5. Ulusal Tıp Kongresi Antalya’da Başladı

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Bilimsel Araştırma Topluluğunun düzenlediği 5.Ulusal Tıp Öğrenci Kongresi Antalya’da başladı.

5. Ulusal Tıp Kongresi Antalya’da Başladı
Antalya Belek’teki Spice Otel'de gerçekleştirilen kongre açılış konuşmasını yapan AÜ Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, Akdeniz Üniversite’sinin organ nakli konusunda dünyada tanınan marka değere dönüştüğünü belirtti.

2008 yılında göreve başladığında Organ Nakli Araştırma Merkezi'nde görev yapan Prof. Dr. Alper Demirbaş liderliğindeki organ nakli ekibinin AÜ’den ayrılarak bir özel hastaneye geçtiğini hatırlatan Prof. Dr. Kurtcephe, “Türkiye’de kıyamet koptu. Yer yerinden oynadı. Bizi yerden yere vurdular. ‘Bir yönetim geldi. Akdeniz Üniversitesi’nin 20 yıllık organ nakli merkezini dağıttı’ dediler. Ünlü köşe yazarları benim de mesleğimi ifade ederek bizimle çok sert cepheleşmeye girişti. Söylediklerimiz, açıkladıklarımız çok fazla dinlenmedi” şeklinde konuştu

Böyle bir ortamda AÜ Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Gültekin Süleymanlar’la arasında geçen diyalogu anlatan Prof. Dr. Kurtcephe şöyle konuştu: "Hocam, basının ünlü simaları bizi yerden yere vuruyor. Bu arkadaşları biz kovmadık. Mesleklerini özel bir hastanede icra etmek için gittiler. Ne yaparsak yapalım derdimizi anlatamıyoruz. Sizin yeni hedeflerinizi projelerini öğrenmek istiyorum' dedim. Hocamın güzel bir tebessümü var. 'Siz tarihçisiniz, size bazı bilgiler vermemem lazım' dedi.

'Hocam bunları dert etmeyiniz. Biz yine çok böbrek, pankreas nakli yaparız, sorun değil. Yeni bir ekip kurar, bunları hallederiz' dedi.

Ben kendisine 'Uzuv nakli yapabilir miyiz' diye sordum. Uzuv ancak biz tarihçilerin kullanacağı bir kelimedir. Bizim literatürümüzde 'uzuv' deniyor. Bu soru üzerine Prof. Dr. Süleymanlar, 'Hocam siz tarihçisiniz bilgilendirmem gerekiyor' dedi ve bir böbrek damarının serçe parmak kalınlığında olduğunu, bunu her cerrahın dikebileceğini anlattı. 'Uzuv, kompozit doku naklinde ise sinirler, kaslar, kılcal damarlarda zor' dedi.

” “AĞLAMAMIZ GEREKİYORSA BİRLİKTE AĞLAYALIM” Daha sonra konuyu Prof. Dr. Ömer Özkan ile görüştüklerini, Prof. Dr. Özkan’ın 2006 yılında kol nakli yapılması için dönemin yöneticilerine başvurduğunu, ancak olumlu yanıt alamadığını belirten Prof. Dr. Kurtcephe, Özkan’a o dönem ‘Organlarını kim verir’ denildiğini, Ömer Hoca’nın ise ağladığını ifade etti.

Kendisinin Prof. Dr. Özkan’la konuştuğunda “Hocam beni ağlatacaksanız hiç konuşmayalım ama arkamda duracaksanız yapalım” dediğini hatırlatan Prof. Dr. Kurtcephe, “Ben de kendisine ‘Ağlamamız gerekiyorsa birlikte ağlarız’ dedim ve yola çıktık” şeklinde konuştu

“NOBEL ÖDÜLÜNE EN GÜÇLÜ ADAY AÜ OLABİLİR” Prof. Dr. Kurtcephe, “Bunu konuştuğumuz dönemde kompozit doku naklinin kanunu yok. Bir aile verici olur ise yasa olup olmadığına bakmaksızın her türlü riski göze alıp izin vermem gerekiyordu. 25 Eylül 2010 günü, kanun tasarısı üzerindeki çalışmalar bitmemişti. Cumartesi günüydü, Ömer Özkan Hoca'dan bir telefon geldi, 'Verdiğiniz sözü tutma zamanı geldi' dedi.

Çift kol nakli için izin istedi. Ömer Hoca'ya alacağımız riski hatırlattım. 'Ben alacağım riski biliyorum. Başarısız olursak yerin dibine batırırlar, mesleğimiz gider, unvanımızı alırlar, yargılanırız, özgürlüğümüz gider, hapse atabilirler' dedim" şeklinde konuştu.

Böylesi zorluklarla Türkiye’nin ilk çift kol nakli ameliyatlarını gerçekleştirdiklerini, ilk yüz nakli operasyonlarının yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Kurtcephe, 9 Ağustos 2011 yılında da dünyada ilk defa kadavradan rahim nakli gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Gebeliğin sağlanması durumunda Nobel ödülünün en güçlü adayının AÜ olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Kurtcephe, “AÜ bilim dünyasında dünyanın en iyilerinden biri olabileceğini gösterdi” ifadelerini kullandı.

600’ün üzerinde öğrencinin katıldığı kongre iki gün devam edecek .
Kaynak: İHA