Arınç’tan 'yolsuzluk'Operasyonuna İlişkin Açıklama

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul’da yürütülen yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna ilişkin, "Kim suçlama karşısında kendini savunacaksa, mevcut deliller karşısında yargı bir karar verecekse buna saygılı olmalıdır.

Bu suçlamaları peşinen doğru kabul ederek bir yargısız infaz yapmak ve linç girişimde bulunmak yanlıştır" dedi.


Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Prof. Dr.Necmettin Erbakan Vakfı’nı ziyaretinde gazetecilerin sorularını cavapladı. Bir gazetecinin, İstanbul’da yürütülen yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna ilişkin sorusuna Arınç, “Türk siyaseti zaman zaman bu tür suçlamalarla karşı karşıya kalmıştır. Siyasetçiler ve onların yakınları, bunlar Başbakan olur, Bakan olur, milletvekili olur. Bu sıfatı taşıyan insanlarla ilgili olarak tarihin her döneminde suçlamalar ve ithamlar yapılmıştır. Bunların bir kısmı doğru çıkmıştır. Bir kısmı yalan çıkmıştır. Şimdi bir kısım bakanlar ve bakanların çocuklarıyla ilgili suçlama var. Bir itham var. Bu konuda bizim söyleyebileceğimiz tek şey şudur. Yargı önünde bu ithamlar araştırılmalı ve bunların sonucuna göre karar verilmelidir. Özellikle yolsuzluk gibi herkesin nefretle andığı bir suçlama karşısında Türkiye’de herkesin aynı duyarlılığı da gösterdiğini biliyoruz. Bunu için tek tek isim saymaya gerek yok. Kim suçlama karşısında kendini savunacaksa, mevcut deliller karşısında yargı bir karar verecekse buna saygılı olmalıdır ama bu suçlamaları peşinen doğru kabul ederek bir yargısız infaz yapmak ve linç girişimde bulunmak da yanlıştır" cevabını verdi.

"İLAHİ ADALET ELBETTE TECELLİ EDER"
Arınç, açıklamasında şunları kaydetti:
"Muhterem Erbakan hocamızla ilgili de geçmişte bazı suçlamalar yapıldı. Hatta davalar açılmıştır ama o yargı kararlarının biz ne kadar yüz karası olduğunu bilen insanlarız. Dolayısıyla hayatında bu tür işlerin içerisinde hiçbir şekilde bulunmamış ve bulunması da mümkün olmayan 'aklen ve mantıken' siyasetçilerimiz de zaman zaman ithamlar karşısında kendilerini savunmak mecburiyetinde kalmışlardır. İlahi adalet elbette tecelli eder ama bugünkü yargı önünde de mevcut iddia ve ithamların ne kadar geçerli olduğunu ancak bir mahkeme kararıyla göreceğiz. Dolayısıyla şimdiden herkesi suçlu kabul etmek, hatta bunun daha ötesinde farklı ithamlarda bulunmak için gayrimeşru birtakım yolları kullanmaya tevessül etmek, çirkin olan budur. Alnımız açık, başımız diktir. Hesabı olanlar hesabını verecektir. Meseleyi bu konuya hapsetmemek gerekir diye düşünüyorum."
Kaynak: İHA