Başbakan Erdoğan, Tekirdağ'da

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Çok tuzaklar kurdular. Bütün bu tuzakların üzerinde asıl tuzağı hak kurar, hak. Ve başarılı olamadılar. Çünkü biz hiç kimsenin kimliğiyle etnik kimliğiyle diliyle diniyle mezhebiyle asla uğraşmadık, böyle bir derdimiz de yok. Olmadı, olmayacak. Herkese eşit mesafedeyiz" dedi.

Tekirdağ'da, AK Parti İl Teşkilatı mensuplarıyla yemekte bir araya gelen Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, hiç kimsenin yaşam tarzıyla ve giyimiyle dertlerinin olmadığını ifade etti.

"Başı açık, başı örtülü, hepsi bizim kardeşimiz, canımız ciğerimiz. Bunları ayrıştırmaya kimsenin hakkı yok" diyen Erdoğan, geçmişte bu nedenle üniversiteler ve devlet dairelerine girilemediğini söyledi.

Erdoğan, "Bu ülke bölündü mü, bu ülke ayrıldı mı? Bu ülkede bir bölüm insan zulme uğradı. Onlar mazlum oldu, onlar mağdur oldu, onlar üniversiteye gidemedikleri için yıllarca bu ülkede evlerinde anneleriyle babalarıyla yokluğa, terk edilmişliğe itildiler. Birçoğu psikolojik olarak bunalımların içine girdi, çünkü onlar öz yurdunda garip, öz vatanında parya durumuna düştüler" diye konuştu.

Şimdi, bu gençlerin hepsinin okullarına rahatça gidebildiğini, devlet dairelerinde göreve başladıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne oldu ya, Türkiye bölündü mü, parçalandı mı? Herkes birbirine mi girdi? Hayır. Bakıyorsunuz aynı salonda, aynı yerde, yan yana başörtülü, başı açık hizmet veriyorlar. Kime? Milletimize. Ne oldu? Bir sıkıntı var mı? Neydi bu eza, cefa, neydi zulüm? Bu zulmü yapanlar acaba iflah edecekler mi? İnanın etmeyecekler. Çünkü biz biliyoruz ki bu dünya var ama bir de bunun ölüm ötesi var. Sabrettik, sabırla ancak bu günlere geldik. Biz, kavgaya girmedik. Biz, 330'un üzerinde milletvekiline sahip olduğumuz zaman bile kalkıp da sağa sola saldırmadık. Biz sabrederken partimiz hakkında kapatılma davası açıldı. Çok iyi bildiğimiz bazı güçler o zaman belli mahfilleri sıkıştırıyordu. (Hala niye kapatmıyorsunuz bu partiyi) diye. Suçumuz neydi?"
Sadece bir gazetenin belge olarak kabul edildiği bir süreç yaşandığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"O gazetede çıkan haberler belge oldu. Düşünebiliyor musunuz? Ve onunla AK Parti'yi kapatacaklardı. Yani millet, yüzde 47 oyla parlamentoya göndermiş, parlamentonun içinde yüzde 63 milletvekiline sahipsin, böyle bir dönemde sizi kapatacaklar. Böyle bir şey olabilir mi? İşte buna çok açık. net, sivil darbe denir. Bunu yapmak istediler ama hamdolsun... Çok tuzaklar kurdular. Bütün bu tuzakların üzerinde asıl tuzağı hak kurar, hak. Ve başarılı olamadılar. Çünkü biz hiç kimsenin kimliğiyle etnik kimliğiyle diliyle diniyle mezhebiyle asla uğraşmadık, böyle bir derdimiz de yok. Olmadı, olmayacak. Herkese eşit mesafedeyiz."
Seçimi kazandıkları ilk dönemlerde, "Sizin laiklik anlayışınız nedir?" diye sorduklarını anımsatan Erdoğan, 15 ülkeyi dolaştığını ve kendisinin Genel Başkan, Abdullah Gül'ün ise Başbakan olduğunu ve kabineyi kurmakla uğraştığını söyledi.

Erdoğan, bu tarihlerde AB ülkelerini ve Amerika'yı dolaştığına değinerek, gittikleri yerlerde laiklik hakkındaki düşüncelerinin sorulduğunu, tüzük ve programları ortadayken niye bunların sorulduğunu merak ettiğini anlattı. Erdoğan, şunları söyledi:
"Kendilerine şunu söyledim; (Siz bizden, anglosakson anlamda bir laiklik tanımı mı istiyorsunuz, yoksa bizden siz Avrupa'daki bir laiklik tanımını mı istiyorsunuz?) Malum Avrupa'da İngiltere, Amerika ile uyuşur, diğerleri farklıdır. Ama Türkiye bambaşkadır. Biz, hepsinin dışındayız. Peki bizimki ne? Bizim tanımımız da şu; 1982 Anayasasının gerekçesindeki laiklik tanımını biz aldık. Neydi o? Dedik ki, laiklik, (her inanç grubuna devletin eşit mesafede olduğu ve inanç gruplarını güvence altına aldığı bir yönetim anlayışıdır) Ne dedik? (Kişiler laik olmaz, devlet laik olur.) İşte ben Müslüman bir insan olarak laik bir devletin yöneticisiyim ve şu anda da bu tanım içerisinde tüm vatandaşlarımı idare ederim. Hepsi de (burada kimsenin söyleyecek bir şeyi yok) diyorlardı. Ama bizdeki birileri bundan rahatsız oluyordu. Vaka bu. Olması gereken bu. Ama hazmedemediler. Hazımsızdılar. Çünkü bizi hazmetmek sadece hakkı teslim eden vatandaşımın bilincindeydi. Onun için bakın işte Kasım 2002, yüzde 34,4. Oradan başladık. Bizi nereye getirdiler, yüzde 50'ye getirdiler. Allah'ın izniyle daha da iyi olacak. Çünkü herkese adaletle yaklaşıyoruz, her kesimin sorunlarıyla ilgileniyor, herkesin refahı, huzuru, emniyeti için mücadele veriyoruz. Biz, oy için değil, rakamlar için değil, istatistikler için değil, oranlar için değil, milletin tamamına hizmet için buradayız."
Yolların ve raylı sistemin kendi eserleri olduğunu anlatan Erdoğan, eğitim ve sağlık sisteminde de yapılan bütün yatırımların AK Parti iktidarında gerçekleştirildiğini belirtti.

- "Tekirdağ'ı büyükşehir olarak hizmet kervanına ekleyeceğiz" -
Çok çalışıp, çabalayıp, gayret sarf ederek Tekirdağ'ı büyükşehir olarak hizmet kervanına ekleyeceklerini vurgulayan Erdoğan, partisinin Tekirdağ il teşkilatının bunu başaracağına yürekten inandığını dile getirdi.
Kadın kollarına çok iş düştüğünü belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şunu unutmayın, kale içeriden fethedilir. Eğer kadın kollarımız bu noktada iyi çalışır, kapı kapı dolaşırsa evelallah bu iş biter, hele hele Tekirdağ'da. Gençlik kollarına çok büyük iş düşüyor. Çok çalışacağız. Durmak yok, gayret edeceğiz ve üniversiteli gençlerle, çünkü onların büyük bir kısmı oy kullanacak, irtibatı ilişkiyi gayet iyi kuracaksınız. Konseyde bu işi iyi götüreceksiniz ve 'bu işi evelallah burada gençlik olarak biz bitirmeye hazırız, bu noktadayız' diyeceksiniz. Alabiliriz yok, alacağız var. Buna inanın.
Ve tabii bu işin organizasyonu, organizatörü ana kademe. Ana kademede de başta il başkanımız olmak üzere çok yoğun bir çalışmanın içerisine gireceğiz ve milletvekillerimiz artık burada haftada üç gün bu yıl sonuna kadar Ankara'ya gelecekler. Ondan sonra günlerinin çoğunluğunu gruptan herhangi bir talimat gelmedikten sonra burada geçirecekler ve tabii sizin bir de İstanbul'da hemşehrileriniz var. İnşallah İstanbul'dan Prof. Dr. Türkan Dağoğlu hocamız, o da gelip çalışacak. Yine İstanbul milletvekilimiz Gülay hanım sizin hemşehriniz, o da gelip çalışacak. Aynı şekilde Genel Başkan Yardımcımız Mustafa Şentop bey hemşehriniz o da gelecek."
Gerekli desteğin verileceğini ifade eden Erdoğan, "Zaten ayrıca biz tabii bakan arkadaşlarımız, genel başkan yardımcılarımız sürekli olarak buralara inşallah gelip gidecek buradaki faaliyetlerde sizlerle birlikte olacağız, sizlerle birlikte özellikle bu 30 vilayetimize inşallah çok farklı programlar uygulayacağız" dedi.

Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti.
(Bitti)
Kaynak: AA