Aktif ol, hatırla!
Hafızanızı güçlendirmek için koşun, yürüyün, oynayın, bulmaca çözün, televizyon izleyin, aktivite sayısını çeşitlendirin.
Alzheimer riskini artıran en önemli etkenlerden biri erken yaşta durağan ve sakin bir yaşam sürmek. Zihinsel ve fiziksel egzersizin beyinde yeni devreler oluşturduğunu belirten uzmanların önerisi aktiviteden yana: Hafızanızı güçlendirmek için koşun, yürüyün, oynayın, bulmaca çözün, televizyon izleyin, aktivite sayısını çeşitlendirin.
İlerleyen yaşla beraber her normal insanın organları ve kasları hacimsel olarak küçülüyor, beyin de bu durumdan payını alıyor. Ortalama 75 yıl yaşayan bir kişinin beyin hacmi yüzde 15 ile 20'ye yakın küçülme gösteriyor. Bu durum, tıp dilinde beyin atrofisi olarak adlandırılıyor. Beyinde küçülmenin en önemli bulgusu “yaşa bağlı unutkanlık” olarak tanımlanıyor. Yaş ilerledikçe insanların bir miktar unutkan olması doğal sayılabilir ancak ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı da artan Alzheimer hastalığındaki unutkanlık çok farklı özellikler gösteriyor.
Alzheimer, unutkanlıkla başlayan bir hastalık ancak her unutkanlık Alzheimer anlamına gelmiyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner, “Beyni ne kadar aktif tutarsak Alzheimer riskinden o kadar uzaklaşırız” diyor.
Hafızanın, öğrenilen her aktivitenin önce kayıt sonra uzun süreli bellekten çağrılma sürecini sağlayan beyin yetisi olduğunu belirten Prof. Şahiner, yakın, orta ve uzak diye üç bellek türü olduğunu söylüyor. “Yakın dakikalarla, orta bellek günlerle, uzak bellek ise yıllarla tanımlanabilecek sürelerde saklanabilen yetilerle açıklanabilir" diyen Şahiner, şunları söylüyor:
"Beyinde her bellek türünden sorumlu farklı anatomik alanlar mevcuttur. Özellikle Alzheimer hastalığında ilk olarak yakın bellek tutulur. Ve hastanın yakınmaları öncelikle yakın bellekle ilgilidir. En eski ve en güçlü kaydedilen bilgiler eğer beyni tutan Alzheimer veya benzeri bir hastalık yoksa yaşamın son dakikasına kadar saklanabilir. Beyin dinamik ve değişken bir organdır. Yeni elde edilen bilgiler eski bilgilerle ilişkilendirilerek saklanır. En eski bilgiler sürekli başka bilgilerle ilişkilendirildiği için en kalıcı en eski bellekte yer alırlar. Mesela anne kavramı böyle bir kavramdır. Dolayısıyla tekrarlamak ve eski bilgilerle yeni yetilerle geliştirmek bellek için güçlendirmek adına çok yararlıdır.”
STRES HAFIZA SORUNLARINA NEDEN OLABİLİR
Stresin insan beynini yeni bilgilere kapatan en güçlü uyaran olduğunu söyleyen Şahiner, “Stres anında aktive olan organizmanın korunma dürtüsü ve buna bağlı yükselen adrenalin seviyesi yeni kayıt sistemlerini adeta bloke eder. Buna en iyi örnek ani yaşanan korku ya da üzüntülerin detaylarının sonradan hiç hatırlanamamasıdır” diye konuşuyor.
YAKIN BELLEK KUSURLARI DAHA RİSKLİ
Peki, bazı insanların hafızası neden daha kuvvetli? Prof. Şahiner 'in bu soruya cevabı şöyle: "Yakın bellek ve kayıt merkezi hipokampustur. Sağ ve sol beyin derinliklerinde yer alan bu anatomik yapı tüm kayıt ve yakın bellekten sorumlu işleri üstlenir. Bu yapıların genetik olarak çok gelişmiş kişilerde çok hızlı öğrenme ve yakın bellek kapasitesindeki artış dikkat çekicidir. Alzheimer hastalığında ilk tutulan bu yapı nedeniyle hızla yakın bellek kusurları gelişir ve öğrenme güçleşir.”
BESLENME ŞEKLİ HAFIZA GÜÇLENDİRMEDE ETKİLİ Mİ?
Beynin, özellikle hafızayı güçlendirici besinler bakımından kanıtlanmış bir listeye sahip olmadığını vurgulayan Şahiner, dengeli ve Akdeniz tipi bir diyetin tüm organlarda olduğu gibi beyin için de yaşamsal önem taşıdığının altını çiziyor. Şahiner, özellikle deniz ve deniz ürünlerinin ve Omega 3 tipi yağ asitleri içiren diyetlerin, çok iyi kanıtlanmamakla beraber bellek için daha yararlı gibi gözüktüğüne dikkat çekiyor.
DURAĞAN YAŞAM ALZHEİMER 'I BAŞLATABİLİR
Her yaşlanan bireyde Alzheimer görülecek diye bir kuralın olmadığına vurgu yapan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner, ancak hastalığın çoğu zaman ileri yaşlarda başladığını hatırlatıyor. Aktif yaşamın Alzheimer riskini düşürdüğünü belirten Prof. Şahiner, “Ancak genetik olarak yatkın olmayan ve beyin için zarar oluşturabilecek bir çevrede yaşamayan bir bireyin Alzheimer 'a yakalanması söz konusu olamaz. Beyni ne kadar aktif tutarsak Alzheimer riskinden o kadar uzaklaşırız. Her türlü zihinsel ve fiziksel egzersizin beyinde yeni devreler oluşturduğunu biliyoruz. Her yeni devrede belleği güçlendiren bir katkıdır. Kısacası her türlü aktivitenin faydası vardır, aktiviteleri sayıca çeşitlendirmek çok daha yararlıdır. En tehlikelisi ise erken yaşta durağan ve sakin bir yaşama geçmektir. Bu nedenle hafızanızı güçlendirmek için koşun, yürüyün, oynayın, bulmaca çözün, televizyon izleyin, aktivite sayısını çeşitlendirin” önerisinde bulunuyor.
İlerleyen yaşla beraber her normal insanın organları ve kasları hacimsel olarak küçülüyor, beyin de bu durumdan payını alıyor. Ortalama 75 yıl yaşayan bir kişinin beyin hacmi yüzde 15 ile 20'ye yakın küçülme gösteriyor. Bu durum, tıp dilinde beyin atrofisi olarak adlandırılıyor. Beyinde küçülmenin en önemli bulgusu “yaşa bağlı unutkanlık” olarak tanımlanıyor. Yaş ilerledikçe insanların bir miktar unutkan olması doğal sayılabilir ancak ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı da artan Alzheimer hastalığındaki unutkanlık çok farklı özellikler gösteriyor.
Alzheimer, unutkanlıkla başlayan bir hastalık ancak her unutkanlık Alzheimer anlamına gelmiyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner, “Beyni ne kadar aktif tutarsak Alzheimer riskinden o kadar uzaklaşırız” diyor.
Hafızanın, öğrenilen her aktivitenin önce kayıt sonra uzun süreli bellekten çağrılma sürecini sağlayan beyin yetisi olduğunu belirten Prof. Şahiner, yakın, orta ve uzak diye üç bellek türü olduğunu söylüyor. “Yakın dakikalarla, orta bellek günlerle, uzak bellek ise yıllarla tanımlanabilecek sürelerde saklanabilen yetilerle açıklanabilir" diyen Şahiner, şunları söylüyor:
"Beyinde her bellek türünden sorumlu farklı anatomik alanlar mevcuttur. Özellikle Alzheimer hastalığında ilk olarak yakın bellek tutulur. Ve hastanın yakınmaları öncelikle yakın bellekle ilgilidir. En eski ve en güçlü kaydedilen bilgiler eğer beyni tutan Alzheimer veya benzeri bir hastalık yoksa yaşamın son dakikasına kadar saklanabilir. Beyin dinamik ve değişken bir organdır. Yeni elde edilen bilgiler eski bilgilerle ilişkilendirilerek saklanır. En eski bilgiler sürekli başka bilgilerle ilişkilendirildiği için en kalıcı en eski bellekte yer alırlar. Mesela anne kavramı böyle bir kavramdır. Dolayısıyla tekrarlamak ve eski bilgilerle yeni yetilerle geliştirmek bellek için güçlendirmek adına çok yararlıdır.”
STRES HAFIZA SORUNLARINA NEDEN OLABİLİR
Stresin insan beynini yeni bilgilere kapatan en güçlü uyaran olduğunu söyleyen Şahiner, “Stres anında aktive olan organizmanın korunma dürtüsü ve buna bağlı yükselen adrenalin seviyesi yeni kayıt sistemlerini adeta bloke eder. Buna en iyi örnek ani yaşanan korku ya da üzüntülerin detaylarının sonradan hiç hatırlanamamasıdır” diye konuşuyor.
YAKIN BELLEK KUSURLARI DAHA RİSKLİ
Peki, bazı insanların hafızası neden daha kuvvetli? Prof. Şahiner 'in bu soruya cevabı şöyle: "Yakın bellek ve kayıt merkezi hipokampustur. Sağ ve sol beyin derinliklerinde yer alan bu anatomik yapı tüm kayıt ve yakın bellekten sorumlu işleri üstlenir. Bu yapıların genetik olarak çok gelişmiş kişilerde çok hızlı öğrenme ve yakın bellek kapasitesindeki artış dikkat çekicidir. Alzheimer hastalığında ilk tutulan bu yapı nedeniyle hızla yakın bellek kusurları gelişir ve öğrenme güçleşir.”
BESLENME ŞEKLİ HAFIZA GÜÇLENDİRMEDE ETKİLİ Mİ?
Beynin, özellikle hafızayı güçlendirici besinler bakımından kanıtlanmış bir listeye sahip olmadığını vurgulayan Şahiner, dengeli ve Akdeniz tipi bir diyetin tüm organlarda olduğu gibi beyin için de yaşamsal önem taşıdığının altını çiziyor. Şahiner, özellikle deniz ve deniz ürünlerinin ve Omega 3 tipi yağ asitleri içiren diyetlerin, çok iyi kanıtlanmamakla beraber bellek için daha yararlı gibi gözüktüğüne dikkat çekiyor.
DURAĞAN YAŞAM ALZHEİMER 'I BAŞLATABİLİR
Her yaşlanan bireyde Alzheimer görülecek diye bir kuralın olmadığına vurgu yapan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner, ancak hastalığın çoğu zaman ileri yaşlarda başladığını hatırlatıyor. Aktif yaşamın Alzheimer riskini düşürdüğünü belirten Prof. Şahiner, “Ancak genetik olarak yatkın olmayan ve beyin için zarar oluşturabilecek bir çevrede yaşamayan bir bireyin Alzheimer 'a yakalanması söz konusu olamaz. Beyni ne kadar aktif tutarsak Alzheimer riskinden o kadar uzaklaşırız. Her türlü zihinsel ve fiziksel egzersizin beyinde yeni devreler oluşturduğunu biliyoruz. Her yeni devrede belleği güçlendiren bir katkıdır. Kısacası her türlü aktivitenin faydası vardır, aktiviteleri sayıca çeşitlendirmek çok daha yararlıdır. En tehlikelisi ise erken yaşta durağan ve sakin bir yaşama geçmektir. Bu nedenle hafızanızı güçlendirmek için koşun, yürüyün, oynayın, bulmaca çözün, televizyon izleyin, aktivite sayısını çeşitlendirin” önerisinde bulunuyor.