Taşeron İşçilere kadro verilecek mi? (Son dakika haberleri)

Taşeron İşçilere kadro verilecek mi? (Son dakika haberleri) İşçilerin kıdem tazminatı, taşeron ve kiralık işçilik konusundaki tavırlarına karşın Bakan Çelik ne dedi?

Taşeron İşçilere kadro verilecek mi? (Son dakika haberleri)
Taşeron İşçilere kadro verilecek mi? (Son dakika haberleri) İşçilerin kıdem tazminatı, taşeron ve kiralık işçilik konusundaki tavırlarına karşın Bakan Çelik ne dedi?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, işçi ve işveren sendikaları konfederasyonlarıyla bir kez daha bir araya geldi. Milyonlarca çalışanı ilgilendiren toplantının resmi gündeminde esnek çalışma, taşeron işçilik ile kiralık işçilik konuları vardı. Bakan kıdem tazminatı konusunu da açmak istedi, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, 'Kıdem tazminatını tartışmaya açmayız. Aylık maaşın yüzde 8.3'üne denk gelecek şekilde kesintinin yani bir yıla 30 gün kıdemin değişmeyeceği garantisini verin, ondan sonra konuşalım' dedi. Ancak Bakan Çelik, işverenlerin aylık kesinti 6-6.5 olsun yani kıdemin 21 güne düşmesini istediklerini dile getirdi. Bunun üzerine işçiler 'Biz 30 günün altında hiçbir öneriyi kabul etmeyiz' karşılığını verdi. Bakan Çelik de, 'İnşallah başka bir toplantıda karşılaşırız' deyip konuyu kapatmış oldu.

İŞÇİLER, ORTAK TAVIR ALDILAR

Saat 13.30'da başlayacak olan Üçlü Danışma Kurulu Toplantısı, Bakan Çelik'in başka bir programının uzaması nedeniyle gecikti. Bunun üzerine Türk-İş, Hak-İş ve DİSK Başkanları ile teknik heyetler bir odaya geçip, daha önce uzlaştıkları 8 maddelik taşeron metni üzerinde yeniden görüştüler. Saat 14.30'da Bakan Çelik'in karşısına bir kez daha 'tek ağız' olarak çıktılar.

Edinilen bilgiye göre, üç konfederasyonun sözcülüğü DİSK Başkanı Kani Beko'ya verildi. Beko, üç konfederasyonun üzerinde uzlaştığı 8 maddelik taşeron metnini bakana sunarak, 'Taşeron sorununu çözmek istiyorsanız, buyurun bunun üzerinden konuşalım' dedi.

Kıdem tazminatı, taşeronluğun yaygınlaştırılması, kiralık işçilik- özel istihdam büroları, esnek çalışma düzenlemelerinin kırmızı çizgileri olduğunu belirten Beko, '2.5 milyon taşeron işçisi var. Sorunlarını gerçekten çözmek istiyorsanız elimizden geleni yaparız. Bunun yolu, bu işçilerin kamudaysa o kamu kuruluşunun, özeldeyse de asıl işletmenin kadrosuna alınmasından geçer. Sizin döneminizde taşeron işçi sayısı katlandı. Bu sayıyı artıracak, taşeronluğu daha da genişletecek tüm düzenlemelere karşıyız' diye konuştu.

KAMUDAKİ TAŞERON MESELESİ

Üç konfederasyonun ortak metninde, öncelikle 2006'da bir gece yarısı İş Kanunu'na eklenen ve o günden bu güne kamuda 700 bin taşeron işçi alımına imkan tanıyan, sorunların da baş nedeni olan; 2. maddenin 8 ve 9.fıkralarının kaldırılması yer aldı.

Ardından da Türkiye'nin de kabul ettiği, 94 sayılı ILO Sözleşmesi'nin ikinci maddesinin, 4857 Sayılı İş Kanunu'na eklenmesi önerildi. Bir başka ifadeyle kamudaki taşeron işçilerin, asıl işverenin işçilerinin ücret, hak ve çalışma koşullarının sağlanacağının yasa hükmü olmasını savundular. Bunun için Kamu İhale mevzuatının da düzeltilmesi gerektiğine dikkat çektiler.

İşçilerin 8 maddelik önerisi TİSK tarafından kabul görmedi. Bunun üzerine Türk-iş teknokratlarından bir isim, Bakan Çelik'e 'Şunu bilin ki TİSK bakanlığın tüm önerilerine de karşı' çıkışı yaptı.

TAŞERON TASLAĞI YOLDA

İşçilerin kıdem tazminatı, taşeron ve kiralık işçilik konusundaki tavırlarına karşın Bakan Çelik, 'Madem işçi-işveren uzlaşamıyorsunuz o zaman taşeron konusuyla ilgili bir metin
hazırlayıp size gönderelim' dedi. Çelik'in bu tavrı, 'Siz uzlaşsanız da uzlaşmasanız da biz taşeron konusunu çözmekte kararlıyız. Yasa taslağını size göndeririz, ardından da hızlıca hükümet tasarısı olarak Meclise sevk ederiz' şeklinde yorumlandı. Hükümetin, taşeron taslağının yanı sıra 'kiralık işçilik' düzenlemesini de getireceği tahmin edilirken, işçi konfederasyonları buna da itiraz ediyorlar. Hak-İş, “Türkiye'nin bu konuyla ilgili 181 sayılı ILO sözleşmesini imzalamadan bizim bu düzenlemeye evet, dememiz mümkün değil” tavrını sürdürüyor.

HAK-İŞ'TEN TAŞERON AÇIKLAMASI


Hak-İş ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron uygulamalarının artık istisna olmaktan çıktığını sadece belediyelerde değil, kamunun bütün alanlarında, taşeron uygulamasının hızla yaygınlaştığını belirterek, '''Taşeron işçilerin hangi kurumun işçisi olduğuna bakılmaksızın iş yerinde yapılan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin alt işveren işçilerine de uygulanmasını sağlarsak sorunu önemli ölçüde çözmüş olacağız''dedi.

Hak-İş ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron uygulamalarının artık istisna olmaktan çıktığını sadece belediyelerde değil, kamunun bütün alanlarında, taşeron uygulamasının hızla yaygınlaştığını belirterek, '''Taşeron işçilerin hangi kurumun işçisi olduğuna bakılmaksızın iş yerinde yapılan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin alt işveren işçilerine de uygulanmasını sağlarsak sorunu önemli ölçüde çözmüş olacağız''dedi.

Arslan, ''Sendikal bakış açısıyla genel işler iş kolunun ve yerel yönetimlerin sorunları'' ve gündemdeki diğer konulara ilişkin Hizmet -İş Sendikası Genel Merkezinde bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantının açılışında bugün açıklanan işsizlik rakamlarına değinen Arslan, Eylül ayında işsizlik oranının yüzde 9,9 olduğunu ve toplam işsiz rakamının da 2 milyon 831 bin kişiye ulaştığını belirterek, Türkiye'de dünyadaki kriz bölgelerine göre işsizlik oranları biraz düşük olsa da Türkiye'nin hedeflerini gerçekleştirme konusunda ciddi bir rakamla karşı karşıya kalındığını söyledi.

Türkiye'nin 2023 yılı için yüzde 5 işsizlik hedefi olduğunu hatırlatan Arslan, ''Hedeften bugün çok uzak bir yerde durduğumuzu biliyorum. Alınan bir çok tedbire rağmen işsizlik oranlarının artış göstermesini Türkiye açısından, çalışanlar açısından, geleceğimiz açısından önemli bir risk olarak değerlendiriyoruz. İşsizlikle mücadele konusunda hükümetin daha somut, daha sonuç alıcı yeni tedbirler alması gerekiyor'' dedi.

-Asgari Ücret Tespit Komisyonuna eleştiri

Bugün Asgari Ücret tespit komisyonunun ikinci toplantısının yapılacağını belirten Arslan, Komisyonun yapısından kaynaklı bir sorunla karşı karşıya kalındığını, yapısı itibariyle işveren ve hükümet ağırlıklı bir yapıdan sağlıklı bir asgari ücretin çıkmasının mümkün gözükmediğini söyledi.

İşçileri temsil konusunda da sorun yaşandığına işaret eden Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun yapısının daha demokratik daha katılımcı daha çok sonuç almaya yönelik bir yapıya dönüştürülmesi, kriterlerin ayrıntılı bir şekilde ortaya konulması ve bunlarla ilgili yasal zemin oluşturulması, komisyonun daha şeffaf bir çalışma yapması ve kamuoyunun bunu bilmesi gerektiğini vurguladı.

Arslan, ''Bu hususlar gerçekleşmediği müddetçe Asgari Ücret Tespit Komisyonu'ndan beklediğimiz arzu ettiğimiz istediğimiz bir sonuç almak ne yazık ki mümkün değil. Komisyonun bundan sonraki çalışmaları bu yapı devam ettiği sürece bir komediye dönüşür. Böyle bir komedinin gerçekten Türkiye'nin bir ay gündemini meşgul etmesinden de rahatsızız açıkçası.Bu yapı bu anlayış bu hukiki zemin değişmediği sürece asgari ücretten beklentilerimiz ne yazıkki bir türlü gerçekleşmeyecektir'' şeklinde konuştu.

Vize konusundaki gelişmelere de değinen Arslan, geri dönüş anlaşması ile vize konusunun 3,5 yıl içinde çözülecek olmasının Türkiye için önemli olduğunu, vize konusunun bir gelişmişlik göstergesi olduğunu bununla da Türkiye'nin önemli bir eşiği aşmış olacağını söyledi.

-Kamuda taşeron uygulaması yaygınlaşıyor

Hizmet -İş Sendikasının faaliyette bulunduğu ''genel işler'' iş kolu çalışanlarının sorunları konusunda da değerlendirmelerde bulunan Arslan, genel işler iş kolunda belediyelerin çalışanları açısından bugün gerçekten ağır bir krizle karşı karşıya kalındığını, belediyelerin 5393 sayılı Belediye Yasasında sayılan ve görev ve sorumlulukları arasındaki hizmetlerin tamamına yakınının ihaleye yoluyla ve hizmet alımı suretiyle götürdüğünü bildirdi.

Belediyelerin yeni kadrolu işçi almak ve yeni istihdam oluşturmak yerine daha ucuz kolay olan taşeron yoluna gittiğini anlatan Arslan, 2005 yılında belediyelerde çalışan kadrolu işçi sayısı yaklaşık 400 bin iken bugün bu sayının 70 bine düştüğünü bildirdi.

Belediyelerin nüfusunun artması, hizmet alanlarının genişlemesi, yeni ihtiyaçlara göre yeni istihdam imkanları olmasına rağmen, kadrolu işçi sayısının azalmaya devam ettiğine işaret eden Arsan, belediyelerdeki kadrolu işçilerin dışında kendi şirketlerinde taşeron firmalarda çalışan işçilerin sendikalara üye olamadığını, toplu sözleşme hakkından yararlanamadığına dikkati çekti.

Taşeron uygulamalarının artık istisna olmaktan çıktığını, sadece belediyelerde değil, kamunun bütün alanlarında, bakanlıklarda Meclis'te, Başbakanlık'ta Cumhurbaşkanlığı'nda bile taşeron uygulamasının hızla yaygınlaştığını öne süren Arslan bu konuyla gerçekten mücadele edilmesi ve engellenmesi gerektiğini ifade etti.

Arslan, bu sorunun çözülmesi noktasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdinde sendikanın ciddi bir mücadele gösterdiğini vurguladı.

Türkiye'nin 1960 yılında imzaladığı 94 sayılı İLO sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye dayalı olarak mevzuatta düzenleme yapılırsa bu sorunun çözüleceğini bildiren Arslan,'' taşeron işçilerin hangi kurumun işçisi olduğuna bakılmaksızın iş yerinde yapılan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin alt işveren işçilerine de uygulanmasını sağlarsak sorunu önemli ölçüde çözmüş olacağız'' diye konuştu.

Sendikanın 24 Ocak 2014 tarihinde 35. kuruluş yıl dönümünü alt işveren işçilerin örgütlenmesine yönelik bir kampanya düzenleyerek kutlayacaklarını belirten Arslan, taşeron işçilerinin tamamının, Hizmet-İş Sendikası bünyesine dahil ederek toplu sözleşme düzeninin içine dahil etmeyi istediklerini söyledi.