noktaya geldiğimizi görmekten inanıyorum ki hepiniz memnunsunuz. '15 günde 15 yasayı çıkarırsanız bu krediyi veririz' diyen anlayıştan bugün kredi verir noktaya gelen ülkeyi karıştırmayalım" dedi.
Hava-İş ile THY arasında toplu sözleşmeye konu bir ihtilaf olmadığını anlatan Çelik, "İhtilaf daha önce işten çıkarılan 305 kişi ile ilgili. İşveren, yargı kararı sonucu yasa gereği ya bu 305 kişiyi işe başlatır ya da işe iade tazminatını öder. Toplu sözleşmeye konu olmayan, yargıda olan bir konudan dolayı siz niye greve gidiyorsunuz- Nitekim grev başarısız oldu" dedi.
Çelik, demode olmuş sendikacılık anlayışıyla bugün endüstriyel ilişkilerde var olmanın mümkün olmadığını kaydetti.
Konuşmalarda "emek düşmanı" gibi değerlendirmelerde bulunulduğunu anımsatan Çelik, "Emek düşmanı olan bir parti yüzde 50 oy alamaz. Emek düşmanı olan siyaset caddede yürüyemez, kırmızı plakaya binemez, rozet takamaz. Ama çok şükür 11 senedir Türkiye'nin dört bir tarafında emekçilerle de işverenler de toplumun tüm kesimleriyle beraberiz" değerlendirmesinde bulundu.
"Emeklilikte yaşa takılanları biz takmadık" diyen Çelik, bunun eskiden devraldıkları bir miras olduğunu ifade etti.
Çelik, "Sorunlarını dinledik. Kesinlikle sosyal güvenlik sisteminin mali boyutunu etkileyecek bir kararın altında bizim imzamız olmaz. Bu, sorunları torunlara bırakmaktır. Biz, geçmişte olduğu gibi sorunları torunlara bırakan değil torunlara güzellikleri bırakan bir iktidarız" yorumunu yaptı.
Daha sonra tasarının birinci bölümünde yer alan maddelerinin görüşülmesine geçildi.
Muhabir: Alp Özden-Ali Hakan Der
Yayıncı: Tarkan Demir