Milli Eğitim Bakanı Avcı Açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, okulda haftada ortalama 40 saat ders gören bir öğrencinin ortalama 20 saat de dershanede ders gördüğünü belirterek, "Çocukların ağzı var dili yok 60 saat çalıştırıyorsunuz, olmaz böyle bir şey. Siz bir işçiyi bu kadar çalıştırırsanız ILO Sözleşmesinden dolayı başınız derde girer" dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Toplantısına katılmak için iki günden beri Antalya'da bulunan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Antalyalı gazetecilerle bir araya geldi.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Avcı, bu ay içerisinde devletin eğitim kurumları dahil Türkiye'deki bütün eğitim-öğretim kurumlarıyla ilgili kapsamlı bir envanter çalışması yapılacağını söyledi.

Envanter çalışması kapsamında dershanelerin de fiziki ve beşeri altyapılarının inceleneceğini belirten Avcı, çalışma sonucunda resmin tamamında nasıl bir beşeri sermaye ile karşı karşıya olduklarını göreceklerini ve dershanelerin hangi kurumsal dönüşüme uygun olduğunun saptanacağını bildirdi. Avcı, "Bir dershanenin özel okula dönüştüğünde istihdam edeceği öğretmen kadrosu farklı, açık liseye dönüştüğü zaman farklı, özel etüt eğitim merkezine dönüştüğü zaman farklı. Onların hepsini hem kendilerinin hem de bizim görmemiz lazım" diye konuştu.

Dershanelerde çalışan öğretmenlerin de ne kadarının Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda istihdam edilebilir niteliğe sahip olduğuna bakılacağını anlatan Avcı, dönüşüm sürecinde öğretim kadrosunda olan pek az kişinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafına geçmek isteyeceğini düşündüklerini kaydetti.

Avcı, "Geçmek isteyenlerin büyük kısmını, hemen hemen tamamını da diyebilirim, bugüne kadar yapmakta oldukları işin niteliğine uygun bir birimimizde, yani halk eğitim merkezlerimizde veya okullarda açtığımız veya açacağımız kurslarda değerlendirebiliriz. Onun statüsünü daha sonra ortaya çıkacak resme göre kararlaştırırız" dedi.

- Dönüşüm için uzatma olmayacak
Butik ve orta ölçekli dershanelerin kayıtlarının büyük bölümünü ocak aylarında aldıklarını, onların maddi olarak bir sıkıntı yaşamamaları için bu yıl da öğrenci almalarına izin verildiğini kaydeden Milli Eğitim Bakanı Avcı, dönüşüm sürecinin de Eylül 2015 tarihine kadar uzatıldığını anımsattı.
Eylül 2015 ile dershanelere dönüşüm için gerekli altyapıyı kurmaları için süre tanındığını vurgulayan Bakan Avcı, bir daha da uzatma olmayacağını bildirdi.
- Özel okul olamayanlar açık liseye dönüşebilecek
Özel okul olmaya uygun olmayan dershanelerin açık liseye de dönüşebileceğini kaydeden Nabi Avcı, yeni açık liselerin mevcut açık liselerden farklı olacağını söyledi.

Avcı, şöyle konuştu:
"Şu andaki uygulama e-okul sistemi üzerinden kaydı yapılan ve devam mecburiyeti olmayan bir uygulama. Yani yüz yüze eğitim yok. Bu okullar ortaokulu bitirmiş, öğrenim çağı geçmiş, belli bir yaşa gelmiş, sonra 'keşke lise okusaydım' diye düşünen kişiler için. Sonra herhangi bir mazeret nedeniyle örgün öğretimden yararlanamayan çocuklar da açık liseden yararlansın diye çağ nüfusuna da açıldı. Halen 1 milyon 400 bin civarında çocuğumuz açık lisede okuyor.
Şimdi biz bu açık liseyi şuna dönüştürmek istiyoruz. Ortaokulu bitirmiş öğrencilerden isteyenler açık liseye kaydolabilecek ama açık lise aynı zamanda artık devam mecburiyeti de olan bir lise türüne dönüşecek. Ne kadar devam mecburiyeti olacak? Şu anda örgün liselerimizde haftalık yaklaşık 40 saat eğitim var. Öngördüğümüz açık liselerde yüz yüze eğitim 40 saat olmasın, asgari bir saat olsun. Dershane sektörü temsilcileriyle yaptığımız toplantılarda bize 20 saat dediler. Sonra bu 20 saat zorunluluğunun daha çok zincir dershaneler için uygun olduğunu söylediler. Butik ve orta ölçekli dershaneler için bunun belki 15 saat olabileceğini söylediler. Şu anda çalışmalarımızı ikisi üzerinden yapıyoruz."
Açık lisede okuyan ve belli bir saat yüz yüze eğitim gören öğrencilerin lise diploması alabileceğini vurgulayan Avcı, isteyen ve altyapısı uygun dershanelerin açık liseye dönüşeceğini söyledi.

Çocukların haftada 40 saat okulda ders gördüğünü, 20 saat de dershaneye gittiğini, bunun da Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmesine göre suç olduğunu belirten Avcı, "Bir işçiyi bu kadar çalıştırırsanız ILO Sözleşmesinden dolayı başınız derde girer. Çocukların ağzı var dili yok, 60 saat çalıştırıyorsunuz. Olmaz böyle bir şey. Onun için 20 saat dershaneye gideceğine açık lisede 20 saat yüz yüze eğitimini görür. Mevcut altyapıda 50 bin derslik de buna dönüşmüş olur" dedi.

Açık lise formatında özel okulda aranan bahçe gibi kriterlerin aranmayacağına da dikkati çeken Avcı, belli kriterlere uyan dershanelerin açık lise için yeterli sayılacağını bildirdi. Avcı, açık liselerin ücretli olacağını fakat özel okul düzeyinde bir ücretin olmayacağını da vurguladı.
Dershanecilerin açık lise modelinde liselerden çok ciddi talep çekeceğini düşündüklerini ifade eden Avcı, bu sistem sayesinde son sınıftaki öğrencilerin de rapor almaktan kurtulacağını kaydetti.

- Düzenlemeden en çok yararlanacak dershaneler
Yeni düzenlemeden en çok yararlanacak dershanelerin "kendilerine karşı kast-ı mahsusla hareket edildiği söylenen dershaneler" olduğunu belirten Avcı, "Yani şu anda kendilerini bu kategoride gören dershaneler özel okullara dönüşme imkanına daha çok sahip. Bırakın açık liseyi özel okula dönüşmek için bu camianın ciddi bir altyapısı var. Bu dönüşümü daha zor yapacak olan dershaneler butik dershaneler ve orta boy işletmeler" dedi.

Düzenlemenin sıfırdan başlayan bir düzenleme olmadığını, uzun yıllardır zaten konuşulduğunu ifade eden Bakan Avcı, dershane tartışmalarının ardından bazı dershanelerin faaliyetlerini askıya aldığını, bazılarının ise özellikle zincir dershane gruplarının da küçük yerlerdeki işletmeleri aldıklarına dair duyumları olduğunu söyledi.

- 3 yılda 10 milyon 600 bin tablet dağıtılacak
Tablet dağıtımında 9'uncu sınıflara öncelik verildiğini ifade eden Bakan Avcı, 2014 yılında 675 bin tablet bilgisayarın dağıtılacağını, önümüzdeki 3 yıl içinde de 10 milyon 600 bin öğrenciye tablet bilgisayar vermeyi hedeflediklerini kaydetti.

- Yeni YÖK Yasa Tasarısı
Kendisi bakan olmadan önce hazırlanan YÖK Yasa Taslağının kendi imzasıyla Başbakanlık'a gönderildiğini fakat bakanlık olarak yasa taslağını yeterli bulmadıkları yönünde bir yazıyı da Başbakanlık'a gönderdiklerini belirten Nabi Avcı, yüksek öğrenimi düzenleyecek yasanın bir çerçeve yasa olması gerektiğini, ayrıntıların da yönetmeliklerle düzenlenmesi gerektiğini bildirdi.
Bakan Avcı, "İstanbul Teknik Üniversitesi ile Bayburt Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi ile Akdeniz Üniversitesi aynı yasal kalıplara uymak zorunda bırakılmamalı. Her üniversitenin kendi özel koşullarına uygun düzenleme yapmasına izin veren esnek bir yasa olmalı" diye konuştu.

- "Anlayış ve dikkatle takip etmek lazım"
Bir gazetecinin "dershane tartışmalarından sonra özel ders bürolarında ciddi bir artış olduğu söyleniyor" sözleri üzerine Bakan Avcı, şu yanıtı verdi:,
"O biraz sansasyonel bir şey. Bugünlerde öyle haberleri çok duyarsınız. Özel ders verenlerin sayısının arttığını çok duyarsınız, dershanelerde okuduğu için Nobel'e aday olan bilim adamı sayısını çok duyarsınız, bugünlerde çatısı akan okul haberlerini çok duyarsınız, bugünlerde öğretmenleri kaçtığı için çocukları bahçede oynayan devlet okullarının haberlerini, çocukların haberlerini çok görürsünüz. Anlayışla ve dikkatle takip etmek lazım."
Kaynak: AA