"nevruzda Bizim Yıllardan Beri Duymak İstediğimiz Mesaj Verildi. Silah, Şiddet Devri Bitti. Şimdi Bundan Rahatsız Olanlar Var. 'niye Silahlar Sustu' Diye Ağlaşıyorlar. Ne Olsun Yani Eskisi Gibi Yine Patlamalar, Bombalar, T
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Nevruzda bizim yıllardan beri duymak istediğimiz mesaj verildi. Silah, şiddet devri bitti. Şimdi bundan rahatsız olanlar var. 'Niye silahlar sustu' diye ağlaşıyorlar. Ne olsun yani eskisi gibi yine patlamalar, bombalar, terör veya başka şekilde insan öldürmeler mi devam etsin-" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Siirt Öğretmenevinde sivil toplum örgütü temsilcileri ve kanaat önderlerinin yer aldığı toplantıda, BDP'den bazen ikili, bazen üçlü milletvekillerinin görüşmeye gittiğini, nevruza doğru gelişmeler olduğunu, mektuplar yazıldığını belirtti.
"Nevruzda bizim yıllardan beri duymak istediğimiz mesaj verildi.
Silah, şiddet devri bitti. Şimdi bundan rahatsız olanlar var. 'Niye silahlar sustu' diye ağlaşıyorlar. Ne olsun yani eskisi gibi yine patlamalar, bombalar, terör veya başka şekilde insan öldürmeler mi devam etsin- Bazı partilerin tek sermayesi terörü istismar etmek. Artık bu istismar kapılarını kapatacağız. Şehitlerin de gazilerin de herkesin kendisine göre şehidi olabilir, ben bir şey demiyorum. Herkesin acısı kendine, ama bizim bilmemiz gereken bir şey var ki, başkaların canı yanmasın" diyen Arınç, şöyle konuştu:
"Ne yapacağız peki- 'Şurayı bombalayın, şu şehri haritadan silin' diyor bizim muhalefet. Tuh sana yazıklar olsun. Biz bu memleketin insanıyız. Sen neredesin, böyle şey olur mu, bu düşünce nasıl bir düşünce, sen bunu nasıl söyleyebilirsin- Arkadaşlar biz nelerle mücadele ediyoruz biliyor musunuz- Sonunda bu yolun bir çare olabileceğini düşündük. Hakikaten silahlı unsurların yurt dışına gitmesi, Kandil kendine göre 8 Mayıs tarihini açıkladı.
Çekilişlerin başladığını söylediler. Ben hükümet noktasında çekilmeler başladı, şu noktaya geldik filan demeyeceğim. Siz bunu hissediyorsunuz zaten ne olduğunu, ama bu süreci biz geceleri uyumadan takip ediyoruz. Yine sabote edilmesin, birileri işin içine girip de yıllar sonra geldiğimiz bu noktayı bozmasın, Türkiye bir çözümden mahrum kalmasın diye. Allah Başbakanımızdan razı olsun, gözünü dört açıyor, 'sabotajlara ve provokasyonlara izin vermeyin' diyor. Bu sürecin sonuçlanmasını istiyor. İnşallah bu şekilde süreç tamamlandıktan sonra artık bütün mesele silahların bırakılmasıdır."
Arınç, insanların birbirine daha çok sevgi duyduğu, geçmişte olan husumetlerin bağışlandığı, kucaklanmaların yaşandığı, bu vatan ve milletin bir ve beraber olduğu günlerin müjdesini görmeyi ümit ettiklerini belirterek, herkesin temkinli olmasını istedi.
Sağdan soldan gelecek belki kendilerinden de kaynaklanacak, insanları rencide edecek veya insanları kuşkulandıracak hiçbir hareketin içinde olunmaması gerektiğini vurgulayan Arınç, bu işin 3 gün, 5 gün sonra bitmeyeceğini, çünkü zor bir işin içinde olduklarını aktardı.
-"Sabote edilmesine izin vermemeliyiz"
Sürecin nereden kırılacağını, nereden bozulacağını bilmediklerini dile getiren Arınç, "Çünkü uyanık olmamız lazım, bu işi sabote etmek isteyenlere izin vermemeliyiz. Bu BDP'ye de AK Parti'ye de düşen bir görevdir. Tarafsız bakan, ülkede huzuru, barışı isteyen herkese düşen bir görevdir. Dua edeceğiz bu iş sahiden bitsin diye" ifadelerini kullandı.
Arınç, 5 aydır Türkiye'de terörün olmadığını, herkesin yüzünün güldüğün, Cudi'ye, Gabar'a, Munzur'a çıkıldığını, halay çekildiğini, piknik yapıldığını, bahar havası yaşandığını dile getirerek, Hakkari'nin sokaklarında insanların güneşi ilk defa görmüş gibi birbirlerini kucakladığını aktardı.
"Bundan niye rencide oluyorsunuz ey filanlar. Hadi isimlerini söyleyip de bu akşamı karalamayalım. Üzülüyorlar, üzülmeyin kardeşim. Aklımızı kullanmazsak, Allah bizden bunu sorar. Allah bu nimeti bize vermiş, aklı olmayanın mesuliyeti de yoktur. Allah delilerden belki hesap soramayacak. Ama akıllı insan da sağına soluna bakar, 'ben bu işi nasıl çözebilirim' diye düşünür." diyen Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:
"Hiç adamlar onu sormuyorlar, 'atışa devam diyorlar bombaysa bomba, roketse roket, ateşse ateş, uçaksa uçak' diyorlar. Yok bu netice vermiyor, bin kişi öldü denildiği zaman niye sevineceğiz- Bin 500'e çıktığında bu rakam bundan ne mutluluk duyacağız- Ölenler kim- böyle bir düşünce olamaz. Bir kişi bile ölmemeli, bir kişinin burnu bile kanamamalı. Bu ülkede kimse birbirine sırt çevirmemeli, düşman olamamalı, kötü gözle bakmamalı. Allah bizi kader ortağı yaratmış. Çanakkale'ye beraber gitmişiz, İstiklal mücadelesini birlikte yapmışız, Cumhuriyeti birlikte kurmuşuz. Kaderde, tasada çok şükür bu güne kadar beraberiz. Bu kardeşliği yeniden tesis edeceğiz."
-"Siyasetçi risk alır"
Çözüm sürecinin o kadar çok ayrıntıları olmadığını vurgulayan Arınç, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Hiç kimse altında, üstünde ne var diye bakmasın. Kimsenin kimseye bir şey de verdiği yok. Sadece akıllı bir yöntemle bu iş sonuçlanırsa bütün Türkiye kazanacak. Herkes kazanacak, o noktaya geleceğiz. Bunun için asker de polis de siyasetçi de hükümet de görevini yapıyor. Yapmayanlar da madem destek olmuyorlar, köstek olmasınlar birader. İşin sonuna kadar bir tarafta otursunlar, artık işin sonunu gördükten sonra ne olacaklarını kara kara düşünsünler. Eğer onlar haklı çıkarsa yani bir yerden bir şekilde bozulursa, ortalığa çıksınlar, sabaha kadar 'biz dememiş miydik' filan desinler. Ama aksi olursa bilmiyorum ne yapacaklar- Siyasetçi risk alır, siyasetçi tatlı su balığı gibi değildir. Ayağını uzatıp, denizin içinde keyif yapmaz. Siyasetçi, ateşin içine girer, onu söndürmeye çalışır. Bizim yaptığımız o. Allah'tan korkuyoruz, bu milleti seviyoruz. Bu terör belasını bitirelim de biz ne olursak olalım, onun için yapıyoruz bunları. Cenab-ı Hak iyilere, güzel iş yapmak isteyenlere yardım etsin. Allah bizi birbirimizden ayırmasın."
Muhabir: Nurten Aslan-Nail Kadırhan-Ayhan Mergen-Zekeriye Güneş
Yayıncı: Erdem Gültekin
Kaynak: AA
"Nevruzda bizim yıllardan beri duymak istediğimiz mesaj verildi.
Silah, şiddet devri bitti. Şimdi bundan rahatsız olanlar var. 'Niye silahlar sustu' diye ağlaşıyorlar. Ne olsun yani eskisi gibi yine patlamalar, bombalar, terör veya başka şekilde insan öldürmeler mi devam etsin- Bazı partilerin tek sermayesi terörü istismar etmek. Artık bu istismar kapılarını kapatacağız. Şehitlerin de gazilerin de herkesin kendisine göre şehidi olabilir, ben bir şey demiyorum. Herkesin acısı kendine, ama bizim bilmemiz gereken bir şey var ki, başkaların canı yanmasın" diyen Arınç, şöyle konuştu:
"Ne yapacağız peki- 'Şurayı bombalayın, şu şehri haritadan silin' diyor bizim muhalefet. Tuh sana yazıklar olsun. Biz bu memleketin insanıyız. Sen neredesin, böyle şey olur mu, bu düşünce nasıl bir düşünce, sen bunu nasıl söyleyebilirsin- Arkadaşlar biz nelerle mücadele ediyoruz biliyor musunuz- Sonunda bu yolun bir çare olabileceğini düşündük. Hakikaten silahlı unsurların yurt dışına gitmesi, Kandil kendine göre 8 Mayıs tarihini açıkladı.
Çekilişlerin başladığını söylediler. Ben hükümet noktasında çekilmeler başladı, şu noktaya geldik filan demeyeceğim. Siz bunu hissediyorsunuz zaten ne olduğunu, ama bu süreci biz geceleri uyumadan takip ediyoruz. Yine sabote edilmesin, birileri işin içine girip de yıllar sonra geldiğimiz bu noktayı bozmasın, Türkiye bir çözümden mahrum kalmasın diye. Allah Başbakanımızdan razı olsun, gözünü dört açıyor, 'sabotajlara ve provokasyonlara izin vermeyin' diyor. Bu sürecin sonuçlanmasını istiyor. İnşallah bu şekilde süreç tamamlandıktan sonra artık bütün mesele silahların bırakılmasıdır."
Arınç, insanların birbirine daha çok sevgi duyduğu, geçmişte olan husumetlerin bağışlandığı, kucaklanmaların yaşandığı, bu vatan ve milletin bir ve beraber olduğu günlerin müjdesini görmeyi ümit ettiklerini belirterek, herkesin temkinli olmasını istedi.
Sağdan soldan gelecek belki kendilerinden de kaynaklanacak, insanları rencide edecek veya insanları kuşkulandıracak hiçbir hareketin içinde olunmaması gerektiğini vurgulayan Arınç, bu işin 3 gün, 5 gün sonra bitmeyeceğini, çünkü zor bir işin içinde olduklarını aktardı.
-"Sabote edilmesine izin vermemeliyiz"
Sürecin nereden kırılacağını, nereden bozulacağını bilmediklerini dile getiren Arınç, "Çünkü uyanık olmamız lazım, bu işi sabote etmek isteyenlere izin vermemeliyiz. Bu BDP'ye de AK Parti'ye de düşen bir görevdir. Tarafsız bakan, ülkede huzuru, barışı isteyen herkese düşen bir görevdir. Dua edeceğiz bu iş sahiden bitsin diye" ifadelerini kullandı.
Arınç, 5 aydır Türkiye'de terörün olmadığını, herkesin yüzünün güldüğün, Cudi'ye, Gabar'a, Munzur'a çıkıldığını, halay çekildiğini, piknik yapıldığını, bahar havası yaşandığını dile getirerek, Hakkari'nin sokaklarında insanların güneşi ilk defa görmüş gibi birbirlerini kucakladığını aktardı.
"Bundan niye rencide oluyorsunuz ey filanlar. Hadi isimlerini söyleyip de bu akşamı karalamayalım. Üzülüyorlar, üzülmeyin kardeşim. Aklımızı kullanmazsak, Allah bizden bunu sorar. Allah bu nimeti bize vermiş, aklı olmayanın mesuliyeti de yoktur. Allah delilerden belki hesap soramayacak. Ama akıllı insan da sağına soluna bakar, 'ben bu işi nasıl çözebilirim' diye düşünür." diyen Arınç, konuşmasına şöyle devam etti:
"Hiç adamlar onu sormuyorlar, 'atışa devam diyorlar bombaysa bomba, roketse roket, ateşse ateş, uçaksa uçak' diyorlar. Yok bu netice vermiyor, bin kişi öldü denildiği zaman niye sevineceğiz- Bin 500'e çıktığında bu rakam bundan ne mutluluk duyacağız- Ölenler kim- böyle bir düşünce olamaz. Bir kişi bile ölmemeli, bir kişinin burnu bile kanamamalı. Bu ülkede kimse birbirine sırt çevirmemeli, düşman olamamalı, kötü gözle bakmamalı. Allah bizi kader ortağı yaratmış. Çanakkale'ye beraber gitmişiz, İstiklal mücadelesini birlikte yapmışız, Cumhuriyeti birlikte kurmuşuz. Kaderde, tasada çok şükür bu güne kadar beraberiz. Bu kardeşliği yeniden tesis edeceğiz."
-"Siyasetçi risk alır"
Çözüm sürecinin o kadar çok ayrıntıları olmadığını vurgulayan Arınç, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Hiç kimse altında, üstünde ne var diye bakmasın. Kimsenin kimseye bir şey de verdiği yok. Sadece akıllı bir yöntemle bu iş sonuçlanırsa bütün Türkiye kazanacak. Herkes kazanacak, o noktaya geleceğiz. Bunun için asker de polis de siyasetçi de hükümet de görevini yapıyor. Yapmayanlar da madem destek olmuyorlar, köstek olmasınlar birader. İşin sonuna kadar bir tarafta otursunlar, artık işin sonunu gördükten sonra ne olacaklarını kara kara düşünsünler. Eğer onlar haklı çıkarsa yani bir yerden bir şekilde bozulursa, ortalığa çıksınlar, sabaha kadar 'biz dememiş miydik' filan desinler. Ama aksi olursa bilmiyorum ne yapacaklar- Siyasetçi risk alır, siyasetçi tatlı su balığı gibi değildir. Ayağını uzatıp, denizin içinde keyif yapmaz. Siyasetçi, ateşin içine girer, onu söndürmeye çalışır. Bizim yaptığımız o. Allah'tan korkuyoruz, bu milleti seviyoruz. Bu terör belasını bitirelim de biz ne olursak olalım, onun için yapıyoruz bunları. Cenab-ı Hak iyilere, güzel iş yapmak isteyenlere yardım etsin. Allah bizi birbirimizden ayırmasın."
Muhabir: Nurten Aslan-Nail Kadırhan-Ayhan Mergen-Zekeriye Güneş
Yayıncı: Erdem Gültekin