Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin Açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, çözüm süreciyle ilgili olarak, ''Mutlaka bu soruna ülkenin birliği, bütünlüğü bağlamında bir çözüm bulma zorundayız, iktidarımızın amacı budur. İnşallah çözüm süreci hedefine ulaşırsa yumruk gibi bir ve beraber olacağız Allah'ın izniyle'' dedi.

Şahin, bir otelde düzenlenen AK Parti Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanlığı Adana Bölge Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, siyaset ve hukukun, demokrasinin vazgeçilmez iki önemli değeri olduğunu söyledi.

Şahin, 2000'li yıllarda Türkiye'de fikir, düşünce ve inanç özgürlüğü önünde çok ciddi engeller olduğunu hatırlatarak, şunları kaydetti:

''AK Parti, siyasete, demokrasiye, meclise olan güveni yeniden kazandırmak suretiyle Türkiye'de yeni bir dönemin başlamasına sebep olmuştur. Bunu başta halkımıza ve bizim en güçlü yanımız olan teşkilatlarımıza borçluyuz. AK Parti'nin siyasetteki vizyonu sadece siyaset alanında en büyük parti konumuna gelmiş olmak değildir, aynı zamanda siyaset alanını genişleten ve siyaseti demokratik değerlere kadar ulaştıran, demokrasiyle taçladıran çok önemli hizmetler yapmıştır. Yani AK Parti siyasetin özgürlük alanını genişletmiştir.''

Partilerinin tüm badireleri aşarak Türkiye'de siyasete itibar kazandırdığını belirten Şahin, ''Şimdi Türkiye daha özgür daha demokratik bir ülkedir ve siyaset alanı daha da gelişmiş olan bir ülkedir'' dedi.

Şahin, Türkiye'nin normalleştiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Türkiye'nin temel sorunlarını çözmemizin nedenlerinden biri de maalesef siyasetin emrinde olması gereken siyasete müdahale etmemesi gerekenlerin siyasete karışmış olmalarıdır. Bunda o karışanların, o vesayet aktörlerinin kabahati olduğu gibi, milletin oyuyla daha önce iktidara gelmiş olanların da sorumluluğu vardır. Dik duramamışlardır, 'höt' deyince şapkalarını alıp gitmişlerdir. Türkiye'nin en önemli sorunu terördür. Terörle mücadelede bu sorunu sona erdirme, PKK terör örgütüyle mücadele ve bu soruna bir çözüm bulma işi hep siyaset kurumunun dışında çözülmeye çalışılmıştır. Hep güvenlik tedbirleri, önlemleriyle bu işin sonlandırılacağı zannedilmiştir ama sadece güvenlik yaklaşımlarıyla 30 yıldır süren böyle bir sorunun çözülmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır.''

-Çözüm süreci-

Şahin, artık Türkiye'de siyaset kurumunun Türkiye'nin her meselesine sahip olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:

''Artık Türkiye'de terör sorununu çözme işi siyasetin görevidir. Siyaset bu işi çözmek için kollarını sıvamıştır. Silahlı mücadelenin dışında bu sorunu çözmek için yeni bir çözüm süreci başlatmıştır. Türkiye, ilk defa yıllardan sonra kendisine özgü bir sorunu, uluslararası boyutlarıyla olan sorunu kendisi çözmeye çalışmaktadır. AK Parti iktidarı kendisine ait bir sorunu kendi imkanlarıyla iradesi ve kararlığıyla çözmeye çalışmaktadır. Bu Sayın Başbakanımızın AK Parti iktidarının bir başarısıdır.''

Türkiye'de 21 Mart'tan itibaren yeni bir süreç başladığına dikkati çeken Şahin, şöyle devam etti:

''Başlatılan bu süreci biz iktidar partisi olarak büyük bir ciddiyetle takip ediyoruz. 21 Mart'tan önceki noktayla sonraki nokta bir değildir. Halkımızın artık bu terör belasından bir önce kurtulmak gibi umutlarını biz mutlaka gerçeğe dönüştürmek zorundayız. Bu çok zor ve risklerle dolu bir süreç. Ülkemizin birliğini ve bütünlüğünü asla zedelemeden Başbakanımızın ıslarla her konuşmasında ifade ettiği, 'tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet' gerçeğinden asla geri adım atmadan böylesi önemli bir sorunu mutlaka çözmek durumundayız. 'Buna herkesin destek vermesi gerekmez mi-' Ancak bunun hep böyle devamını isteyen, 'aman bir çözüm olmasın' diye çözümsüzlük duasına çıkarlar da var maalesef. 'Silahlar bırakılmasın, Türkiye böyle bir beladan kurtulmasın' diye adeta dua edenler oldu. Terör yanlısı olanlar da, teröre karşı olanlarda var. Ama hükümetimiz ve Sayın Başbakanımız kararlıdır.''

Şahin, ''çözüm süreci devam ederse Türkiye bölünür'' denildiğini anımsatarak, ''Bakın 2012 yılında Türkiye'de bin 200 civarında terörle mücadele insan hayatını kaybetti, şehitler verdik. Şimdi son 3 ay içerisinde terörle mücadele hiç kayıp yok. Birileri bu işten rahatsız oluyor. 3 ay içerisinde herhangi bir çatışma olmadı, herhangi bir şehit cenazesi hamdolsun karşılaşmadık. Birileri bundan rahatsız oluyor. Kan üzerinde siyaset yapılarak bu ülkeye hizmet etmek mümkün değildir. Bu sorunun bir şekilde çözülmesi Türkiye'yi bütünleştirecektir'' dedi.

Şahin, dün bir siyasi partinin yaptığı mitinge dikkati çekerek, şöyle devam etti:

''Kalabalığın sloganı şu, 'vur de vuralım öl de ölelim'. Genel başkanın cevabı 'sırası gelecek' Sadece kan var, kan ve gözyaşı. Şehit analarının gözyaşı, bu hep böyle mi devam etsin. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ölen kim olursa olsun, hepsini bir anası bir babası var. Bu sorun mutlaka çözülmeli. Evlat sahibi olmamış bir insanın bunu anlaması çok zor olur. Çoluk çocuk sahibi olmayan birinin bunu anlaması çok zordur. Ama evlat sahibi olan ana babalar bu işi çok iyi anlarlar, çok iyi anlamaları gerekir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Kürt vatandaşlarımız var. Bir oğulu askerde, bir oğlu dağda. 'Bunu düşünebiliyor musunuz-' Bizim bu meseleyi bir an önce mutlaka çözmemiz gerekiyor. Bu terörle mücadele böyle devam ederse, şehit cenazeleri gelmeye devam ederse sanki Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü muhafaza etmişiz gibi birtakım anlayışlar var. Bu çok yanlış bir anlayışıdır. Çünkü her iki taraftar ölümler oluyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da dağa çıkmış ve kandırılmış olan o çocukların ölümü üzerine o ailelerin durumunu şöyle bir değerlendirelim. Mutlaka bu soruna ülkenin birliği, bütünlüğü bağlamında bir çözüm bulma zorundayız, iktidarımızın amacı budur. İnşallah çözüm süreci hedefine ulaşırsa yumruk gibi bir ve beraber olacağız Allah'ın izniyle.''

-Çözüm sürecinde muhalefet partilerinin tutumu-

Şahin, çözüm sürecinde muhalefet partilerinin tutumuyla ilgili ise şunları söyledi:

''Muhalefet partilerinin böylesine temel bir konuda sergiledikleri tavır içler acısıdır. Sayın Kılıçdaroğlu daha bir açılama yapmadı doğru dürüst. Başbakan bir açıklama yapsın istiyor. 'Başbakan bir açıklama yapsın, niye konuşmuyor-' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun tek sermayesi sayın Başbakanın konuşmaları. O konuşursa kendisine konuşma hakkı doğduğunu düşünüyor, ancak onun konuşmalarına cevap verirse muhalefet yapacağını zannediyor. Böyle bir muhalefet anlayışı var. Başbakan konuşacak Kılıçdaroğlu da çıkıp o konuşmayı eleştirecek, hükümetin icraatlarını eleştirecek. Şu ana kadar beğendiği tek bir icraat olmamıştır, hepsini eleştirmiştir bunu da muhalefet yapmak zannediyor.''

AK Parti iktidarında siyasete, meclise, yönetime ciddi itibar kazandırıldığını belirten Şahin, ''O yüzden şimdi Türkiye daha demokratik bir ülkedir. Düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engeller büyük ölçüde kaldırılmıştır. Siyasetin özgürlük alanı AK Parti'nin almış olduğu tedbirlerle daha genişlemiştir. Darbe dönemlerinin muhtıra dönemlerinin kalıntıları büyük ölçüde temizlenmiştir, kalan pek az kısmı da temizlenmeye çalışılmaktadır'' diye konuştu.

-Darbe girişimleri-

Şahin, darbe girişimi iddialarıyla ilgili de ''Biz hiç kimsenin haksız yere cezaevinde bulunmasından hoşnut olacak insanlar değiliz. Hatta gönlümüz ister ki cezaevleri boş kalsın. Ama birtakım deliller varsa bağımsız yargı organları bu delillere bağlı olarak birtakım yargısal işlemler yapıyorsa sonuçlarını da sabırla beklememiz lazım'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun hakim ve savcılarla ilgili açıklamalarına dikkati çeken Şahin, şunları kaydetti:

''Bu mahkemelerde görev yapan hakim ve savcılarımız, Sayın Kılıçdaroğlu size soruyorum; 'Bu İngilizlerin çocukları mı- Onların torunları mı-' Bu hakim ve savcılar bu ülkenin çocuklarıdır. Kimi Adanalı, kimi İstanbullu, kimi Kütahyalı en azı 25-30 yıldır yargıçlık ve savcılık yapmaktadır. Orada görev yapan hakim ve savcıların büyük bir çoğunluğu uzun süredir bu mahkemelerde görev yapmaktadırlar. Onlar önlerine gelen dosya kapsamına göre yargı görevini ifa etmeye çalışıyorlar. Onları, Türkiye'yi işgale gelmiş İngilizleri anımsatarak işgal gücünün fertleri gibi değerlendirmek, hiçbir Türk vatandaşına yakışmaz, hele ana muhalefet partisinin genel başkanına hiç yakışmaz. Hakim ve savcılarımızın bu kadar haksız saldırılar karşısında bunlara cevap veremediğini biliyorum. Eğer yanlış bir karar verilirse Yargıtay var. '25-30 yıldır yüzlerce binlerce davaya bakmış asıl mesleği ve görevi yargıçlık ve savcılık olan hakim ve savcılarımız bu dosyalara bakmayacak da kim bakacak- Atilla Kart mı baksın, Süheyl Batum mu baksın-' Onları gönder onlar baksın o zaman, kararı da onlar versinler.''

Toplantıda AK Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcıları Naci Bostancı ve Şamil Tayyar ''Demokratikleşme ve Çözüm Süreci'' ile ''Darbeler ve Demokrasi, AK Parti MKYK Üyesi Yasin Aktay da ''Suriye'de Neler Oluyor- Türkiye Nerede Duruyor-'' konulu konuşma yapacak.

Toplantı kapsamında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de hükümet icraatlarını anlatacak.

Muhabir: Volkan Kaşik / Ali Güreli

Yayıncı: Emine Konuk
Kaynak: AA