Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Tasarı Görüşüldü
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'de, dünya örneklerine göre çok daha sağlam bir varlık kiralama şirketi kurulduğunu belirterek, ''Hazine Müsteşarlığı bünyesinde kurulmuş, yüzde 100 Hazine'nin sahip olduğu, Türkiye Cumhuriyeti mevzuatına tabi bir sistem'' dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı görüşüldü.
Tasarının tümü üzerinde söz alan CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, ilk defa bu yıl Sayıştay'a denetim yaptırılmadığını ileri sürdü.
Hükümetin ekonomik politikasını eleştiren Kuşoğlu, ekonomiyle ilgili Bakanlıklar arasında koordinasyon eksikliği bulunduğunu söyledi.
Kuşoğlu ayrıca, tasarıda yap-işlet-devret modelinin tamamen önünün açıldığını, neredeyse bu model dışında bütçeden yatırım yapılmayacak duruma getirildiğini ifade etti.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, varlık kiralama şirketinin tescil ve ilan edilmesi gerektiğini belirtti.
Kalaycı, ''Kurduğunuz bu şirkete 'şirket' diyebilmemiz için bu şart. Neden bundan imtina ediyorsunuz. Bu şirket hukuki imtiyaz kazanmalı'' dedi.
Tasarıdaki yap-işlet-devret modeliyle ilgili düzenlemeye değinen Kalaycı, bu modelin her alanda yaygınlaştırılmak istendiğini, kamu yatırımlarının tamamının bu kapsama alınmasının amaçlandığını vurguladı.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, varlık kiralama şirketinin kağıt üzerinde, hukuki geçerliği bulunmayan, sanal bir şirket olduğunu savundu. Bu şirketin kurulduğuna dair ana sözleşmeyi görmek istediğini, ancak milletvekili olmasına rağmen bunun kendisine verilmediğini kaydeden Ayaydın, ''Eğer siz bana bu sözleşmeyi vermezseniz dava açacağım. Bilgi edinme yasasına göre bu şirketin onayını istiyorum'' diye konuştu.
AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, varlık kiralama şirketi ile ilgili eleştirilere yanıt verirken, Türk Ticaret Kanunu'nu bu Meclis'in çıkardığını, buna göre bir kişiyle şirket kurulabileceğini söyledi.
Berber, söz konusu şirketin sanal olmadığını belirten ve dünyada bir çok ülkede bu şekilde şirketlerin bulunduğunu kaydetti.
CHP Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş, tasarıda Yassıada ile ilgili düzenlemeye değindi. Gümüş, ''Yassıada'ya siyasi yatırım yapacaksınız. Bu yatırım saptırılırsa, yasa amacını aşarsa biz de İmralı'ya, bir ülkenin ordusunun nasıl zayıflatıldığının resmini, müzesini yaparız. Başbakan'ı milletten gizli Öcalan ile masada Anayasayı görüşürken, milliyetçilik görüşünü ayakları altına alırken şekillendiririz. Hatta bununla ilgili yarışma açarız'' dedi.
-''Yaygınlaşan, yeni bir finansman yöntemi''-
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, muhalefet üyelerinin, varlık kiralama şirketine ilişkin eleştirilerini yanıtladı.
Babacan, geçen yıl yapılan yasal düzenlemelerle hem Hazine Müsteşarlığı'nın hem de özel sektörün kira sertifikası çıkarması için yasal çerçeveyi oluşturduklarını anımsattı.
Söz konusu yasal düzenlemede, ''kuruluş, tescil, tasfiye ve işleyişe ilişkin mevcut mevzuata bağlı olmaksızın'' ifadesi yer aldığına dikkati çeken Babacan, şunları söyledi:
''Dünyada bu konu yeni. Son 10 yıldır uygulanan bir finansman yöntemi. Ama her yıl dünyada hızla yaygınlaşan bir finansman yöntemi. Geçen yıl global ihraçlara baktığımız zaman rakam 120 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu tür ihraçların toplamı 400 milyar dolara ulaştı.
'Her ülke hatta her özel şirket bunu nasıl yapıyor-' diye baktığımızda, özellikle yatırımcılarla, borçlanan kuruluş arasında bir ara yüz olan bir şirket kuruluyor. Yani özel amaçlı kuruluş dediğimiz bir kuruluş gerekiyor.
Biz bunu nasıl uyguladık- Geçen yıl çıkardığımız kanunla Hazine Müsteşarlığı'na ve bağlı olan Bakana böyle şirketlerin kurulması ile ilgili yetki verdik. Bu yetki şirketin kurulması, ana sözleşmesinin oluşturulması ve ana sözleşmesinin de yine Hazine içinde yapılacak onay işlemi ile şirketin tüzel kişiliğinin oluşmasıdır. Burada tescil konusu, Türk Ticaret Kanunu'na tabii şirketlerin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından tescil edilmesi ile karşılaştırılıyor. 'Orada tescil edilmezse bu şirket olmaz' diye bir yaklaşım var.
Bu şirketin kuruluşu ve bir bakıma kayda alınması yine Hazine Müsteşarlığı bünyesinde ve Hazine'nin bağlı olduğu Bakan tarafından yapılıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın nasıl bir tescil yetkisi varsa, bu tescil bu şirkete özel olarak, kanundan alınan yetkiyle Hazine Müsteşarlığı içinde tescil edilmiş oluyor ve devletin resmi kayıtlarında da bu şirket kurulmuş oluyor.
Kaldı ki bu ihraçlar yapılırken uluslararası hukuk büroları tarafından bu süreçler ve bütün belgeler, şirketin ana sözleşmesi dahil incelendi. İhraçlar yapılmadan önce dokümantasyonu yapıldı. Hem hukuk hem ticari perspektifi hem de bu tür enstrümanları almak isteyen yatırımcıların hassasiyetine uygun olup olmadığına ilişkin raporlamalar yapıldı. Zaten sağlam bir hukuk zemini olmasa yatırımcılar tarafından güvenilerek bu enstrümana yatırılması söz konusu olmaz.''
-''Sağlam bir sistem''-
Babacan, ihraç öncesi, bu sistemin kuruluş ile ilgili hem yatırımcılardan hem de bu konuda piyasada tecrübesi olan kuruluşlardan çok öneri geldiğini, bu öneriler ışığında söz konusu ihracın gerçekleştirildiğini kaydetti.
Şirketin, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından kredi derecesi aldığını vurgulayan Babacan, ''Böyle bir tüzel kişilik olmasa, hukuki zemini sağlam olmasa, ana sözleşmesi açık olmasa bunun bu noktaya gelmesi de mümkün değil. Burada milyar dolarlardan bahsediyoruz, Bunların yatırımcıları hukuk zeminini sağlam görmeseler zaten bu işe girmezler'' diye konuştu.
Şirketin hem kuruluş şekli hem de mevzuatıyla Türkiye'de bir ilk olduğunu belirten Babacan, yeni bir KİT oluşturmak istemediklerini, kira sertifikası ruhuna uygun minimum bürokrasi ve maliyetle kurulan bir sistem oluşturmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Bu sistemi pek çok ülkenin uyguladığını, Türkiye'nin bundan mahrum kalmaması gerektiğinin altını çizen Babacan, ''Türkiye'de, dünya örneklerine göre çok daha sağlam bir varlık kiralama şirketi kuruldu. Hazine Müsteşarlığı bünyesinde kurulmuş, yüzde 100 Hazine'nin sahip olduğu, Türkiye Cumhuriyeti mevzuatına tabi, dünya örneklerinin yanında çok daha sağlam bir sistem'' dedi.
Babacan, yap-işlet-devret modeli ile ilgili eleştirilere de yanıt verdi. Bu modeli verimli bir yöntem olarak gördüklerini belirten Babacan, normalde bütçeden yapılması gereken yatırımları bir bakıma özel sektörü de işin içine alarak gerçekleştirme imkanı bulduklarını kaydetti.
Bu konuda dünyadaki en başarılı örneklerin Türkiye'de olduğunu anlatan Babacan, bir çok ülkenin bu çalışmaları örnek aldığını söyledi.
Tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan tasarının ilk maddesinin kabul edilmesinin ardından toplantıya son verildi.
Komisyon bugün saat 10.00'da yeniden toplanacak.
Muhabir: Kubilay Çelik
Yayıncı: Sefa Salantur
Kaynak: AA
Tasarının tümü üzerinde söz alan CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, ilk defa bu yıl Sayıştay'a denetim yaptırılmadığını ileri sürdü.
Hükümetin ekonomik politikasını eleştiren Kuşoğlu, ekonomiyle ilgili Bakanlıklar arasında koordinasyon eksikliği bulunduğunu söyledi.
Kuşoğlu ayrıca, tasarıda yap-işlet-devret modelinin tamamen önünün açıldığını, neredeyse bu model dışında bütçeden yatırım yapılmayacak duruma getirildiğini ifade etti.
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, varlık kiralama şirketinin tescil ve ilan edilmesi gerektiğini belirtti.
Kalaycı, ''Kurduğunuz bu şirkete 'şirket' diyebilmemiz için bu şart. Neden bundan imtina ediyorsunuz. Bu şirket hukuki imtiyaz kazanmalı'' dedi.
Tasarıdaki yap-işlet-devret modeliyle ilgili düzenlemeye değinen Kalaycı, bu modelin her alanda yaygınlaştırılmak istendiğini, kamu yatırımlarının tamamının bu kapsama alınmasının amaçlandığını vurguladı.
CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, varlık kiralama şirketinin kağıt üzerinde, hukuki geçerliği bulunmayan, sanal bir şirket olduğunu savundu. Bu şirketin kurulduğuna dair ana sözleşmeyi görmek istediğini, ancak milletvekili olmasına rağmen bunun kendisine verilmediğini kaydeden Ayaydın, ''Eğer siz bana bu sözleşmeyi vermezseniz dava açacağım. Bilgi edinme yasasına göre bu şirketin onayını istiyorum'' diye konuştu.
AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, varlık kiralama şirketi ile ilgili eleştirilere yanıt verirken, Türk Ticaret Kanunu'nu bu Meclis'in çıkardığını, buna göre bir kişiyle şirket kurulabileceğini söyledi.
Berber, söz konusu şirketin sanal olmadığını belirten ve dünyada bir çok ülkede bu şekilde şirketlerin bulunduğunu kaydetti.
CHP Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş, tasarıda Yassıada ile ilgili düzenlemeye değindi. Gümüş, ''Yassıada'ya siyasi yatırım yapacaksınız. Bu yatırım saptırılırsa, yasa amacını aşarsa biz de İmralı'ya, bir ülkenin ordusunun nasıl zayıflatıldığının resmini, müzesini yaparız. Başbakan'ı milletten gizli Öcalan ile masada Anayasayı görüşürken, milliyetçilik görüşünü ayakları altına alırken şekillendiririz. Hatta bununla ilgili yarışma açarız'' dedi.
-''Yaygınlaşan, yeni bir finansman yöntemi''-
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, muhalefet üyelerinin, varlık kiralama şirketine ilişkin eleştirilerini yanıtladı.
Babacan, geçen yıl yapılan yasal düzenlemelerle hem Hazine Müsteşarlığı'nın hem de özel sektörün kira sertifikası çıkarması için yasal çerçeveyi oluşturduklarını anımsattı.
Söz konusu yasal düzenlemede, ''kuruluş, tescil, tasfiye ve işleyişe ilişkin mevcut mevzuata bağlı olmaksızın'' ifadesi yer aldığına dikkati çeken Babacan, şunları söyledi:
''Dünyada bu konu yeni. Son 10 yıldır uygulanan bir finansman yöntemi. Ama her yıl dünyada hızla yaygınlaşan bir finansman yöntemi. Geçen yıl global ihraçlara baktığımız zaman rakam 120 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu tür ihraçların toplamı 400 milyar dolara ulaştı.
'Her ülke hatta her özel şirket bunu nasıl yapıyor-' diye baktığımızda, özellikle yatırımcılarla, borçlanan kuruluş arasında bir ara yüz olan bir şirket kuruluyor. Yani özel amaçlı kuruluş dediğimiz bir kuruluş gerekiyor.
Biz bunu nasıl uyguladık- Geçen yıl çıkardığımız kanunla Hazine Müsteşarlığı'na ve bağlı olan Bakana böyle şirketlerin kurulması ile ilgili yetki verdik. Bu yetki şirketin kurulması, ana sözleşmesinin oluşturulması ve ana sözleşmesinin de yine Hazine içinde yapılacak onay işlemi ile şirketin tüzel kişiliğinin oluşmasıdır. Burada tescil konusu, Türk Ticaret Kanunu'na tabii şirketlerin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından tescil edilmesi ile karşılaştırılıyor. 'Orada tescil edilmezse bu şirket olmaz' diye bir yaklaşım var.
Bu şirketin kuruluşu ve bir bakıma kayda alınması yine Hazine Müsteşarlığı bünyesinde ve Hazine'nin bağlı olduğu Bakan tarafından yapılıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın nasıl bir tescil yetkisi varsa, bu tescil bu şirkete özel olarak, kanundan alınan yetkiyle Hazine Müsteşarlığı içinde tescil edilmiş oluyor ve devletin resmi kayıtlarında da bu şirket kurulmuş oluyor.
Kaldı ki bu ihraçlar yapılırken uluslararası hukuk büroları tarafından bu süreçler ve bütün belgeler, şirketin ana sözleşmesi dahil incelendi. İhraçlar yapılmadan önce dokümantasyonu yapıldı. Hem hukuk hem ticari perspektifi hem de bu tür enstrümanları almak isteyen yatırımcıların hassasiyetine uygun olup olmadığına ilişkin raporlamalar yapıldı. Zaten sağlam bir hukuk zemini olmasa yatırımcılar tarafından güvenilerek bu enstrümana yatırılması söz konusu olmaz.''
-''Sağlam bir sistem''-
Babacan, ihraç öncesi, bu sistemin kuruluş ile ilgili hem yatırımcılardan hem de bu konuda piyasada tecrübesi olan kuruluşlardan çok öneri geldiğini, bu öneriler ışığında söz konusu ihracın gerçekleştirildiğini kaydetti.
Şirketin, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından kredi derecesi aldığını vurgulayan Babacan, ''Böyle bir tüzel kişilik olmasa, hukuki zemini sağlam olmasa, ana sözleşmesi açık olmasa bunun bu noktaya gelmesi de mümkün değil. Burada milyar dolarlardan bahsediyoruz, Bunların yatırımcıları hukuk zeminini sağlam görmeseler zaten bu işe girmezler'' diye konuştu.
Şirketin hem kuruluş şekli hem de mevzuatıyla Türkiye'de bir ilk olduğunu belirten Babacan, yeni bir KİT oluşturmak istemediklerini, kira sertifikası ruhuna uygun minimum bürokrasi ve maliyetle kurulan bir sistem oluşturmayı amaçladıklarını dile getirdi.
Bu sistemi pek çok ülkenin uyguladığını, Türkiye'nin bundan mahrum kalmaması gerektiğinin altını çizen Babacan, ''Türkiye'de, dünya örneklerine göre çok daha sağlam bir varlık kiralama şirketi kuruldu. Hazine Müsteşarlığı bünyesinde kurulmuş, yüzde 100 Hazine'nin sahip olduğu, Türkiye Cumhuriyeti mevzuatına tabi, dünya örneklerinin yanında çok daha sağlam bir sistem'' dedi.
Babacan, yap-işlet-devret modeli ile ilgili eleştirilere de yanıt verdi. Bu modeli verimli bir yöntem olarak gördüklerini belirten Babacan, normalde bütçeden yapılması gereken yatırımları bir bakıma özel sektörü de işin içine alarak gerçekleştirme imkanı bulduklarını kaydetti.
Bu konuda dünyadaki en başarılı örneklerin Türkiye'de olduğunu anlatan Babacan, bir çok ülkenin bu çalışmaları örnek aldığını söyledi.
Tümü üzerindeki görüşmeleri tamamlanan tasarının ilk maddesinin kabul edilmesinin ardından toplantıya son verildi.
Komisyon bugün saat 10.00'da yeniden toplanacak.
Muhabir: Kubilay Çelik
Yayıncı: Sefa Salantur