Etkinlikler Kapsamında "Danıştay ve İdari Yargı Günü" Sempozyumu Düzenlendi
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu, adli ve idari yargıya ait yüksek mahkemelerin, tek çatı altında yeniden birleştirilmesinin getireceği yararların, somut şekilde ortaya konulması gerektiğini bildirdi.
Karakullukcu, Danıştayın 145. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Danıştay ve İdari Yargı Günü" sempozyumunun açılış konuşmasına "Önümüzde yine kağıt var, kağıt bizi yoruyor ama biraz okuyalım" diyerek başladı.
Türkiye'nin yeni bir anayasa yapma sürecinde olduğunu, bu kapsamda Danıştayın yerinin de tartışıldığını belirten Karakullukcu, "Bu durum bizlere bu sempozyumla birlikte idarenin eylem ve işlemlerinin yargısal denetimini yapan ve gerektiğinde danışma organı olarak görev yapan Danıştayın, insan haklarını ön planda tutan modern bir devlet için ne kadar önemli olduğunun ortaya konulması için bir fırsat vermiştir" dedi.
"Adli ve idari yargıya ait yüksek mahkemelerin tek bir çatı altında yeniden bir araya getirilmesinin getireceği yararların somut olarak neler olduğunun ortaya konulması gerekmektedir" diyen Karakullukcu, bunun için yargı ayrılığı ve yargı birliği uygulanan devletlerin bu ayrıma niçin gittiğinin açıklanması gerektiğini söyledi.
Danıştayın tarihçesini anlatan Karakullukcu, idare hukukunun, özel hukuktan ayrı kısıtlı sınırlar dışında, kesin sınırlarının belirlenmesinin zor olduğunu, gün geçtikçe, çağa göre değişip geliştiğini ifade etti.
Yargı birliğinin olduğu ülkelerde kamu hukuku, özel hukuk ayrımı olmadığını dile getiren Karakullukcu, "Ancak bizim gibi kara Avrupasına ait ülkelerde var olan bu ayrım nedeniyle idari yargı, adli yargıdan farklı bir sistem olarak ortaya çıkmıştır" dedi.
Karakullukcu, sempozyumun, adli ve idari yargı ayrımının devlet ve toplum için getirdiği yararları tartışmak ve yeni anayasa çalışmalarında yargı kurumlarına ilişkin yapılandırma düşüncelerini aydınlatmak açısından faydalı olacağını düşündüğünü kaydetti.
Konuşmanın ardından düzenlenen oturumda, Fransa Danıştayı Rapor ve Araştırma Bölümü Başkanı Christian Vigouroux ile Almanya Federal İdare Mahkemesi Hakimi Ulrich Maidowski, ülkelerindeki uygulamalar hakkında bilgi verdi.
Muhabir: Ferdi Türkten-Aylin Sırıklı Dal
Yayıncı: Tolga Özgenç
Kaynak: AA
Türkiye'nin yeni bir anayasa yapma sürecinde olduğunu, bu kapsamda Danıştayın yerinin de tartışıldığını belirten Karakullukcu, "Bu durum bizlere bu sempozyumla birlikte idarenin eylem ve işlemlerinin yargısal denetimini yapan ve gerektiğinde danışma organı olarak görev yapan Danıştayın, insan haklarını ön planda tutan modern bir devlet için ne kadar önemli olduğunun ortaya konulması için bir fırsat vermiştir" dedi.
"Adli ve idari yargıya ait yüksek mahkemelerin tek bir çatı altında yeniden bir araya getirilmesinin getireceği yararların somut olarak neler olduğunun ortaya konulması gerekmektedir" diyen Karakullukcu, bunun için yargı ayrılığı ve yargı birliği uygulanan devletlerin bu ayrıma niçin gittiğinin açıklanması gerektiğini söyledi.
Danıştayın tarihçesini anlatan Karakullukcu, idare hukukunun, özel hukuktan ayrı kısıtlı sınırlar dışında, kesin sınırlarının belirlenmesinin zor olduğunu, gün geçtikçe, çağa göre değişip geliştiğini ifade etti.
Yargı birliğinin olduğu ülkelerde kamu hukuku, özel hukuk ayrımı olmadığını dile getiren Karakullukcu, "Ancak bizim gibi kara Avrupasına ait ülkelerde var olan bu ayrım nedeniyle idari yargı, adli yargıdan farklı bir sistem olarak ortaya çıkmıştır" dedi.
Karakullukcu, sempozyumun, adli ve idari yargı ayrımının devlet ve toplum için getirdiği yararları tartışmak ve yeni anayasa çalışmalarında yargı kurumlarına ilişkin yapılandırma düşüncelerini aydınlatmak açısından faydalı olacağını düşündüğünü kaydetti.
Konuşmanın ardından düzenlenen oturumda, Fransa Danıştayı Rapor ve Araştırma Bölümü Başkanı Christian Vigouroux ile Almanya Federal İdare Mahkemesi Hakimi Ulrich Maidowski, ülkelerindeki uygulamalar hakkında bilgi verdi.
Muhabir: Ferdi Türkten-Aylin Sırıklı Dal
Yayıncı: Tolga Özgenç