Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı Eğitimi
Eskişehir Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından düzenlenen toplantıda, vatandaşlara Kırım Kongo Kanamalı Ateşin (KKKA) hastalığının nedenleri, önlemleri, tedbirleri ve tedavi süreci anlatıldı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Saygın Nayman Alpat, Eskişehir Gazi Kız Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nin konferans salonunda, kent merkezine bağlı okulların öğretmenleri ve mahalle muhtarlarına KKKA hastalığı hakkında bilgiler verdi. KKKA’nın, virüslerin sebep olduğu önemli bir hastalık olduğunu söyleyen Alpat, ‘‘Hastalık ilk olarak Kırım ve Kongo’da görüldüğü için bu ismi almıştır. Hastalık meslek hastalığı olarak genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanlarda, veterinerlerde, kasaplarda, mezbaha çalışanlarında ve sağlık personellerinde görülmektedir. Bunun yanı sıra kamp ve piknik yapanlarda, askerlerde ve korunmasız olarak yeşil alanlarda bulunanlarda risk altındadır’’ dedi.
KKKA’nın görüldüğü bölgeler hakkında bilgi veren Saygın Nayman Alpat, ‘‘En sık Afrika, Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa’da görülmektedir. Ülkemiz de coğrafik olarak kenelerin yaşamaları ve hayatlarını devam ettirmeleri için oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Hastalık, özellikle hayvancılığın yapıldığı, orman ve gür otların bulunduğu yerler başta olmak üzere ülkemizin her yerinde görülebilecek durumdadır’’ diye konuştu
Alpat, Türkiye’de ilk kez 2002 yılında görülen KKKA’nın her yıl nisan ve ekim ayları arasında, en sık da haziran ve temmuz aylarında görüldüğünü anlattı. Kenelerin yabani hayvanlardan kan emme sırasında virüs aldıklarını belirten Alpat, insanlardan kan emme sırasında ise virüsü salgıladıklarını söyledi.
Bütün kenelerin hastalık virüsü taşımadığını vurgulayan Alpat, kenelerin kuluçka sürelerinden bahsederek, ‘‘Keneler tarafından ısırılma ile virüsün alınmasını takiben kuluçka süresi genellikle 1-3 gündür. Bu süre en fazla 9 gündür. Hastaların belirtileri ise ateş, baş ağrısı, genel vücut ağrısı, halsizlik, bulantı-kusma, karın ağrısı, ishal, yüz ve göğüste döküntüler ve gözlerde kızarıklık, gövde, kol ve bacaklarda morluklar, burun kanaması ve idrarda kan görülmesidir’’ diye belirtti.
KKKA’dan korunma konusuna değinen Alpat, ‘‘Kenelerin yaşama alanlarında bulunacak kişiler, böcek kovucu ilaçları vücutlarına veya elbiselerine sürerek kullanabilirler. Hasta olan kişilerin kullandığı malzemeler ve tuvaletler çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir. Hayvanlar da kenelere karşı ilaçlanmalıdır. Hayvan barınakları kenelere karşı ilaçlanmalı, barınakların duvarları sıvanmalı ve badana yapılarak kenelerin yaşamaları engellenmelidir. Hayvan kanına veya başka bir vücut sıvısına temas edilmemeli, bu durumlarda eldiven kullanılmalıdır’’ diye konuştu.
Vücuda yapışan kenenin alınması sırasında uygulanacak yolları da anlatan Alpat, ''Kene tutunduğu yerden çıkarılması işlemi sırasında asla çıplak elle temas edilmemeli, eldiven giyilmelidir. Kene, vücuda tutunduğu en yakın kısmından eğri uçlu pens, cımbız ve eldiven gibi uygun bir malzemeyle tutularak çıkarılmalıdır. Keneler vücuttan uzaklaştırılırken koparılmamalıdır. Ayrıca ısırılan yer alkolle temizlenmelidir’’ diye konuştu.
KKKA’dan ölen kişilerin cenaze hazırlıkları hakkında vatandaşları uyaran Yrd. Doç. Dr. Saygın Nayman Alpat, ‘‘Ölen hastanın vücudu çamaşır suyu çözeltisi (1/10’luk) sıkılarak ceset torbasına konulmalı, ceset torbasına da solüsyon sıkılmalıdır. Yıkamanın yapıldığı bütün yüzeylerin çamaşır suyu çözeltisi ile dezenfeksiyonu yapılmalıdır. Tüm bu işlemler sırasında ve cenaze taşınırken eldiven, önlük, maske gibi koruyucu giysiler giyilmelidir. Mezarın derinliği en az 2 metre olmalı ve cenazeler tabutla gömülmelidir. Defin işlemleri sonrasında cenazenin taşındığı araç çamaşır suyu çözeltisi ile yıkanmalıdır’’ dedi.
Toplantı sunumunun ardından İl Halk Sağlığı Müdür Vekili Op. Dr. Hayri Gültekin tarafından Alpat’a plaket takdimi ile sona ererken, toplantı sırasında vatandaşların uyumaları da dikkat çekti.
Kaynak: İHA
KKKA’nın görüldüğü bölgeler hakkında bilgi veren Saygın Nayman Alpat, ‘‘En sık Afrika, Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa’da görülmektedir. Ülkemiz de coğrafik olarak kenelerin yaşamaları ve hayatlarını devam ettirmeleri için oldukça uygun bir yapıya sahiptir. Hastalık, özellikle hayvancılığın yapıldığı, orman ve gür otların bulunduğu yerler başta olmak üzere ülkemizin her yerinde görülebilecek durumdadır’’ diye konuştu
Alpat, Türkiye’de ilk kez 2002 yılında görülen KKKA’nın her yıl nisan ve ekim ayları arasında, en sık da haziran ve temmuz aylarında görüldüğünü anlattı. Kenelerin yabani hayvanlardan kan emme sırasında virüs aldıklarını belirten Alpat, insanlardan kan emme sırasında ise virüsü salgıladıklarını söyledi.
Bütün kenelerin hastalık virüsü taşımadığını vurgulayan Alpat, kenelerin kuluçka sürelerinden bahsederek, ‘‘Keneler tarafından ısırılma ile virüsün alınmasını takiben kuluçka süresi genellikle 1-3 gündür. Bu süre en fazla 9 gündür. Hastaların belirtileri ise ateş, baş ağrısı, genel vücut ağrısı, halsizlik, bulantı-kusma, karın ağrısı, ishal, yüz ve göğüste döküntüler ve gözlerde kızarıklık, gövde, kol ve bacaklarda morluklar, burun kanaması ve idrarda kan görülmesidir’’ diye belirtti.
KKKA’dan korunma konusuna değinen Alpat, ‘‘Kenelerin yaşama alanlarında bulunacak kişiler, böcek kovucu ilaçları vücutlarına veya elbiselerine sürerek kullanabilirler. Hasta olan kişilerin kullandığı malzemeler ve tuvaletler çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir. Hayvanlar da kenelere karşı ilaçlanmalıdır. Hayvan barınakları kenelere karşı ilaçlanmalı, barınakların duvarları sıvanmalı ve badana yapılarak kenelerin yaşamaları engellenmelidir. Hayvan kanına veya başka bir vücut sıvısına temas edilmemeli, bu durumlarda eldiven kullanılmalıdır’’ diye konuştu.
Vücuda yapışan kenenin alınması sırasında uygulanacak yolları da anlatan Alpat, ''Kene tutunduğu yerden çıkarılması işlemi sırasında asla çıplak elle temas edilmemeli, eldiven giyilmelidir. Kene, vücuda tutunduğu en yakın kısmından eğri uçlu pens, cımbız ve eldiven gibi uygun bir malzemeyle tutularak çıkarılmalıdır. Keneler vücuttan uzaklaştırılırken koparılmamalıdır. Ayrıca ısırılan yer alkolle temizlenmelidir’’ diye konuştu.
KKKA’dan ölen kişilerin cenaze hazırlıkları hakkında vatandaşları uyaran Yrd. Doç. Dr. Saygın Nayman Alpat, ‘‘Ölen hastanın vücudu çamaşır suyu çözeltisi (1/10’luk) sıkılarak ceset torbasına konulmalı, ceset torbasına da solüsyon sıkılmalıdır. Yıkamanın yapıldığı bütün yüzeylerin çamaşır suyu çözeltisi ile dezenfeksiyonu yapılmalıdır. Tüm bu işlemler sırasında ve cenaze taşınırken eldiven, önlük, maske gibi koruyucu giysiler giyilmelidir. Mezarın derinliği en az 2 metre olmalı ve cenazeler tabutla gömülmelidir. Defin işlemleri sonrasında cenazenin taşındığı araç çamaşır suyu çözeltisi ile yıkanmalıdır’’ dedi.
Toplantı sunumunun ardından İl Halk Sağlığı Müdür Vekili Op. Dr. Hayri Gültekin tarafından Alpat’a plaket takdimi ile sona ererken, toplantı sırasında vatandaşların uyumaları da dikkat çekti.