Alman Hükümeti, DavayaTürk Medyasının Da Alınması Konusunda Duyarlılık İstedi
Alman hükümeti, 2000-2007 yılları arasında aşırı sağcı ''Nasyonalsosyalist Yeraltı'' terör örgütü tarafından öldürülen 8'i Türk 10 kişinin cinayetleriyle ilgili görülecek davada, mahkemeden, Türk medyasına yer vermesi konusunda duyarlılık göstermesini istedi.
Alman hükümeti sözcüsü Steffen Seibert, bugün yaptığı açıklamada, hükümetin, Türk medyasının davaya olan ilgisinin yüksek olmasını anlayışla karşıladığını belirterek, ''Bu medya ilgisine hassasiyetle davranılmasını ümit etmek gerekir'' şeklinde ifade kullandı.
Başbakan Angela Merkel'in, NSU'nun işlediği seri cinayetlerin kapsamlı ve saydam bir şekilde aydınlatılmasını istediğini belirten Seibert, yargının bağımsızlığına ve kuvvetler ayrımı prensibine dikkati çekti ve buna saygı duyulması gerektiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de, Türkiye kamuoyunu ilgilendiren konuda medya temsilcilerinin gerekli bir şekilde haber yapmasının güzel olacağını belirtti.
Adalet Bakanlığı da yargının bağımsızlığına işaret ederek, bunun haber durumuna bakılmadan uygulandığını kaydetti.
-Devlet Bakanı Böhmer-
Öte yandan Alman hükümetinin uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, Türk ve Yunan medyasının dikkate alınmasını istedi.
Bakan Böhmer, Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nin akreditasyon uygulamasını anlayışla karşılamadığını belirterek, yetkililerden bu konuyu yeniden düşünmeleri ve çözüme kavuşturulması yönünde çağrıda bulundu.
NSU davasının özel bir dava olduğunu ifade eden Böhmer, dünyanın bu davaya baktığını, hukuki düzeyde açıklık ve saydamlığın korunmasının mahkemenin çıkarına olduğunu kaydetti.
Böhmer, ülkenin birlikteliği açısından kaybolan güvenin yeniden inşa edilmesinin önemli olduğunu, Almanya-da geçmişte görülen ve medya ilgisinin yüksek olduğu davalarda çözümler bulunduğuna dikkati çekti.
-Yabancı Gazeteciler Cemiyeti'nden tepki-
Almanya'da akredite basın mensuplarının üye olduğu Yabancı Gazeteciler Cemiyeti de , mahkemenin uygulamasına sert tepki gösterdi.
Yapılan açıklamada, mahkemenin yabancı gazetecilere yaptığı uygulamanın kabul edilemez, özellikle Türk ve Yunan basının dikkate alınmamasının anlaşılamaz olduğu kaydedildi.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'ne de gönderilen açıklamada, kararın yeniden gözden geçirilmesi ve revize edilmesi istendi.
Mahkeme, açıkladığı akreditasyon listesinde ilk 50 sırada Türk ve Yunan basınından kimseye yer vermemişti.
Kaynak: AA
Başbakan Angela Merkel'in, NSU'nun işlediği seri cinayetlerin kapsamlı ve saydam bir şekilde aydınlatılmasını istediğini belirten Seibert, yargının bağımsızlığına ve kuvvetler ayrımı prensibine dikkati çekti ve buna saygı duyulması gerektiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de, Türkiye kamuoyunu ilgilendiren konuda medya temsilcilerinin gerekli bir şekilde haber yapmasının güzel olacağını belirtti.
Adalet Bakanlığı da yargının bağımsızlığına işaret ederek, bunun haber durumuna bakılmadan uygulandığını kaydetti.
-Devlet Bakanı Böhmer-
Öte yandan Alman hükümetinin uyumdan sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, Türk ve Yunan medyasının dikkate alınmasını istedi.
Bakan Böhmer, Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nin akreditasyon uygulamasını anlayışla karşılamadığını belirterek, yetkililerden bu konuyu yeniden düşünmeleri ve çözüme kavuşturulması yönünde çağrıda bulundu.
NSU davasının özel bir dava olduğunu ifade eden Böhmer, dünyanın bu davaya baktığını, hukuki düzeyde açıklık ve saydamlığın korunmasının mahkemenin çıkarına olduğunu kaydetti.
Böhmer, ülkenin birlikteliği açısından kaybolan güvenin yeniden inşa edilmesinin önemli olduğunu, Almanya-da geçmişte görülen ve medya ilgisinin yüksek olduğu davalarda çözümler bulunduğuna dikkati çekti.
-Yabancı Gazeteciler Cemiyeti'nden tepki-
Almanya'da akredite basın mensuplarının üye olduğu Yabancı Gazeteciler Cemiyeti de , mahkemenin uygulamasına sert tepki gösterdi.
Yapılan açıklamada, mahkemenin yabancı gazetecilere yaptığı uygulamanın kabul edilemez, özellikle Türk ve Yunan basının dikkate alınmamasının anlaşılamaz olduğu kaydedildi.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'ne de gönderilen açıklamada, kararın yeniden gözden geçirilmesi ve revize edilmesi istendi.
Mahkeme, açıkladığı akreditasyon listesinde ilk 50 sırada Türk ve Yunan basınından kimseye yer vermemişti.