2014 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye'de kimsenin bir başkasının hayat tarzıyla uğraşamayacağını, ülkenin bu olgunluk seviyesine geldiğini belirterek, "Bizler, hayat tarzına müdahale edilerek gelenlerdeniz. Onu acılarını çok çektik. Onun için her inanç, her kimlik sahibi, nasıl olursa olsun 'Bu ülkede ben özgürce yaşıyorum. Ülkemde, hamdolsun, bana hiçbir müdahale olmuyor' desin. Bunu sağlamak durumundayız. Bunu sağlayamazsak Türkiye eksik kalır" dedi.


Başbakan Yardımcısı Atalay, Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal'ın "Kanunlar, kararnameler çalışmıyor" şeklindeki değerlendirmesini hatırlatan Atalay, kanun ve kararnameleri önemli gördüklerinin, bir kanun tasarısının nasıl hazırlanacağına ilişkin yönetmeliğin iktidarları döneminde çıkarıldığının altını çizdi.

Türkiye İnsan Hakları Kurumunun, dünyadaki örnekleri gibi parlamenter sistem gereği bir bakanlık veya başbakanlıkla ilişkili olması gerektiğine, ilişkili olmanın hiyerarşiye tabi olmak anlamına gelmediğine işaret eden Atalay, kurumun bağımsızlığının kanunla teminat altına alındığını vurguladı. Kamu kurumlarının bakanlıklarla irtibatının, "bağlı kurumlar", "ilgili kurumlar" ve "ilişkili kurumlar" olmak üzere üçe ayrıldığını belirten Atalay, İnsan Hakları Kurumunun da Başbakanlık ile ilişkili kurumlar arasında bulunduğunu, hakim statüsü verilen üyelere hakim ve savcı teminatı sağlandığını, üyeliğin sona erdirilmesinin kurum kararına bağlı olduğunu belirtti.

Van depreminin ardından yapılan çalışmalarla ilgili sorulara da yanıt veren Atalay, depremin ardından yürütülen çalışmaların koordinasyonunu sağladığını ve çalışmaları yakından takip ettiğini hatırlattı. Van'da kısa süre içinde 17 binden fazla konut inşa edildiğini dile getiren Atalay, depremlerde evi büyük hasar gören veya yıkılanlara afetzede statüsü kapsamında ev verildiğini, deprem zamanında kirada oturanların, aynı statüde olmamalarına rağmen ev istediklerini, kurayla bu kişilerin bir kısmına da ev verildiğini söyledi.

Basına konteynerde yaşayan 150 aileyle ilgili haberler yansıdığını belirten Atalay, "Burada kalanlar kiracı da değil. Her şehirde olur, bilirsiniz, mali sıkıntıda olan, bu fırsat içinde destek görmek isteyen kişiler. Hepsi biliniyor, bunların kaydı var. Bunlarla ilgili Valiliğimiz şöyle bir çalışma yapıyor, bunların ev kiralarını ödeyerek kiracı olarak çıkmaları yönünde, sosyal yardımlaşma fonundan. Bir kısmınınki çözümlenmiş. Ev bulundukça onlar evlere taşınacak ve kiraları ödenecek" diye konuştu.

- "Duvar yok, yapılmıyor da yapılmayacak da"

Nusaybin'de Suriye sınırına duvar örüldüğü yönündeki değerlendirmelere de değinen Atalay, "Duvar diye bir şey yok. Türkiye, sınırının birinde duvar yapan bir ülke değil" dedi.

Türkiye'nin, Suriye ile 910 kilometrelik sınırı bulunduğunu, sınır kapılarının çalıştığını, sınırların diğer kısımlarında illegal geçişler olmaması için tedbir alındığını vurgulayan Atalay, "Duvar diye bir şey söz konusu değil. Belki tel örgülerin biraz daha sağlamlaştırılması anlamında bir şeydir. Yoksa katiyen böyle bir şeyi biz zikretmedik, hiçbirimiz öyle bir ifadede bulunmadık. Türkiye'nin sınırında duvar örüyor gibi bir şeyin nereden çıktığını da bilmiyorum. Duvar diye bir şey yok. Duvar yapılmıyor da yapılmayacak da" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de hayat tarzıyla ilişkili tartışmalarının bitmesi gerektiğini söyleyen Atalay, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu ülkede kimse kimsenin hayat tarzıyla uğraşamaz. Türkiye, o olgunluğa geldi. Yeni demokratikleşme paketinde Türk Ceza Kanunu'na özel bir madde de koyduk. Bizler, hayat tarzına müdahale edilerek gelenlerdeniz. Onun acılarını çok çektik. Onun için her inanç, her kimlik sahibi, nasıl olursa olsun 'Bu ülkede ben özgürce yaşıyorum. Ülkemde, hamdolsun, bana hiçbir müdahale olmuyor' desin. Bunu sağlamak durumundayız. Bunu sağlayamazsak Türkiye eksik kalır. Biz, bu gayret içindeyiz. Hayat tarzılarına müdahale, bırakın kimsenin aklından geçme, aksine biz yaşam tarzını ceza kanununa koyduk."

Kurumlardan, Sayıştayın istediği bilgi ve belgelerin verildiğine dair kendisine bilgi ilettiğini aktaran Atalay, Sayıştay raporlarıyla ilgili başka değerlendirme yapmayacağını ifade etti.

Örtülü ödenekle ilgili soruları yanıtlarken de Atalay, yılın başında bütçede yer alan rakamın kullanıma göre takviye edildiğini ve kesin bütçe raporlarıyla harcama olarak da TBMM'ye gönderildiğini söyledi.

Kaynak: AA