Ünlü Psikiyatri Profesörü, Takıntı Hastalığını Anlattı

Dünyaca ünlü Psikiyatri Profesörü Kemal Sayar, Küçükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği ‘Fobiler ve Takıntılar’ adlı söyleşiye katıldı.

Ünlü Psikiyatri Profesörü, Takıntı Hastalığını Anlattı

Halkalı Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen söyleşide konuşan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Sayar, çağımızın rahatsızlığı ‘Obsesif Kompulsif Bozukluk’ yani takıntı hastalığı hakkında bilgi verdi.

OBSESİF KOMPULSİF NASIL ANLAŞILIR?
Takıntıyı endişelerin zirve yapması olarak tanımlayan Sayar, “Bir işi iyi yapabilmek için tabiî ki azıcık endişe duymalıyız ama endişenin klinik düzeylere geldiği, hastalıklı halleri de ayırt edebilmeliyiz. Endişe duygun, hayattan zevk almanı engelliyorsa ve artık onun oyuncağı haline geldiysen bir problem var demektir” dedi.

Genelde bardağın boş tarafını gören ve hayatımdaki her şeyi ben ayarlamalıyım diye düşünen insanların daha endişeli insanlar olduklarını da söyleyen Sayar, şehir yaşamlarının insan hayatına göre düzenlenmemiş olmasının da endişeye neden olduğunu ifade etti.

“KENDİSİNİ 6 İLE 12 YIL GİZLİYOR”
Obsesif kompulsif bozukluk yaşayan insanların da öncelikle gerçekçi olmalarını, başlarına gelenin yaşanabilir ve atlatılabilir olduğunu unutmamalarını, hayatta her şeyin kontrol edilebilir olmadığını anlamalarını öğütleyen Kemal Sayar, ailelerin bu rahatsızlığı, ‘Çocuğumda bir şey yok’ diyerek tedavi ettirmemeleri sonucu OKB’nin kendisini 6 ile 12 yıl boyunca gizlediğini söyledi.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Obsesif kompulsif bozukluk yaşayanlarda hastanın iradesi dışında gelen parazit düşüncelerin beyne yapıştığını kaydeden Sayar, bir hastasının kaplumbağa pisliği bulaşmasından korkması nedeniyle hayatının uzun yıllarını 120 metrekarelik bir evin sadece 10 metrekarelik bir odasında yaşayarak geçirdiğini söyledi.

Hastanın çocukları tarafından terk edilip eşiyle boşanma noktasına geldikten sonra tedavi olmaya karar verdiğini de belirten Sayar, 2 yıllık bir ilaç + psikoterapi ile hastaların tamamen normal yaşamlarına dönebildiğini de sözlerine ekledi.

KISIR DÖNGÜ: GEÇİCİ RAHATLAMA
Bulaşma (Hastalık Kapma Endişesi), Kuşku, Somatik, Simetri (Düzen), Agresyon, Cinsel Dürtü, Din, Toplama( Eve giren eşyaları atamama), çoklu olmak üzere 9 çeşit obsesyon olduğunu belirten Sayar, en büyük kısır döngünün ise endişe duygusu sonrasında(Pis yere dokunmamak gibi) yapılan hareketlerin hastayı geçici olarak rahatlatması nedeniyle, hastaların bu davranışları sürekli tekrarlamaları sonucu duydukları endişeyle baş edemez hale gelmeleri olduğunu söyledi.

Ayrıca, bu bozukluğun sebeplerini ise genetik, öğrenme teorisi, çocuklara tuvalet terbiyesi verirken çok sert davranılması ve BETA mikrobu olarak sıralayan Kemal Sayar, bu rahatsızlıkla beraber depresyon gibi birçok psikolojik sorunun da yaşandığını ifade etti.

BAŞ ETMENİN YOLLARI NELERDİR?
OKB ile baş etmek için ise, endişeyi alıp tekrar etiketleme, endişe geldiğinde hoşuna giden başka bir şeyle uğraşma, yaşanan şeyi ciddiye almama gibi yöntemler sunan Sayar, takıntıların hayatımızı karartmak zorunda olmadıklarını ve bunun yenilebilir bir şey olduğunu herkesin anlaması gerektiğini vurguladı.
Kaynak: İHA