Demirtaş, 'keşke Onbinlerce Gencimizi Yitirmeden Barış Sürecini Geliştirebilseydik'
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, çözüm süreci ile ilgili olarak, "Keşke onbinlerce gencimiz yaşamını yitirmeden bu süreci geliştirebilseydik" dedi.
Kürtleri taleplerinin demokratik bir anayasada inşa edilmesi durumunda barışın ayaklarının yere basacağını belirten Demirtaş, "Yoksa barış bir uçan balon gibi elimizden kayar, gökyüzünde kaybolur" ifadelerini kullandı. BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Kazlıçeşme'de düzenlenen Nevruz programında konuştu.
Konuşmasını büyük bir bölümünü çözüm sürecine ayıran Demirtaş, "Kan akmasın diye, Türk gençleri ve Kürt gençleri bu sorunun çözümü için ölmesin diye uğraşıp durduk. Şimdi geldiğimiz nokta bütün bu mücadelenin, emeğin, bedellerin bir sonucudur, kimsenin Türkiye toplumuna lütfu ve armağanı değil. Keşke bu günlere daha önce gelseydik. Keşke on binlerce gencimiz yaşamını yitirmeden bu barış sürecini, konuşarak çözme anlayışını geliştirebilseydik" dedi.
Yıllardın hükümetin imralı ile görüşmesi gerektiğini söylediklerini hatırlatan Demirtaş, "Birileri bundan rahatsız oluyorlar. Tek bir çözüm önerisi dahi yapmadan 'neden Öcalan'la PKK ile BDP ile görüşmeler oluyor' diye bağıranlar var. Bazıları diyor ki 'Kandili dümdüz edelim'. Yaptığı çözüm önerisine bakar mısınız. Siyasetçi misin dozer operatörü müsün. Sen çözüm üret çözüm. Tek bir çözüm önerisi olmayanlar işte gece gündüz 'şurayı yakalım, burayı düz edelim' diye kışkırtmaya çalışıyorlar. Ben onlara buradan sormak istiyorum. Siz hiç Şırnak'ta, Gabar'da, Cudi'de bir nöbet kulübesinde gece yarısı nöbet tuttunuz mu. Kandili dümdüz ederiz diyenleri davet ediyorum. Omuzuna G3 takıp bir gece Gabar'da nöbet tutsunlar bakalım Kandil dümdüz oluyor mu. Ankara'dan sallamak kolay geliyor tabii. Bu halkın evlatları ölmek ve öldürmek istemiyor. Bunu daha anlamadınız mı. Türk gençleri de Kürt gençleri de ölmek ve öldürmek istemiyor. Eğer bir çözüm öneriniz yoksa susun ve yerinizde oturun, bari gölge etmeyin" diye konuştu.
Demirtaş, barışın teslim olmak anlamına gelmediğini belirterek, "Barış hakkı olanı teslim almaktır. Biz elimizden gasp edilen bütün Türkiye'nin ezilenleri olarak haklarımızı geri almak istiyoruz. Barış bu kadar basittir işte. Kimsenin cebinde bir şey çıkarıp başkasının cebine koymak değildir. Kürt halkının dili, Kürt halkına aittir. O kendi dili ile konuşsun. Alevi kendi inancı ile yaşasın. Bütün diller ve kültürler kendi inancı ile özgürce yaşasın. Barış budur işte. Bunun gerçekleşmesi önünde engeller varsa bunu siyaset olarak hep birlikte kaldıralım diye elimizi taşın altına koyduk. Barış denilince tüyleri diken diken olanlar var. Barıştan korkanlar var bu ülkede. Samimiyetle ifade ediyorum ki bizler parti olarak asla ama asla koltuk sevdası ile kişisel ikbal kaygısı ile hareket etmedik. Barışı kutsal bir değer olarak gördük. Bu noktaya sizlerin emeği ile geldik. Bizler bu süreci bu günlere getiren halkın bundan sonra da sürece bu coşku ile bu kararlılıkla bağlı kalacağından şüphe duymuyoruz" şeklinde konuştu.
Türk toplumunun önemli bir kısmının barış sürecini desteklediğini anlatan Demitaş, şunları söyledi: "Ama şunu bilmeliyiz. Barış parmak hesabı işi değildir. Türkiye toplumunun hepsi barış istiyorsa, akan kan dursun istiyorsa hak ve özgürlüklere karşı da duyarlı olması gerekir. Barış dediğiniz şey gökten zembille inmez. Halkın, özgürlüğün, demokrasinin olmadığı içi boş bir balon değildir barış. Kürtlerin talepleri, ezilenlerin talepleri demokratik bir anayasada inşa edilirse, barışın ayakları yere basar. Yoksa barış bir uçan balon gibi elimizden kayar, gökyüzünden kaybolur. AKP Hükümeti de bütün bu süreçten ders çıkararak önümüzdeki döneme yaklaşmalıdır. Biz BDP olarak hükümetin attığı müzakereye dair adımları destekledik, desteklemeye de devam ederiz. Ama biz BDP'yiz onlar AKP'dir. Biz AKP ile ittifak yapmıyoruz, seçim işbirliği yapmıyoruz. Biz muhalefet olarak iktidar partisine karşı her türlü demokratik muhalefet hakkımız her zaman her yerde kullanırız. Ama barış süreci, barışın dili ve insanların ölmeyeceği bir müzakere masasını da desteklemeye devam edeceğiz. Kürt halkı şu an yolun yarısındadır. Barış mücadelesi uzun soluklu sabır işidir. Aynı zamanda kararlılık, inanç ve cesaret işidir" .
Kaynak: İHA
Konuşmasını büyük bir bölümünü çözüm sürecine ayıran Demirtaş, "Kan akmasın diye, Türk gençleri ve Kürt gençleri bu sorunun çözümü için ölmesin diye uğraşıp durduk. Şimdi geldiğimiz nokta bütün bu mücadelenin, emeğin, bedellerin bir sonucudur, kimsenin Türkiye toplumuna lütfu ve armağanı değil. Keşke bu günlere daha önce gelseydik. Keşke on binlerce gencimiz yaşamını yitirmeden bu barış sürecini, konuşarak çözme anlayışını geliştirebilseydik" dedi.
Yıllardın hükümetin imralı ile görüşmesi gerektiğini söylediklerini hatırlatan Demirtaş, "Birileri bundan rahatsız oluyorlar. Tek bir çözüm önerisi dahi yapmadan 'neden Öcalan'la PKK ile BDP ile görüşmeler oluyor' diye bağıranlar var. Bazıları diyor ki 'Kandili dümdüz edelim'. Yaptığı çözüm önerisine bakar mısınız. Siyasetçi misin dozer operatörü müsün. Sen çözüm üret çözüm. Tek bir çözüm önerisi olmayanlar işte gece gündüz 'şurayı yakalım, burayı düz edelim' diye kışkırtmaya çalışıyorlar. Ben onlara buradan sormak istiyorum. Siz hiç Şırnak'ta, Gabar'da, Cudi'de bir nöbet kulübesinde gece yarısı nöbet tuttunuz mu. Kandili dümdüz ederiz diyenleri davet ediyorum. Omuzuna G3 takıp bir gece Gabar'da nöbet tutsunlar bakalım Kandil dümdüz oluyor mu. Ankara'dan sallamak kolay geliyor tabii. Bu halkın evlatları ölmek ve öldürmek istemiyor. Bunu daha anlamadınız mı. Türk gençleri de Kürt gençleri de ölmek ve öldürmek istemiyor. Eğer bir çözüm öneriniz yoksa susun ve yerinizde oturun, bari gölge etmeyin" diye konuştu.
Demirtaş, barışın teslim olmak anlamına gelmediğini belirterek, "Barış hakkı olanı teslim almaktır. Biz elimizden gasp edilen bütün Türkiye'nin ezilenleri olarak haklarımızı geri almak istiyoruz. Barış bu kadar basittir işte. Kimsenin cebinde bir şey çıkarıp başkasının cebine koymak değildir. Kürt halkının dili, Kürt halkına aittir. O kendi dili ile konuşsun. Alevi kendi inancı ile yaşasın. Bütün diller ve kültürler kendi inancı ile özgürce yaşasın. Barış budur işte. Bunun gerçekleşmesi önünde engeller varsa bunu siyaset olarak hep birlikte kaldıralım diye elimizi taşın altına koyduk. Barış denilince tüyleri diken diken olanlar var. Barıştan korkanlar var bu ülkede. Samimiyetle ifade ediyorum ki bizler parti olarak asla ama asla koltuk sevdası ile kişisel ikbal kaygısı ile hareket etmedik. Barışı kutsal bir değer olarak gördük. Bu noktaya sizlerin emeği ile geldik. Bizler bu süreci bu günlere getiren halkın bundan sonra da sürece bu coşku ile bu kararlılıkla bağlı kalacağından şüphe duymuyoruz" şeklinde konuştu.
Türk toplumunun önemli bir kısmının barış sürecini desteklediğini anlatan Demitaş, şunları söyledi: "Ama şunu bilmeliyiz. Barış parmak hesabı işi değildir. Türkiye toplumunun hepsi barış istiyorsa, akan kan dursun istiyorsa hak ve özgürlüklere karşı da duyarlı olması gerekir. Barış dediğiniz şey gökten zembille inmez. Halkın, özgürlüğün, demokrasinin olmadığı içi boş bir balon değildir barış. Kürtlerin talepleri, ezilenlerin talepleri demokratik bir anayasada inşa edilirse, barışın ayakları yere basar. Yoksa barış bir uçan balon gibi elimizden kayar, gökyüzünden kaybolur. AKP Hükümeti de bütün bu süreçten ders çıkararak önümüzdeki döneme yaklaşmalıdır. Biz BDP olarak hükümetin attığı müzakereye dair adımları destekledik, desteklemeye de devam ederiz. Ama biz BDP'yiz onlar AKP'dir. Biz AKP ile ittifak yapmıyoruz, seçim işbirliği yapmıyoruz. Biz muhalefet olarak iktidar partisine karşı her türlü demokratik muhalefet hakkımız her zaman her yerde kullanırız. Ama barış süreci, barışın dili ve insanların ölmeyeceği bir müzakere masasını da desteklemeye devam edeceğiz. Kürt halkı şu an yolun yarısındadır. Barış mücadelesi uzun soluklu sabır işidir. Aynı zamanda kararlılık, inanç ve cesaret işidir" .