Yaırış Atlarının Sağlığı Onlara Emanet

Veliefendi Hipodromu'ndaki yarış atları hastanesinde günde yaklaşık 170 ata sağlık hizmeti veriliyor. İngiltere'den gelen özel bir ekip tarafından kurulan dünya standartlarında bir ameliyathaneye sahip hastanede günde 3 operasyon yapılabiliyor.

Türkiye Jokey Kulübü (TJK) bünyesindeki yarış atları hastanesi, 4 veteriner, 8 sağlık teknikeri, 3 röntgen teknisyeni ve laborantla hizmet veriyor. İç hastalıkları ve ortopedik rahatsızlıklarla getirilen atlar burada tedavi ediliyor. Hastanede günde yaklaşık 170 ata sağlık hizmeti sunuluyor.
Hastane, dünya standartlarında bir ameliyathaneye sahip. İngiltere'den gelen özel bir ekip tarafından kurulan ameliyathanede randevu sistemiyle günde 3 operasyon yapılabiliyor. Atların yaklaşık yüzde 75'i, cerrahi operasyonların ardından yarışçı olarak yeniden hipodromlara dönebiliyor.

- "Ameliyat sırasında ağlayan at sahipleri var"

Hastanenin sorumlu müdürlüğünü, 25 yıldır atlarla iç içe bir hayat sürdüren veteriner hekim Muhlis Arslan yapıyor.
Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanede ağırlıklı olarak ortopedik ve üst solunum yolları rahatsızlıklarıyla getirilen atların tedavi edildiğini söyledi.

Sahipleri ve yetiştiricilerinin atlarına tutkuyla bağlı olduğunu ve hastalandıklarında onlar için hiçbir masraftan kaçınmadıklarını ifade eden Arslan, "Atlar çok özel canlılar. Ben onları hayvan olarak göremiyorum. Öyle yetiştiriciler ve at sahipleri var ki, atları hasta olduğunda, sanki ailelerinin bir ferdi hasta olmuşcasına üzülüyor, yemeden içmeden kesiliyor. Ameliyat sırasında ağlayanları da gördüm" dedi.


"Hastalıkları nasıl teşhis ediyorsunuz?" şeklindeki soru üzerine Arslan, "Atlar insanlar gibi sıkıntılarını anlatamıyorlar. Ancak tıpkı bebekler gibi, duruşları ve bakışlarıyla bize rahatsızlıklarıyla ilgili bilgi vermeye çalışıyorlar. Size güvenirlerse teşhiste başarılı olabiliyorsunuz. Ağrı olan bir yeri varsa bunu size göstermeye çalışır. Duruş pozisyonu bize ipucu verir. Teşhisimizi bu bölgelere yönlendiririz. Görüntüleme testleri, ultrason ve endoskopi ile sorunlu bölgeyi izlemeye alırız" diye konuştu.



- Atların psikolojisi

Atların duyarlı canlılar olduğunu kaydeden Arslan, şöyle devam etti:
"Tabiatta hızlı koşan at, et oburlara yem olmaz. Atlar hayatta kalmak için koşarlar. Tabiatın kanunu budur. Genlerindeki bir özellik. Yarış atları, bu özelliklerini hipodromlara taşıyorlar. Bazı atlar var, koşuları kaybettikten sonra kahırlanır, üzülürler. 1-2 ay kendine gelemeyen atlar oluyor. Atlar hırslanıyor, yarış kaybedince psikolojileri bozuluyor. Her at hızlı gitmek, en önde olmak ister. Yarışlarda da bu doğal işleyiş devam eder. Yarış atı sahipleri, at yetiştiricileri ve veterinerler en çok buna dikkat etmelidir."
Veteriner ve at yetiştiricilerinin atlarla iletişiminin iyi olması gerektiğini vurgulayan Arslan, "Atlar, yanlarındaki insanların psikolojisini hissediyor. Bundan hiçbir kuşkum yok. Atların kulakları size pek çok ipucu verir. Kulakları öndeyse meraklıdır, dikkati dağılmıştır, ilgilendiği bir şey vardır. Geriye aldıysa sinirlenmiştir. Yarış anında hızlı giderken geriye doğru alırlar" ifadelerini kullandı.
Arslan, psikolojik rahatsızlıkları olan atların daha titiz bir bakım gerektirdiğini belirterek, "Fiziksel bir sorunu olmayan, psikolojik anlamda sıkıntılı olan atlar var. Bu atlar, yetiştirildikleri haralardan hipodromlara getirildiklerinde yeni yerlerini yadırgıyor. Yalnız başına küçük padoklarda büyüdükleri geniş alanları özlüyor, bazı atlar için bu durum çok büyük sıkıntı oluşturuyor. Bu aşamada devreye at sahipleri ve atların yanından hiç ayrılmayan seyisler giriyor. Seyislerin atlara gösterdikleri özen ve gayret çok önemli. At sevildiğini ve kendisiyle ilgilenildiğini gördüğünde bu tür psikolojik travmaları daha kolay atlatıyor ve başarılı oluyor" şeklinde konuştu.

Kaynak: AA