Çelik İhracatçıları Krizi Fırsata Çevirdi
Türkiye’nin ham çelik üretim kapasitesi, son üç yılda 11 milyon ton artarak 49 milyon tona çıktı.
Gelişmeyi değerlendiren Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Halil Şahin, sektörün beş yıllık süreçte dünyadaki ekonomik kriz ortamını fırsata dönüştürdüğünü söyledi.
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği'nin olağan genel kurul toplantısında Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı'na tekrar seçilen Şahin, 2008 global finans krizinden önce ve kriz esnasında sürdürülen çalışmalar neticesinde devreye giren kapasitelerin, sektörün krizi büyüyerek atlatmasına imkan sağladığını kaydetti.
Türk çelik sektörünün, 2010 yılında üretimini yüzde 42 arttırarak 25 milyon tondan 36 milyon tona çıkardığını kaydeden Şahin, “2012 yılında sektörün büyüklüğü 49 milyona ulaştı. Bu rakamlar, krizi fırsata dönüştürme becerisini göstermesi açısından önem taşıyor. Toplam demir çelik ürünleri ihracatımızın yüzde 40'ın üzerinde artışla 12 milyar dolardan 17 milyar dolara, birim ihracat değerimizin ise 2009 yılındaki 641 dolar seviyesinden 845 dolar seviyesine çıkması, sektörümüzde sadece nitelik değil, nicelik açısından da bir gelişme içinde olduğunu ortaya koyuyor.” diye konuştu.
‘HEDEFE ULAŞMAK İÇİN SUNİ YÜKLER KALDIRILMALI’
Sektörün son yıllarda gösterdiği performansın, 2023 yılı hedefleri açısından da umut verici olduğuna işaret eden Şahin, 2023’te çelik ihracatının 55 milyar dolar seviyelerine ulaşmasını hedeflediklerini aktardı. Buna ulaşmak için dünya pazarlarındaki yüzde 2,8 seviyesindeki payın yüzde 4’e çıkarılması gerektiğini vurgulayan Şahin, şöyle devam etti: “2012 yılı itibariyle 49 milyon ton seviyesinde bulunan çelik sektörümüzün üretim kapasitesinin, 2023 yılında 85 milyon tona yükseltilmesi, üretimimizinse 70 milyon tona ulaşması şart. Mevcut durum itibariyle dünyanın en büyük onuncu çelik üreticisi olan Türkiye'nin, 2023 yılında yedinci sıraya yükselmesi ve Almanya'yı da geride bırakarak, Avrupa'nın en büyüğü konumunu elde etmesi gerekiyor. Bu hedeflere ulaşabilmek için hükümetin de sektörün üzerindeki suni yüklerin kaldırılması yoluyla çabalarımıza destek vermesini bekliyoruz. Sektörümüzün devlet yardımlarından yararlanamadığı hususu dikkate alınarak, öncelikle bu yüklerin kaldırılmasına ihtiyaç duyuyoruz.”
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği'nin olağan genel kurul toplantısında Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı'na tekrar seçilen Şahin, 2008 global finans krizinden önce ve kriz esnasında sürdürülen çalışmalar neticesinde devreye giren kapasitelerin, sektörün krizi büyüyerek atlatmasına imkan sağladığını kaydetti.
Türk çelik sektörünün, 2010 yılında üretimini yüzde 42 arttırarak 25 milyon tondan 36 milyon tona çıkardığını kaydeden Şahin, “2012 yılında sektörün büyüklüğü 49 milyona ulaştı. Bu rakamlar, krizi fırsata dönüştürme becerisini göstermesi açısından önem taşıyor. Toplam demir çelik ürünleri ihracatımızın yüzde 40'ın üzerinde artışla 12 milyar dolardan 17 milyar dolara, birim ihracat değerimizin ise 2009 yılındaki 641 dolar seviyesinden 845 dolar seviyesine çıkması, sektörümüzde sadece nitelik değil, nicelik açısından da bir gelişme içinde olduğunu ortaya koyuyor.” diye konuştu.
‘HEDEFE ULAŞMAK İÇİN SUNİ YÜKLER KALDIRILMALI’
Sektörün son yıllarda gösterdiği performansın, 2023 yılı hedefleri açısından da umut verici olduğuna işaret eden Şahin, 2023’te çelik ihracatının 55 milyar dolar seviyelerine ulaşmasını hedeflediklerini aktardı. Buna ulaşmak için dünya pazarlarındaki yüzde 2,8 seviyesindeki payın yüzde 4’e çıkarılması gerektiğini vurgulayan Şahin, şöyle devam etti: “2012 yılı itibariyle 49 milyon ton seviyesinde bulunan çelik sektörümüzün üretim kapasitesinin, 2023 yılında 85 milyon tona yükseltilmesi, üretimimizinse 70 milyon tona ulaşması şart. Mevcut durum itibariyle dünyanın en büyük onuncu çelik üreticisi olan Türkiye'nin, 2023 yılında yedinci sıraya yükselmesi ve Almanya'yı da geride bırakarak, Avrupa'nın en büyüğü konumunu elde etmesi gerekiyor. Bu hedeflere ulaşabilmek için hükümetin de sektörün üzerindeki suni yüklerin kaldırılması yoluyla çabalarımıza destek vermesini bekliyoruz. Sektörümüzün devlet yardımlarından yararlanamadığı hususu dikkate alınarak, öncelikle bu yüklerin kaldırılmasına ihtiyaç duyuyoruz.”