Kıbrıs Rum Basınına Göre, Ankara, Rum Yönetimini Avrupa’da Zor Durumda Bıraktı

Kıbrıs Rum basınında yer alan haberlere göre, Avrupa Komisyonu’nun, mültecilerin geri kabulünü öngören “Geri Kabul Anlaşmasını” Rum yönetimiyle uygulamama kararı yüzünden, Türkiye’ye yaptırımlarda bulunma gibi bir düşüncesi yok.

Komisyonun Ankara’ya, 21 Eylül 2005 karşıt deklarasyonunu anımsatarak yanıt vermekle yetineceği öne sürüldü.
Fileleftheros gazetesi “Kıbrıs Cumhuriyeti Ankara Tarafından Avrupa’da Zor Durumda Bırakıldı… Geri Kabul Anlaşmasını ve Protokolü Uygulamıyor, Dondurulmuş Başlıkların Açılmasını İstiyor” başlıklarıyla yayımladığı Brüksel çıkışlı haberinde, Rum yönetiminin tam anlamıyla “ortada kaldığını” yazdı.

Rum yönetiminin AB’ye katıldıktan neredeyse 10 yıl sonra, Türkiye’den Avrupa’da “tokat ardına tokat yediğini” ileri süren gazete, kısa zaman önce yaşanan olayda, Ankara’nın bir mektup göndererek Avrupa Komisyonu’nu, mültecilerin geri kabulünü öngören anlaşmayı “Kıbrıs adasıyla” uygulamasının söz konusu olmadığı hususunda bilgilendirdiğini anımsattı.

“Kıbrıs adasına” atıfta bulunulmasının, tesadüf olmadığı yorumunda bulunan gazete, bunun, gerek Rum yönetimi, gerek KKTC’ye giden yasadışı mültecilerin geri kabulüne ilişkin sorumlulukların reddedilmesi gibi bir hedefe sahip olduğunu ileri sürdü.

Ankara’nın Komisyon’a gönderdiği mektuptan anlaşıldığı üzere, Türkiye’nin geri kabul anlaşmasını “Kıbrıs adası” dışındaki bütün üye devletlerle uygulayacağını kaydeden gazete, dolayısıyla, “KKTC’den Rum kesimine yönelik yasadışı göçmen akışının, herhangi bir etki olmadan süreceğini” öne sürdü.

Öte yandan gazete, KKTC’deki sorumlulukların reddedilmesinin, KKTC’nin yüceltilmesi ve sağlamlaştırılması hedefine hizmet ettiğini de ileri sürdü.

Gazeteye göre, “konu hakkında çok iyi bilgilendirilmiş kaynaklar”, Türkiye’nin hareketinin, “Ankara’nın Kıbrıs karşısındaki tutarlı yaklaşımının ve Türkiye’nin 29 Temmuz 2005 tarihinde, Gümrük Birliği Protokolü’nü Rum yönetimini dışarıda bırakarak, o zamanki tüm yeni üye devletlerle genişletmeyi uygulama kararının devamını teşkil ettiğini” ifade ettiler.

Gazete, Türkiye’nin yeni hareketinin, Ankara’nın, “Kıbrıs” ile ikili anlaşmazlıkların, Türkiye’nin AB katılım sürecini etkilememesi gerektiği ve bunların yalnızca Kıbrıs sorununun olası bir kesin çözümünün akabinde çözüme kavuşacaklarına dair görüşünü güçlendirmeye yönelik ortamı gerginleştirme niyetini açıkça ortaya koyduğunu da iddialarına ekledi.

Türkiye’nin aslında Rum yönetimine, AB ile yaptığı bütün önemli siyasi anlaşmalarda “yokmuş gibi davranmakta” olduğunu savunan gazete, Türkiye’nin aynı zamanda “var olmayan Kıbrıs devletinden” donmuş Türk müzakere başlıklarının açılmasına da imza koymasını istediğini ekledi.

“Durumun trajikliğinin” iki başka eksende hareket etmekte olduğunu da kaydeden gazete, bunlardan birincisinin, üye devletlerin, Türkiye’nin Kıbrıs aleyhinde uyguladığı ayrımcılık politikası karşısında muhafaza ettikleri hoşgörülü tutum, ikincisinin de, Rum kesiminin yalnızca bugün değil, ezelden beridir, bulunduğu pozisyonu geçme ve AB üye devleti sıfatını kullanma konusundaki güçsüzlüğü olduğuna dikkati çekti.

Haberde, Türkiye’nin, geri kabul anlaşmasını imzalama ve hayata geçirme, aynı zamanda Rum yönetiminin anlaşmanın dışında tutulmasına dair görüşünün, üç yılı aşkın bir zaman önce belirlendiği de ifade edildi.
Kaynak: İHA