Başbakan Erdoğan: Sızdıranları Açıklarız
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmralı tutanakları olduğu iddia edilen belgelerin basında yayınlanmasını eleştirdi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, bir kısım medyanın da 30 yıl boyunca terör karşısında "nasıl gayri milli bir tutum takındıysa bugün de gayri milli tutum takındığını" ifade etti.
Erdoğan, İmralı görüşmelerinin sızdırılmasına ilişkin de şöyle konuştu: "Bu sürece destek vermek sadece siyasilerin görevi değildir. Sivil toplum kuruluşlarının da görevidir medyanın da görevidir. Efendim basın özgürlüğü diyorlar. Balıkesir'de İmralı görüşmelerini yayınlayan gazeteyle ilgili ifadelerim oldu. Hiç kimse bu gayri mili yayıncılığı eleştirmiyor, hiç kimse bu sabotajın üzerine gitmiyor. Köşelerinden yazanlar bize basın özgürlüğü dersi vermeye çalışıyorlar." Sınırsız bir özgürlük olamayacağını kaydeden Başbakan, "Kimse kimsenin özgürlük alanına tecavüz edemez. Kendi özgürlük alanında oynarsın. Eğer kendi özgürlük alanını geçiyorsan mütecaviz durumuna düşersin. Kimse kusura bakmasın. Medya nasıl kendine göre özgürlük alanı icra ediyorsa hem de mili çıkarları çiğneyerek yayın yapacak kadar özgürlüğü suistimal edecek kadar özgürse biz de hissiyatımızı açıklamak konusunda ve sorumluluk üslenen insanlar olarak, başbakan ve bakanlar, milletvekilleri olarak bizler de en az onlar kadar özgürüz. Ve biz eleştirimizi açık açık dile getirdik. Ama aynı zamanda sansürün de karşısında gazetecilerden önce dururuz ve durduk. Hiçbir devirde yazamadıklarını bu devirde yazıyorlar. Hakaretse en ağır hakaretleri yapıyorlar. Biz onlara kürsülerden cevap vermiyoruz. Diyoruz ki 'biz hukuk devletindeyiz bunlar gitsinler mahkemelerde bunun hesabını versinler.' Bazıları da diyor ki 'mahkemelere göndermeyin.' Ne yapacaktık? Küfretsin hakaret etsin eee? Gelen giden vursun. Yok böyle bir şey ya. Gereği neyse o yapılacak hukuk devleti zaten bunun için var. Türkiye’nin aleyhine olacak sürecin aleyhine olacak istismarcılara koz verecek böyle bir yayın yapmak asla ve asla milli bir tavır değildir, basın özgürlüğü diyenler gitsinler İngiltere'ye baksınlar, Amerika Birleşik Devletleri'ne baksınlar. Orada da basın üzerinde sansür yok ama orada medya milli meseleler karşısında milli bir tavır göstermeyi başarabiliyor." şeklinde konuştu.
"Bu ülkede 30 yıl boyunca bu CHP ve MHP terör karşısında nasıl milli bir duruş sergilemediyse o malum medya da milli duruş sergilemedi." diyen Başbakan Erdoğan, "Bir yandan hükümeti çözüm konusunda sıkıştırmaya devam ediyorlar. Bir yandan da çözüm sürecini sabote etmenin peşinde oluyorlar. CHP ve MHP terör örgütünün bu ülkede siyaseti şekillendirmesine siyaset üzerinde etkili olmasına zemin hazırlamış bunun fırsatını altın tepsi üzerinde her zaman terör örgütüne sunmuşlardır. Aynı şekilde bazı medya kuruluşları yaptıkları yayınlarla terör örgütüne oksijen sağlamışlardır. 10 yıl boyunca olduğu gibi bugün de biz bu yolda milletimizle birlikte yürüyoruz. CHP ile değil MHP ile değil BDP ile değil malum medya ile değil. Biz bu yolda bu süreçte milletimizle birlikteyiz. Onlar sabote etmeye çalışsın onlara bozmaya kırmaya yıkmaya çalışsın biz yapmak için kanı durdurmak için gözyaşlarını durdurmak için kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bu süreçte en son sözü milletimizle birlikte milletimiz adına biz söyleriz. Biz son sözü söyleyinceye son noktayı koyuncaya kadar ortada dolaşan her belge her bilgi dedikodudan söylentiden ham hayalden öteye geçmez. Ve şu anda dolaşan belgelerin de merak etmeyin kimler tarafından nasıl sızdırıldığını ne olduğunu öyle zannediyorum ki kısa zaman içerisinde ortaya koyar onu da açıklarız." ifadelerini kullandı.ÇÖZÜM SÜRECİNE KRİSTAL BENZETMESİErdoğan, son olarak vatandaşlardan çözüm süreci konusunda başkalarının değil, kendilerinin ne dediğine itibar etmelerini istedi. Erdoğan, "Kimin ne söylediğine değil bizim ne söylediğimize bakın. Kimin ne yaptığına değil bizim ne yaptığımıza ne yapacağımıza bakın. Hiçbir yalana iftiraya dedikodu ve söylentiye asla kulak asmayın. Sürecin hassasiyeti nedeniyle biz az konuşuyor çok iş yapıyoruz. Sayın milletvekilleri, lütfen bu süreç içerisinde konuşmayacaksınız. Açık söylüyorum. Çünkü bu sürecin söylem birliği içerisinde yürümesi önemli. Önüne gelen konuşmaya kalkarsa birisi baltayı taşa vurduğunda bu çözüm süreci bu kristali kırarız. Biz bu süreci başarıyla bitirmek durumundayız. CHP ve MHP’nin terör sorunu çözülmesin kan durmasın diye verdikleri mücadeleye karşın biz kanı durdurmak gözyaşını dindirmek için adeta için çırpınıyoruz. Bu süreçte taviz vermeyiz terörle mücadelede geri adım atmayız. Milletin değerleri ile örtüşemeyecek hiçbir girişimin içinde bulunmayız. Aziz milletimizden biz sadece dua bekliyoruz. Milletin hayır duası bizimle olduktan sonra her sabotajı her engeli Allah’ın izniyle ezer geçeriz. Milletimiz bize inansın. Kılıçdaroğlu inanmıyor o ayrı mesele. Onun inanması önemli değil, milletimizin inanması önemli. Milletimiz bize güvensin, bizim bir tek gayemiz var: şehitlerimizin bize olan emanetini daha da büyütmek, daha da yüceltmek. Terör sorununu çözecek şehitlerimizin emanetini inşallah çok daha yüksek burçlara hep birlikte taşıyacağız." diye konuştu.
HALKBANK VE NEVİN YANIT AK PARTİ'DEErdoğan, konuşmasının sonunda İsveç'in Göteborg kentinde düzenlenen Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası'nda, 60 metre engellide Türkiye rekoru kırarak altın madalya kazanan Nevin Yanıt'ı ve Erkekler CEV Kupası Finali'nde şampiyon olan Halkbank Voleybol Takımı'nı kürsüye davet ederek kutladı. Grup toplantısının ardından ise kapalı oturumda Enerji Bakanı Taner Yıldız milletvekillerine bir sunum yaptı .
Erdoğan, İmralı görüşmelerinin sızdırılmasına ilişkin de şöyle konuştu: "Bu sürece destek vermek sadece siyasilerin görevi değildir. Sivil toplum kuruluşlarının da görevidir medyanın da görevidir. Efendim basın özgürlüğü diyorlar. Balıkesir'de İmralı görüşmelerini yayınlayan gazeteyle ilgili ifadelerim oldu. Hiç kimse bu gayri mili yayıncılığı eleştirmiyor, hiç kimse bu sabotajın üzerine gitmiyor. Köşelerinden yazanlar bize basın özgürlüğü dersi vermeye çalışıyorlar." Sınırsız bir özgürlük olamayacağını kaydeden Başbakan, "Kimse kimsenin özgürlük alanına tecavüz edemez. Kendi özgürlük alanında oynarsın. Eğer kendi özgürlük alanını geçiyorsan mütecaviz durumuna düşersin. Kimse kusura bakmasın. Medya nasıl kendine göre özgürlük alanı icra ediyorsa hem de mili çıkarları çiğneyerek yayın yapacak kadar özgürlüğü suistimal edecek kadar özgürse biz de hissiyatımızı açıklamak konusunda ve sorumluluk üslenen insanlar olarak, başbakan ve bakanlar, milletvekilleri olarak bizler de en az onlar kadar özgürüz. Ve biz eleştirimizi açık açık dile getirdik. Ama aynı zamanda sansürün de karşısında gazetecilerden önce dururuz ve durduk. Hiçbir devirde yazamadıklarını bu devirde yazıyorlar. Hakaretse en ağır hakaretleri yapıyorlar. Biz onlara kürsülerden cevap vermiyoruz. Diyoruz ki 'biz hukuk devletindeyiz bunlar gitsinler mahkemelerde bunun hesabını versinler.' Bazıları da diyor ki 'mahkemelere göndermeyin.' Ne yapacaktık? Küfretsin hakaret etsin eee? Gelen giden vursun. Yok böyle bir şey ya. Gereği neyse o yapılacak hukuk devleti zaten bunun için var. Türkiye’nin aleyhine olacak sürecin aleyhine olacak istismarcılara koz verecek böyle bir yayın yapmak asla ve asla milli bir tavır değildir, basın özgürlüğü diyenler gitsinler İngiltere'ye baksınlar, Amerika Birleşik Devletleri'ne baksınlar. Orada da basın üzerinde sansür yok ama orada medya milli meseleler karşısında milli bir tavır göstermeyi başarabiliyor." şeklinde konuştu.
"Bu ülkede 30 yıl boyunca bu CHP ve MHP terör karşısında nasıl milli bir duruş sergilemediyse o malum medya da milli duruş sergilemedi." diyen Başbakan Erdoğan, "Bir yandan hükümeti çözüm konusunda sıkıştırmaya devam ediyorlar. Bir yandan da çözüm sürecini sabote etmenin peşinde oluyorlar. CHP ve MHP terör örgütünün bu ülkede siyaseti şekillendirmesine siyaset üzerinde etkili olmasına zemin hazırlamış bunun fırsatını altın tepsi üzerinde her zaman terör örgütüne sunmuşlardır. Aynı şekilde bazı medya kuruluşları yaptıkları yayınlarla terör örgütüne oksijen sağlamışlardır. 10 yıl boyunca olduğu gibi bugün de biz bu yolda milletimizle birlikte yürüyoruz. CHP ile değil MHP ile değil BDP ile değil malum medya ile değil. Biz bu yolda bu süreçte milletimizle birlikteyiz. Onlar sabote etmeye çalışsın onlara bozmaya kırmaya yıkmaya çalışsın biz yapmak için kanı durdurmak için gözyaşlarını durdurmak için kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bu süreçte en son sözü milletimizle birlikte milletimiz adına biz söyleriz. Biz son sözü söyleyinceye son noktayı koyuncaya kadar ortada dolaşan her belge her bilgi dedikodudan söylentiden ham hayalden öteye geçmez. Ve şu anda dolaşan belgelerin de merak etmeyin kimler tarafından nasıl sızdırıldığını ne olduğunu öyle zannediyorum ki kısa zaman içerisinde ortaya koyar onu da açıklarız." ifadelerini kullandı.ÇÖZÜM SÜRECİNE KRİSTAL BENZETMESİErdoğan, son olarak vatandaşlardan çözüm süreci konusunda başkalarının değil, kendilerinin ne dediğine itibar etmelerini istedi. Erdoğan, "Kimin ne söylediğine değil bizim ne söylediğimize bakın. Kimin ne yaptığına değil bizim ne yaptığımıza ne yapacağımıza bakın. Hiçbir yalana iftiraya dedikodu ve söylentiye asla kulak asmayın. Sürecin hassasiyeti nedeniyle biz az konuşuyor çok iş yapıyoruz. Sayın milletvekilleri, lütfen bu süreç içerisinde konuşmayacaksınız. Açık söylüyorum. Çünkü bu sürecin söylem birliği içerisinde yürümesi önemli. Önüne gelen konuşmaya kalkarsa birisi baltayı taşa vurduğunda bu çözüm süreci bu kristali kırarız. Biz bu süreci başarıyla bitirmek durumundayız. CHP ve MHP’nin terör sorunu çözülmesin kan durmasın diye verdikleri mücadeleye karşın biz kanı durdurmak gözyaşını dindirmek için adeta için çırpınıyoruz. Bu süreçte taviz vermeyiz terörle mücadelede geri adım atmayız. Milletin değerleri ile örtüşemeyecek hiçbir girişimin içinde bulunmayız. Aziz milletimizden biz sadece dua bekliyoruz. Milletin hayır duası bizimle olduktan sonra her sabotajı her engeli Allah’ın izniyle ezer geçeriz. Milletimiz bize inansın. Kılıçdaroğlu inanmıyor o ayrı mesele. Onun inanması önemli değil, milletimizin inanması önemli. Milletimiz bize güvensin, bizim bir tek gayemiz var: şehitlerimizin bize olan emanetini daha da büyütmek, daha da yüceltmek. Terör sorununu çözecek şehitlerimizin emanetini inşallah çok daha yüksek burçlara hep birlikte taşıyacağız." diye konuştu.
HALKBANK VE NEVİN YANIT AK PARTİ'DEErdoğan, konuşmasının sonunda İsveç'in Göteborg kentinde düzenlenen Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası'nda, 60 metre engellide Türkiye rekoru kırarak altın madalya kazanan Nevin Yanıt'ı ve Erkekler CEV Kupası Finali'nde şampiyon olan Halkbank Voleybol Takımı'nı kürsüye davet ederek kutladı. Grup toplantısının ardından ise kapalı oturumda Enerji Bakanı Taner Yıldız milletvekillerine bir sunum yaptı .