Ustalara Saygı Gecesi’nin Onur Konuğu Selim İleri Oldu
Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen Ustalara Saygı Gecesi’nin Onur Konuğu Selim İleri oldu.
AKM Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen programa katılan vatandaşlar ilk olarak Selim İleri’nin hayatını anlatan bir video izledi. Ardından söz alan Yazarlar Sibel Oral, Ayşe Sarısayın, Ali Çolak ve Şair Ömer Erdem ile Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Yılmaz Daşçıoğlu, Selim İleri’nin sanat hayatına dair düşüncelerini katılımcılarla paylaştı.
Doç. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu’nun moderatörlüğünde ilk sözü alan Yazar Ayşe Sarısayın, Selim İleri’nin romancılığı hakkında bilgi verdi. Sarısayın, “Selim İleri ile ilk buluşmam Cumartesi Yalnızlığı kitabı ile oldu. İlk önce adına vurulmuştum bu kitabın. Kendimi tanımaya çalıştığım zor yıllardı. İlk kitaplarında daha çok insanlığın temel duygularından biri olan yalnızlığın ele alınışı dikkatimi çekti. Yalnızlığı hep farklı biçimlerde ele alabildi. Her yeni eserini okuduğumda, anlattığı duyguların daha iyisinin anlatılamayacağını düşündüm. Selim İleri, bakabilmemiz ve görebilmemiz için uğraşmayı sürdürdü ve sürdürüyor. İnce hüzünlerin, yarım kalmış duygularımızın eşsiz anlatıcısını tanımaktan, okumaktan, okuyor olmaktan çok büyük bir mutluluk ve onur duyuyorum. Bizlere, o muazzam belleğinin ürünü olan nice yapıtlar ve güzel sağlıklı yıllar diliyorum” diye konuştu.
Okur gözüyle Selim İleri’yi anlatan Gazeteci Yazar Sibel Oral, “Son 6 yıldır üç kimlikli bir bölünme yaşıyorum. Okur kimliğim, gazeteci kimliğim ve yazar kimliğim. Bazı yazarlara söyleşiye giderken gazeteci kimliğim hep çok uzaklarda kaldı. Okur kimliğim hep daha ağır bastı, heyecanlı ve utangaç. İşte Selim İleri’de bu yazarlardan biri. Onu düşününce ilk gençliğimi, yalnızlığımı, direnişimi, hayata kitaplarla ama en çokta onun romanlarıyla tutunuşumu hatırlıyorum. Bu duygular beni hiç terk etmedi. Son romanı Mel’un ise okur kimliğimin dönüm noktası oldu. Onu dahi iyi tanıdım. Bana, biraz da kendi melunluğumu hatırlattı. Selim İleri önceleri sadece kitapları ile tanıyordum, daha sonra insanlığı ile tanıştım. Sonunda da hem yazarlığına hem de insanlığına hayran bir okur olarak karşınızdayım. Bana bu duyguları yaşattığı için kendisine sadece bir okur olarak minnettarım” şeklinde konuştu.
Yazar Ali Çolak ise Selim İleri’nin öğretilerine değindi. Çolak, “Selim İleri, edebiyatın içinde ikamet eden biri. Ustalara bağlanmayı ve vefayı öğretir. Edebiyatın yaşatıcısıdır. En büyük özelliklerinden bir tanesi de edebiyatı bir bütün olarak görmesidir. Edebiyatın amacının aynı zamanda bir şeyleri sevdirmek olduğunu öğretir bize. Bunu da ustaları Sait Faik’ten, Necatigil’den söz ederek gerçekleştirmiştir. Kumrulu Yokuşu’nu Selim İleri ile sevdik. Bakla Tarlası Apartmanı’nı hiç bilmediğimiz ve tanımadığımız halde Selim İleri ile sevdik. Belki çocukluğumuzda yaşadığımız sokak adlarını unuttuk ama Selim İleri’nin yaşadığı sokakların, evlerin adını unutmadık. Bu, onları olağanüstü bir biçimde anlatabilmesinden ve bize sevdirmesinden kaynaklanıyor” dedi.
Selim İleri’nin yazarlığı ve kişilini belirleyen önemli noktalardan bahseden Şair Ömer Erdem, “Edebiyatımızda benim görebildiğim sorunlardan bazıları çalışma fikri ve amatörlük ruhudur. Türkiye’de yazarın kendini algılaması ve toplum tarafından algılanışı imaj bakımından parlak bir durum arz eder. Selim İleri, yazarlığını kurgularken amatörlük ve sürekli çalışma fikri düşüncesinden vazgeçmemiştir. Her şeye ilk kez dokunuyormuş ya da ilk kez duyuyormuş duygusuyla, amatörlüğüyle, heyecanıyla ve merakıyla hareket ediyor. Hangi açıdan, hangi noktadan bakarsanız bakın onun adına söyleyecek çok sözünüz vardır. İşte zenginlik böyle bir şey” şeklinde konuştu.
Program Moderatörü Doç. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu ise, “Bazı yazarları eser çeşitliliği bakımından ölçmek gerçekten zordur. Selim İleri’de bu yazarlardan biridir. Selim İleri’nin külliyatını edebiyatımızdan çıkarsak gerçekten büyük bir boşluk oluşur. Selim İleri romanları daha çok hatırlayış üzerinedir. İlk dönemlerinde daha çok kişisel geçmiş ve kişisel hafıza üzerinden topluma yansıyış; özellikle 90’lardan sonra da tarihsel, toplumsal geçmiş ve edebi hafıza. Selim İleri’nin romanlarını son yüzyılın Türk Edebiyat Romanları gibi algılamak abartı sayılmaz” diye konuştu.
Gerçekleştirilen Ustalara Saygı programından son sözü edebiyatı bir yaşam biçimine dönüştürmüş Selim İleri aldı. Yazar İleri, “Öncelikle böyle bir geceyi bana yaşattığı için Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum. Dilerim ki benim için bu söylenenleri gerçekten hak ediyorum. Yakın zamanda doğum günüm var. Bu akşam benim için bir doğum günü gecesi oldu. Yolun başındayken insan bunlar yaşayacağını hiç düşünmüyor. Yazmak bir tutku, istek. Peşi sıra sürüklenip gidiyorsunuz. Ama aradan zaman geçince, böylesine övgülerle karşılaşınca ne yaptım diye şaşırıyorsunuz. Çok mutlu oluyorsunuz. Şu anda bunlar hak etmediğimi bilerek ama hiç olmazsa dinlediğim için çok mutluyum, herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Programın sonunda Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Fevzi Kılıç, Selim İleri ve konuşmacılara teşekkür ederek hediye takdim etti.
Kaynak: İHA
Doç. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu’nun moderatörlüğünde ilk sözü alan Yazar Ayşe Sarısayın, Selim İleri’nin romancılığı hakkında bilgi verdi. Sarısayın, “Selim İleri ile ilk buluşmam Cumartesi Yalnızlığı kitabı ile oldu. İlk önce adına vurulmuştum bu kitabın. Kendimi tanımaya çalıştığım zor yıllardı. İlk kitaplarında daha çok insanlığın temel duygularından biri olan yalnızlığın ele alınışı dikkatimi çekti. Yalnızlığı hep farklı biçimlerde ele alabildi. Her yeni eserini okuduğumda, anlattığı duyguların daha iyisinin anlatılamayacağını düşündüm. Selim İleri, bakabilmemiz ve görebilmemiz için uğraşmayı sürdürdü ve sürdürüyor. İnce hüzünlerin, yarım kalmış duygularımızın eşsiz anlatıcısını tanımaktan, okumaktan, okuyor olmaktan çok büyük bir mutluluk ve onur duyuyorum. Bizlere, o muazzam belleğinin ürünü olan nice yapıtlar ve güzel sağlıklı yıllar diliyorum” diye konuştu.
Okur gözüyle Selim İleri’yi anlatan Gazeteci Yazar Sibel Oral, “Son 6 yıldır üç kimlikli bir bölünme yaşıyorum. Okur kimliğim, gazeteci kimliğim ve yazar kimliğim. Bazı yazarlara söyleşiye giderken gazeteci kimliğim hep çok uzaklarda kaldı. Okur kimliğim hep daha ağır bastı, heyecanlı ve utangaç. İşte Selim İleri’de bu yazarlardan biri. Onu düşününce ilk gençliğimi, yalnızlığımı, direnişimi, hayata kitaplarla ama en çokta onun romanlarıyla tutunuşumu hatırlıyorum. Bu duygular beni hiç terk etmedi. Son romanı Mel’un ise okur kimliğimin dönüm noktası oldu. Onu dahi iyi tanıdım. Bana, biraz da kendi melunluğumu hatırlattı. Selim İleri önceleri sadece kitapları ile tanıyordum, daha sonra insanlığı ile tanıştım. Sonunda da hem yazarlığına hem de insanlığına hayran bir okur olarak karşınızdayım. Bana bu duyguları yaşattığı için kendisine sadece bir okur olarak minnettarım” şeklinde konuştu.
Yazar Ali Çolak ise Selim İleri’nin öğretilerine değindi. Çolak, “Selim İleri, edebiyatın içinde ikamet eden biri. Ustalara bağlanmayı ve vefayı öğretir. Edebiyatın yaşatıcısıdır. En büyük özelliklerinden bir tanesi de edebiyatı bir bütün olarak görmesidir. Edebiyatın amacının aynı zamanda bir şeyleri sevdirmek olduğunu öğretir bize. Bunu da ustaları Sait Faik’ten, Necatigil’den söz ederek gerçekleştirmiştir. Kumrulu Yokuşu’nu Selim İleri ile sevdik. Bakla Tarlası Apartmanı’nı hiç bilmediğimiz ve tanımadığımız halde Selim İleri ile sevdik. Belki çocukluğumuzda yaşadığımız sokak adlarını unuttuk ama Selim İleri’nin yaşadığı sokakların, evlerin adını unutmadık. Bu, onları olağanüstü bir biçimde anlatabilmesinden ve bize sevdirmesinden kaynaklanıyor” dedi.
Selim İleri’nin yazarlığı ve kişilini belirleyen önemli noktalardan bahseden Şair Ömer Erdem, “Edebiyatımızda benim görebildiğim sorunlardan bazıları çalışma fikri ve amatörlük ruhudur. Türkiye’de yazarın kendini algılaması ve toplum tarafından algılanışı imaj bakımından parlak bir durum arz eder. Selim İleri, yazarlığını kurgularken amatörlük ve sürekli çalışma fikri düşüncesinden vazgeçmemiştir. Her şeye ilk kez dokunuyormuş ya da ilk kez duyuyormuş duygusuyla, amatörlüğüyle, heyecanıyla ve merakıyla hareket ediyor. Hangi açıdan, hangi noktadan bakarsanız bakın onun adına söyleyecek çok sözünüz vardır. İşte zenginlik böyle bir şey” şeklinde konuştu.
Program Moderatörü Doç. Dr. Yılmaz Daşçıoğlu ise, “Bazı yazarları eser çeşitliliği bakımından ölçmek gerçekten zordur. Selim İleri’de bu yazarlardan biridir. Selim İleri’nin külliyatını edebiyatımızdan çıkarsak gerçekten büyük bir boşluk oluşur. Selim İleri romanları daha çok hatırlayış üzerinedir. İlk dönemlerinde daha çok kişisel geçmiş ve kişisel hafıza üzerinden topluma yansıyış; özellikle 90’lardan sonra da tarihsel, toplumsal geçmiş ve edebi hafıza. Selim İleri’nin romanlarını son yüzyılın Türk Edebiyat Romanları gibi algılamak abartı sayılmaz” diye konuştu.
Gerçekleştirilen Ustalara Saygı programından son sözü edebiyatı bir yaşam biçimine dönüştürmüş Selim İleri aldı. Yazar İleri, “Öncelikle böyle bir geceyi bana yaşattığı için Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum. Dilerim ki benim için bu söylenenleri gerçekten hak ediyorum. Yakın zamanda doğum günüm var. Bu akşam benim için bir doğum günü gecesi oldu. Yolun başındayken insan bunlar yaşayacağını hiç düşünmüyor. Yazmak bir tutku, istek. Peşi sıra sürüklenip gidiyorsunuz. Ama aradan zaman geçince, böylesine övgülerle karşılaşınca ne yaptım diye şaşırıyorsunuz. Çok mutlu oluyorsunuz. Şu anda bunlar hak etmediğimi bilerek ama hiç olmazsa dinlediğim için çok mutluyum, herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Programın sonunda Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Fevzi Kılıç, Selim İleri ve konuşmacılara teşekkür ederek hediye takdim etti.