Ak Parti Gaziantep Milletvekili Tayyar Açıklaması
AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, ''Bu yapı , yeni dönemde uzlaşarak ayakta kalmanın yolunu arıyor. Fakat bu teknik olarak çok da mümkün gözükmüyor. O zaman AK Parti'yi kendine kalkan yaparak ya da AK Parti'nin içinde yer alarak varlığını koruma ve güçlendiği zaman siyasi idareyi alt etme mücadelesi içerisindedir''dedi.
Şamil Tayyar, Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti tarafından bir otelde düzenlenen ''Pazar Sohbeti''nde, çeşitli konularda değerlendirmelerde bulundu.
Gündemlerindeki en önemli konulardan birinin yeni anayasa çalışmaları olduğunu belirten Tayyar, Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulmadan önce ''Bu komisyon çalışmalarından hiçbir şey çıkmayacağını, zaman kaybı'' olduğunu söylediğini hatırlatarak, aradan geçen sürenin kendisini haklı çıkardığını ifade etti.
''Sayın Başbakanımız Mart sonuna kadar süre verdi, fakat görünen o ki Mart sonunda ortak bir metnin çıkması mümkün gözükmüyor'' diyen Tayyar, geçen sürenin de Türkiye için zaman kaybı olduğunu savundu.
Mart sonundan sonra sürenin uzatılmadan yeni anayasa metninin bir an önce meclise getirilmesi gerektiğini belirten Tayyar, şöyle devam etti:
''Meclis'te de en azından referanduma gidebilecek 330 oy çoğunluğunu sağlayarak yeni bir süreci başlatmak gerekiyor. Yeniden referandum olur mu, olmaz mı- Onu meclis içindeki aritmetiğe bakarak söylemek daha net olur. Türkiye'nin bunu bir an önce bitirmesi gerekiyor. Türkiye'de parlamenter sistem iflas etmiştir. Türkiye'nin önümüzdeki dönemi kucaklayacak yeni modeli gündeme alması gerekir. Bana göre bu Başkanlık sistemidir. Türkiye'de Başkanlık sistemi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin en keskin olduğu modellerden birisidir. Ama maalesef yeni dönemde Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olma ihtimali üzerinden tartışma yürüdüğü için, Başkanlık sistemine yönelik eleştirilerde ağırlıklı olarak burada odaklanıyor.''
Kürt Meselesi'nin de Türkiye'nin önünde ''can yakıcı bir sorun'' olarak durduğunu belirten Tayyar, atılan yeni adımlara ve sürece dikkati çekerek, ''akan kanın durması, şiddetin sonlandırılması ve barış ortamının tesis edilmesi'' için sürecin olumlu noktalanmasını temenni etti.
-''Ergenekon'' ve ''Balyoz Planı'' davaları-
Yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Tayyar, ''Ergenekon'' ve ''Balyoz Planı'' davalarıyla ilgili soru üzerine, Türkiye'de bu mücadelenin gerçek manada sonuçlandığını düşünmediğini dile getirerek, şöyle konuştu:
''Yıllardır mücadele ettiğimiz o derin ve merkezi yapı, her ne kadar dizlerinin üzerine çökmüş gibi görünse de tümden yok edilmiş değildir. Eğer biz 12 Eylül Referandumuyla birlikte bu derin devletin tasfiye edildiğini düşünüp rehavete kapılırsak, yarın güç kaybettiğimiz anda bunlar bizim sırtımızda tepinirler. AK Parti'ye hayat hakkı tanımazlar. Bu yeni süreci okuma konusunda genelde bir problem var. Sebebi ise şu; bu derin yapı 12 Eylül 2010 referandumuna kadar iktidar partisiyle, siyasi otoriteyle çatışarak ayakta kalacağını ve rakibini yok edeceğini zannediyordu. Referandumla beraber bunun mümkün olmadığını gördü. Şimdi yeni bir arayış içerisinde ve mücadele konseptini değiştirmektedir. Zannediyorum ki bizim arkadaşlarımızın bir kısmı derin devletin bu yeni konseptini yorumlamakta zorlanıyor. Bu yapı, yeni dönemde uzlaşarak ayakta kalmanın yolunu arıyor. Fakat bu teknik olarak çok da mümkün gözükmüyor. O zaman AK Parti'yi kendine kalkan yaparak ya da AK Parti'nin içinde yer alarak varlığını koruma ve güçlendiği zaman siyasi idareyi alt etme mücadelesi içerisindedir.''
-Başbakan Erdoğan'ın Ergin Saygun'u ziyaret etmesi-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Balyoz Planı'' davasında tahliye edilen emekli Orgeneral Ergin Saygun'u ziyaretiyle ilgili soru üzerine Tayyar, ziyaretin insani olduğunu, ancak kamuoyunda farklı algılamalara yol açtığını vurguladı.
Cemiyet Başkanı Abdullah Sabri Kocaman da, Tayyar'a teşekkür ederek, bu tür toplantıların devam edeceğini söyledi.
Muhabir: Adem Yılmaz / Veli Gürgah
Yayıncı: Ömer Erim Baştimar
Kaynak: AA
Gündemlerindeki en önemli konulardan birinin yeni anayasa çalışmaları olduğunu belirten Tayyar, Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulmadan önce ''Bu komisyon çalışmalarından hiçbir şey çıkmayacağını, zaman kaybı'' olduğunu söylediğini hatırlatarak, aradan geçen sürenin kendisini haklı çıkardığını ifade etti.
''Sayın Başbakanımız Mart sonuna kadar süre verdi, fakat görünen o ki Mart sonunda ortak bir metnin çıkması mümkün gözükmüyor'' diyen Tayyar, geçen sürenin de Türkiye için zaman kaybı olduğunu savundu.
Mart sonundan sonra sürenin uzatılmadan yeni anayasa metninin bir an önce meclise getirilmesi gerektiğini belirten Tayyar, şöyle devam etti:
''Meclis'te de en azından referanduma gidebilecek 330 oy çoğunluğunu sağlayarak yeni bir süreci başlatmak gerekiyor. Yeniden referandum olur mu, olmaz mı- Onu meclis içindeki aritmetiğe bakarak söylemek daha net olur. Türkiye'nin bunu bir an önce bitirmesi gerekiyor. Türkiye'de parlamenter sistem iflas etmiştir. Türkiye'nin önümüzdeki dönemi kucaklayacak yeni modeli gündeme alması gerekir. Bana göre bu Başkanlık sistemidir. Türkiye'de Başkanlık sistemi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin en keskin olduğu modellerden birisidir. Ama maalesef yeni dönemde Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olma ihtimali üzerinden tartışma yürüdüğü için, Başkanlık sistemine yönelik eleştirilerde ağırlıklı olarak burada odaklanıyor.''
Kürt Meselesi'nin de Türkiye'nin önünde ''can yakıcı bir sorun'' olarak durduğunu belirten Tayyar, atılan yeni adımlara ve sürece dikkati çekerek, ''akan kanın durması, şiddetin sonlandırılması ve barış ortamının tesis edilmesi'' için sürecin olumlu noktalanmasını temenni etti.
-''Ergenekon'' ve ''Balyoz Planı'' davaları-
Yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Tayyar, ''Ergenekon'' ve ''Balyoz Planı'' davalarıyla ilgili soru üzerine, Türkiye'de bu mücadelenin gerçek manada sonuçlandığını düşünmediğini dile getirerek, şöyle konuştu:
''Yıllardır mücadele ettiğimiz o derin ve merkezi yapı, her ne kadar dizlerinin üzerine çökmüş gibi görünse de tümden yok edilmiş değildir. Eğer biz 12 Eylül Referandumuyla birlikte bu derin devletin tasfiye edildiğini düşünüp rehavete kapılırsak, yarın güç kaybettiğimiz anda bunlar bizim sırtımızda tepinirler. AK Parti'ye hayat hakkı tanımazlar. Bu yeni süreci okuma konusunda genelde bir problem var. Sebebi ise şu; bu derin yapı 12 Eylül 2010 referandumuna kadar iktidar partisiyle, siyasi otoriteyle çatışarak ayakta kalacağını ve rakibini yok edeceğini zannediyordu. Referandumla beraber bunun mümkün olmadığını gördü. Şimdi yeni bir arayış içerisinde ve mücadele konseptini değiştirmektedir. Zannediyorum ki bizim arkadaşlarımızın bir kısmı derin devletin bu yeni konseptini yorumlamakta zorlanıyor. Bu yapı, yeni dönemde uzlaşarak ayakta kalmanın yolunu arıyor. Fakat bu teknik olarak çok da mümkün gözükmüyor. O zaman AK Parti'yi kendine kalkan yaparak ya da AK Parti'nin içinde yer alarak varlığını koruma ve güçlendiği zaman siyasi idareyi alt etme mücadelesi içerisindedir.''
-Başbakan Erdoğan'ın Ergin Saygun'u ziyaret etmesi-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Balyoz Planı'' davasında tahliye edilen emekli Orgeneral Ergin Saygun'u ziyaretiyle ilgili soru üzerine Tayyar, ziyaretin insani olduğunu, ancak kamuoyunda farklı algılamalara yol açtığını vurguladı.
Cemiyet Başkanı Abdullah Sabri Kocaman da, Tayyar'a teşekkür ederek, bu tür toplantıların devam edeceğini söyledi.
Muhabir: Adem Yılmaz / Veli Gürgah
Yayıncı: Ömer Erim Baştimar