“Çocukların Kırılan Dişinin Parçası Süt İçinde Doktora Ulaştırılmalı”

Çocuk Ağız ve Diş Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şule Çıldır, kırılan dişin parçasının da süt içerisinde getirilmesi önemli olduğunu belirterek, “Suyun içindeki bazı mineraller özellikle çıkan dişlerin sinir liflerine zarar verebileceği için taşınma solüsyonu olarak su tercih edilmez.

Dişin ve diş parçasının saklanma koşulu kesinlikle kuru bir peçete olmamalıdır. Diş bu şekilde hekime götürüldüğünde canlılığını kaybetme riski yüksektir” dedi.

Çocuk Ağız ve Diş Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şule Çıldır, çocukluk döneminde travma nedeniyle zarar gören dişlerin, ileri yaşta ağız ve diş sağlığını olumsuz etkilememesi için alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.

“ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE DİŞ KAYBI RİSKİ YÜKSEK”

Şule Çıldır, çocukluk döneminde travmalar nedeniyle diş gömülmesi, kırılması ve kayıplarına sıklıkla rastlandığını belirterek, “Özellikle okul döneminde oyun sahası içinde çarpışmanın etkisi ile yaşanan kazalar; ev ortamında düşme ve çarpma, profesyonel spor yapan çocuklarda da spor kazalarına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle profesyonel spor yapan çocuklar, diş kırılmasına bağlı diş kayıpları tehlikesi ile karşı karşıyadır” dedi.

Çocukluk çağındaki diş travmalarında, 5 yaşındaki çocuğun geçirdiği travmadaki yaklaşım ile 8 yaşındaki çocuğun travmasındaki yaklaşım birbirinden farklı olduğunu belirten Şule Çıldır, “Bu nedenle travma nedeniyle oluşan herhangi bir diş kırığında, bu farklılığı çok iyi bilen çocuk diş hekimine başvurulmalıdır. Çünkü dişin canlılığını koruyabilmesi ve ağızda kalıcı olabilmesi için çocukluk döneminde birkaç yılın çok büyük önemi vardır. 5 yaşındaki bir çocuğun ağzında süt dişleri vardır ve bu dişler artık olgunluk dönemini tamamlamış, yaklaşık 2 yıl içerisinde yerini sürekli dişlere bırakmak üzere kökleri rezorbe olmaya yani erimeye başlamıştır. Bu dönemde travma gören süt dişinde tedavi şansı düşüktür. Özellikle diş sinirinin ortaya çıktığı derin kırıklarda çekim kararı verilir. Ancak 8 yaşındaki bir çocuğun ön dişlerine gelen travmada ise bu dişler sürekli dişler olduğu için kırık dişin tedavisi mutlaka yapılmalıdır. Tedavi şekli kırığın büyüklüğüne göre bu yaş grubu çocuklarda büyük farklılıklar gösterir. Bu yaşta sürekli dişler gençlik döneminde olduğundan iyileşme potansiyelleri çok yüksektir. Tedaviye olumlu yanıt alnma ve dişin sürekli olarak korunma şansı çok yüksektir” diye konuştu.

“KIRILAN DİŞİN AĞIZDA KALICI OLMASI İÇİN DAKİKALAR ÇOK ÖNEMLİ”
Şule Çıldır, diş travmaları sonrası oluşan kırıklarda ise dişe müdahale zamanı da ayrı bir önem taşıdığını söyledi.

Çıldır, “Diş, kırıldıktan yarım saat içinde ve uygun koşullarda doktora ulaştırıldıysa, kanal tedavisi gerekmeden, estetik dolgu malzemeleri ve yapıştırıcılar ile diş eski formuna kavuşturulabilir. Kırık sonrası diş tamamen yerinden çıkmışsa da uygun koşullarda bir çocuk diş hekimine ulaştırılmalıdır. Çünkü kırılma ile birlikte liflerde oluşan kopmalar tekrar dişin yerine yerleştirilmesi ile eski haline getirilebilir. Ancak dişin ağızda kalıcı olabilmesi için en geç 1-2 saat içinde müdahalenin yapılması çok önemlidir” dedi.

Çocuk Ağız ve Diş Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şule Çıldır, “ Kırılan dişin parçasının veya yerinden çıkan dişin ideal taşınma ortamı ağız içi yani tükürük ya da süt travma sonrası dişin kırık parçası bulunduğunda çocuk diş hekimine ulaştırılırken mutlaka uygun koşullar belirlenmelidir. Kırık parça en geç 1-2 saat içinde ve bir bardak süte konularak götürülebilir. Aslında travma nedeniyle yerinden çıkan dişin ideal taşınma ortamı çocuğun ağız içidir. Dişin dilaltında ya da yanak içinde taşınması en uygun olanıdır. Dişin tutunması için bu taşıma yöntemi çok büyük bir avantaj sağlar. Ancak bu yöntemde dişin yutulma riski bulunduğu için süt içinde getirilmesi daha çok tercih edilir. Kırılan dişin parçasının da süt içerisinde getirilmesi önemlidir. Suyun içindeki bazı mineraller özellikle çıkan dişlerin sinir liflerine zarar verebileceği için taşınma solüsyonu olarak su tercih edilmez. Dişin ve diş parçasının saklanma koşulu kesinlikle kuru bir peçete olmamalıdır. Diş bu şekilde hekime götürüldüğünde canlılığını kaybetme riski yüksektir. Diş parçası da kuru ortamda suyunu kaybeder; bu nedenle diş oarçası yapıştırıldığında renk farkı oluşabilmektedir” diye konuştu.

Çocuklarda diş travmalarını önlemenin mümkün olduğunu da söyleyen Çocuk Ağız ve Diş Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Şule Çıldır, şunları söyledi;
“Çocuğun ayağına takılmasına neden olan halı, kilim gibi eşyalara dikkat etmek, sehpaları bir süreliğine ortadan kaldırmak çarpmaları ve buna bağlı diş travmalarını önleyebilir. Süt dişleri tamamen yerinden çıkarsa tekrar yerine yerleştirilmez. Çünkü süt dişi yerleştirilmeye çalışırken altta gelişmekte olan sürekli dişe zarar verilme riski çok yüksektir. Eğer diş çene kemiği içine gömüldüyse o zaman dişin tekrar yeniden sürmesi beklenir. yüzde 99 oranında diş yeniden çıkar. Bu süre içinde herhangi bir sorun yaşanmaması ve dişin yeniden sürmesine engel olmaması için mutlaka emzik ve biberon kullanımına ara verilmelidir. Profesyonel spor yapan çocukların dişlerinitravmalara karşı korumak için özellikle basketbol, voleybol gibi temas sporlarında ağızlıkların kullanılması ile diş travmalarının önüne geçilmiş olur. Özellikle üst ön dişleri önde konumlanan yani hafif dişlek olan çocuklarda bu tür ağızlıkların kullanılması çok önemlidir. Bu ağızlıklar, özellikle dişleklik durumunda çocukları diş travmalarının zararlı etkilerinden neredeyse% 100 koruyabilmektedirler. Eğer diş normal zamanından erken olarak kaybedilmişse, koruyucu uygulamalar mutlaka yapılmalıdır. Çıkan dişin yerine yenisi gelene kadar o alanın korunmaması, yandaki komşu dişlerin o boşluğa kaymasına ve ileride süt dişinin yerine gelecek olan dişin çıkamamasına, dolayısıyla ortodontik tedavi gereksinime neden olacaktır.”
Kaynak: İHA