Erbakan’ın Kızından 'dünya Kadınlar Günü' Yorumu
Saadet Partisi (SP) Zonguldak Kadın Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen konferansa katılan SP GİK Üyesi Elif Erbakan Altınöz, "Toplumumuzun önemli bir bölümünü başörtülü hanımların oluşturmasına karşın halen TBMM’de başörtülü bir kadın milletvekilinin bulunmaması, ifte standardın en somut göstergesidir" dedi.
Saadet Partisi Zonguldak Kadın Kolları Başkanlığı tarafından, ‘Kadın ve Saadet’ konulu konferans düzenlendi.
Talip Avcı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa; SP Kadın Kolları Genel Başkanı Nergül Aksu, SP Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Elif Erbakan Altınöz konuşmacı olarak katıldı.
Partili kadınların yoğun ilgi gösterdiği konferansta, Necmettin Erbakan'ın anlatıldığı sunumlar yapıldı. Şiirlerin okunduğu konferansta konuşan Kadın Kolları Başkanı Nergül Aksu, başörtünün önemine değindi. TBMM’de bir tane bile başörtülü kadının bulunmamasını çifte standart olarak niteleyen Aksu, şöyle konuştu: "Binlerce hanım kardeşimiz sırf bu yüzden mesleğini yapamamaktadır. Toplumumuzun önemli bir bölümünü başörtülü hanımların oluşturmasına karşın halen TBMM’de başörtülü bir kadın milletvekilinin bulunmaması, bu çifte standardın en somut göstergesidir. Kadın hakları konusunda samimi bir irade konacaksa, öncelikle bu çifte standart ortadan kaldırılmalı; kılığı, kıyafeti, inancı, mezhebi ne olursa olsun kadına yönelik her türlü ayrımcılık son bulmalıdır. Kadınlarımızın siyasal alanda etkinliğini artırmalı, ülke yönetiminde gerektiği gibi söz sahibi olmalıdır. Kadınlar Günü, Anneler Günü, Sevgililer Günü, bugünler çok fazla ama Cenab-ı Hakk gerçek günde, hesap gününü kutlamayı nasip etsin inşallah." Tüm dünyada kutlanan Kadınlar Günü’nün iki çerçeveden oluştuğunu belirten Elif Erbakan Altınöz ise, kadınların yaşadıklarını şöyle anlattı: “İnsanlardan bir çerçeve var. Bu resimde özgür kadınlar; özgürleşmiş, demokratik, çağdaş, ayaklarının üzerinde durabilen, ekonomik özgürlüğü varsa kendi başının çaresine bakabilecek, işinin, onun ailesinin ve hatta evlatlarının da çilesini çekmek zorunda olmayan, kendi başına bir birey ne isterse yapabilen, bütün haklara sahip bir kadın resmi bizlere gösteriliyor. Ve bu çerçeve içerisinde tüm dünyadaki kadınların Kadınlar Günü’nün kutlandığından bahsediliyor. Fakat biz dünya üzerindeki kadınlara o ekrandan gösterildiği şekilde değil de çıplak gözümüzle onların nasıl gözüktüğüne başımızı çevirdiğimiz zaman, aslında işin hiç de oradan gösterildiği gibi olmadığını görüyoruz. Bir kere dünya üzerinde bütün Müslüman ülkelerdeki hanımlar kan ve gözyaşı içerisindeler. Hepsinin başına Allah muhafaza buyursun ki; İsrail bombaları ve Siyonizm bombaları yağıyor. Dünya Kadınlar Günü kutlanan hanımların bu yağan bombalarla kucaklarında küçücük yavruları, bebek denecek yaştaki yavruları, bu suçsuz masum çocuklar, bu annelerin kucağında hayatını kaybediyor. Canlarını zar zor kurtarabilmiş olan hanımlarımız, maalesef bu sefer de geçim sıkıntısı içerisinde... Yine o Müslüman ülkelerde eşleri ve evlatları ellerinden alınıp götürülmüş, nereye gittikleri, nerede oldukları, başlarına ne geldiği, dönecekler mi, dönerlerse ne zaman dönecekleri belli olmayan, kendi başlarına evlerinde çile dolduran hanımlarla karşı karşıyayız.”
Kaynak: İHA
Talip Avcı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programa; SP Kadın Kolları Genel Başkanı Nergül Aksu, SP Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Elif Erbakan Altınöz konuşmacı olarak katıldı.
Partili kadınların yoğun ilgi gösterdiği konferansta, Necmettin Erbakan'ın anlatıldığı sunumlar yapıldı. Şiirlerin okunduğu konferansta konuşan Kadın Kolları Başkanı Nergül Aksu, başörtünün önemine değindi. TBMM’de bir tane bile başörtülü kadının bulunmamasını çifte standart olarak niteleyen Aksu, şöyle konuştu: "Binlerce hanım kardeşimiz sırf bu yüzden mesleğini yapamamaktadır. Toplumumuzun önemli bir bölümünü başörtülü hanımların oluşturmasına karşın halen TBMM’de başörtülü bir kadın milletvekilinin bulunmaması, bu çifte standardın en somut göstergesidir. Kadın hakları konusunda samimi bir irade konacaksa, öncelikle bu çifte standart ortadan kaldırılmalı; kılığı, kıyafeti, inancı, mezhebi ne olursa olsun kadına yönelik her türlü ayrımcılık son bulmalıdır. Kadınlarımızın siyasal alanda etkinliğini artırmalı, ülke yönetiminde gerektiği gibi söz sahibi olmalıdır. Kadınlar Günü, Anneler Günü, Sevgililer Günü, bugünler çok fazla ama Cenab-ı Hakk gerçek günde, hesap gününü kutlamayı nasip etsin inşallah." Tüm dünyada kutlanan Kadınlar Günü’nün iki çerçeveden oluştuğunu belirten Elif Erbakan Altınöz ise, kadınların yaşadıklarını şöyle anlattı: “İnsanlardan bir çerçeve var. Bu resimde özgür kadınlar; özgürleşmiş, demokratik, çağdaş, ayaklarının üzerinde durabilen, ekonomik özgürlüğü varsa kendi başının çaresine bakabilecek, işinin, onun ailesinin ve hatta evlatlarının da çilesini çekmek zorunda olmayan, kendi başına bir birey ne isterse yapabilen, bütün haklara sahip bir kadın resmi bizlere gösteriliyor. Ve bu çerçeve içerisinde tüm dünyadaki kadınların Kadınlar Günü’nün kutlandığından bahsediliyor. Fakat biz dünya üzerindeki kadınlara o ekrandan gösterildiği şekilde değil de çıplak gözümüzle onların nasıl gözüktüğüne başımızı çevirdiğimiz zaman, aslında işin hiç de oradan gösterildiği gibi olmadığını görüyoruz. Bir kere dünya üzerinde bütün Müslüman ülkelerdeki hanımlar kan ve gözyaşı içerisindeler. Hepsinin başına Allah muhafaza buyursun ki; İsrail bombaları ve Siyonizm bombaları yağıyor. Dünya Kadınlar Günü kutlanan hanımların bu yağan bombalarla kucaklarında küçücük yavruları, bebek denecek yaştaki yavruları, bu suçsuz masum çocuklar, bu annelerin kucağında hayatını kaybediyor. Canlarını zar zor kurtarabilmiş olan hanımlarımız, maalesef bu sefer de geçim sıkıntısı içerisinde... Yine o Müslüman ülkelerde eşleri ve evlatları ellerinden alınıp götürülmüş, nereye gittikleri, nerede oldukları, başlarına ne geldiği, dönecekler mi, dönerlerse ne zaman dönecekleri belli olmayan, kendi başlarına evlerinde çile dolduran hanımlarla karşı karşıyayız.”