Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Kayseri İl Temsilcisi İmdat Şimşek:
Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Kayseri İl Temsilcisi İmdat Şimşek, Vergi Hastası nedeniyle yaptığı açıklamasında, “İyi bir vergi sisteminin omurgası, gelir vergisi olmalıdır” dedi.
Açıklamasında, “Bilindiği üzere 1990 yılından bu yana Şubat ayının son haftası Vergi Haftası olarak kabul edilmiştir. Bu yıl 24’üncüsü düzenlenecek Vergi haftası her yıl olduğu gibi çeşitli etkinliklerle kutlanacaktır. Bu kutlamalar ile vergi bilincinin yerleştirilmesi de amaçlanmaktadır” ifadesinde bulunan Şimşek, “Anayasamızın 73. Maddesinde, ‘Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür’ denilmektedir. Yani az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınması esastır. Bu sayede gelir dağılımının daha adil olması da sağlanacaktır. Dolayısıyla vergi bilincinin yerleşmesi de kolaylaşacaktır” dedi.
Şimşek açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Bilindiği üzere Gelir Vergisi Kanunun Değiştirilmesi çalışmaları devam etmektedir. Anayasadaki Mali güç ilkesini en iyi gözeten vergi Gelir Vergisi’dir. Bu nedenle iyi bir vergi sisteminin omurgası da Gelir Vergisi olmalıdır. Yeni Gelir Vergisi Kanunu ile her seçmene Gelir Vergisi Beyannamesi verme zorunluluğu getirilmeli ve istisna, muafiyet, en az beyan sınırını aşmama, beyanı gerekmeyen gelirler vb. sebepler beyanname verme görevini ortadan kaldırmamalıdır. Gelirin tanımı ise en geniş şekli ile (gelir, harcama ve tasarrufları kapsayacak şekilde) alınmalı ve ona göre beyan edilmesi sağlanmalıdır.
Sık sık değindiğimiz gibi, ülke refahının artması ve kamu hizmetlerinin daha kaliteli verilebilmesi, bütün vatandaşlarımızın vergi bilincinde ve vergi uyumuna sahip olmasına bağlıdır. Maalesef, ülkemizde 75.627.384 nüfus (TUİK) ve 52.806.322 seçmen olmasına rağmen kayıtlı gerçek ve tüzel kişi faal mükellef sayısı (Ocak 2013 itibariyle) (GİB); Gerçek Gelir Vergisi Mükellefi 1.765.559 Kişi Gerçek Stopaj Vergisi Mükellefi 2.440.480 Kişi G.M.S.İ. Faal Mükellefi 1.334.612 Kişi Basit Usul Mükellefi 700.561 Kişi Kurumlar Vergisi Mükellefi 660.944 Adet olmak üzere toplam 6.902.156’dır. Yani nüfusun yüzde 9’u ve seçmenlerin yüzde 13’ü dolaysız vergi ödemektedir.
Yani vatandaşlarımızın çok küçük bir bölümü dolaysız vergilere muhataptır. Bu rakamlar, vergi gelirlerinin yüzde 67’sinin dolaylı vergilerden sağlanması (GİB) durumunu ve halktaki vergi algısının çok büyük oranda harcamalar üzerinden alınan vergiler (özellikle KDV, ÖTV ve ÖİV) olmasını da açıklamaktadır.
Bilindiği üzere, Temmuz 2012 ‘de kısmen, 2013 yılının Ocak ayından itibaren ise tamamen yürürlüğe giren, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu ile Yeminli Mali Müşavirler mesleklerinin gereği olan denetim ve tasdik faaliyetleri kapsamında bir yandan kayıtlı mükelleflere vergi iadesi vb. hizmetler sunarken, kayıt dışı ekonomi ile de mücadele ederek hazineye milyonlarca lira gelir sağlayacaklardır (sahte belge kullanımını önlemek vb. yollarla).
Yine önemle üzerinde durulması gereken bir diğer konu ise, GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla)’ya oranı yüzde 30 ila yüzde 40 olarak tahmin edilen, Kayıt dışı Ekonomidir. Kayıt dışı ekonomi çok önemli bir vergi kaybına neden olurken, haksız rekabete neden olması ve vergisiz kazanç sağlanması nedeniyle vergi bilincinin yerleşmesini ve vergi uyumunu önlemektedir. Bu çerçevede, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sorumlu kuruluş olarak belirlediği “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Yüksek Kurulu” kurulmuştur. Bu kurulun başarıyı sağlaya bilmesi için, tüm kurum ve kuruluşların katkıları hatta gerek duyulduğunda sivil toplum kuruluşlarının desteği ile sağlanacaktır.
Bundan dolayı, Kayıt dışı Ekonomiyle mücadele yalnızca Vergi ya da Sosyal Güvenlik İdaresinin üstesinden gelebileceği bir olay olarak görülmemelidir. Vergi tabanının genişletilmesi, vergi oranlarının (KDV’nin) düşürülmesi, vergi bilincinin geliştirilmesi, vergi idaresinin yönetim ve denetim etkinliğinin artırılması, vergi sisteminin vergi kayıp ve kaçakçılığını önleyecek şekilde değiştirilmesi, Sosyal Güvenlik kapsamının genişletilmesi, SSK Prim oranlarının düşürülmesi, Sendikalaşmanın artırılması, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının etkinleştirilmesi ve kayıtlı çalışmayı özendirecek şekilde geliştirilmesi, Kamu harcamalarında savurganlığın ve yolsuzluğun önlenmesi, Çeklerin Hamiline yazılı olmaktan çıkarılması, Kredi Kartı kullanımındaki sliplerinin fatura ve fatura yerine geçen belge olarak kullanılabilmesi, bölgesel dengesizliklerin ortadan kaldırılması, Kayıt dışı faaliyetlerine devam etmek isteyenlere karşı ağır cezai müeyyidelerin getirilmesi ve yaptırımların kesin ve caydırıcı olması da önemlidir.
Kayıt dışı ile mücadelede, öncelikli olarak tam bir siyasi irade de gereklidir ve sık sık af kanunu (Vergi ve SGK affı) çıkarılmamalıdır. Bununla ilgili olarak yeni yazılacak olan Anayasaya da mali kural olarak bir hükümde konulması gerektiği görüşündeyiz. Kamu harcamalarında tam hesap verebilirlik ve sorumluluk sistemi uygulanmalıdır.
Bu nedenle, beyan dönemi 1 Mart’ta başlayacak Gerçek Gelir Vergisi mükelleflerimizin ve beyan dönemi 1 Nisan’da başlayacak Kurumlar Vergisi mükelleflerimizin, her dönem olduğu gibi gerçek kazançlarını beyan edeceklerini düşünüyor, 24. Vergi Haftasının ülkemize ve İlimize hayırlı olmasını diliyoruz.”
Kaynak: İHA
Şimşek açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Bilindiği üzere Gelir Vergisi Kanunun Değiştirilmesi çalışmaları devam etmektedir. Anayasadaki Mali güç ilkesini en iyi gözeten vergi Gelir Vergisi’dir. Bu nedenle iyi bir vergi sisteminin omurgası da Gelir Vergisi olmalıdır. Yeni Gelir Vergisi Kanunu ile her seçmene Gelir Vergisi Beyannamesi verme zorunluluğu getirilmeli ve istisna, muafiyet, en az beyan sınırını aşmama, beyanı gerekmeyen gelirler vb. sebepler beyanname verme görevini ortadan kaldırmamalıdır. Gelirin tanımı ise en geniş şekli ile (gelir, harcama ve tasarrufları kapsayacak şekilde) alınmalı ve ona göre beyan edilmesi sağlanmalıdır.
Sık sık değindiğimiz gibi, ülke refahının artması ve kamu hizmetlerinin daha kaliteli verilebilmesi, bütün vatandaşlarımızın vergi bilincinde ve vergi uyumuna sahip olmasına bağlıdır. Maalesef, ülkemizde 75.627.384 nüfus (TUİK) ve 52.806.322 seçmen olmasına rağmen kayıtlı gerçek ve tüzel kişi faal mükellef sayısı (Ocak 2013 itibariyle) (GİB); Gerçek Gelir Vergisi Mükellefi 1.765.559 Kişi Gerçek Stopaj Vergisi Mükellefi 2.440.480 Kişi G.M.S.İ. Faal Mükellefi 1.334.612 Kişi Basit Usul Mükellefi 700.561 Kişi Kurumlar Vergisi Mükellefi 660.944 Adet olmak üzere toplam 6.902.156’dır. Yani nüfusun yüzde 9’u ve seçmenlerin yüzde 13’ü dolaysız vergi ödemektedir.
Yani vatandaşlarımızın çok küçük bir bölümü dolaysız vergilere muhataptır. Bu rakamlar, vergi gelirlerinin yüzde 67’sinin dolaylı vergilerden sağlanması (GİB) durumunu ve halktaki vergi algısının çok büyük oranda harcamalar üzerinden alınan vergiler (özellikle KDV, ÖTV ve ÖİV) olmasını da açıklamaktadır.
Bilindiği üzere, Temmuz 2012 ‘de kısmen, 2013 yılının Ocak ayından itibaren ise tamamen yürürlüğe giren, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu ile Yeminli Mali Müşavirler mesleklerinin gereği olan denetim ve tasdik faaliyetleri kapsamında bir yandan kayıtlı mükelleflere vergi iadesi vb. hizmetler sunarken, kayıt dışı ekonomi ile de mücadele ederek hazineye milyonlarca lira gelir sağlayacaklardır (sahte belge kullanımını önlemek vb. yollarla).
Yine önemle üzerinde durulması gereken bir diğer konu ise, GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla)’ya oranı yüzde 30 ila yüzde 40 olarak tahmin edilen, Kayıt dışı Ekonomidir. Kayıt dışı ekonomi çok önemli bir vergi kaybına neden olurken, haksız rekabete neden olması ve vergisiz kazanç sağlanması nedeniyle vergi bilincinin yerleşmesini ve vergi uyumunu önlemektedir. Bu çerçevede, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sorumlu kuruluş olarak belirlediği “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Yüksek Kurulu” kurulmuştur. Bu kurulun başarıyı sağlaya bilmesi için, tüm kurum ve kuruluşların katkıları hatta gerek duyulduğunda sivil toplum kuruluşlarının desteği ile sağlanacaktır.
Bundan dolayı, Kayıt dışı Ekonomiyle mücadele yalnızca Vergi ya da Sosyal Güvenlik İdaresinin üstesinden gelebileceği bir olay olarak görülmemelidir. Vergi tabanının genişletilmesi, vergi oranlarının (KDV’nin) düşürülmesi, vergi bilincinin geliştirilmesi, vergi idaresinin yönetim ve denetim etkinliğinin artırılması, vergi sisteminin vergi kayıp ve kaçakçılığını önleyecek şekilde değiştirilmesi, Sosyal Güvenlik kapsamının genişletilmesi, SSK Prim oranlarının düşürülmesi, Sendikalaşmanın artırılması, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının etkinleştirilmesi ve kayıtlı çalışmayı özendirecek şekilde geliştirilmesi, Kamu harcamalarında savurganlığın ve yolsuzluğun önlenmesi, Çeklerin Hamiline yazılı olmaktan çıkarılması, Kredi Kartı kullanımındaki sliplerinin fatura ve fatura yerine geçen belge olarak kullanılabilmesi, bölgesel dengesizliklerin ortadan kaldırılması, Kayıt dışı faaliyetlerine devam etmek isteyenlere karşı ağır cezai müeyyidelerin getirilmesi ve yaptırımların kesin ve caydırıcı olması da önemlidir.
Kayıt dışı ile mücadelede, öncelikli olarak tam bir siyasi irade de gereklidir ve sık sık af kanunu (Vergi ve SGK affı) çıkarılmamalıdır. Bununla ilgili olarak yeni yazılacak olan Anayasaya da mali kural olarak bir hükümde konulması gerektiği görüşündeyiz. Kamu harcamalarında tam hesap verebilirlik ve sorumluluk sistemi uygulanmalıdır.
Bu nedenle, beyan dönemi 1 Mart’ta başlayacak Gerçek Gelir Vergisi mükelleflerimizin ve beyan dönemi 1 Nisan’da başlayacak Kurumlar Vergisi mükelleflerimizin, her dönem olduğu gibi gerçek kazançlarını beyan edeceklerini düşünüyor, 24. Vergi Haftasının ülkemize ve İlimize hayırlı olmasını diliyoruz.”