Halaçoğlu; 'müslümanı Müslümana Kırdırıyorlar'
MHP Kayseri Milletvekili ve Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof.Dr. Yusuf Halaçoğlu, Hocalı katliamını kınamak isteyenlere yönelik Ankara’da gerçekleşen saldırıyı eleştirerek “Bir katliamı, bir fecaati ve insanlık dışı hareketi bile Türkiye’de topluma maledemeyecek hale geldik” dedi.
Halaçoğlu’nu Aydın’da ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden MHP Aydın İl Başkanı Fevzi Köse, Halaçoğlu’nun Aydın Ülkü Ocakları’nın düzenlediği ‘Hocalı Katliamı’ konferansına katılmak için Aydın’a geldiğini belirtti.
Halaçoğlu da, siyasetçi kimliğinin dışında bir bilim adamı olarak Hocalı katliamı ve sonrasında gelişen olayları halka anlatmak için Türkiye’nin farklı bölgelerinde konferanslara katıldığını açıkladı.
Hocalı katliamının 26 Şubat 1992 tarihinde dağlık Karabağ Bölgesi’nde meydana geldiğini belirtenHalaçoğlu da, şöyle konuştu: "Bütün dünyanın gözleri önünde cereyan etmiştir. Kameraların tespit ettiği insanlık dışı, insanların beyinlerinin parçalandığı, burunlarının kesildiği, karınlarının yarılıp bebeklerinin dışarı çıkarıldığı bir fecaati ortaya koyuyor. Fakat bu işin en kötüsü, geçenlerde Kızılay’da bunu topluma anlatmak isteyen, topluma mal etmeye çalışan yaklaşık 200 kişilik grup, ‘Hepimiz Kürtüz, hepimiz Ermeni’yiz’ diye 7 kişinin üzerine saldırıp hastanelik ettiler. Artık Türkiye’de neyin nereye geldiğinin en büyük göstergelerinden bir tanesidir. Bir katliamı, bir fecaati ve insanlık dışı hareketi bile Türkiye’de topluma maledemeyecek hale geldik. Toplum içerisinde bir takım kişilerin böyle insanlık dışı hareketi bile müsaade etmemeleri veya ortaya koyan insanlara saldırmaları Türkiye’nin aslında nereye geldiğini gösteriyor” TERÖR ARTIK ANKARA’DA Ankara’da yaşanan olayı bir terör saldırısı olarak nitelendiren Halaçoğlu, şunları söyledi: “Hep ‘terör’ diyoruz. Dağdaki PKK teröründen söz ediyoruz ama artık terör, bırakın dağları, şehirleri Ankara’ya geldi. Ankara’da böylesine bir saldırı, haklı bir davada insanlık dışı hareketi, hatta soykırım olan bir meselede, kimlerin Türkiye’de neleri savunduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla bunu Türkiye’nin her yerinde anlatma ihtiyacı duyuyorum. Elimizden geldiğince toplumla paylaşıyoruz. Çünkü kamuoyunun desteğini almadan hiçbir siyasi organizasyon bu gibi konuları dünyaya maledemez, siyaseten çözemez. Toplumun muhakkak desteğini almanız lazım. Bunun içinde, kamuoyu oluşturmanız, gerçekleri anlatmanız lazım. Görüntüleri ile hatta sunmamız lazım” BÜYÜK SAVAŞ TÜRKİYE’Yİ DE İÇİNE ALACAK Türkiye’nin çerçevesinde bugün Ortadoğu’da dünyayı yakından ilgilendiren ama Türkiye’yi birinci dereceden ilgilendiren olaylar meydana geldiğini savunan Halaçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu olaylar büyük bir savaşa neden olabilecek olaylardır. Büyük bir savaş Türkiye’yi de içine alacak savaştır. Hem Batı bunu beklemektedir. Hem de ABD beklemektedir. Böyle bir savaş, ekonomisi çökmüş Batı’nın ekonomisini düze çıkaracaktır. Çünkü silah satacaklar. ABD’nin hedefidir. Çünkü Ortadoğu’ya Çin, dolayısıyla ABD sahip olmak istemektedir. Çin’in gelişen ekonomisi dolayısıyla ABD, Çin ile baş edemeyeceği için onun en çok ihtiyaç duyduğu petrol bölgelerine sahip olmak istemesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü Çin, Batı ekonomisinin çökmesinin üzerinden, Batı'nın tüm fabrikalarının kurulduğu bir coğrafyadır.” MÜSLÜMANI MÜSLÜMANA DÜŞÜREN KAHROLSUN Dünyada Müslümanlar üzerinde oyun oynandığını öne süren Halaçoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Suriye ordusunun muhalifleri öldürdüğünü, Müslümanları öldürdüğünü söyleyenlere, ‘Ötekiler de Müslüman’ diyorum. Dolayısıyla bu savaş daha çok daha uzun sürecek, maalesef Müslümanlar birbirini kırmaya devam edecektir. Kim ki Müslümanları birbirine kırdırıyorsa, kim ki Müslümanları birbirine düşürüyorsa, kim ki bu çatışmaya vesile oluyorsa, destek oluyorsa Allah onu kahretsin. Müslümanın Müslümana kırdırılmasını biz kabul edemeyiz. Aynı şeyi Mısır ve Libya’da da gördük. Bu ülkeler şimdi ne demokrasiyle yönetiliyor ne de insan hakları gibi bir şey gelmiştir. Hâla karışıklıklara sahne olmaktadır. Artık Amerikan’ın istediği ortam oluşmuştur. Suriye’de de böyle bir ortam var, artık Suriye’nin İsrail’e karşı çıkması mümkün değildir. Suriye iç karışıklıklarla devam edecektir. ‘15 günde düşer’ denilmesine rağmen hemen düşeceği de yoktur.”