Vakıflar Dergisinin 75. Yıl Kutlama Töreni
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, vakıflarla ilgili olarak, “Her vakfın bir vakfiyesi var ve o vakfiye nas olur.
Onun içerisinde bir duası vardır bir bedduası vardır. Duasına sahip çıkacağız, bedduasından korkacağız. Vakıf bedduasından bahsediyorum canım başkaları aklınıza gelmesin. Bedduadan kaçacağız” dedi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan Vakıflar dergisinin 75. yılı düzenlenen törenle kutlandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü Konferans Salonu’nda yapılan tören Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem’in konuşmasıyla başladı.
Törende konuşan Başbakan Yardımcısı Arınç, hatır şinas insanlar olarak, vefalı insanlar olarak vakfa saygılı insanlar olarak toplantıyı gerçekleştirdiklerini belirterek, ilk davetiye geldiğinde neden 31 Aralık olduğunu sorduğunu, herkesin yılbaşı telaşı içinde olduğu günde, niye kutlandığını sorduğunu anlattı. Vakıflar dergisinin 75. yılını kutlamanın belki basit bir olay gibi görünebileceğini kaydeden Arınç, “Konu vakıflardır ve uzun süreli yayın olmakla beraber hakemli bir dergi ve içinde çok önemli yazıların, araştırmaların bulunduğu bir dergi olması sebebiyle elbette takdire değer. 1938’lerden başlayan 1996’larda kısmen birkaç yıllığına ara verilen, sonra bizim dönemimizde tekrar başlayıp bugün de hayatiyetini sürdüren bir önemli dergidir.”
Arınç, vakıflara geçmişte can verenleri de rahmetle hatırladıklarını söyleyerek, dergide yer alan isimlerin Türkiye’yi aydınlattığını ve dergiye can veren bütün yazarlara, araştırmacıların ölenlerine rahmet diledi.
"VAKIFLAR DÜN NE KADAR ÖNEMLİYSE BUGÜNDE O KADAR ÖNEMLİDİR”
Vakıflar dergisinin daha nice 75 yıllar yaşaması temennisinde bulunan Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bize göre 31 Aralık 2013’ün en mutlu günü bugündür, bu toplantıdır. Bu vesileyle şüphesiz önemli bir paneli takip edeceğiz. Konu üzerinde uzman arkadaşlarımızda düşüncelerini ifade edecekler. Vakıflar dün ne kadar önemliyse bugünde o kadar önemlidir. Hatta ilk günden bu yana daha da önemli hale gelmiştir. İlk defa Vakıflar Genel Müdürlüğü bu sene zannediyorum Eylül ayındaydı, İstanbul’da Dünya Vakıflar Konferansını tercih etti. Bunu Amerika’dan tutun Kanada’dan tutun, vakıf konusunda çalışan uzmanlaşmış topluluklar davet edildi ve geldiler. İki üç gün onlarla beraber olduk sohbetlerine katıldık. Türkiye’deki vakıfların önemini biliyorlar. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün yaptığı çalışmaları takdirle takip ediyorlar.”
Batı'da vakıf kavramının farklılaştığını ifade eden Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Farklılaşan kavram içerisinde yine de dünya barışına hizmet eden, demokrasiye hizmet eden, yoksullara yardım amaçlı pek çok vakıf olduğu gibi dini amaçla kurulmuş vakıflar şüphesiz var ve yüzbinlerle ifade ediliyor. Bizde de şüphesiz yeni vakıfların sayısı giderek artıyor. Geçmişten bugüne yeni vakıflarla birlikte sayıları birkaç 10 bini bulan yeni vakıflara sahibiz. Şüphesiz bunların içerisinde vakfiyelerindeki şartları tamamiyle yerine getirenler olduğu gibi, uykuya yatmış olanlar var veya faaliyetlerini aksatanlarda var ama büyük bir kısmı kendi sermayeleri veya kazançları nispetinde amaçlarına uygun hizmetler yapıyor. Biz bunların başındayız, bütün bunları temsil ediyoruz ve bu temsil ettiğimiz vakıflar adına kısmen Vakıflar Bankası’ndaki hisselerimizle ekonomik kalkınma içerisinde yer alıyoruz.”
“VAKIF MEDENİYETİ, O BÜTÜN İHTİŞAMIYLA BUGÜN AYAKTA DURUYOR”
Eğitim anlamında ve fakir ve yoksul insanlara da yapılan yardımları anlatan Arınç, şunları söyledi: “Biz çok bereketli bir kurummuşuz. Toplasanız özel bütçeniz 500 milyonu geçmiyor. Ne kadar imkanımız varsa o kadar hizmet ediyoruz. Genel bütçeden de bir kuruş pay almamak şartıyla. Buradaki bereketi vakfı düşünen insanların gönüllerindeki rıza-i ilahi olarak görmek lazım. Yani bu işin bereketi ihlas ve samimiyetten geliyor. Osmanlı medeniyeti, Selçuklu medeniyeti, beylikler, Cumhuriyet hepsi bir gerçek ama bir medeniyet var ki onun adı vakıf medeniyeti, o bütün ihtişamıyla bugün ayakta duruyor. Bu medeniyetin bugün ülkemize sağladığı en büyük gerçek, katkı şudur. Kamu masrafı ile yapılacak birçok şeyi biz gönüllü birliktelikle veya elimizdeki kazançları hayra yönlendirmekle başarabiliyoruz. Bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü olmasaydı bu yaptığı hayır hizmetlerinin hepsini devlet yapmak mecburiyetindeydi. 10 yılda bu kadar iş için ayırdığımız yatırım miktarı ne kadar, 3 kat trilyonu aşar. Biz bunlara 3 kat trilyonluk bir kaynağı ayırmışız, kendi imkanlarımızla değil, uzun süreli kirayla ama restore et yap, işlet, devret.”
On yıl içerisinde verilen burslardan bahseden Arınç, “Verdiğimiz burs sayısı 10 binleri, 100 binleri aşıyor. Bu 10 yıl içerisinde. Şimdi biliyorsunuz üniversitelerdeki öğrencilere de burs vermek üzereyiz. Onlarında kriterleri kondu” dedi.
Arınç, bunların içerisinde yeni hukukçuların,yeni işletmecilerinde vakıf içerisinde yer aldığını kaydetti.
“PETROL TİCARETİ BİLE YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUZ”
Pek çok konuda Vakıflar Genel Müdürlüğü ve çalışanlarının vakıfları daha da zenginleştirmeye, nemalarını çoğaltmak ve daha çok hayır yapmak için yeni projelere çalıştığını belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eski vakıflardan bize kalan şimdi de liman işletmeciliği yaptığımızı biliyor muydunuz? Artık limanımızda var. Sadece Ayvalık’taki işletmemiz değil, Taşdelen işletmemiz değil biz bugün Allah izin verirse petrol ticareti bile yapmayı düşünüyoruz. Yapacağız inşallah. Vakıflara tanınan imkanlardan çok iyi istifade etmemiz gerekir ki, ne kadar gelirimiz olursa o kadar da giderimiz olur. Arnavutların güzel bir sözü vardır, 'Ne kadar ekmek o kadar köfte'. Bizim gelirimiz ne kadarsa, o kadar hizmet edeceğiz ama 5 hizmet edersek Allah bereketini veriyor, 50 yapıyor. Bunada sinerji derler. İki kere 2 dörttür ama işin içerisine bereket girerse 5 olur, 6 olur, kurban olduğum Allah verdikçe verir bereket olur. Vakıflar böyle bir şeydir.”
Vakıfların diğer kurum ve kuruluşlardan farklı olduğunu kaydeden Arınç, “Her vakfın bir vakfiyesi var ve o vakfiye nas olur. onun içerisinde bir duası vardır bir bedduası vardır. Duasına sahip çıkacağız, bedduasından korkacağız. Vakıf bedduasından bahsediyorum canım başkaları aklınıza gelmesin. Bedduadan kaçacağız” ifadelerini kullandı.
Vakıflar dergisine nice yıllar dileyen Arınç, 2014 yılının da herkes için hayırlı, mutlu bir yıl olması temennisinde bulundu.
Kaynak: İHA
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan Vakıflar dergisinin 75. yılı düzenlenen törenle kutlandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü Konferans Salonu’nda yapılan tören Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem’in konuşmasıyla başladı.
Törende konuşan Başbakan Yardımcısı Arınç, hatır şinas insanlar olarak, vefalı insanlar olarak vakfa saygılı insanlar olarak toplantıyı gerçekleştirdiklerini belirterek, ilk davetiye geldiğinde neden 31 Aralık olduğunu sorduğunu, herkesin yılbaşı telaşı içinde olduğu günde, niye kutlandığını sorduğunu anlattı. Vakıflar dergisinin 75. yılını kutlamanın belki basit bir olay gibi görünebileceğini kaydeden Arınç, “Konu vakıflardır ve uzun süreli yayın olmakla beraber hakemli bir dergi ve içinde çok önemli yazıların, araştırmaların bulunduğu bir dergi olması sebebiyle elbette takdire değer. 1938’lerden başlayan 1996’larda kısmen birkaç yıllığına ara verilen, sonra bizim dönemimizde tekrar başlayıp bugün de hayatiyetini sürdüren bir önemli dergidir.”
Arınç, vakıflara geçmişte can verenleri de rahmetle hatırladıklarını söyleyerek, dergide yer alan isimlerin Türkiye’yi aydınlattığını ve dergiye can veren bütün yazarlara, araştırmacıların ölenlerine rahmet diledi.
"VAKIFLAR DÜN NE KADAR ÖNEMLİYSE BUGÜNDE O KADAR ÖNEMLİDİR”
Vakıflar dergisinin daha nice 75 yıllar yaşaması temennisinde bulunan Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bize göre 31 Aralık 2013’ün en mutlu günü bugündür, bu toplantıdır. Bu vesileyle şüphesiz önemli bir paneli takip edeceğiz. Konu üzerinde uzman arkadaşlarımızda düşüncelerini ifade edecekler. Vakıflar dün ne kadar önemliyse bugünde o kadar önemlidir. Hatta ilk günden bu yana daha da önemli hale gelmiştir. İlk defa Vakıflar Genel Müdürlüğü bu sene zannediyorum Eylül ayındaydı, İstanbul’da Dünya Vakıflar Konferansını tercih etti. Bunu Amerika’dan tutun Kanada’dan tutun, vakıf konusunda çalışan uzmanlaşmış topluluklar davet edildi ve geldiler. İki üç gün onlarla beraber olduk sohbetlerine katıldık. Türkiye’deki vakıfların önemini biliyorlar. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün yaptığı çalışmaları takdirle takip ediyorlar.”
Batı'da vakıf kavramının farklılaştığını ifade eden Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Farklılaşan kavram içerisinde yine de dünya barışına hizmet eden, demokrasiye hizmet eden, yoksullara yardım amaçlı pek çok vakıf olduğu gibi dini amaçla kurulmuş vakıflar şüphesiz var ve yüzbinlerle ifade ediliyor. Bizde de şüphesiz yeni vakıfların sayısı giderek artıyor. Geçmişten bugüne yeni vakıflarla birlikte sayıları birkaç 10 bini bulan yeni vakıflara sahibiz. Şüphesiz bunların içerisinde vakfiyelerindeki şartları tamamiyle yerine getirenler olduğu gibi, uykuya yatmış olanlar var veya faaliyetlerini aksatanlarda var ama büyük bir kısmı kendi sermayeleri veya kazançları nispetinde amaçlarına uygun hizmetler yapıyor. Biz bunların başındayız, bütün bunları temsil ediyoruz ve bu temsil ettiğimiz vakıflar adına kısmen Vakıflar Bankası’ndaki hisselerimizle ekonomik kalkınma içerisinde yer alıyoruz.”
“VAKIF MEDENİYETİ, O BÜTÜN İHTİŞAMIYLA BUGÜN AYAKTA DURUYOR”
Eğitim anlamında ve fakir ve yoksul insanlara da yapılan yardımları anlatan Arınç, şunları söyledi: “Biz çok bereketli bir kurummuşuz. Toplasanız özel bütçeniz 500 milyonu geçmiyor. Ne kadar imkanımız varsa o kadar hizmet ediyoruz. Genel bütçeden de bir kuruş pay almamak şartıyla. Buradaki bereketi vakfı düşünen insanların gönüllerindeki rıza-i ilahi olarak görmek lazım. Yani bu işin bereketi ihlas ve samimiyetten geliyor. Osmanlı medeniyeti, Selçuklu medeniyeti, beylikler, Cumhuriyet hepsi bir gerçek ama bir medeniyet var ki onun adı vakıf medeniyeti, o bütün ihtişamıyla bugün ayakta duruyor. Bu medeniyetin bugün ülkemize sağladığı en büyük gerçek, katkı şudur. Kamu masrafı ile yapılacak birçok şeyi biz gönüllü birliktelikle veya elimizdeki kazançları hayra yönlendirmekle başarabiliyoruz. Bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü olmasaydı bu yaptığı hayır hizmetlerinin hepsini devlet yapmak mecburiyetindeydi. 10 yılda bu kadar iş için ayırdığımız yatırım miktarı ne kadar, 3 kat trilyonu aşar. Biz bunlara 3 kat trilyonluk bir kaynağı ayırmışız, kendi imkanlarımızla değil, uzun süreli kirayla ama restore et yap, işlet, devret.”
On yıl içerisinde verilen burslardan bahseden Arınç, “Verdiğimiz burs sayısı 10 binleri, 100 binleri aşıyor. Bu 10 yıl içerisinde. Şimdi biliyorsunuz üniversitelerdeki öğrencilere de burs vermek üzereyiz. Onlarında kriterleri kondu” dedi.
Arınç, bunların içerisinde yeni hukukçuların,yeni işletmecilerinde vakıf içerisinde yer aldığını kaydetti.
“PETROL TİCARETİ BİLE YAPMAYI DÜŞÜNÜYORUZ”
Pek çok konuda Vakıflar Genel Müdürlüğü ve çalışanlarının vakıfları daha da zenginleştirmeye, nemalarını çoğaltmak ve daha çok hayır yapmak için yeni projelere çalıştığını belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eski vakıflardan bize kalan şimdi de liman işletmeciliği yaptığımızı biliyor muydunuz? Artık limanımızda var. Sadece Ayvalık’taki işletmemiz değil, Taşdelen işletmemiz değil biz bugün Allah izin verirse petrol ticareti bile yapmayı düşünüyoruz. Yapacağız inşallah. Vakıflara tanınan imkanlardan çok iyi istifade etmemiz gerekir ki, ne kadar gelirimiz olursa o kadar da giderimiz olur. Arnavutların güzel bir sözü vardır, 'Ne kadar ekmek o kadar köfte'. Bizim gelirimiz ne kadarsa, o kadar hizmet edeceğiz ama 5 hizmet edersek Allah bereketini veriyor, 50 yapıyor. Bunada sinerji derler. İki kere 2 dörttür ama işin içerisine bereket girerse 5 olur, 6 olur, kurban olduğum Allah verdikçe verir bereket olur. Vakıflar böyle bir şeydir.”
Vakıfların diğer kurum ve kuruluşlardan farklı olduğunu kaydeden Arınç, “Her vakfın bir vakfiyesi var ve o vakfiye nas olur. onun içerisinde bir duası vardır bir bedduası vardır. Duasına sahip çıkacağız, bedduasından korkacağız. Vakıf bedduasından bahsediyorum canım başkaları aklınıza gelmesin. Bedduadan kaçacağız” ifadelerini kullandı.
Vakıflar dergisine nice yıllar dileyen Arınç, 2014 yılının da herkes için hayırlı, mutlu bir yıl olması temennisinde bulundu.