Kılıç: Bu Devlete Düşman İnsan Yetiştirmekten Başka Bir Şey Yapmadık

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, bu devlete düşman insan yetiştirmekten başka bir şey yapmadıklarını söyledi.Kılıç, “Çünkü haklarını gasp ettik, özgürlüklerini gasp ettik ve çift kimlikli insanlar haline getirdik.” diye konuştu.

Kılıç: Bu Devlete Düşman İnsan Yetiştirmekten Başka Bir Şey Yapmadık
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Manisa Barosu tarafından Belediye Kültür Merkezi Lale Salonu'nda düzenlenen 'Anayasada Haklar' konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Kılıç burada yaptığı konuşmada, “Şimdi zannediliyor ki anayasa yapılırsa, şimdi arkadaşlarımız çalışıyor bir anda her şey çok güzel olacak, güllük gülistanlık düzelecek. Değil, eğer bunu uygulayacak insanlarımız o kalitede o güzellikte, o dürüstlükte değilse hangi mükemmel anayasa ile hangi güzel yasayı yaparsanız yapın sorunlardan kurtulamazsınız. Çünkü bu yasaların ya da anayasanın içini dolduracak olan insanlar Yasamanın, Yürütmenin, Yargının değerli mensupları, eğer bunların içi evrensel değerlerle bütün dünyanın kabul ettiği ve doğuştan sahip olduğumuz bu haklara zarar vermeden, o hakları ötelemeden, eğer bunların içini dolduramıyorsanız işte yandığınız gündür. En mükemmel anayasayı da yapsanız ondan sonuç alamazsınız. Ama en kötü yasanız da olsa en kötü anayasanız da eğer bunu yapan arkadaşlarımız bunun içini dolduran insanlar, dürüst yorum ilkesine bağlı kalarak bunun içini iyi doldurabilirse problem çok fazla çıkmaz, merak etmeyin.” şeklinde konuştu.

Kılıç şöyle devam etti: “İşte görüyorsunuz şu anda bir anayasa yapılıyor. Bence çok güzel bir nokta, bütün 4 parti eşit üye vererek bir komisyon oluşturdu. Bu komisyonun çalışma şartlarına baktığınız zaman çok da umutlu olamıyorsunuz maalesef. İşte 15 aydır 16 aydır, bilemiyorum yaptığı çalışmalara baktığınız zaman 130-140 civarında bir madde incelediklerini söylüyorlar. Bunların içerisinden ancak 30 tane maddede beraberlik sağlanmış. 100’e yakın madde de ötelenerek daha sonra görüşmek üzere erteleniyor. Ne büyük bir heyecanla yola çıkmıştık değil mi? Bence, Türkiye'nin sivil toplum örgütleri ve Türk halkı belki tarihinde görülmemiş bir şekilde bu anayasa yapım sürecine destek verdi ve sivil toplum örgütleri, ben hepsini yürekten kutluyorum hiçbir ayırım yapmadan. O kadar güzel çalışmalar yaptılar ki, o kadar güzel çalışmalar ortaya koydular ki, öneriler ortaya koydular ki, bunun hepsini Meclis'e gönderdiler. Hepsi şu an beyefendilerin önünde ama aynı gayreti, aynı azmi, aynı cehdi yaptıkları çalışmanın sonucuna baktığınız zaman maalesef göremiyorum. Üzülüyorum, o çok güzel bir şey yakalandı. Bu ivmeyi başarıyla sonuçlandırmak zorundayız. Ama bu demek değildir ki, eğer olmazsa dünya batacak, değil. Yine bu ülke bu devlet yoluna devam edecektir. Ama bu halkımızı bilhassa 2011 seçiminden sonra bu konuda çok ayaklandırdılar. Anayasa yapmanın ne kadar büyük bir iş olduğunu siyasetçilerimiz ortaya koydu, haklıydılar. Türkiye'nin anayasa tarihine, anayasacılık gereğine baktığınız zaman halkın dahil olduğu bir anayasa olmadığını görüyorsunuz.”

Yargı olarak bu milleti hizaya getirmeye çalıştıklarını belirten Kılıç, “Ama hizaya getiremedik. Olmazdı da zaten. Çünkü o dediğiniz insanlık onuru buna engeldi. Çünkü Nizam-ı Mülk'ün dediği gibi zalimlikle ayakta kalınmazdı ve maalesef yaşananları biliyoruz, 1990’lı yıllarda, daha sonraki yıllarda daha evvelki yıllarda. Yavrularımıza gösterilen, yapılan o zulümler, eğitim haklarının ellerinden alınması eğitim haklarının ellerinden alınması, eğitimlerinin engellenmesi, ikna odalarının kurulması; bir kimlikle ikna odasına giren bir yavrunun arka kapıdan başka bir kimlikle çıktığını, onurlarının zedelendiğini, yok edildiğini, kırıldığına hepimiz şahit olduk. Değer miydi bu kadar şeye? Ne oldu, ne kazandık, neyi hallettik? Bu ülkenin ekonomisinden tutun, sosyal hayatından tutun bugün milli gelirin belki 30 bin dolar olması gerektiği bir yerde 3 bin dolarla yıllarca didindik durduk. Bunların temelinde hep bu haklar, özgürlükler var.” diye konuştu.

Bu devlete düşman insan yetiştirmekten başka bir şey yapmadıklarının altını çizen Anayasa Başkanı Kılıç, “Çünkü haklarını gasp ettik, özgürlüklerini gasp ettik ve çift kimlikli insanlar haline getirdik. Cebinde iki tane kimliği vardı. Değerli arkadaşlar, insanoğluna yapılan bu zulümler gerçekten hiçbir zaman hiçbir devleti ondurmaz, geleceğe de taşıyamaz. Ondan dolayı diyorum ki bu insanlık onuru çok önemli. Bunun altında yatan şey bu, başka bir şey yok. Belki bundan sonra bu tür yanlışlıklara düşmeyeceğiz ve bir mahkemede düşünün ki normal şartlarda evrensel değerlerin kapsamı içinde, onların sınırları içerisinde gereken bir düşünce açıklamasını koca koca partilerin kapatılmasına sebep gösterdiler ve bu partileri kapattık. Ne oldu, sonuçta ne oldu? Hepiniz biliyorsunuz, bir şey söylememe gerek yok. Demek ki insanların düşünceleriyle, inançlarıyla, bireysel özgürlükleriyle, bireysel inançlarıyla oynamak insanı iflah etmiyor, devleti de iflah etmiyor. Ve biz onu söyledin, bizi söyledin diye bu kadar partiyi kapattık. Ama bu gün geldiğimiz noktada hepimiz oturduk kara kara düşünüyoruz. ‘Ne yaptık biz, keşke yapmasaydık.’ diye. Ama şunu büyük bir sevinç ile ifade edeyim. 2000’li yıllardan sonra bu noktadaki düşünceler ve inançlar tamamen değişmiştir. Artık yepyeni bir Anayasa Mahkemesi ve düşüncelerin, inançların ve özgürlüklerin alabildiğine geniş bir şekilde değerlendirdiği bir Anayasa Mahkemesi var. Şiddete ve teröre bulaşmadığı sürece her insanın her şeyi söyleyebileceğini artık kabul eden bir Anayasa Mahkemesi'dir. Değerli arkadaşlar inanın yani düşündükçe kimyam bozuluyor. Biz öyle zamanlar geçirdik ki, 100'ün üzerinde milletvekili olan bir partinin sadece bir fiilinden dolayı, bir milletvekilinin Meclis'e başörtüsüyle girmesinden dolayı onu odak kabul edip kapatmak durumunda kaldık. Bir fiile. Bir de bugün geldiğimiz noktaya bakın, biz diyoruz ki, ‘Teröre bulaşmadığı sürece, zora başvurmadığı sürece, şiddete başvurmadığı sürece herkes her şeyi söylesin.’ Bir bakın artık teröre bulaşan da şiddete bulaşan da içinde olanlar da bugün elini kolunu sallayarak rahat rahat gezebiliyor, konuşabiliyor.” şeklinde konuştu.